Bu güzelll yorumlarınızzzz içindee ayriyettenn çokk teşekkürlerrr...
+12
Clodya_Alas
RUH
arya
İdio-Path
ruveydamelisa
tuqchee!!!
juvijuvi
hatice
ebru
sekerkiss07
Deadly
happy
16 posters
****Yaşamak İçin Öldür**** Final Bölümü Geldiii...(17.ekim.2010)
Anket
Yeni bölüm eklemelimiyim
- [ 2 ]
- [13%]
- [ 0 ]
- [0%]
- [ 14 ]
- [87%]
Toplam Oylar: 16
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
arkadaşlarrr bu kadrrr beklettiğimm içinn özür dilerimm pc bozuktu.Bu gece yazmaya çalışıcamm....kusuraa bkmynn arkadaşlarr....
Bu güzelll yorumlarınızzzz içindee ayriyettenn çokk teşekkürlerrr...
Bu güzelll yorumlarınızzzz içindee ayriyettenn çokk teşekkürlerrr...
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
10.BÖLÜM:
Söylene,söylene kapıyı açtım.
‘’Deniz!Saat kaç oldu neredesin sen!’’dedim sinirle.Kapıya dikkatle bakınca gelenin Deniz değil Serkan abi olduğunu gördüm.
‘’Deniz nerede abi?Saat kaç oldu hala ortalıklarda yok.’’
‘’Dur deli kız dur.Şimdi ayrıldık.Beni buraya gönderdi.Kendisi de damatlığını giymeye eve gitti.Gelir şimdi.’’
‘’Yetişmeyecek.’’dedim ve salona annemle babamın yanına geçtim.Babam oldukça sinirlenmişti.Annem ise bayağı bir gerilmişti.Kısacası ikisi de patlamaya hazır bomba gibiydiler.Serkan abi onların bu gergin halini anladı ve beni yanına çağırdı.
‘’Aslında aklıma güzel bir fikir geldi.Ben sizin şoförünüzüm.Gel beraber damadı almaya gidelim.Hep damatlar mı gelir gelini çıkarmaya.’’dedi
Düşündüğümde doğru diyordu.Nişanımız bile enteresan olmuştu.O gün maçım vardı ve maçın sonunda kazanan açıklandı.O sırada Deniz ringe atlamış ve yüzüklerimiz takılmıştı.
Annemleri salona gönderdim ve Serkan abiyle damadı almaya gittik.Yol boyunca Serkan abi beni kahkaha krizine soktu.Eve geldik ve Serkan abi kornaya basmaya başladı.İki üç dakika arabada Denizin gelmesini bekledik ama evde tek bir hareket dahi yoktu.Arabadan indik ve evin zilini çalmaya başladık.Hem zili çalıyorduk hem de Denize sesleniyorduk.Serkan abi bir ara yanımdan ayrıldı ve elinde anahtarla geri geldi.
‘Anahtarın sende ne işi var’der gibi bir bakış attım.
‘’Bir ara lazım olur diye yaptırmıştım.’’dedi ve evi açtı.
Bomboştu…
Hiçbir şey yoktu.Titreyen ayaklarımı taşımakta zorluk çekiyordum.Serkan abi tek kelime dahi etmiyordu.Merdivenlere doğru yürüdüm.
Belki…Belki gitmemiştir diye.Bir umut aradım.Odasının önünde durdum.Yanağımdan yaşla süzülüyordu.
Evet makyajım akıyordu.Evet Terkedilmiştim …Az önce dedim ya bir umut diye…Kapıyı açtım.Bomboştu.Ne duvarda asılı olan benim resmim ne de başka bir şey.Hiç bir şey yoktu.Kaçmaya çalıştığım gerçek suratıma tokat gibi inmişti.
TERKEDİLMİŞTİM….Düğün günümde terkedilmiştim.Titreyen ayaklarım cılız bedenimi aha fazla taşımadı ve yere yığıldım.Düşünme yeteneğimi kaybetmiştim.Düştüğüm yerden etrafıma boş,boş bakıyordum.Tam karşımda beyaz bir kağıt parçası bana gülümsüyordu.Yerden kalktım ve kağıdı almaya gittim.Kağıdı aldım ve pencerenin kenarına çöktüm.Ayaklarımı kendime çekip başımı dizlerime yasladım.Bir süre daha öyle bekledim.Yine korkuyordum.Kağıdın içindekileri okumaktan.
Ne zaman bu kadar korkak oldun sen Yağmur?!Hani seni hiçbir şey üzemezdi.Hani kimse için kendini bitirmezdin.Şimdi ne değişti Yağmur?!O zaman atıp tutması kolaydı değil mi?
Ne zaman korkak olduğunu söyleyeyim Yağmur.Aşık olduğun zaman.İşte o zaman korkak olmaya başladın…
‘’Üzgünüm…
Böyle sessizce kaçıp gittiğim için,sana bu kadar acıları yaşattığım için,en önemlisi de en güzel gününü cehenneme çevirdiğim için üzgünüm.
Kızgınım…
Kendi acizliğime,kendi korkaklığıma.En çok da sana.Neden mi?Kötüyüm dediğim halde inat ettin ‘’İyisin’’dedin.
‘’Sen kötü adam olamazsın’’dedin.
‘’Kötü adamlar ‘’dedin.
‘’sevdiğine bile bile acı çektirenlerdir’’dedin.
‘’Sen bunu yapamazsın.Yapmazsın’’dedin.
Bende demiştim ki
‘’Kötü adamlar sevseler bile bir gün çekip gitmek zorundadırlar’’diye.
Bak bende gitmek zorunda kaldım su perim…Şimdi kötü adam olduğuma inandın değil mi su perim?
İnandın değil mi?
Öyle bir bataklığa girdim ki!Çıkmak imkansız su perisi!Eğer bu gün gitmeseydim.Senide o bataklığa kendi ellerimle götürmüş olurdum.İşte o zaman kendimi hiçbir zaman affetmezdim.Hak ver bana su perisi.Sen sevdiğini o bataklığa götürür müydün?Düşünmene gerek yok.
Götürmezdin…
Bu bataklıkta sevdiğin kalpleri öldürmelisin.Eğer o kalbi öldüremezsen kendin ölürsün.Biliyorum biraz bencilce.Biraz değil.Tamamen bencilce.
İşte bu bataklığın diğer bir özelliği de bu ‘’Bencil olma’’…Başka bir özelliği ise ardında bıraktığın kalpleri unutma zorunluluğu.Seni-ne kadar istemesem de-unutmak zorundayım su perisi…
Birbirimizi unutmak zorundayız su perisi…
Su perim…Elveda…’’
Son cümleyi de okudum.Elveda diyorsun da bu kadar kolay mıydı Deniz bey.Çekip gitmek…
Doğru söylemişsin kötü adamlar hiçbir zaman iyi olamazlar.Bunu unutmuşum kusura bakma…
Odadan yavaşça çıktım.Sessizce ve akan göz yaşlarımla…Merdivenlere doğru yürümeye başladım.Başım o kadar çok ağırıyordu ki elim duvağıma gitti ve kafamdan koparırcasına çıkardım.Merdivenlerden yavaşça indim.Serkan abinin yüzü kireçten farksız bembeyaz olmuştu.Sessizce arabaya gittim ve ön koltuğa oturdum.Serkan abi arkamdan geldi ve o da şoför koltuğuna oturdu.Nereye gideceğimizi bilmediğinden bir bana bakıyordu bir direksiyona…
‘’Düğünün yapılacağı yere gidelim.’’dedim.düğünün yapılacağı yere geldik.Deniz2in tam ortasında ışılandırılmış bir yat duruyordu.Hemen karşısında ise yeşillik.O da ışıklandırılmıştı.Nikah burada yapılacaktı ve eğlence yatta.Bütün magazinciler orada gelin ve damadı bekliyorlardı.Arabadan indim ve konuklara doğru yürümeye başladım.Daha doğru çalıştım.Ayaklarım beni taşımamakta inat ediyorlardı.Magazinciler etrafımda dönüyorlar beni soru yağmuruna tutuyorlardı.Daha fazla dayanamadım ve gazetecilerden birinin kolunu tuttum.Flaşlar ardı ardına patlıyordu.Serkan abi beni öyle görünce magazincileri dışarı çıkarttı.Annem kolumdan tutmuş yüzüme endişeyle bakıyordu.Kolumu çektim ve konuklara gülümsemeye çalıştım.Ne kadar başarılı olduğum meçhul.Titreyen sesimle konuşmaya çalıştım.
‘’buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim.’’dedim ve göz yaşlarım benden izin almadan yanaklarımdan süzülmeye başladılar.
‘’Kusura bakmayın.Damat yok.Düğünde yok.Gidebilirsiniz’’dedim ve arkamı dönerek orayı terk ettim.Önüme gelen ilk taksiye bindim ve nereye gideceğimi bilemez halde taksiyle İstanbul’u dolaşmaya başladık.Taksici bana kötü kötü bakmaya başladı.
‘’Mera etme amca düğünden kaçmadım.Kaçan Damat.’’dedim ve göz yaşlarım daha hızlanmaya başladı.Resmen bir birbirleriyle yarış yapıyorlardı.Dikiz aynasından kendimi gördüm.Siyah göz makyajım akmıştı.Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuşlardı.
‘’Islak mendiliniz var mı?’’dedim ve adam ıslak mendil uzattı.Yüzümü temizledim ve dışarıyı izlemeye başladım
Aklıma nereye gideceğim geldi ve taksiciye yeri tarif ettim.Sabırsızlanıyordum.O bilindik karanlık yola girdik…Dakikalar sonra o kalabalık karşımdaydı.Parmağımda ki tek taşı çıkardım ve taksiciye uzattım.
‘’Bu yeter mi?’’diye sordum.Adam şaşkın şaşkın bakıyordu.Alyansımı da çıkarıp uzattım
‘’Peki şimdi?’’Adam yine suratıma aynı şekilde bakıyordu.
‘’Bunlardan başka param yok’’dedim.Adam yüzüğümle tek taşımı bana geri uzattı ve ‘’borcun yok’’dedi…
Taksiden indim ve Çember oluşturmuş kalabalığa doğru yürümeye başladım.Açık havada yankılanan müzik sesiyle bağırış sesleri birbirine karışmıştı.Bir tarafta uçmuş kızlar ve çocuklar vardı.Diğer tarafta da çember oluşturmuşlardı.Ne olduğunu anlayamadım.Biraz daha yaklaştıktan sonra kalabalığın ortasında iki genç adam gördüm.Kavga ediyorlardı.Bu genç adamlardan birini tanımıyordum ama şuan karşımda duran kavgayı bırakmış benim geldiğimi fark eden ve gözlerimin içine bakan adamı tanıyordum.Beni terk eden adam.Bu gün hayatımı cehenneme çeviren adam…çemberi geçtim ve orta da onun tam karşısında durdu.İki elimi de havaya kaldırarak ve bağırarak ‘’Beni bu yüzden mi terk ettin.’’Cevap alamayınca avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
‘’Cevap versene!Niye susuyorsun.Bu lanet olası çevre için terk etmedim de.Şunlar gibi’’Dedim ve kalabalığı açarak kenarda uçmuş olanları gösterdim ve tekrar konuşmaya başladım.
‘’Eroinman olmadığını söyle.Ne duruyorsun cevap versene!’’Diye bağırmaya devam ettim akan göz yaşlarımla beraber.Sesimi alçattım ve ‘’Diyemiyorsun değil mi?Bu çevre senin her şeyin olmuş ve sen bir eroinmansin.Benden daha çok sevdin burayı bunları…Nasıl anlayamadım..’’dedim ve arkamı dönerek yürümeye başladım.Caddeye karda hızla yürüdüm.Arabalar yanımdan vızır vızır geçiyorlar.
Beni onlar için terk etmişti….Beni onlar için terk etmişti…Beni…
Nerdeydim ben.Etrafıma baktım.Hiç kimse yoktu.Gökyüzüne baktım.Daha güneş doğmamıştı.İnat ediyordu doğmamak için.O da vazgeçmişti ışık saçmaktan.O da artık yeni bir güne başlamak istemiyordu.O da vazgeçmişti…Denize doğru bağırmaya başladım.
‘’Neden beni seçtin?Etrafında o karda kız varken neden benim acı çekmemi istedin?Sensiz her geçen saniyede nefes almakta zorlanıyorum.Üzülmem demiştim sana.Evet üzülmüyorum senden ayrı kaldığım her saniye ölüyorum,tükeniyorum.Gücüm yok artık bir tanem..Harabeye döndüm.Hani demişsin ya ‘’Bu bataklıkta olmak için sevdiğin kalpleri öldürmelisin’’Diye.
Kalbimi öldürmen bu güne kadar bana verdiğin en büyük hediye.Az önceye kadar sol yanımda öyle bir acı vardı ki.O acı kalbimi parçalara böldü.Ama sen öldürdün onu.Sol yanımda kocaman bir boşluk var.
Demişsin ki ‘’Bu satırları yazarken öldüm’’diye.Yanılıyorsun bir tanem yanılıyorsun.Sana öyle bir hayat bırakıyorum ki yaşadığın her gün nefes aldığın her saniye acı çekeceksin.
Şimdi elveda zamanı bir tanem.Senin yanında öleceğim bir tanem.Ben senin soğuk sularında dibe batarken sen beni uzaktan izleyeceksin.Bir şe yapamayacaksın.Tek yapacağın şey acı çekmek olacak.
Elveda Deniz elveda…’’’
Uçurumun tam ucundayım.Deniz beni çağırıyordu.Yavaş adımlarla kendimi uçurumdan aşağıya bıraktım.Hızla denize doğru düşüyordum.Sırtımda dayanılmaz bir acı ve soğuk suyun sert dalgaları.Beni bir o kayadan bir bu kayaya savuruyordu.Çırpınmıyordum.Çırpınsam da dev dalgalarla baş edemeyeceğimi biliyordum.Başımda keskin bir acı ve ölüme merhaba deyiş…
Ah deniz…Ben sana dememiş miydim.Bu güneş battığı zaman bir daha ışık saçmaz diye.Bak işte gör.Yağmurun halini gör.Yaptığın eserle gurur duyabilirsiniz Deniz bey…Bir genç kızın daha hayatını bitirdin.Tebrikler.Git hadi o çok sevdiğin uyuşturucunu kollarına.Onun için öldürmedin mi yağmurun kalbini?
Sakın inkar etme!Hayal seni bu bataklığa sokmamak için kendi hayatından vazgeçti.Peki sen yağmur için ne yaptın deniz bey?
Sevgili uyuşturucun için onun en mutlu gününü cehenneme çevirdin.
Konuşamıyorsun değil mi?Çünkü suçunu sende biliyorsun.Bu günden sonra kendine çok dikkat et Deniz Bey!!!Bu gün düşmanlarından daha tehlikeli bir düşman kazandınız…
Arkanı kollasan iyi edersin…
Söylene,söylene kapıyı açtım.
‘’Deniz!Saat kaç oldu neredesin sen!’’dedim sinirle.Kapıya dikkatle bakınca gelenin Deniz değil Serkan abi olduğunu gördüm.
‘’Deniz nerede abi?Saat kaç oldu hala ortalıklarda yok.’’
‘’Dur deli kız dur.Şimdi ayrıldık.Beni buraya gönderdi.Kendisi de damatlığını giymeye eve gitti.Gelir şimdi.’’
‘’Yetişmeyecek.’’dedim ve salona annemle babamın yanına geçtim.Babam oldukça sinirlenmişti.Annem ise bayağı bir gerilmişti.Kısacası ikisi de patlamaya hazır bomba gibiydiler.Serkan abi onların bu gergin halini anladı ve beni yanına çağırdı.
‘’Aslında aklıma güzel bir fikir geldi.Ben sizin şoförünüzüm.Gel beraber damadı almaya gidelim.Hep damatlar mı gelir gelini çıkarmaya.’’dedi
Düşündüğümde doğru diyordu.Nişanımız bile enteresan olmuştu.O gün maçım vardı ve maçın sonunda kazanan açıklandı.O sırada Deniz ringe atlamış ve yüzüklerimiz takılmıştı.
Annemleri salona gönderdim ve Serkan abiyle damadı almaya gittik.Yol boyunca Serkan abi beni kahkaha krizine soktu.Eve geldik ve Serkan abi kornaya basmaya başladı.İki üç dakika arabada Denizin gelmesini bekledik ama evde tek bir hareket dahi yoktu.Arabadan indik ve evin zilini çalmaya başladık.Hem zili çalıyorduk hem de Denize sesleniyorduk.Serkan abi bir ara yanımdan ayrıldı ve elinde anahtarla geri geldi.
‘Anahtarın sende ne işi var’der gibi bir bakış attım.
‘’Bir ara lazım olur diye yaptırmıştım.’’dedi ve evi açtı.
Bomboştu…
Hiçbir şey yoktu.Titreyen ayaklarımı taşımakta zorluk çekiyordum.Serkan abi tek kelime dahi etmiyordu.Merdivenlere doğru yürüdüm.
Belki…Belki gitmemiştir diye.Bir umut aradım.Odasının önünde durdum.Yanağımdan yaşla süzülüyordu.
Evet makyajım akıyordu.Evet Terkedilmiştim …Az önce dedim ya bir umut diye…Kapıyı açtım.Bomboştu.Ne duvarda asılı olan benim resmim ne de başka bir şey.Hiç bir şey yoktu.Kaçmaya çalıştığım gerçek suratıma tokat gibi inmişti.
TERKEDİLMİŞTİM….Düğün günümde terkedilmiştim.Titreyen ayaklarım cılız bedenimi aha fazla taşımadı ve yere yığıldım.Düşünme yeteneğimi kaybetmiştim.Düştüğüm yerden etrafıma boş,boş bakıyordum.Tam karşımda beyaz bir kağıt parçası bana gülümsüyordu.Yerden kalktım ve kağıdı almaya gittim.Kağıdı aldım ve pencerenin kenarına çöktüm.Ayaklarımı kendime çekip başımı dizlerime yasladım.Bir süre daha öyle bekledim.Yine korkuyordum.Kağıdın içindekileri okumaktan.
Ne zaman bu kadar korkak oldun sen Yağmur?!Hani seni hiçbir şey üzemezdi.Hani kimse için kendini bitirmezdin.Şimdi ne değişti Yağmur?!O zaman atıp tutması kolaydı değil mi?
Ne zaman korkak olduğunu söyleyeyim Yağmur.Aşık olduğun zaman.İşte o zaman korkak olmaya başladın…
‘’Üzgünüm…
Böyle sessizce kaçıp gittiğim için,sana bu kadar acıları yaşattığım için,en önemlisi de en güzel gününü cehenneme çevirdiğim için üzgünüm.
Kızgınım…
Kendi acizliğime,kendi korkaklığıma.En çok da sana.Neden mi?Kötüyüm dediğim halde inat ettin ‘’İyisin’’dedin.
‘’Sen kötü adam olamazsın’’dedin.
‘’Kötü adamlar ‘’dedin.
‘’sevdiğine bile bile acı çektirenlerdir’’dedin.
‘’Sen bunu yapamazsın.Yapmazsın’’dedin.
Bende demiştim ki
‘’Kötü adamlar sevseler bile bir gün çekip gitmek zorundadırlar’’diye.
Bak bende gitmek zorunda kaldım su perim…Şimdi kötü adam olduğuma inandın değil mi su perim?
İnandın değil mi?
Öyle bir bataklığa girdim ki!Çıkmak imkansız su perisi!Eğer bu gün gitmeseydim.Senide o bataklığa kendi ellerimle götürmüş olurdum.İşte o zaman kendimi hiçbir zaman affetmezdim.Hak ver bana su perisi.Sen sevdiğini o bataklığa götürür müydün?Düşünmene gerek yok.
Götürmezdin…
Bu bataklıkta sevdiğin kalpleri öldürmelisin.Eğer o kalbi öldüremezsen kendin ölürsün.Biliyorum biraz bencilce.Biraz değil.Tamamen bencilce.
İşte bu bataklığın diğer bir özelliği de bu ‘’Bencil olma’’…Başka bir özelliği ise ardında bıraktığın kalpleri unutma zorunluluğu.Seni-ne kadar istemesem de-unutmak zorundayım su perisi…
Birbirimizi unutmak zorundayız su perisi…
Su perim…Elveda…’’
Son cümleyi de okudum.Elveda diyorsun da bu kadar kolay mıydı Deniz bey.Çekip gitmek…
Doğru söylemişsin kötü adamlar hiçbir zaman iyi olamazlar.Bunu unutmuşum kusura bakma…
Odadan yavaşça çıktım.Sessizce ve akan göz yaşlarımla…Merdivenlere doğru yürümeye başladım.Başım o kadar çok ağırıyordu ki elim duvağıma gitti ve kafamdan koparırcasına çıkardım.Merdivenlerden yavaşça indim.Serkan abinin yüzü kireçten farksız bembeyaz olmuştu.Sessizce arabaya gittim ve ön koltuğa oturdum.Serkan abi arkamdan geldi ve o da şoför koltuğuna oturdu.Nereye gideceğimizi bilmediğinden bir bana bakıyordu bir direksiyona…
‘’Düğünün yapılacağı yere gidelim.’’dedim.düğünün yapılacağı yere geldik.Deniz2in tam ortasında ışılandırılmış bir yat duruyordu.Hemen karşısında ise yeşillik.O da ışıklandırılmıştı.Nikah burada yapılacaktı ve eğlence yatta.Bütün magazinciler orada gelin ve damadı bekliyorlardı.Arabadan indim ve konuklara doğru yürümeye başladım.Daha doğru çalıştım.Ayaklarım beni taşımamakta inat ediyorlardı.Magazinciler etrafımda dönüyorlar beni soru yağmuruna tutuyorlardı.Daha fazla dayanamadım ve gazetecilerden birinin kolunu tuttum.Flaşlar ardı ardına patlıyordu.Serkan abi beni öyle görünce magazincileri dışarı çıkarttı.Annem kolumdan tutmuş yüzüme endişeyle bakıyordu.Kolumu çektim ve konuklara gülümsemeye çalıştım.Ne kadar başarılı olduğum meçhul.Titreyen sesimle konuşmaya çalıştım.
‘’buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim.’’dedim ve göz yaşlarım benden izin almadan yanaklarımdan süzülmeye başladılar.
‘’Kusura bakmayın.Damat yok.Düğünde yok.Gidebilirsiniz’’dedim ve arkamı dönerek orayı terk ettim.Önüme gelen ilk taksiye bindim ve nereye gideceğimi bilemez halde taksiyle İstanbul’u dolaşmaya başladık.Taksici bana kötü kötü bakmaya başladı.
‘’Mera etme amca düğünden kaçmadım.Kaçan Damat.’’dedim ve göz yaşlarım daha hızlanmaya başladı.Resmen bir birbirleriyle yarış yapıyorlardı.Dikiz aynasından kendimi gördüm.Siyah göz makyajım akmıştı.Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuşlardı.
‘’Islak mendiliniz var mı?’’dedim ve adam ıslak mendil uzattı.Yüzümü temizledim ve dışarıyı izlemeye başladım
Aklıma nereye gideceğim geldi ve taksiciye yeri tarif ettim.Sabırsızlanıyordum.O bilindik karanlık yola girdik…Dakikalar sonra o kalabalık karşımdaydı.Parmağımda ki tek taşı çıkardım ve taksiciye uzattım.
‘’Bu yeter mi?’’diye sordum.Adam şaşkın şaşkın bakıyordu.Alyansımı da çıkarıp uzattım
‘’Peki şimdi?’’Adam yine suratıma aynı şekilde bakıyordu.
‘’Bunlardan başka param yok’’dedim.Adam yüzüğümle tek taşımı bana geri uzattı ve ‘’borcun yok’’dedi…
Taksiden indim ve Çember oluşturmuş kalabalığa doğru yürümeye başladım.Açık havada yankılanan müzik sesiyle bağırış sesleri birbirine karışmıştı.Bir tarafta uçmuş kızlar ve çocuklar vardı.Diğer tarafta da çember oluşturmuşlardı.Ne olduğunu anlayamadım.Biraz daha yaklaştıktan sonra kalabalığın ortasında iki genç adam gördüm.Kavga ediyorlardı.Bu genç adamlardan birini tanımıyordum ama şuan karşımda duran kavgayı bırakmış benim geldiğimi fark eden ve gözlerimin içine bakan adamı tanıyordum.Beni terk eden adam.Bu gün hayatımı cehenneme çeviren adam…çemberi geçtim ve orta da onun tam karşısında durdu.İki elimi de havaya kaldırarak ve bağırarak ‘’Beni bu yüzden mi terk ettin.’’Cevap alamayınca avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
‘’Cevap versene!Niye susuyorsun.Bu lanet olası çevre için terk etmedim de.Şunlar gibi’’Dedim ve kalabalığı açarak kenarda uçmuş olanları gösterdim ve tekrar konuşmaya başladım.
‘’Eroinman olmadığını söyle.Ne duruyorsun cevap versene!’’Diye bağırmaya devam ettim akan göz yaşlarımla beraber.Sesimi alçattım ve ‘’Diyemiyorsun değil mi?Bu çevre senin her şeyin olmuş ve sen bir eroinmansin.Benden daha çok sevdin burayı bunları…Nasıl anlayamadım..’’dedim ve arkamı dönerek yürümeye başladım.Caddeye karda hızla yürüdüm.Arabalar yanımdan vızır vızır geçiyorlar.
Beni onlar için terk etmişti….Beni onlar için terk etmişti…Beni…
Nerdeydim ben.Etrafıma baktım.Hiç kimse yoktu.Gökyüzüne baktım.Daha güneş doğmamıştı.İnat ediyordu doğmamak için.O da vazgeçmişti ışık saçmaktan.O da artık yeni bir güne başlamak istemiyordu.O da vazgeçmişti…Denize doğru bağırmaya başladım.
‘’Neden beni seçtin?Etrafında o karda kız varken neden benim acı çekmemi istedin?Sensiz her geçen saniyede nefes almakta zorlanıyorum.Üzülmem demiştim sana.Evet üzülmüyorum senden ayrı kaldığım her saniye ölüyorum,tükeniyorum.Gücüm yok artık bir tanem..Harabeye döndüm.Hani demişsin ya ‘’Bu bataklıkta olmak için sevdiğin kalpleri öldürmelisin’’Diye.
Kalbimi öldürmen bu güne kadar bana verdiğin en büyük hediye.Az önceye kadar sol yanımda öyle bir acı vardı ki.O acı kalbimi parçalara böldü.Ama sen öldürdün onu.Sol yanımda kocaman bir boşluk var.
Demişsin ki ‘’Bu satırları yazarken öldüm’’diye.Yanılıyorsun bir tanem yanılıyorsun.Sana öyle bir hayat bırakıyorum ki yaşadığın her gün nefes aldığın her saniye acı çekeceksin.
Şimdi elveda zamanı bir tanem.Senin yanında öleceğim bir tanem.Ben senin soğuk sularında dibe batarken sen beni uzaktan izleyeceksin.Bir şe yapamayacaksın.Tek yapacağın şey acı çekmek olacak.
Elveda Deniz elveda…’’’
Uçurumun tam ucundayım.Deniz beni çağırıyordu.Yavaş adımlarla kendimi uçurumdan aşağıya bıraktım.Hızla denize doğru düşüyordum.Sırtımda dayanılmaz bir acı ve soğuk suyun sert dalgaları.Beni bir o kayadan bir bu kayaya savuruyordu.Çırpınmıyordum.Çırpınsam da dev dalgalarla baş edemeyeceğimi biliyordum.Başımda keskin bir acı ve ölüme merhaba deyiş…
Ah deniz…Ben sana dememiş miydim.Bu güneş battığı zaman bir daha ışık saçmaz diye.Bak işte gör.Yağmurun halini gör.Yaptığın eserle gurur duyabilirsiniz Deniz bey…Bir genç kızın daha hayatını bitirdin.Tebrikler.Git hadi o çok sevdiğin uyuşturucunu kollarına.Onun için öldürmedin mi yağmurun kalbini?
Sakın inkar etme!Hayal seni bu bataklığa sokmamak için kendi hayatından vazgeçti.Peki sen yağmur için ne yaptın deniz bey?
Sevgili uyuşturucun için onun en mutlu gününü cehenneme çevirdin.
Konuşamıyorsun değil mi?Çünkü suçunu sende biliyorsun.Bu günden sonra kendine çok dikkat et Deniz Bey!!!Bu gün düşmanlarından daha tehlikeli bir düşman kazandınız…
Arkanı kollasan iyi edersin…
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
ayyy hkaye gzlmş yb yb yb
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
saol tatlmm yb biraz yorum geldiktenn sonraa D:
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
biraz yorummmm
arya- Untamed
- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 30/06/10
Yaş : 28
***Demişsin ki ‘’Bu satırları yazarken öldüm’’diye.Yanılıyorsun bir tanem
yanılıyorsun.Sana öyle bir hayat bırakıyorum ki yaşadığın her gün nefes
aldığın her saniye acı çekeceksin.
Şimdi elveda zamanı bir
tanem.Senin yanında öleceğim bir tanem.Ben senin soğuk sularında dibe
batarken sen beni uzaktan izleyeceksin.Bir şe yapamayacaksın.Tek
yapacağın şey acı çekmek olacak.
Elveda Deniz elveda…’’’***
amanın kork bizden deniz bey elveda öle denmez böle denir işte
ybb çok güsel olmuş canım
yanılıyorsun.Sana öyle bir hayat bırakıyorum ki yaşadığın her gün nefes
aldığın her saniye acı çekeceksin.
Şimdi elveda zamanı bir
tanem.Senin yanında öleceğim bir tanem.Ben senin soğuk sularında dibe
batarken sen beni uzaktan izleyeceksin.Bir şe yapamayacaksın.Tek
yapacağın şey acı çekmek olacak.
Elveda Deniz elveda…’’’***
amanın kork bizden deniz bey elveda öle denmez böle denir işte
ybb çok güsel olmuş canım
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
ayy nasıl devam etcek çok merak ettim.yb istiyorum cnm.ybybybybyb
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
çokk saolunn arkadaşlarrrr malum bayram temizliği falann varr akşamm büyükk ihtitmallle ybb gelecekk D:
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
akşama ...
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
11.BÖLÜM:
Siren sesleri ve kalp atış sesim birbirine karışmıştı.Gözlerimi açmaya çalıştım ama beceremedim.Bilincimin kapandığını hissediyordum.Konuşulanlar birbirine girmişti.Peki kim kurtarmıştı beni?Etrafta kimse yoktu.
Kımıldayamıyordum.Parmaklarımı oynatmaya çalışıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu.Ambulans durdu ve beni tahminimce ameliyat odasına götürüyorlardı.Her tarafım ağırıyordu.Ambulansta ki doktor ameliyatıma girecek doktora durumumu anlatıyordu.
‘’Sağ kaburga kemiği, sol ayak bileği,sağ kolu ve boynu kırıldı.İç kanama her an başlayabilir.Bilinci açık.’’dedi ve yine hareket etmeye başladı sedye.Kolumda hafif bir sızı ve başımda ki hemşirenin ‘’10’dan geriye doğru say demesini duydum’’Dediğini uyguladım.Sessizce 10,9,8 ve gerisini hatırlamıyorum.
Yavaş yavaş ayılmaya başladım.Tahminimce yoğun bakım odasındaydım.Her tarafım alçılarla kaplıydı.Cam bölümden annemle babamı görebiliyordum.Uyumuşlardı.Kaç gündür böyle yatıyordum.Kim kurtarmıştı beni?Babam yavaş yavaş uyandı ve beni gördü.Hemen kalktı ve bir yere gitti.Büyük ihtimalle doktorun yanına.2 dakika içinde babam doktorla beraber göründü.Doktor 2 hemşireyle odaya girdi.Bir kaç cihazdan ayırdılar beni.Sonra normal odaya götürdüler.Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki onların hızına yetişemiyordum.uyku beni bekliyordu gözlerimi sıkıca yumdum belki yaptığım aptallıkları unuturum diye.Ama onlar gözümü kapasam bile karşımda duruyorlardı sen bir pisliksin diyorlar.Sen aşağılık güçsüz en ufak bir sorunla karşılaşsan bile korkup kaçıyorsun diyorlar.Sen korkağın tekisin diyorlar.Aslında doğru diyorlar.Ben korkağın ahmağın aşağılık birinin tekiyim.Gözlerimi tekrar açtım.Oda da kimse yoktu yalnızdım.Vücuduma baktım her tarafım yara bere ve alçı içindeydi.
‘’Enkazınla gurur duyabilirsin Deniz bey…’’diye içimden geçirdiğimi sanıyordum.Annem içeri girdi ve ‘’Kimle konuşuyordun sen?’’dedi.Yani bu demek oluyordu ki içimden söylememişim.
‘’Hiç’’dedim kısaca.Annemin endişeli yüzüne baktım.Hiç bir şey hissetmiyordum.Ne oluyordu bana.ben bu muydum.Hayır değildim peki ne olmuştu bana şuan neredeydim.
Şu an öyle bir yol ayrımındaydım ki sağ tarafımda ki yol bembeyaz.Önceki yağmur bütün her şeyiyle orada.Yani kalbimin ömrümün sonuna kadar hep acı çekmesi demek.Bu yolun iyi yanı ise.O acıya rağmen gülümseyip mutlu olabilmem.Sol tarafımda ki yol ise zifiri karanlık.Bu yolun iyi yanı kalbimin hiçbir şekilde acıyıp sızlamaması.Tek kusuru ise Burada ki Yağmurun bencil ve acıma duygusundan yoksun olması.
Şöyle bir düşündüğümde bir ömür acı çekmektense.Acımasız ve bencil olmayı tercih ederim.
Ve tercihimi sol taraftaki yoldan kullanıyorum.Herkes yeni Yağmura hoş geldin desin…
Doktor içeri girdi ve konuşmaya başladı.
‘’Çok hızlı iyileşiyorsunuz.böyle giderse 1-2 haftaya taburcu olursunuz.’’dedi ve çıktı.
İki hafta su gibi geçti.Annem ve babam ilk günlerde beni güldürmek için yapmadıkları şey kalmamıştı.En sonunda onlarda vazgeçtiler ve yeni Yağmura alışmaya çalıştılar.Alçılarım bu gün çıktı.Annemle babamı bekliyorum buradan çıkmak için.Sol yağımın üstüne fazla basamıyorum.Oraya çok fazla yüklendiğim zaman ağırılarım başlıyor.Bileğim iki haftaya kadar düzelecekmiş doktor öyle diyor.İyileşene kadar baston kullanmamı istedi.Mecburen onu dinledim.Yoksa hastanede iki hafta daha kalacaktım.Annemle babam içeri doktorla beraber girdiler.
‘’Ağrınız sızınız veya herhangi bir şikayetiniz var mı?’’ diye sordu tüm içtenliğiyle.Bende Yeni yağmura yakışacak bir soğuklukla cevap verdim ‘’hiçbir şikayetim yok.’’dedim doktor gitmeye hazırlanırken aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve tekrar konuşmaya başladı.
‘’unutmadan.Eğer isterseniz psikiyatr bölümüne sevkinizi isteyebilirim.Girdiğiniz depresyondan daha kolay kurtulmanıza yardım eder.’’
‘’Benim depresyona falan girdiğim yok!’’
‘’Ben yine de yardımı dokunur diye düşünüyorum.’’
‘’Pekala doktor siz düşünmeye devam edin’’dedim ve anneme dönerek ‘’Daha ne kadar kalıcaz buradan bir an önce gidelim’’Dedim ve annemle babam çantamı alarak hastaneden çıktık.Taksiye bindik ve eve doğru gitmeye başladık.Eve girdik ve ben odama çıktım.Odamda ki her şey yerli yerindeydi.Sadece gereksiz eşyalar-denizle benim resimlerim bana aldığı hediyeler-atılmıştı.Ayak bileğim ağırmaya başladı ve ağrı kesicimi alıp yatağa uzandım.Uyku beni kollarına çağırıyordu.İtiraz etmeden gittim.
Yağmur dikkat et!Seçtiğin bu yolun sonu çamur,bataklık..!Eğer bu yolun sonuna gitmeye karar verirsen bataklığa saplanırsın.İşte o zaman kekelerin ahların vahların sana hiçbir yararı olmaz.
Yürümeye yeni başladığın bu yolda dikkatli ol!Etrafın kurtlarla çakallarla sarılı.Dikkat etki onlara yem olmayasın.Dikkat etki sende Deniz gibi sevdiğin kalpleri öldürmek zorunda kalmayasın.
Siren sesleri ve kalp atış sesim birbirine karışmıştı.Gözlerimi açmaya çalıştım ama beceremedim.Bilincimin kapandığını hissediyordum.Konuşulanlar birbirine girmişti.Peki kim kurtarmıştı beni?Etrafta kimse yoktu.
Kımıldayamıyordum.Parmaklarımı oynatmaya çalışıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu.Ambulans durdu ve beni tahminimce ameliyat odasına götürüyorlardı.Her tarafım ağırıyordu.Ambulansta ki doktor ameliyatıma girecek doktora durumumu anlatıyordu.
‘’Sağ kaburga kemiği, sol ayak bileği,sağ kolu ve boynu kırıldı.İç kanama her an başlayabilir.Bilinci açık.’’dedi ve yine hareket etmeye başladı sedye.Kolumda hafif bir sızı ve başımda ki hemşirenin ‘’10’dan geriye doğru say demesini duydum’’Dediğini uyguladım.Sessizce 10,9,8 ve gerisini hatırlamıyorum.
Yavaş yavaş ayılmaya başladım.Tahminimce yoğun bakım odasındaydım.Her tarafım alçılarla kaplıydı.Cam bölümden annemle babamı görebiliyordum.Uyumuşlardı.Kaç gündür böyle yatıyordum.Kim kurtarmıştı beni?Babam yavaş yavaş uyandı ve beni gördü.Hemen kalktı ve bir yere gitti.Büyük ihtimalle doktorun yanına.2 dakika içinde babam doktorla beraber göründü.Doktor 2 hemşireyle odaya girdi.Bir kaç cihazdan ayırdılar beni.Sonra normal odaya götürdüler.Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki onların hızına yetişemiyordum.uyku beni bekliyordu gözlerimi sıkıca yumdum belki yaptığım aptallıkları unuturum diye.Ama onlar gözümü kapasam bile karşımda duruyorlardı sen bir pisliksin diyorlar.Sen aşağılık güçsüz en ufak bir sorunla karşılaşsan bile korkup kaçıyorsun diyorlar.Sen korkağın tekisin diyorlar.Aslında doğru diyorlar.Ben korkağın ahmağın aşağılık birinin tekiyim.Gözlerimi tekrar açtım.Oda da kimse yoktu yalnızdım.Vücuduma baktım her tarafım yara bere ve alçı içindeydi.
‘’Enkazınla gurur duyabilirsin Deniz bey…’’diye içimden geçirdiğimi sanıyordum.Annem içeri girdi ve ‘’Kimle konuşuyordun sen?’’dedi.Yani bu demek oluyordu ki içimden söylememişim.
‘’Hiç’’dedim kısaca.Annemin endişeli yüzüne baktım.Hiç bir şey hissetmiyordum.Ne oluyordu bana.ben bu muydum.Hayır değildim peki ne olmuştu bana şuan neredeydim.
Şu an öyle bir yol ayrımındaydım ki sağ tarafımda ki yol bembeyaz.Önceki yağmur bütün her şeyiyle orada.Yani kalbimin ömrümün sonuna kadar hep acı çekmesi demek.Bu yolun iyi yanı ise.O acıya rağmen gülümseyip mutlu olabilmem.Sol tarafımda ki yol ise zifiri karanlık.Bu yolun iyi yanı kalbimin hiçbir şekilde acıyıp sızlamaması.Tek kusuru ise Burada ki Yağmurun bencil ve acıma duygusundan yoksun olması.
Şöyle bir düşündüğümde bir ömür acı çekmektense.Acımasız ve bencil olmayı tercih ederim.
Ve tercihimi sol taraftaki yoldan kullanıyorum.Herkes yeni Yağmura hoş geldin desin…
Doktor içeri girdi ve konuşmaya başladı.
‘’Çok hızlı iyileşiyorsunuz.böyle giderse 1-2 haftaya taburcu olursunuz.’’dedi ve çıktı.
İki hafta su gibi geçti.Annem ve babam ilk günlerde beni güldürmek için yapmadıkları şey kalmamıştı.En sonunda onlarda vazgeçtiler ve yeni Yağmura alışmaya çalıştılar.Alçılarım bu gün çıktı.Annemle babamı bekliyorum buradan çıkmak için.Sol yağımın üstüne fazla basamıyorum.Oraya çok fazla yüklendiğim zaman ağırılarım başlıyor.Bileğim iki haftaya kadar düzelecekmiş doktor öyle diyor.İyileşene kadar baston kullanmamı istedi.Mecburen onu dinledim.Yoksa hastanede iki hafta daha kalacaktım.Annemle babam içeri doktorla beraber girdiler.
‘’Ağrınız sızınız veya herhangi bir şikayetiniz var mı?’’ diye sordu tüm içtenliğiyle.Bende Yeni yağmura yakışacak bir soğuklukla cevap verdim ‘’hiçbir şikayetim yok.’’dedim doktor gitmeye hazırlanırken aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve tekrar konuşmaya başladı.
‘’unutmadan.Eğer isterseniz psikiyatr bölümüne sevkinizi isteyebilirim.Girdiğiniz depresyondan daha kolay kurtulmanıza yardım eder.’’
‘’Benim depresyona falan girdiğim yok!’’
‘’Ben yine de yardımı dokunur diye düşünüyorum.’’
‘’Pekala doktor siz düşünmeye devam edin’’dedim ve anneme dönerek ‘’Daha ne kadar kalıcaz buradan bir an önce gidelim’’Dedim ve annemle babam çantamı alarak hastaneden çıktık.Taksiye bindik ve eve doğru gitmeye başladık.Eve girdik ve ben odama çıktım.Odamda ki her şey yerli yerindeydi.Sadece gereksiz eşyalar-denizle benim resimlerim bana aldığı hediyeler-atılmıştı.Ayak bileğim ağırmaya başladı ve ağrı kesicimi alıp yatağa uzandım.Uyku beni kollarına çağırıyordu.İtiraz etmeden gittim.
Yağmur dikkat et!Seçtiğin bu yolun sonu çamur,bataklık..!Eğer bu yolun sonuna gitmeye karar verirsen bataklığa saplanırsın.İşte o zaman kekelerin ahların vahların sana hiçbir yararı olmaz.
Yürümeye yeni başladığın bu yolda dikkatli ol!Etrafın kurtlarla çakallarla sarılı.Dikkat etki onlara yem olmayasın.Dikkat etki sende Deniz gibi sevdiğin kalpleri öldürmek zorunda kalmayasın.
İdio-Path- Betrayed
- Mesaj Sayısı : 219
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28
SüpeRRR.... !!!!!!!!!!!!!!!
Uzun bi aradan sonra bomba gibi girdin olaya....
Uff harikaydıı.. Bide denize okadar kötü değil sadece birazcık kötü diodun !! Bu kötülerden daha kötü be !!
Çook beğendim.. Çoook Trajedik !!! Uff üstünde konuşulcaq çook şey var ama Nese .. çook teşekkürler
Yeni bombaları sabırsızlıkla bekliorum... !!! ( xD ' Yeni Bombalar ' iyi oldu bee !! )
YB !!!!
Uzun bi aradan sonra bomba gibi girdin olaya....
Uff harikaydıı.. Bide denize okadar kötü değil sadece birazcık kötü diodun !! Bu kötülerden daha kötü be !!
Çook beğendim.. Çoook Trajedik !!! Uff üstünde konuşulcaq çook şey var ama Nese .. çook teşekkürler
Yeni bombaları sabırsızlıkla bekliorum... !!! ( xD ' Yeni Bombalar ' iyi oldu bee !! )
YB !!!!
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
saolll cnmmmm denizz birazcıkk dediğin gibii olduu yeni bombaları bendee beğendimm ybb yarınn akşammm gelirrrr büyükk ihtimalleee
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
o bölüm final değil dimi
pSych0path}- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 7678
Kayıt tarihi : 27/04/10
Yaş : 32
Ece Paramore'u yanlış yazmışsın hacıDeadly demiş ki: o bölüm final değil dimi
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Boş ver ya kafam esiyo yazarım zaten deli olcm yakında
ruveydamelisa- Marked
- Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 26/07/10
Yaş : 29
canım ellerine saglık çok güsel olmuş yb dört gözle bakliyorum başarılar:)
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
çokkk teşekkürr edrimm arkadaşlarr yorumlarınızzz içinn biliyorumm çokk uzunn birr ara aolduu kusura bakmayınn
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
12.BÖLÜM:
Sabah uyandığımda herkes uyuyordu.Odamda biraz vakit geçirdikten sonra kendimi dışarı attım.Ayaklarımın beni nereye götürdüğünü bilmiyordum.Durdum ve karşımda o evi gördüm.Bizim evimizi gördüm.Hiçbir zaman bizim olmayan evi gördüm.Bir daha bizim olamayacak o evi gördüm…Birkaç adım
daha attım.Kapının tam önündeydim.Bahçe kapısını açtım.Güller,menekşeler ve papatyalarla dolu güzel bahçe.Evin kapısına doğru iki adım daha attım.Pas pasın altında ki anahtarı eğilerek aldım.Titreyen elime beraber anahtarı deliğine soktum.Çevirmeye korkuyordum.Karşılaşacağım manzarayla korkuyordum.Bu evi hazırlarkenki heyecanımız aklıma gelecek diye korkuyordum.Onun o mutlu halleri gelecekti gözümün önüne.Beni sevdiğini söylediği sözler gelecekti aklıma.Bunlara katlanamazdım.Olmazdı.Anahtarı orda bıraktım ve arkamı dönüp bahçe kapısına kadar hızla yürüdüm.Orada durdum.Hani korkaklığı bırakacaktım.Hani eski Yağmur değildim.Hani hiçbir şeyden korkmayacaktım.Ne oldu?
Ani bir kararla arkamı döndüm ve kapıyı açarak eve girdim.Gözlerimi sıkıca yumdum.Biraz öyle bekledikten sonra gözlerimi yavaş yavaş açtım.Her şey aynı yerindeydi.Her anımızı ölümsüzleştirdiğimiz resimlerimiz yerli yerindeydi.Salonun başına astığımız büyük boy resim ise nişanda çekildiğimiz resmimiz vardı.Annem karşı çıkmıştı.Biz ise bu olsun diye çok uğraşmıştık ve sonunda kazanan taraf biz olmuştuk.Annem ‘’O elbiselerle olur mu?’’demişti.O da demişti ki ‘’Sporcu olmanın özelliğini taşıyoruz.Zaten nişanımız ringde oldu bu kıyafetler çok normal ‘’demişti.Elimdeki bastonu yere attım ve resmi alarak kırdım.Bütün resimlerimizi parçaladım.Bunlar artık hiç bir şey ifade ediyordu.Yatak odamıza çıktım.Bu evin en özenilen yerine.Burada da ikimizin gözlerimizin içine baktığımız bir anda çekilen büyük boy resmimiz vardı.Yavaş adımlarla resmin önüne geldim ve ona baktım.Nasıl da kandırmıştı beni?Bu resmide parçaladım.Her yeri yıktım bunların artık hiç bir değeri yoktu.Her şey yerli yerinde olsaydı ne fark edecekti ki o gün geri mi gelecekti veya her şey normale mi dönecekti.Bunların hiç biri olmayacaktı.Yavaş adımlarla evden çıktım ve papparazi ordusuyla karşı karşıya kaldım.Onlar burada olduğumu nerden biliyorlardı.Flaşlar ardı ardına yüzümde patlıyordu.Binlerce soruyu ardı ardına sıralıyorlardı.Hiç birine cevap vermeden uzaklaştım onlarda peşimden geliyorlardı.İlk gördüğüm taksiye bindim ve oradan uzaklaştım.Eve geldiğimde salondan Serkan abinin sesi geliyordu.Salonun önünden geçtim ve selam vermeden odama çıktım..İki dakika sonra odamın kapısı çalındı ve Serkan abi kafasını içeri uzattı ‘’Girebilir miyim?’’
‘’Biliyordun değil mi?’’dedim öfkeyle dolu sesimle.
‘’Neyi?’’
‘’Ah masum abi ayakları.Ne kadar üzüldüm anlatamam.Onun uyuşturucu kullandığını bilmiyordun.Kamptan dönerken uyuşturucu komasına girmemişti.Sokaklarda dövüşmüyordu ve bir sürü yalan dolan.Bunlara önceden inanmış olabilirim ama şimdi hepsinin yalan olduğunu biliyorum.Şimdi gelip de endişeli abi ayakları yapma bana…’’
‘’Ben üzgünüm.Bana bıraka-‘’
‘’Üzgün falan değilsin.bunları bildiğin halde bana hiçbir şey söylemedin.Ona aşık olmama sessiz kaldın.Uyarsaydın.Bunları deseydin.Şu an ben bu durumda olmayacaktım.Tabi bütün suç senin değil.Benimde aptallıklarım var.Olmaz olur mu?önce ki sevgilisi uyuşturucu kullanıyordu.Bu neden kullanmasaydı.Bir sürü görmezden geldiğim şey.Ama en büyük suç senin.
Bütün bunlara seyirci kaldın.Şimdi gelmişsin bana üzgün olduğunu söylüyorsun.Biliyor musun hepinizden nefret ediyorum hepiniz pisliğin tekisiniz.Şimdi defolun gidin hayatımdan.’’dedim ve kapıyı açtım.Evden sessizce çıktı.Bütün bu çevreden bu evden uzaklaşmalıydım.Yoksa her şey onu hatırlatacaktı.Laptopımı aldım ve banka hesabıma baktım.Maçlardan aldığım para duruyordu.Beni 2 ay idare ederdi.Hemen ev aramaya başladım.Yine İstanbul da ama bu çevrede değil.
Uzun araştırmam sonucunda dayalı döşeli kiralık bir ev buldum.Boğazın tam karşısında harika bir ev buldum.Şartları bana uygundu.Yarın ilk işim bu evi tutmak olacaktı.Akşama doğru annem çağırdı ve yanlarına gitim.
‘’Yağmur biz düşündük ki.Buralardan bir süre uzaklaşsan kendin için iyi olur.’’babam dedi ve elindeki kağıtları bana uzattı.Aldım ve bakmaya başladım.resimlere bakarken de babam orayı anlatıyordu.Amerika da deniz kıyısında küçük bir kasaba.Küçük dediğime bakma sen burada ki en iyi yerden daha güzel ve aynı zamanda bir sürü spor merkezleri var.Hatta senin için başvuru yaptık bile.’dedi ve konuşmaya devam ederlerken konuşmaya dahil oldum.
‘’Vay canına her şeyi düşünmüşsünüz ama benim fikrimi alma ihtiyacı duymamışsınız.’’
‘’Aslında sana sürpriz yapmak istemiştik.’’
‘’Ne sürprizi ya ne sürprizi!Ne diyorsunuz siz?!Benden kurtulmak istediğinizi bilseydim o evi daha erken bulurdum ve başınıza bela olmazdım kusura bakmayın!’’dedim öfkeyle.Babam ise o kadar sözcükten sadece ‘ev’e takılmıştı.
‘’Ne evi?’’diye sordu ama sorusuna cevap bulamadı ve evden çıktım.Ne dediklerinin farkında mıydılar acaba?Sahilde bir süre dolaştıktan sonra sıkıldım.Eve dönmek istemiyordum.Taksi durdurdum ve ‘’En yakın bara’’dedim.Adam dediğimi yaptı ve geldik.Taksi parasını ödedim ve bara adımımı attım.Vay be ben bu muydum?Hayır önceki ben bu değildim ama şimdiki ben bundan daha kötüsü…Barmenden bira istedim ve gelmesini bekledim.Saatler geçtikçe biralarda ardı ardına gelmeye başladı.Bir ara sanki patron denilen adamın beni takip etmesi için gönderdiği adamı gördüm.Kafamı takmadım ve tekrar içmeye devam ettim.Sabaha karşı parayı ödedim ve yürümeye çalıştım.Yer ayağımın altından kayıyordu.İnsanlar etrafımda dönüyordu ve sonra yere düştüm.Gözlerimi açamıyordum.Ah bir açsam kalkıp eve gidecektim ama olmuyordu.İki güçlü kol beni yerden kaldırdı ve bir yere götürmeye başladı.Kimdi bu?Beni nereye götürüyordu ve daha bir sürü soruyla sızıp kaldım.
Sabah uyandığımda kocaman bir odanın içindeydim.Telaşla ayağa kalktım.Başım çatlıyordu.Hemen merdivenlere doğru yürüdüm.Nerdeydim ben?Aşağıya indim ve kimse yoktu her tarafa bakmaya başladım.Salona geldiğimde koltukta uzanmış biri vardı.Dün gördüğüm gerçekti demek ki.Tam arkamı dönüp kaçmayı planlıyordum ki ‘’Günaydın’’dediğini duydum.Seri bir hareketle ona döndüm ve ‘’Ne istiyorsun benden’’
‘’hiçbir şey sadece yardım etmek istemiştim.’’
‘’Patronun mu dedi yoksa’’
‘’Sen hala orada kalmışsın.Onlardan uzak duruyorum.’’dedi ayağa kalkarak.Kahkaha attım ve ‘’Yalan söylemeyi beceremiyorsun’’dedim.o ise sırıtmakla yetindi.
‘’Yanılıyorsun Patronun yanında nasıl kaldığımı sanıyorsun.Yalan söylemeyi gayet iyi beceririm ve kimsenin ruhu duymaz…’’
‘’O zaman bana yalan söylüyorsun’’
‘’Söylemiyorum’’
‘’Söylüyorsun’’dedim ve ban dikkatle bakarak
‘’Hep böyle inatçı mısın?’’
‘’Seni ilgilendirmez’’dedim ve Kapıya doğru ilerledim.Kapıyı açtım ve ona döndüm ‘’Neden bana yardım ediyorsun?’’
Dedim o ise beni duymamış gibi davranıyordu. ‘’Hey’’dedim.Yine cevap vermiyordu.En sonunda arkamı döndüm.
‘’Hakan’’dedi ve döndüm şaşırmış gibi.’’Adım’’dedi.
‘’İyi.Soruma cevap alabilecek miyim acaba Hakan bey’’dedim alaycı bir şekilde.
‘’Biraz düşünmem lazım’’dedi oda aynı alaycı şekilde konuşmuştu.
‘’Tamam sen düşünmeye devam et ben gidiyorum’’dedim ve kapıdan dışarı bir adım attım ve o da hızla ayağa kalkarak yanıma geldi.
‘’Tamam tamam anlatıyorum.İçeri geç.’’dedi.Zafer kazanmış asker ifademle salona geçtim.O da karşıma geçti.Aklıma yeni bir soru geldi ve dayanamadım sordum.
‘’Peki onlarla çalışmıyorsun da bu kadar lüks nasıl yaşıyorsun?’’
‘’İlk hangi soruna cevap vermemi istersin?’’
‘’ilk soruma’’
‘’iyi o zaman.Sana yardım ediyorum çünkü onlar senin aklının alamayacağı kadar çok tehlikeli.’’
‘’Hey sen beni aşağılıyorsun.Aklımın alamayacağı kadarmış.Hah sen kendini ne sanıyorsun?’’
‘’Dinleyecek misin yoksa bana bağırmaya devam mı edeceksin?’’
‘’Tamam’’dedim ve konuşmaya devam etti.
‘’Onlar dünyada ki bütün mafyalardan daha tehlikeli.Dünyada ki mafyaların başı da denilebilir.Eğer onlara katılmak gibi bir niyetin varsa –ve gözlerinden bunu okuyorum onlara katılmak istiyorsun-sakın öyle bir hataya düşme.Deniz’e de aynısını yaptılar.’’dedi ve sustu.Duyduklarımı hazmetmemi ister gibi.Aklımda tek bir soru daha vardı Deniz’i nereden tanıyordu.
‘’Denizi nereden tanıyorsun?’’
‘’O da onların en tehlikeli elemanlarından biriydi.Ta ki seninle tanışana kadar.O gurupta ki herkes Patronun adamları.Yani patronun eli her yere uzanıyor.Orada ki herkes uyuşturucu kullanıyor ve satıyor.Örneğin Hayal.O Patronun en güvendiği adamıydı ve en tehlikeli.Sokak dövüşlerine katılıyordu ve Şampiyon hep o oluyordu.O da Denizle tanıştıktan sonra elini ayağını çekmek istedi ama başaramadı. Tehdit ediyordu onu.eğer bizden uzaklaşmaya çalışırsan sevgilini ölmüş bil diyorlardı.O da bu baskıya dayanamadı ve altın vuruşla ölümü tercih etti.’’
‘’Yani Deniz benim için mi gitti?’’
‘’O kadarını bilmiyorum.Deniz kimseyle konuşmaz.Oranın patrondan sonra gelen adamıdır.Ona kimse soru sormaz.’’
‘’Peki bu patron denilen adamın benim peşimde olduğunu bilmiyor mu?’’
’’Patron o kadar aptal değil eğer senin peşinde olduğunu bilse Denizi de seni de kaybeder.Denizi kaybederse sokak dövüşlerinde ki adı gider.Seni de almak istiyor.Çünkü karma dövüşlerde senden iyisi yok.Bunu da bildiği için ikinizi avucunun içinde tutmaya çalışıyor.’’
‘’Peki sen nasıl kurtuldun bu adamdan.Dediğini göre ondan kurtulmak ancak ölümle olacak bir iş.’’dedim ve uzun bir süre sesiz kaldı.
‘’Ben kurtuldum çünkü öldüğümü sanıyor.’’
‘’Nasıl öldüğünü sanıyor.’’
‘’İki üç gün önce trafik kazası geçirdim ve karşı tarafta ki ölen adam benim yerime geçti ve bende onun yerine’’
‘’Akıllıca’’
Dedim ve ‘’ ikinci soruma cevap alamadım.’’
‘’Öğretmenim’’dedi ve ben öyle bir kahkahayla güldüm ki.
‘’Sen ve öğretmenlik.
‘’Özel okulda öğretmenim.’’
‘’İyi’’dedim ve ayağa kalktım.Kapıya doğru yürüdüm.Kapıyı açtım ve arkamı dönerek konuşmaya başladım ‘’Çok kötü bir yalancısın’’dedim ve onu ağzı açık bir şeklide bıraktım.Tabi ki inanmamıştım.Benimle konuşurken çok iyi bir yalancı olduğunu söylemişti zaten ve üstüne üstün ondan nasıl kurtulduğunu sorunca birden sessiz kalması ve gözlerini benden kaçırarak konuşması her şeyiyle ele verdi kendini.Salak Denizin orada olduğumu duyduğumda hemen oraya koşarak gideceğimi sanmıştı.
Uzun bir süre yürüdükten sonra taksi durdurdum ve internetten bulduğum evin adresini verdim.Eve geldim.Adam evin özelliklerini en baştan 4.kez anlatıyordu.Soğuk terler akıyordu vücudumdan.Adamın boğazını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum.Adam 5.kez anlatmaya başladığında döndüm ve’’Tutuyorum’’dedim.Ve parayı ödeyip evden ayrıldım.Annemlerin yanına geldiğimde ise evde kimse yoktu.Sessizce eşyalarımı topladım ve yeni evime doğru gitmeye başladım.
Eve yerleştim ve kendimi koltuğa attım.Televizyon kumandasını aldım ve magazin programlarından birini açtım.
‘’Terk edilmenin acısını üstünden atamayan gelin Yağmur bir bardan yanında bir erkekle çıkarken görüldü.Samimi pozlarıyla dikkat çeken Yağmur bu konuda konuşmadı.’’dedi ve başka bir habere geçti.
‘’Beyinsizler’’dedim ve geniş mi geniş olan yeni evimin balkonuna çıktım.Temiz havayı ciğerlerime çektim.Bundan sonra yeni yağmurun gerçek yüzü çıkacak.İki ay bir Bankada ki parayla idare ederdim.Ama ya sonra.?
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
ayy gidip o mafyaya mı katılcak yoksaa...
dönüşün muhteşem olmuş canım.işallah bölümlerin devamı gelir.yb bekliyorum
dönüşün muhteşem olmuş canım.işallah bölümlerin devamı gelir.yb bekliyorum
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
İnanmıyorum yaaa neler oluyor bu hikayede Şoklardayım olan olaylara bak hele ben bu Deniz'den bunu bekliyodum ama bi şekil Yağmur üzülecekti ve sonunda oldu da bayıldım yb uzun bir süre girmedim en son attığın blmüde okuyamamıştım neyse ki yetiştim Eline sağlık cnm benim yb mükemmeldi devamını sabırsızlıkla bekliyorum
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
saolunn arkadaşlar biliyorsynuzz okullar açıldıı yeni bölümler hafta sonları gelecek bundan sonra
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
Tmm yavrummm sorun değil zaten 1 gün sonra tatile giriyorsunuz xD Reca cnm benim yb sabırsızlıkla bekliyorum
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
ama garanti haftasonu 2 b gelecek demi cmrtsi-pzr
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
Evet de noluuuuuuuuuuuuur
happy- Chosen
- Mesaj Sayısı : 473
Kayıt tarihi : 02/04/10
Yaş : 29
2 bölümm gelir mii bilemem ama uzun bölümm gelecek diyebilirimm