Anasayfatatlım korkarak sölüom ama yeni bölüm için ne kdar beklememiz lazım....
+17
Heath-Zo
'supernatural'
okuyombenyae
Deadly
asezgin
arzu8
steavie_rae_aşkımm
happy
ZoeyCixx
ges_emine
Ash_
ebru
gecenin kızı
Sude
jamestark
mavi_keßeLeck
Brra.
21 posters
Kalbinin Sesini Dinle. Final.
arzu8- Marked
- Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 22/12/10
Yaş : 29
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Wuhuu süper kim geldi abisimi?.d evet sanırım abisi yeni bölüm lütfen! .d
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Bu bölümü beyendiniz mi?
Yeni bölüm cuma günü koyarım yarın da sınavım var cuma günü de sağlık sınavım var ve beni bekleyen pazartesiye 300 sayfalık matematik-geometri fasikül testi var. Cuma günü bir şey çıkmazsa gelir yeni bölüm
Yeni bölüm cuma günü koyarım yarın da sınavım var cuma günü de sağlık sınavım var ve beni bekleyen pazartesiye 300 sayfalık matematik-geometri fasikül testi var. Cuma günü bir şey çıkmazsa gelir yeni bölüm
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Ya hayır hayır lütfen yapma yeni bölüm lütfen!
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Bugün zaten koyamam ama yarın koymaya çalışacağım 
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Ya ama lütfen lütfen lütfen ağlarım bak yeni bölüm lütfen! yalvartma ya beni lütfen! .d
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
canım yb gerçekten çok güzeldi şevket gerçekten çok seviyo onun yerinde başkası olsaydı çoktan işi bitirmişti yb için kendini çok sıkıştırma sonuçta çok merak etsekte sonuçta sınavların var biz bekleriz
şevket gerçekten çok seviyo onun yerinde başkası olsaydı çoktan işi bitirmişti yb için kendini çok sıkıştırma sonuçta çok merak etsekte sonuçta sınavların var biz bekleriz
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Teşekkür ederim akşam bir şey çıkmazsa kesin gelir
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Oleyy yeni bölüm!
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Biraz bekleyin. daha 11. sayfada 
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Sayfa kaçta istiyorsun
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
(Şevket)
Hemen üzerinden kalkıp yerde pantolonumu bulmaya çalıştım. En sonunda bulup üzerime giydim. Ve kazağımı da. Kafamı kaldırıp baktığım da Selin çoktan yerdeki kıyafetleri kaldırmış. Üzerine mavi bir elbise giymiş. Ve saçını toplamıştı. Hatta televizyonu açmıştı. Hemen beni kenara ittirip yatağı topladı.
‘Kim o?’ dedi.
‘Benim. Açar mısın?’ bir kız sesiydi.
‘Bekle’ dedi Selin. Hemen bana bir şey fırlattı. Baktığımda müzik çalardı. Hemen kulağıma taktım yatağa uzandım. Ama müziği açmadım. Selinde bana bakıp kapıyı açtı. Kapıdaki Başaktı. Rahatlamıştım.
‘Merhaba Selin. Ne var ne yok?’
‘İyiyim işte nasıl girdin eve’ dedi. Başak hala kapıdaydı. Ve beni görmüyordu.
‘İçeri davet etsen’ dedi başak içeriye daldı. Beni görünce tek kaşını kaldırıp Seline döndü.
‘Hizmetçi içeriye giriyordu. Bende onunla birlikte girdim. Şey müsait değilsin galiba’ dedi manalı manalı.
‘Şey evet. Film izledik. Müzik dinliyorduk’ dedi Selin. İyi toparlamıştı. Gayet sakindi.
‘O gülüşmeler sizden mi geliyordu?’ dedi Başak.
‘Hm bilmiyorum. Olabilir. Bir sakıncası mı var?’ dedi. Başak’ın suratı asıldı.
‘Hayır yok. Neyse ben gidiyim artık’ dedi.
‘Pekala seni geçireyim’ dedi Selin. Aşağı inmeden önce dönüp göz kırptı. Kapıyı kapattı. Onu beklemeye başladım. Bir yandan da odasına bakıyordum. Sakin bir havası vardı odanın. Çoğunluğu lilaydı. Dolabı oldukça büyüktü. Sonra geri geldi. Tekrar kapıyı kilitledi.
‘Of. Hizmetçiyle Başak’ı yolladım. ağabeymin maçı varmış. Babamın da toplantısı olduğu için şehir dışındaymış. Mesaj atmış’ dedi. Eğilip yanağından öptüm.
‘Mavi sana çok yakışıyor’ dedim.
‘Sağol be’ dedi. Kıkırdadı.
‘Günün geri kalanında ne yapmak istersin?’ dedi.
‘Mmm bilmem’ dedim. Yatakta uzanıyorduk. Boynunu öpmeye başladım.
‘Bence benim ödevlerimi yapabiliriz’ dedi.
‘Yarın cumartesi’ dedim. Tekrar öpmeye devam ettim.
‘Şey yarın gezeriz diye düşündüm. Bugünden halletsem benim için daha iyi’ dedi.
‘Pekala’ dedim. Kafamı kaldırıp dudaklarından öptüm. Sonra kalkıp kitaplarını getirdi. Çalışmaya başladı. Onu izlemek çok garipti. Hatta eğlenceli. Çalışırken yanına uzandım. Saçlarını tokasından kurtardım. Ve saçlarını öptüm. Sonra saçlarını kenara ittim ve yanağını kulağının altını öpmeye başladım.
‘Bu oldukça dikkat dağıtıcı’ dedi.
‘Mmm’ dedim. Boynunu öpmeye başladım. Ordan da dudaklarını öptüm.
‘Pekala ödevlerimi bitirmeliyim’ dedi. Pes ettim. Bu kız tam bir bayan mö gibi davranıyordu.
‘Nasıl dikkatini toparlayabiliyorsun böyle?’ dedim.
‘Meslek sırrı’ dedi. Kıkırdadı.
‘Hadi ama’ dedim.
‘Of bilmiyorum. Dikkatimi hemen başka bir yöne çekebiliyorum ve geri kalan her şeyi unutuyorum. Yani dersden önce kötü bir şey olduysa derste öyle bir şey olduğunu aklıma gelmiyor. Ve okuduğum bir şeyi hiç unutmuyorum. Bu iyi bir şey’ dedi. Tekrar güldü. Ve dersine geri döndü. Bir süre düşündüm. Sonra sıkılmaya başladım. Kitap yatağın üstündeydi. Kafamı kitabın yanına koydum. Sırıttım. Bana bakmadı. Suratımı astım. İçim tekrar arzuyla doldu. Ona doğru gidip dudaklarına yapıştım. Oda karşılık verdi. Sonra çekildim.
‘Kitaplarımı yere attın’ dedi surat astı.
‘Komik olma’ dedim. Güldüm. Dil çıkarttı.
‘Acıktım’ dedi. Kocaman bir kahkaha attım.
‘Tamam gel sana yemek hazırlayacağım’ dedim. Aşağı kata indik. Ben mutfak’a doğru gidip bir şeyler düşündüm. Dolaplara baktım. Ama gerçekten bir şey yapmayı bilmiyordum. Oda salonu toplamıştı.
‘Hm. Ben yaparım’ dedi. Surat ifademe bakarak güldü. Bende sandalyeye oturarak onu izledim. Hemen tencere çıkartıp su koydu. Mutfaktan çıktı. Müzik sesi gelmeye başladı. Müzik açmıştı. Geldiğinde saçını toplamıştı. Beni elimden tutup kaldırdı. Birlikte gülerek dans etmeye başladık. Müzik değişince hemen ocağın başına geçti. Çoktan makarnayı hazırlamıştı. Ben sadece 2 tabak yemiştim ki o koca tencereyi bitirmişti.
‘Üzgünüm sana kalmadı umarım doymuşsundur’ dedi. Kıkırdadı. ‘Bu yemek yememe bir çare bulmalıyım’ dedi.
‘Ben seni şişko olsan da severdim. Hem şeker olabilirdin. Yumuk yumuk’ dedim. ‘Çok zayıfsın bence’ dedim. Cidden öyleydi. Çok yiyordu. Ama beli küçücüktü. Hele kıyafetsiz oldukça küçüktü. Ama bu çok çekiciydi. Zayıf olduğu için istedi her şeyi giyiyordu. Ve giydikleri onu çok seksi gösteriyordu. Onu çok seviyordum. Düşünceli halimi fark etmişti.
‘Eee ne yapalım’ dedi.
‘Selimi görmeye gidelim ne dersin eminim sen gelirsen çok sevinir’ dedim. Selim Selini çok seviyordu. Kafa dengi olduğunu düşünüyor. Bu kız benim kardeşim olmalı demişti. Düşünüyordu hala.
‘Ama eğer istemezsen evde de bir şeyler yapabiliriz’ dedim. Sonra hınzırca gülümsedim. ‘Belki odanda hm’ dedim. Yanakları kızardı.
‘Emin ol isterim. Ama Selimi görmek iyi bir fikir’ dedi. Ne kadar düşünceliydi. Bu kız sevmek için yaratılmıştı. Benim için.
‘Tamam sen üzerini giyin ben bekliyorum’ dedim. Gelip dudaklarıma öpücük kondurdu. Sonra yukarıya doğru çıktı. Umarım bir sorun çıkmazdı.
Hemen üzerinden kalkıp yerde pantolonumu bulmaya çalıştım. En sonunda bulup üzerime giydim. Ve kazağımı da. Kafamı kaldırıp baktığım da Selin çoktan yerdeki kıyafetleri kaldırmış. Üzerine mavi bir elbise giymiş. Ve saçını toplamıştı. Hatta televizyonu açmıştı. Hemen beni kenara ittirip yatağı topladı.
‘Kim o?’ dedi.
‘Benim. Açar mısın?’ bir kız sesiydi.
‘Bekle’ dedi Selin. Hemen bana bir şey fırlattı. Baktığımda müzik çalardı. Hemen kulağıma taktım yatağa uzandım. Ama müziği açmadım. Selinde bana bakıp kapıyı açtı. Kapıdaki Başaktı. Rahatlamıştım.
‘Merhaba Selin. Ne var ne yok?’
‘İyiyim işte nasıl girdin eve’ dedi. Başak hala kapıdaydı. Ve beni görmüyordu.
‘İçeri davet etsen’ dedi başak içeriye daldı. Beni görünce tek kaşını kaldırıp Seline döndü.
‘Hizmetçi içeriye giriyordu. Bende onunla birlikte girdim. Şey müsait değilsin galiba’ dedi manalı manalı.
‘Şey evet. Film izledik. Müzik dinliyorduk’ dedi Selin. İyi toparlamıştı. Gayet sakindi.
‘O gülüşmeler sizden mi geliyordu?’ dedi Başak.
‘Hm bilmiyorum. Olabilir. Bir sakıncası mı var?’ dedi. Başak’ın suratı asıldı.
‘Hayır yok. Neyse ben gidiyim artık’ dedi.
‘Pekala seni geçireyim’ dedi Selin. Aşağı inmeden önce dönüp göz kırptı. Kapıyı kapattı. Onu beklemeye başladım. Bir yandan da odasına bakıyordum. Sakin bir havası vardı odanın. Çoğunluğu lilaydı. Dolabı oldukça büyüktü. Sonra geri geldi. Tekrar kapıyı kilitledi.
‘Of. Hizmetçiyle Başak’ı yolladım. ağabeymin maçı varmış. Babamın da toplantısı olduğu için şehir dışındaymış. Mesaj atmış’ dedi. Eğilip yanağından öptüm.
‘Mavi sana çok yakışıyor’ dedim.
‘Sağol be’ dedi. Kıkırdadı.
‘Günün geri kalanında ne yapmak istersin?’ dedi.
‘Mmm bilmem’ dedim. Yatakta uzanıyorduk. Boynunu öpmeye başladım.
‘Bence benim ödevlerimi yapabiliriz’ dedi.
‘Yarın cumartesi’ dedim. Tekrar öpmeye devam ettim.
‘Şey yarın gezeriz diye düşündüm. Bugünden halletsem benim için daha iyi’ dedi.
‘Pekala’ dedim. Kafamı kaldırıp dudaklarından öptüm. Sonra kalkıp kitaplarını getirdi. Çalışmaya başladı. Onu izlemek çok garipti. Hatta eğlenceli. Çalışırken yanına uzandım. Saçlarını tokasından kurtardım. Ve saçlarını öptüm. Sonra saçlarını kenara ittim ve yanağını kulağının altını öpmeye başladım.
‘Bu oldukça dikkat dağıtıcı’ dedi.
‘Mmm’ dedim. Boynunu öpmeye başladım. Ordan da dudaklarını öptüm.
‘Pekala ödevlerimi bitirmeliyim’ dedi. Pes ettim. Bu kız tam bir bayan mö gibi davranıyordu.
‘Nasıl dikkatini toparlayabiliyorsun böyle?’ dedim.
‘Meslek sırrı’ dedi. Kıkırdadı.
‘Hadi ama’ dedim.
‘Of bilmiyorum. Dikkatimi hemen başka bir yöne çekebiliyorum ve geri kalan her şeyi unutuyorum. Yani dersden önce kötü bir şey olduysa derste öyle bir şey olduğunu aklıma gelmiyor. Ve okuduğum bir şeyi hiç unutmuyorum. Bu iyi bir şey’ dedi. Tekrar güldü. Ve dersine geri döndü. Bir süre düşündüm. Sonra sıkılmaya başladım. Kitap yatağın üstündeydi. Kafamı kitabın yanına koydum. Sırıttım. Bana bakmadı. Suratımı astım. İçim tekrar arzuyla doldu. Ona doğru gidip dudaklarına yapıştım. Oda karşılık verdi. Sonra çekildim.
‘Kitaplarımı yere attın’ dedi surat astı.
‘Komik olma’ dedim. Güldüm. Dil çıkarttı.
‘Acıktım’ dedi. Kocaman bir kahkaha attım.
‘Tamam gel sana yemek hazırlayacağım’ dedim. Aşağı kata indik. Ben mutfak’a doğru gidip bir şeyler düşündüm. Dolaplara baktım. Ama gerçekten bir şey yapmayı bilmiyordum. Oda salonu toplamıştı.
‘Hm. Ben yaparım’ dedi. Surat ifademe bakarak güldü. Bende sandalyeye oturarak onu izledim. Hemen tencere çıkartıp su koydu. Mutfaktan çıktı. Müzik sesi gelmeye başladı. Müzik açmıştı. Geldiğinde saçını toplamıştı. Beni elimden tutup kaldırdı. Birlikte gülerek dans etmeye başladık. Müzik değişince hemen ocağın başına geçti. Çoktan makarnayı hazırlamıştı. Ben sadece 2 tabak yemiştim ki o koca tencereyi bitirmişti.
‘Üzgünüm sana kalmadı umarım doymuşsundur’ dedi. Kıkırdadı. ‘Bu yemek yememe bir çare bulmalıyım’ dedi.
‘Ben seni şişko olsan da severdim. Hem şeker olabilirdin. Yumuk yumuk’ dedim. ‘Çok zayıfsın bence’ dedim. Cidden öyleydi. Çok yiyordu. Ama beli küçücüktü. Hele kıyafetsiz oldukça küçüktü. Ama bu çok çekiciydi. Zayıf olduğu için istedi her şeyi giyiyordu. Ve giydikleri onu çok seksi gösteriyordu. Onu çok seviyordum. Düşünceli halimi fark etmişti.
‘Eee ne yapalım’ dedi.
‘Selimi görmeye gidelim ne dersin eminim sen gelirsen çok sevinir’ dedim. Selim Selini çok seviyordu. Kafa dengi olduğunu düşünüyor. Bu kız benim kardeşim olmalı demişti. Düşünüyordu hala.
‘Ama eğer istemezsen evde de bir şeyler yapabiliriz’ dedim. Sonra hınzırca gülümsedim. ‘Belki odanda hm’ dedim. Yanakları kızardı.
‘Emin ol isterim. Ama Selimi görmek iyi bir fikir’ dedi. Ne kadar düşünceliydi. Bu kız sevmek için yaratılmıştı. Benim için.
‘Tamam sen üzerini giyin ben bekliyorum’ dedim. Gelip dudaklarıma öpücük kondurdu. Sonra yukarıya doğru çıktı. Umarım bir sorun çıkmazdı.
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Wuhiii süper bir bölümdü ama kısaydı! yeni bölüm ne zaman gelir?
süper bir bölümdü ama kısaydı! yeni bölüm ne zaman gelir?
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Evet kısaydı. Yarın sınavım var hemen bir şeyler yazmaya çalıştım. Yarın uzun yazmayı düşünüyorum. Yarın uzun olur
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Tamam
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Ya hadi sen de koooooy okuyup çıkmam lazım yarın sınavım var. 2 gündür sadece 2 saar filan uyuyorum
okuyup çıkmam lazım yarın sınavım var. 2 gündür sadece 2 saar filan uyuyorum
arzu8- Marked
- Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 22/12/10
Yaş : 29
tatlım süper olmuş yarını mrkla bekliom...
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Teşekkür ederim
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Yeni bölüm 
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
(Şevket)
O yukarıya çıkarken arkasından baktım. Onu Selim’in yanına götürmek ne kadar doğru olabilirdi ki. Gelmesini beklerken salona geçip izlediği filmi devam ettirdim. Oldukça sıkıcıydı. Kapatıp odanın içinde gezindim. Sonra kapı açıldı. Selin’in abisi bana şaşkınlıkla baktı. Hiç o gelmemiş gibi davranıp merdivenlere doğru yürüdüm.
‘Ne o korktun mu?’ dedi. Sinirle arkamı döndüm.
‘Bir şey mi dedin çömez’ dedim.
‘Evet’ dedi. Ne kadar da yüzsüzdü.
‘Neymiş?’ dedim. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Bu çocuk dayak istiyordu. Ya da burnunun kırılması yetmemişti.
‘Senin ne kadar yüzsüz olduğunu söyledim. Evimde elini kolunu sallayarak dolaşabileceğini mi zannettin’ dedi.
‘Sınırı aşma Emre. İstediğimi sallayarak dolaşabilirim. Burası sadece senin evin değil. Senin şimdi ağzının payını verirdim. Ama bunun Selini üzeceğini biliyorum’ dedim. Selin’in üzülmeyeceğini bilsem şu an bu çocuğu öldürürdüm. Bundan da korkmazdım. Hatta yaptığımla mutlu olurdum. Dünyadan bir pislik temizlenmiş olurdu.
‘Aman ne kadar düşüncelisin sen öyle şeker şey’ dedi. Yüzü dalgaya alıyormuş gibiydi. Ama korku vardı gözlerinde. O konuşmadan önce merdivenlerin 2. basamağındaydım. O bunları söyler söylemez arkamı dönerek üzerine doğru yürüdüm. Ben arkamı dönünce bir adım geriledi. Ama durdu. Gidip boynundan yakaladım duvara yapıştırdım.
‘Beni dinle p*ç kurusu. Seni dövmemizde ki asıl nedeni biliyordun. Bunu istersem Seline anlatırım ve senin hayatın biter. Ne zannediyorsun lan sen kendini ağzımı açtırtma benim. Senin bütün açıklarını biliyorum. Anlatırsam hayatın kayar lan’ dedim. Bunları bildiğimi bilmiyordu. Yüzü şokla doldu. Sonra arkama baktı. Hemen onu bırakıp kafamı çevirdim.
‘Hazırsan çıkalım aşkım’ dedim. Bir şey duymamasını umuyordum. Kafası karışmış gibi bakıyordu.
‘Ne yapıyorsunuz’ dedi. Abisi yanımdan geçip onun önünde durdu.
‘Hiçbir şey her şeyi bu kadar merak etme’ dedi. Bu iyiydi. Bir işe yaramıştı bu çocuk.
‘Nedenmiş?’ dedi Selin.
‘Of Selin yeter’ dedi Emre ve yukarıya çıktı. Selin ellerini beline koydu. Bana baktı.
‘Açıkla’ dedi.
‘Biz biraz tartıştık ağır laflar etti’ dedim.
‘Pekala yeter kavga etmenizi istemiyorum. Sana inanıyorum’ dedi.
‘Teşekkürler. Artık gitmeye ne dersin’ dedim. Gülümsedi. Sonra ne giydiğine baktım. Siyah bir etek üzerine de mavi renkli bir bluz giymişti. Elinde de beyaz bir kaban vardı. Parlatıcı sürmüş ve gözlerine kalem çekmişti. Kahverengi olan gözleri daha güzel gözüküyordu. Beyaz bir saat takmıştı. Saatin ucunda da bir harf vardı ve harf Ş harfiydi şaşırdım.
‘Bu da ne?’ dedim. Gülümseyerek elini elime aldım.
‘Şey işte bilirsin. Ya neyse bende sana ait olmasını istediğim bir şey var’ dedi. Kafam karışmıştı. Kocaman bir çanta vardı elinde. Çantayı karıştırmaya başladı sonra içinden aynı elindeki gibi bir şey vardı. Sonradan onun kolundakine bakınca bunun gümüş bir bilezik olduğunu anladım. Elindeki de bir kolye vardı. Ama siyahtı. Ve uzundu. Ucunda Selin yazıyordu.
‘Nasıl bir şey isteyebileceğini bilemedim. Ben kendime böyle bir şey seçtim. Belki sende benim adımı üzerinde taşırsan bilmem yani güzel olur diye düşündüm. Benim bir de kolyem var. Şey üzerinde Şevket yazıyor.’dedi. Biraz kızarmıştı. Galiba istemeyeceğimi düşünmüştü. Kolyeyi elinden aldım ve boynuma taktım. İçime kattım.
‘Oldukça güzel’ dedim. ‘Tam kalbimin üzerinde olması gereken yerde’ dedim. Gülümsedi. Eğilip dudağına öpücük kondurdum.
‘Teşekkür ederim. Böyle bir şeyi benim sana vermem gerekirdi. Her şey o kadar karışık. Biliyorsun zamanım olmadı hiç’ dedim.
‘Elbette’ dedi.
‘Seni seviyorum’ dedim.
‘Ne olursa olsun’ dedi. Sonra elimi tuttu.
‘Gitme vakti’ dedi. Kapıyı açıp derin bir nefes alarak dışarıya çıktım.
(Selin)
Hastaneye kadar soru sormadım. Sonra Selimin kaldığı odaya geldiğimizde kapıda durup ona baktım.
‘Neden bu kadar gerginsin’ dedim.
‘Bilmiyorum’ dedi. Elimi yanağına koydum. Ve kapıyı açtım. Selim yatakta yatıyordu. Çok kötü değildi. Gözlerinin altı mosmordu. Sanki uzun süredir uyumuyormuş gibiydi. Oldukça solgun gözüküyordu. Bizi görünce gene o en sevdiğim gülümsemesiyle dişlerini göstererek bize güldü. Sonra kahkaha atıp.
‘Hey kapıda durmayın içerisi soğuyor’ dedi. Dönüp Şevketin suratına baktım. Oda gülümsüyordu. İçeriye girip kapıyı kapattık. Gidip yanına oturdum.
‘Nasılsın’ dedim. Gülümsemesi biraz soldu. Ama sonra tekrar eski haline geldi.
‘Bunları bildiğin için benden nefret et tamam mı güzellik?’ dedi. Kaşlarımı çattım.
‘Neden nefret edeyim? Lütfen böyle söyleme’ dedim.
‘Pekala tamam’ dedi.
‘Beni yanlış anladın’ dedim.
‘Hayır anlamadım. Burada kaldığımdan beri paranoya yapıyorum kendi kendime oldukça sıkıcı. Mert çok sıkılıyor. Bende yalnız kalmaktan sıkılıyorum. Testler filan oldukça sıkıcı. Sizin gelmeniz iyi oldu. Biraz kopalım’ dedi. Şevket gidip koltuklardan birine oturdu.
‘Sana bir şey getirdim’ dedi. Eline bir şey fırlattı. Bir telefondu. Selim hemen gülümsedi.
‘Bu yasal değil’ dedim. Sinirle. Başlarının belaya girmesinden korkmuştum. Selim bana inanamıyormuş gibi baktı.
‘Kuralları yıkmak sadece bir başlangıç bebeğim’ dedi.
‘Aptal’ dedim. Çenesine vurdum. Sonra kalkıp etrafa baktım. Etraf beyazdı. Cidden sıkıcıydı.
Sonra telefonum titremeye başladı. Baktım arayan Ece’ydi. Kafamı kaldırdığım da ikisi de bana bakıyordu.
‘Şey Ece’ dedim. Selim suratını asıp camdan dışarıya baktı. Telefonu meşgule atıp yanına gittim.
‘Onu sonra ararım’ dedim. Hiçbir şey demedi. Korkmaya başladım. Çünkü derin derin nefes almaya başladı. Alnından terler damlamaya başladı. Hemen kalktı. Odanın yanındaki kapıya girdi. Galiba banyoydu. Şevkete dönüp.
‘Noldu?’ dedim.
‘Şey başka bir yoksunluk belirtisi’ dedi. Bunu biliyordum. Madde bulunamadığında ya da alınamadığında oluyordu. Bildiğim kadarıyla 3 haftadır almıyordu. En az 20 günde vücuttan atılırdı madde ama dozu önemliydi ne kadar süredir kullanıyordu?
‘Ne zamandır kullanıyor’ dedim Şevket’e. Tam cevap vericekti ki Selim geldi.
‘Daha iyi misin’ dedim. Evet anlamında başını salladı. Bir süre okuldan bahsettik. Sonra tekrar telefon çaldı. Gece Ece’ydi. Açmalıydım.
‘Şey Ece. Bunu açmalıyım yoksa ortalığı ayağa kaldırır’ dedim. Banyoya girdim.
‘Ne oldu?’ dedim.
‘Nerdesin lan’ dedi Ece.
‘İşlerim var. Noldu’ dedim.
‘Merak ettim. Selimden haber var mı?’
‘Şimdi konuşamam. Ben seni sonra ararım’ dedim bir şey demesine fırsat vermeden telefonu suratına kapattım. Geri döndüğümde. Selim bana baktı.
‘Ona ne söyleyeceksin’ dedi.
‘Ne söylemeliyim. Meraklanıyor. O seni seviyor Selim’ dedim.
‘Şey bilmiyorum’ dedi. Sonra tekrar bana baktı. ‘Ben bu pislikten kurtulur kurtulmaz her şeyi halledicim’ dedi. Ece için endişelenmeye başladım.
‘Ece ne olacak onun duyguları’ dedim. Sesim çok yüzsek çıkmıştı. Kızmasından değil de tekrar kriz geçirmesinden korktum.
‘Bilmiyorum. Bilmiyorum’ diye sayıklamaya başladı. Sürekli sayıklıyordu. Gene terlemeye başladı. Eline dokunup ‘Selim kendine gel’ dedim. Ama devam ediyordu. Şevkete bakmak istedim ama bakamadım. Elimi çekmedim. Diğer elimi de diğer elinin üzerine koydum. Bana baktı. Gözbebekleri kocamandı. Gözlerinden nefret ateş fışkırıyordu. Gene ‘Bilmiyorum bilmiyorum’ diyerek sayıklıyordu. ‘Selim’ dedim tekrar. O arada Şevket yanıma geldi. Belimden tutup beni çekti.
‘Gidiyoruz’ dedi. Hareket etmedim. Selimin gözlerine bakmaya devam ettim. Oda bakışlarını benden kaçırmadı oda inatla bana bakıyordu. Derin nefes alıp veriyordu. Bu arada hala ‘Bilmiyorum’ diye sayıklıyordu. Şevket kolumdan tutup beni çekiyordu.
‘Hadi gidiyoruz!’ diye bağırdı. Yerimden sıçradım ama hareket etmedim. Şevket koşarak odadan çıktı. Doktorları çağırmaya gitmişti herhalde. Selim titremeye başladı.
‘Selim kendine gel’ dedim. Ne yaptığımı bilmiyordum. Ama onu kendine getirecektim. Bakışlarındaki eski neşe yerine gelene kadar gözlerine bakmaya devam edicektim. Bunu yapıcaktım. Hiç kimse beni buradan kaldıramazdı. O arada içeriye bir sürü ayak sesi doldu. Kimlerin geldiğine bakamıyordum. Çünkü gözlerim hala Selimin üzerindeydi. Oda daha kötü titremeye başladı artık ellerini havaya kaldırıp bağırıyordu. Ama bu süre içinde gözlerini hiç gözlerimden çekmedi. Nefretle ona baktım.
‘Kendine gel!’ diye bağırdım. ‘Sen bu değilsin kendine ne yaptığına bir bak!’ diyerek tekrar bağırdım. Şevket arkamdan ‘Çekil artık!’ diyerek bağırıyordu. Herkes beni çekiştiriyordu. Sonra hemşirenin biri elinde ineyle geldi. Selim tepinemeye başladı. Onu sakinleştirmeye çalışarak omuzlarından tuttum. Sonra titremesi geçti. Sakin nefesler almaya başladı. Gözleri yavaş yavaş eski haline dönmeye başladı. Hala ona bakıyordum. Oda bakıyordu. Sonra kendine geldi. Hemşire ineyi yaptı. Gözleri yukarı kayana kadar gözlerini gözlerimden ayırmadı. Yatağın üzerine düşünce ellerimi çektim. Kollarımın her yeri kıpkırmızıydı. Tırnaklarımın çoğu kırılmıştı. Şevkete bakmadan eşyalarımı elimden alıp dışarıya çıktım. Sonra öfkesiyle yüzleşmek için arkamı döndüm.
O yukarıya çıkarken arkasından baktım. Onu Selim’in yanına götürmek ne kadar doğru olabilirdi ki. Gelmesini beklerken salona geçip izlediği filmi devam ettirdim. Oldukça sıkıcıydı. Kapatıp odanın içinde gezindim. Sonra kapı açıldı. Selin’in abisi bana şaşkınlıkla baktı. Hiç o gelmemiş gibi davranıp merdivenlere doğru yürüdüm.
‘Ne o korktun mu?’ dedi. Sinirle arkamı döndüm.
‘Bir şey mi dedin çömez’ dedim.
‘Evet’ dedi. Ne kadar da yüzsüzdü.
‘Neymiş?’ dedim. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Bu çocuk dayak istiyordu. Ya da burnunun kırılması yetmemişti.
‘Senin ne kadar yüzsüz olduğunu söyledim. Evimde elini kolunu sallayarak dolaşabileceğini mi zannettin’ dedi.
‘Sınırı aşma Emre. İstediğimi sallayarak dolaşabilirim. Burası sadece senin evin değil. Senin şimdi ağzının payını verirdim. Ama bunun Selini üzeceğini biliyorum’ dedim. Selin’in üzülmeyeceğini bilsem şu an bu çocuğu öldürürdüm. Bundan da korkmazdım. Hatta yaptığımla mutlu olurdum. Dünyadan bir pislik temizlenmiş olurdu.
‘Aman ne kadar düşüncelisin sen öyle şeker şey’ dedi. Yüzü dalgaya alıyormuş gibiydi. Ama korku vardı gözlerinde. O konuşmadan önce merdivenlerin 2. basamağındaydım. O bunları söyler söylemez arkamı dönerek üzerine doğru yürüdüm. Ben arkamı dönünce bir adım geriledi. Ama durdu. Gidip boynundan yakaladım duvara yapıştırdım.
‘Beni dinle p*ç kurusu. Seni dövmemizde ki asıl nedeni biliyordun. Bunu istersem Seline anlatırım ve senin hayatın biter. Ne zannediyorsun lan sen kendini ağzımı açtırtma benim. Senin bütün açıklarını biliyorum. Anlatırsam hayatın kayar lan’ dedim. Bunları bildiğimi bilmiyordu. Yüzü şokla doldu. Sonra arkama baktı. Hemen onu bırakıp kafamı çevirdim.
‘Hazırsan çıkalım aşkım’ dedim. Bir şey duymamasını umuyordum. Kafası karışmış gibi bakıyordu.
‘Ne yapıyorsunuz’ dedi. Abisi yanımdan geçip onun önünde durdu.
‘Hiçbir şey her şeyi bu kadar merak etme’ dedi. Bu iyiydi. Bir işe yaramıştı bu çocuk.
‘Nedenmiş?’ dedi Selin.
‘Of Selin yeter’ dedi Emre ve yukarıya çıktı. Selin ellerini beline koydu. Bana baktı.
‘Açıkla’ dedi.
‘Biz biraz tartıştık ağır laflar etti’ dedim.
‘Pekala yeter kavga etmenizi istemiyorum. Sana inanıyorum’ dedi.
‘Teşekkürler. Artık gitmeye ne dersin’ dedim. Gülümsedi. Sonra ne giydiğine baktım. Siyah bir etek üzerine de mavi renkli bir bluz giymişti. Elinde de beyaz bir kaban vardı. Parlatıcı sürmüş ve gözlerine kalem çekmişti. Kahverengi olan gözleri daha güzel gözüküyordu. Beyaz bir saat takmıştı. Saatin ucunda da bir harf vardı ve harf Ş harfiydi şaşırdım.
‘Bu da ne?’ dedim. Gülümseyerek elini elime aldım.
‘Şey işte bilirsin. Ya neyse bende sana ait olmasını istediğim bir şey var’ dedi. Kafam karışmıştı. Kocaman bir çanta vardı elinde. Çantayı karıştırmaya başladı sonra içinden aynı elindeki gibi bir şey vardı. Sonradan onun kolundakine bakınca bunun gümüş bir bilezik olduğunu anladım. Elindeki de bir kolye vardı. Ama siyahtı. Ve uzundu. Ucunda Selin yazıyordu.
‘Nasıl bir şey isteyebileceğini bilemedim. Ben kendime böyle bir şey seçtim. Belki sende benim adımı üzerinde taşırsan bilmem yani güzel olur diye düşündüm. Benim bir de kolyem var. Şey üzerinde Şevket yazıyor.’dedi. Biraz kızarmıştı. Galiba istemeyeceğimi düşünmüştü. Kolyeyi elinden aldım ve boynuma taktım. İçime kattım.
‘Oldukça güzel’ dedim. ‘Tam kalbimin üzerinde olması gereken yerde’ dedim. Gülümsedi. Eğilip dudağına öpücük kondurdum.
‘Teşekkür ederim. Böyle bir şeyi benim sana vermem gerekirdi. Her şey o kadar karışık. Biliyorsun zamanım olmadı hiç’ dedim.
‘Elbette’ dedi.
‘Seni seviyorum’ dedim.
‘Ne olursa olsun’ dedi. Sonra elimi tuttu.
‘Gitme vakti’ dedi. Kapıyı açıp derin bir nefes alarak dışarıya çıktım.
(Selin)
Hastaneye kadar soru sormadım. Sonra Selimin kaldığı odaya geldiğimizde kapıda durup ona baktım.
‘Neden bu kadar gerginsin’ dedim.
‘Bilmiyorum’ dedi. Elimi yanağına koydum. Ve kapıyı açtım. Selim yatakta yatıyordu. Çok kötü değildi. Gözlerinin altı mosmordu. Sanki uzun süredir uyumuyormuş gibiydi. Oldukça solgun gözüküyordu. Bizi görünce gene o en sevdiğim gülümsemesiyle dişlerini göstererek bize güldü. Sonra kahkaha atıp.
‘Hey kapıda durmayın içerisi soğuyor’ dedi. Dönüp Şevketin suratına baktım. Oda gülümsüyordu. İçeriye girip kapıyı kapattık. Gidip yanına oturdum.
‘Nasılsın’ dedim. Gülümsemesi biraz soldu. Ama sonra tekrar eski haline geldi.
‘Bunları bildiğin için benden nefret et tamam mı güzellik?’ dedi. Kaşlarımı çattım.
‘Neden nefret edeyim? Lütfen böyle söyleme’ dedim.
‘Pekala tamam’ dedi.
‘Beni yanlış anladın’ dedim.
‘Hayır anlamadım. Burada kaldığımdan beri paranoya yapıyorum kendi kendime oldukça sıkıcı. Mert çok sıkılıyor. Bende yalnız kalmaktan sıkılıyorum. Testler filan oldukça sıkıcı. Sizin gelmeniz iyi oldu. Biraz kopalım’ dedi. Şevket gidip koltuklardan birine oturdu.
‘Sana bir şey getirdim’ dedi. Eline bir şey fırlattı. Bir telefondu. Selim hemen gülümsedi.
‘Bu yasal değil’ dedim. Sinirle. Başlarının belaya girmesinden korkmuştum. Selim bana inanamıyormuş gibi baktı.
‘Kuralları yıkmak sadece bir başlangıç bebeğim’ dedi.
‘Aptal’ dedim. Çenesine vurdum. Sonra kalkıp etrafa baktım. Etraf beyazdı. Cidden sıkıcıydı.
Sonra telefonum titremeye başladı. Baktım arayan Ece’ydi. Kafamı kaldırdığım da ikisi de bana bakıyordu.
‘Şey Ece’ dedim. Selim suratını asıp camdan dışarıya baktı. Telefonu meşgule atıp yanına gittim.
‘Onu sonra ararım’ dedim. Hiçbir şey demedi. Korkmaya başladım. Çünkü derin derin nefes almaya başladı. Alnından terler damlamaya başladı. Hemen kalktı. Odanın yanındaki kapıya girdi. Galiba banyoydu. Şevkete dönüp.
‘Noldu?’ dedim.
‘Şey başka bir yoksunluk belirtisi’ dedi. Bunu biliyordum. Madde bulunamadığında ya da alınamadığında oluyordu. Bildiğim kadarıyla 3 haftadır almıyordu. En az 20 günde vücuttan atılırdı madde ama dozu önemliydi ne kadar süredir kullanıyordu?
‘Ne zamandır kullanıyor’ dedim Şevket’e. Tam cevap vericekti ki Selim geldi.
‘Daha iyi misin’ dedim. Evet anlamında başını salladı. Bir süre okuldan bahsettik. Sonra tekrar telefon çaldı. Gece Ece’ydi. Açmalıydım.
‘Şey Ece. Bunu açmalıyım yoksa ortalığı ayağa kaldırır’ dedim. Banyoya girdim.
‘Ne oldu?’ dedim.
‘Nerdesin lan’ dedi Ece.
‘İşlerim var. Noldu’ dedim.
‘Merak ettim. Selimden haber var mı?’
‘Şimdi konuşamam. Ben seni sonra ararım’ dedim bir şey demesine fırsat vermeden telefonu suratına kapattım. Geri döndüğümde. Selim bana baktı.
‘Ona ne söyleyeceksin’ dedi.
‘Ne söylemeliyim. Meraklanıyor. O seni seviyor Selim’ dedim.
‘Şey bilmiyorum’ dedi. Sonra tekrar bana baktı. ‘Ben bu pislikten kurtulur kurtulmaz her şeyi halledicim’ dedi. Ece için endişelenmeye başladım.
‘Ece ne olacak onun duyguları’ dedim. Sesim çok yüzsek çıkmıştı. Kızmasından değil de tekrar kriz geçirmesinden korktum.
‘Bilmiyorum. Bilmiyorum’ diye sayıklamaya başladı. Sürekli sayıklıyordu. Gene terlemeye başladı. Eline dokunup ‘Selim kendine gel’ dedim. Ama devam ediyordu. Şevkete bakmak istedim ama bakamadım. Elimi çekmedim. Diğer elimi de diğer elinin üzerine koydum. Bana baktı. Gözbebekleri kocamandı. Gözlerinden nefret ateş fışkırıyordu. Gene ‘Bilmiyorum bilmiyorum’ diyerek sayıklıyordu. ‘Selim’ dedim tekrar. O arada Şevket yanıma geldi. Belimden tutup beni çekti.
‘Gidiyoruz’ dedi. Hareket etmedim. Selimin gözlerine bakmaya devam ettim. Oda bakışlarını benden kaçırmadı oda inatla bana bakıyordu. Derin nefes alıp veriyordu. Bu arada hala ‘Bilmiyorum’ diye sayıklıyordu. Şevket kolumdan tutup beni çekiyordu.
‘Hadi gidiyoruz!’ diye bağırdı. Yerimden sıçradım ama hareket etmedim. Şevket koşarak odadan çıktı. Doktorları çağırmaya gitmişti herhalde. Selim titremeye başladı.
‘Selim kendine gel’ dedim. Ne yaptığımı bilmiyordum. Ama onu kendine getirecektim. Bakışlarındaki eski neşe yerine gelene kadar gözlerine bakmaya devam edicektim. Bunu yapıcaktım. Hiç kimse beni buradan kaldıramazdı. O arada içeriye bir sürü ayak sesi doldu. Kimlerin geldiğine bakamıyordum. Çünkü gözlerim hala Selimin üzerindeydi. Oda daha kötü titremeye başladı artık ellerini havaya kaldırıp bağırıyordu. Ama bu süre içinde gözlerini hiç gözlerimden çekmedi. Nefretle ona baktım.
‘Kendine gel!’ diye bağırdım. ‘Sen bu değilsin kendine ne yaptığına bir bak!’ diyerek tekrar bağırdım. Şevket arkamdan ‘Çekil artık!’ diyerek bağırıyordu. Herkes beni çekiştiriyordu. Sonra hemşirenin biri elinde ineyle geldi. Selim tepinemeye başladı. Onu sakinleştirmeye çalışarak omuzlarından tuttum. Sonra titremesi geçti. Sakin nefesler almaya başladı. Gözleri yavaş yavaş eski haline dönmeye başladı. Hala ona bakıyordum. Oda bakıyordu. Sonra kendine geldi. Hemşire ineyi yaptı. Gözleri yukarı kayana kadar gözlerini gözlerimden ayırmadı. Yatağın üzerine düşünce ellerimi çektim. Kollarımın her yeri kıpkırmızıydı. Tırnaklarımın çoğu kırılmıştı. Şevkete bakmadan eşyalarımı elimden alıp dışarıya çıktım. Sonra öfkesiyle yüzleşmek için arkamı döndüm.
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Uzun bir bölüm yazdım perşembeye kadar giremiycem
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Ne zaman gelecek peki?
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Perşembe
Bu hafta her gün sınavlarım var. Her şeyi bıraktım. Bunlara yoğunlaşmam lazım.
Bölüm hakkında yorumunu bekliyorum ?
Bu hafta her gün sınavlarım var. Her şeyi bıraktım. Bunlara yoğunlaşmam lazım.
Bölüm hakkında yorumunu bekliyorum
?
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
bence oldukça güzel hatta beklediğimden de ama biraz kısa mı ne!
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Yok yok iyidir o iyi
Similar topics
