Anasayfaayyyy... 
üzüldüm sankii... 
yeni bölüm ! 
üzüldüm sankii... yeni bölüm ! +17
Heath-Zo
'supernatural'
okuyombenyae
Deadly
asezgin
arzu8
steavie_rae_aşkımm
happy
ZoeyCixx
ges_emine
Ash_
ebru
gecenin kızı
Sude
jamestark
mavi_keßeLeck
Brra.
21 posters
Kalbinin Sesini Dinle. Final.
steavie_rae_aşkımm- Marked
- Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 29/12/10
Yaş : 30
- Post n°76
Geri: Kalbinin Sesini Dinle. Final.
tarafından steavie_rae_aşkımm Cuma Ocak 07, 2011 6:30 pm
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Daha yeni koydum yorumlar gelsn devam ediceğim 
arzu8- Marked
- Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 22/12/10
Yaş : 29
nolur ybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybybb
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
1 saate gelir 
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
canım çok hoş bir hakaye olmuş yb bekliyorum 
yb bekliyorum
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Teşekkürler beyenmene sevindim. Yeni bölümü koyucam belki akşam ama bugün koyarım
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
(Şevket)
Selinin annesinin ölümünün üzerinden 1 ay geçmişti. Bu 1 aylık süre içinde her gün Selinin yanında oldum ama o odadan hiç çıkmadı. Genelde aile dışında birinin de odaya girmesine izin verilmiyordu. Abisinin yerine babasına nasıl olduğunu soruyordum. Her zaman ki cevabı veriyordu bana.
‘Düzelicek evlat ona biraz zaman ver’ ama düzelmek için çok uzun bir zaman geçmişti. Ölümün üzerinden 1 ay geçmişti ve ben onu 1 aydır görmemiştim. Bir gün kapının önünde gene beklerken kapı açıldı. Çok şaşırmıştım. Selin içerden çıktı
‘Selam’ dedi. Çok şaşırmıştım.
‘Selam nasılsın’ dedim. Gülümsedi.
‘Artık daha iyiyim’ dedi ve devam etti. ‘Bir duş alıp gelicem’ dedi. Bir şey demedim ama çok değişmişti. Zayıflamıştı. Yüzü çökmüştü ama onu en son gördüğüm zamandan daha iyi gözüküyordu. Aşağı kata inip oturdum. Sonra geldi en sevdiğim bluzunu giymişti. Saçları da uzamıştı.
‘Dışarı çıkalım mı? Açım’ dedi ve gülümsedi.
‘Galiba şaşırmamalıyım tamam gidelim’ dedim çok uzağa gitmedik evlerinin oradaki kaffe de kahvaltı ettik. Sonra dışarı çıkıp dolaştık. Bir parka geldik. Banka oturup kollarımı ona sardım ve özlemle ona sarıldım. Kokusunu içime çektim.
‘Seni bu kadar zaman beklettiğim için özür dilerim. Aslında daha önce çıkmalıydım o odadan. İlk bir hafta yataktan hiç kalkmadım. Ama sonra Başak geldi. Ve benimle uzun uzun konuştu. Senin bir haftadır dışarıda olduğunu söyledi ve tabi koktuğumu gidip yıkanmamı söyledi’ dedi gülmeye başladı. Sonra devam etti. ‘Ben kalkmadım tabi beni zorla suyun altına soktu. Geçen hafta aklıma bir şey geldi annem bana hep bana bir şey olursa vasiyetim şurada der ve yerini gösterirdi. Aklıma o geldi ve okudum. Bu mektubu okuduktan sonra asla ağlamamamı ve hayatıma devam etmemi istemiş. Ben bir hafta boyunca mektubu sürekli okudum ve sonunda annemin istediğinin olmasına karar verdim ve çıktım. Seni beklettiğim için özür dilerim. Artık annem konusunda tek kelime etmeyeceğim ve hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim’ dedi. Hiç bir şey söylemedim. Eğilip dudaklarından öptüm oda karşılık verdi.
‘Beni bir daha sakın bu kadar bekletme’ diye kızdım ona.
‘Affedersin’ dedi. Tekrar gülümsedi. ‘Bugün hep beraber dışarıya çıkalım olur mu?’ dedi.
‘Sen nasıl istersen her şeyim’ dedim. Düzelmesine çok sevinmiştim. Eğilip tekrar öptüm. Onu öperken aklım başka yerdeydi. Umarım onun son üzülmesi bu olur diyerek dua ettim..
(Selin)
Geçici depresyonumdan çıkıp hayatıma devam etmek iyi bir şeydi. Asla aklıma annemi getirmeyecektim. Evet, bu çok zordu ama artık değişmeye karar vermiştim.
Dolabımı açıp siyah elbisemi çıkardım. Saçlarıma maşa yaptım ve makyaj yaptım. Sonra kapıda beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gittim. Hepsi sıralanmıştı. Tek tek hepsine baktım onların bakışları benim için çok önemliydi. Selim; kocaman gülümsemeyle bana bakıyordu. Bakışları biraz şaşkındı ama gülümsüyordu. Hemen yanında Ece vardı oda bana gülümsüyordu gözleri de gülüyordu. Mert oda hafif hafif gülümsüyordu. Gözleri üzgündü. Ve aşkım oda gayet mutluydu. Yanıma geldi ve bana sarıldı. Kulağıma ‘Seni seviyorum’ diye fısıldadı. Sonra hep beraber arabaya bindik. Nereye gittiğimizi sormadım. Daha sonradan okulun bir partisi olduğunu öğrendim. İlk önce gerilmiştim ama sonradan sevindim okuldaki arkadaşlarımı göreceğim için mutlu olmuştum. Parti mekanına geldiğimizde ilk önce herkes bana şaşkın şaşkın baktı. Ama sonra hepsinin gözleri anlayışla doldu. Bu iyi bir şeydi. Belki de benim yeterince üzüldüğümü düşünmüş olmalılar. Bütün gece eylendik. Çıkışta ben Şevketlerin evine gittim onunla birlikte bütün gece konuştuk. Sonra kollarında uykuya daldım.
Sabah uyandığımda Şevket yanımda değildi. Aşağıdadır diye giyinip aşağıya indim ama orada yoktu. Hizmetçiye nerede olduğunu sordum. ‘Sizin eve gitmenizi sizi arayacağını söyledi’ dedi. Onayladım ve eve gittim. Okula gitmek için hazırlandıktan sonra Selimi aradım açmadı. Sonra Mert’i aradım oda açmadı. Şevketin telefonunu 15. arayışımda da hiç cevap alamadım. Ona bir mesaj yazdım.
‘Neredeysen bana hemen haber ver çok sinirliyim. Senin için endişeleniyorum’ yazdım. Daha sonra Eceye gelmesi için mesaj attım. Aşağı kata inip Ece gelene kadar mutfakta oyalanmak istedim. Yıkayacak bulaşıklar olduğunu düşünüyordum ama hepsi yıkanmıştı. Babam işe çoktan gitmişti. Evde artık bir hizmetçi vardı. Bence çok gereksizdi ben zaten bu işleri yapabilirdim. Ağabeymde ben mutfaktayken çoktan gitmişti. Nedense benimle gene konuşmuyordu hala aynı meseleydi büyük ihtimalle. Neyse ki çok zaman geçmeden Ece geldi. Ona olanları anlattım. Beni sabırla dinledi.
‘Ya dün şey bunu anlatmak istemiyorum ama siz gittikten sonra Mert başkalarının yanındaydı. Bizde Selimle yalnızdık sonra ya biliyorsun onun yanında nasıl hareket edeceğimi bilemiyorum. Ben gene mal gibi etrafıma bakarken göz ucuyla ona baktım. Oda bana bakıyordu. Baktığımı gördüğünü düşünerek kafamı çevirip sırıttım oda bana gülümsedi. Sonra elini kaldırdı ve yanağımı okşamaya başladı. Ben çok şaşırdım tabi ama sevindim biliyorsun ondan çok hoşlanıyorum’ Nefes almak için sustu bende çok şaşırmıştım.
‘Yani siz şimdi?’ dedim ne demek istediğimi anladı benim de aklım karışmıştı. Hemen eliyle beni susturdu.
‘Kes sesini daha bitmedi’ dedi. Başımla onayladım bunun sonunda ne olacağını merak ediyordum.
‘Neyse sonra eğildi ve yanağımdan öptü’ dedi. Kıpkırmızı olmuştu anlatırken yanaklarına kanın çıkmasını izledim. Sonra güldüm.
‘Vay devam et sonra?’ dedim.
‘Evet dur kendimi kaptırdım. Devam ediyorum. Sonra o beni öptü ve hemen geri çekildi sanki çok kötü bir şey yapmış gibi. Bana değişik bir şekilde bakıyordu sonra sanki biri onu boğmuşta ilk defa nefes alıyormuş gibi derin derin nefes almaya başladı ve sonra terliyordu. Ama çok korkunçtu. Daha sonra titremeye başladı. Kafasını çevirdi bana baktı ve sonra hemen gitti. Arkasından da Mert gitti. Çok garipti daha öncede böyle hemen kalkıp giderdi ama bu gördüklerimin en kötüsüydü. Acaba.’ Ece kendi kendine konuşurken tekrar şoka girmiştim. Ve üzülmüştüm. Bu işin sonu iyi değildi ve Şevketin bu işteki rolü neydi ?.
Selinin annesinin ölümünün üzerinden 1 ay geçmişti. Bu 1 aylık süre içinde her gün Selinin yanında oldum ama o odadan hiç çıkmadı. Genelde aile dışında birinin de odaya girmesine izin verilmiyordu. Abisinin yerine babasına nasıl olduğunu soruyordum. Her zaman ki cevabı veriyordu bana.
‘Düzelicek evlat ona biraz zaman ver’ ama düzelmek için çok uzun bir zaman geçmişti. Ölümün üzerinden 1 ay geçmişti ve ben onu 1 aydır görmemiştim. Bir gün kapının önünde gene beklerken kapı açıldı. Çok şaşırmıştım. Selin içerden çıktı
‘Selam’ dedi. Çok şaşırmıştım.
‘Selam nasılsın’ dedim. Gülümsedi.
‘Artık daha iyiyim’ dedi ve devam etti. ‘Bir duş alıp gelicem’ dedi. Bir şey demedim ama çok değişmişti. Zayıflamıştı. Yüzü çökmüştü ama onu en son gördüğüm zamandan daha iyi gözüküyordu. Aşağı kata inip oturdum. Sonra geldi en sevdiğim bluzunu giymişti. Saçları da uzamıştı.
‘Dışarı çıkalım mı? Açım’ dedi ve gülümsedi.
‘Galiba şaşırmamalıyım tamam gidelim’ dedim çok uzağa gitmedik evlerinin oradaki kaffe de kahvaltı ettik. Sonra dışarı çıkıp dolaştık. Bir parka geldik. Banka oturup kollarımı ona sardım ve özlemle ona sarıldım. Kokusunu içime çektim.
‘Seni bu kadar zaman beklettiğim için özür dilerim. Aslında daha önce çıkmalıydım o odadan. İlk bir hafta yataktan hiç kalkmadım. Ama sonra Başak geldi. Ve benimle uzun uzun konuştu. Senin bir haftadır dışarıda olduğunu söyledi ve tabi koktuğumu gidip yıkanmamı söyledi’ dedi gülmeye başladı. Sonra devam etti. ‘Ben kalkmadım tabi beni zorla suyun altına soktu. Geçen hafta aklıma bir şey geldi annem bana hep bana bir şey olursa vasiyetim şurada der ve yerini gösterirdi. Aklıma o geldi ve okudum. Bu mektubu okuduktan sonra asla ağlamamamı ve hayatıma devam etmemi istemiş. Ben bir hafta boyunca mektubu sürekli okudum ve sonunda annemin istediğinin olmasına karar verdim ve çıktım. Seni beklettiğim için özür dilerim. Artık annem konusunda tek kelime etmeyeceğim ve hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim’ dedi. Hiç bir şey söylemedim. Eğilip dudaklarından öptüm oda karşılık verdi.
‘Beni bir daha sakın bu kadar bekletme’ diye kızdım ona.
‘Affedersin’ dedi. Tekrar gülümsedi. ‘Bugün hep beraber dışarıya çıkalım olur mu?’ dedi.
‘Sen nasıl istersen her şeyim’ dedim. Düzelmesine çok sevinmiştim. Eğilip tekrar öptüm. Onu öperken aklım başka yerdeydi. Umarım onun son üzülmesi bu olur diyerek dua ettim..
(Selin)
Geçici depresyonumdan çıkıp hayatıma devam etmek iyi bir şeydi. Asla aklıma annemi getirmeyecektim. Evet, bu çok zordu ama artık değişmeye karar vermiştim.
Dolabımı açıp siyah elbisemi çıkardım. Saçlarıma maşa yaptım ve makyaj yaptım. Sonra kapıda beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gittim. Hepsi sıralanmıştı. Tek tek hepsine baktım onların bakışları benim için çok önemliydi. Selim; kocaman gülümsemeyle bana bakıyordu. Bakışları biraz şaşkındı ama gülümsüyordu. Hemen yanında Ece vardı oda bana gülümsüyordu gözleri de gülüyordu. Mert oda hafif hafif gülümsüyordu. Gözleri üzgündü. Ve aşkım oda gayet mutluydu. Yanıma geldi ve bana sarıldı. Kulağıma ‘Seni seviyorum’ diye fısıldadı. Sonra hep beraber arabaya bindik. Nereye gittiğimizi sormadım. Daha sonradan okulun bir partisi olduğunu öğrendim. İlk önce gerilmiştim ama sonradan sevindim okuldaki arkadaşlarımı göreceğim için mutlu olmuştum. Parti mekanına geldiğimizde ilk önce herkes bana şaşkın şaşkın baktı. Ama sonra hepsinin gözleri anlayışla doldu. Bu iyi bir şeydi. Belki de benim yeterince üzüldüğümü düşünmüş olmalılar. Bütün gece eylendik. Çıkışta ben Şevketlerin evine gittim onunla birlikte bütün gece konuştuk. Sonra kollarında uykuya daldım.
Sabah uyandığımda Şevket yanımda değildi. Aşağıdadır diye giyinip aşağıya indim ama orada yoktu. Hizmetçiye nerede olduğunu sordum. ‘Sizin eve gitmenizi sizi arayacağını söyledi’ dedi. Onayladım ve eve gittim. Okula gitmek için hazırlandıktan sonra Selimi aradım açmadı. Sonra Mert’i aradım oda açmadı. Şevketin telefonunu 15. arayışımda da hiç cevap alamadım. Ona bir mesaj yazdım.
‘Neredeysen bana hemen haber ver çok sinirliyim. Senin için endişeleniyorum’ yazdım. Daha sonra Eceye gelmesi için mesaj attım. Aşağı kata inip Ece gelene kadar mutfakta oyalanmak istedim. Yıkayacak bulaşıklar olduğunu düşünüyordum ama hepsi yıkanmıştı. Babam işe çoktan gitmişti. Evde artık bir hizmetçi vardı. Bence çok gereksizdi ben zaten bu işleri yapabilirdim. Ağabeymde ben mutfaktayken çoktan gitmişti. Nedense benimle gene konuşmuyordu hala aynı meseleydi büyük ihtimalle. Neyse ki çok zaman geçmeden Ece geldi. Ona olanları anlattım. Beni sabırla dinledi.
‘Ya dün şey bunu anlatmak istemiyorum ama siz gittikten sonra Mert başkalarının yanındaydı. Bizde Selimle yalnızdık sonra ya biliyorsun onun yanında nasıl hareket edeceğimi bilemiyorum. Ben gene mal gibi etrafıma bakarken göz ucuyla ona baktım. Oda bana bakıyordu. Baktığımı gördüğünü düşünerek kafamı çevirip sırıttım oda bana gülümsedi. Sonra elini kaldırdı ve yanağımı okşamaya başladı. Ben çok şaşırdım tabi ama sevindim biliyorsun ondan çok hoşlanıyorum’ Nefes almak için sustu bende çok şaşırmıştım.
‘Yani siz şimdi?’ dedim ne demek istediğimi anladı benim de aklım karışmıştı. Hemen eliyle beni susturdu.
‘Kes sesini daha bitmedi’ dedi. Başımla onayladım bunun sonunda ne olacağını merak ediyordum.
‘Neyse sonra eğildi ve yanağımdan öptü’ dedi. Kıpkırmızı olmuştu anlatırken yanaklarına kanın çıkmasını izledim. Sonra güldüm.
‘Vay devam et sonra?’ dedim.
‘Evet dur kendimi kaptırdım. Devam ediyorum. Sonra o beni öptü ve hemen geri çekildi sanki çok kötü bir şey yapmış gibi. Bana değişik bir şekilde bakıyordu sonra sanki biri onu boğmuşta ilk defa nefes alıyormuş gibi derin derin nefes almaya başladı ve sonra terliyordu. Ama çok korkunçtu. Daha sonra titremeye başladı. Kafasını çevirdi bana baktı ve sonra hemen gitti. Arkasından da Mert gitti. Çok garipti daha öncede böyle hemen kalkıp giderdi ama bu gördüklerimin en kötüsüydü. Acaba.’ Ece kendi kendine konuşurken tekrar şoka girmiştim. Ve üzülmüştüm. Bu işin sonu iyi değildi ve Şevketin bu işteki rolü neydi ?.
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Omg! 
Süper bir şey bu yemin ederim ki süperdi
Uzun bir aradan sonra böyle hikaye'yi okumak iyi geldi
Yb meraktan ölücem vallahi
Yb
Süper bir şey bu yemin ederim ki süperdi
Uzun bir aradan sonra böyle hikaye'yi okumak iyi geldi
Yb meraktan ölücem vallahi
Yb
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
canım çok güzel bir bölüm olmuş ellerine sağlık
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Deadly demiş ki:Omg!
Süper bir şey bu yemin ederim ki süperdi
Uzun bir aradan sonra böyle hikaye'yi okumak iyi geldi
Yb meraktan ölücem vallahi
Yb
Çooooooooooook teşekkür ederim. Akşam yeni bölümü koymaya çalışcam.
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
asezgin demiş ki:canım çok güzel bir bölüm olmuş ellerine sağlık
Teşekkürler
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Eee yeni bölüm nerede bütün gün valla meraktan öldüm
Aklım kız kaldı yeni bölüm .d
Aklım kız kaldı yeni bölüm .d
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Hemen geliyor canım
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
(Selin)
Ben kafam karışmış bir halde Eceye bakıyordum. Ecede kafasını kaldırdı. Ağlamıştı.
‘Şevketi düşünüyorsun değil mi?’ dedi. Evet anlamında kafamı salladım. Telefonum titreyince heyecanla baktım. Şevkettendi. Hemen mesajı açtım.
‘Özür dilerim aşkım daha sonra ayrıntılı bir şekilde anlatıcam sevgilim. Affet’ yazmıştı. Hemen cevap yazdım.
‘Senin için meraklandım. Nerdesin?’ yazdım. Okula girdik sonra. Başak çoktan gelmişti. Bize gülümsedi. Yanına gidip oturdum. Kafamın karışıklığını anlamıştı. Soru soran gözlerle bana baktı. Hiçbir şey demedim. Sonra Eceye döndü.
‘Şevket için endişeli’ dedi. Sonra mesaj geldi. Hemen baktım.
‘Aşkııım şimdi anlatamam lütfeeen biraz zaman ver bana’ yazmıştı. Ben artık Selim yüzünden değil de başka bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştım.
‘Benden ne için zaman istediğini söyler misin konu ne? Konu bizimle ilgili mi? Yoksa Ecenin bana bugün Selimle ilgili anlattığı konu mu? Beni ne kadar kızdırdığının farkındasındır umarım. Telefonu kapatıyorum. Daha sonra belki konuşuruz. Hoşça kal’ yazdım ve telefonu kapattım. Derslere odaklanmak zor olmadı. Yaptığım en iyi şey buydu zaten dikkatimi hemen başka yöne çekebiliyordum. Ve okul bitti. Evlere dağıldık. Şevketlerin evine gitmeyi o kadar çok istiyordum ki. Sonunda kendime engel oldum. Eve geldiğim de gene kimse yoktu. Bu bir bakıma yalnız yaşamak gibi bir şeydi ve benim hoşuma gidiyordu. Eve gelip hemen abur cubura boydum kendimi. Sonra telefonu açtım ve gelen mesajları açtım. Mesajlar Şevkettendi. Hemen ilk mesajı okudum.
‘Evet konu Selim ama şu an açıklayabileceğim bir şey değil. Ece sana ne anlattı bilmiyorum ama şimdi olmaz’
‘Lütfen!’
‘Seni kızdırdığım için özür dilerim’ ve bunun gibi mesajları okudum. Daha sonra cevap yazdım.
‘Nerdesin’ sonra bir film koyup izlemeye başladım. Tam odaklanmıştım ki mesaj geldi.
‘Selim ve Mertle birlikte bir işimiz var’ demişti. Şimdide soğuktu. Mesajlaşmayı bırakıp aramaya karar verdim. Telefonun 3. çalışta açıldı. Özlediğim sesiyle konuştu.
‘Efendim?’
‘Nerdesin?’
‘Söyledim ya işlerimiz var’ dedi.
‘Şevket sinirleniyorum ne yaptığını sormadım nerdesin dedim’ dedim. Çok kızmıştım.
‘İşte şey söyleyemem şu an müsait değilim’ dedi. Kalbim kırılmıştı. Ya bana güvenmiyordu ya da açıklayamayacağı kötü bir şey yapıyordu. Ya da belki de artık beni sevmiyordu. O kadar uzun zamanın geçtiğinden haberim yoktu sonra onun sesiyle irkildim.
‘Orda mısın?’ dedi.
‘Evet’ dedim. Başka bir şey dersem sesim beni ele verebilirdi.
‘Bana inanmıyorsun değil mi?’ dedi.
‘Bu neyi değiştirir’ dedim.
‘Çok şeyi’ dedi.
‘Bana ne olduğunu nerde olduğunu söylemiyorsun. Seninle birlikte uyuyorum uyandığım da yoksun ne bir not ne bir başka bir şey. Sonra Selim’e bir şeyler olduğunu duyuyorum. Sana soruyorum şu an anlatamam cevabını alıyorum. Aramızda gizli saklı olmasın derken sınırlamaların nelerdi Şevket? Şu an kalbim o kadar çok kırıldı ki bana şu konuşma içerisinde bir kere bile aşkım demedin sanki okul arkadaşınla konuşuyormuş gibisin. Artık senin için bir şeyler ifade etmiyor muyum? Başka bir şeylerin arkasına sığınarak beni bırakıyor musun?’ dedim. İçimi boşaltınca rahatladım. Sonra acaba onu kırdım mı diye bir korku doldu içime kalbimin üzerinde ki baskı artmaya başladı.
‘Nerdesin’ dedim tekrar.
‘Pekala sizin eve geliyorum orada ol’ dedi ve telefonu kapattı. Telefonu resmen suratıma kapatmıştı. Bu kadarı fazla dedim kendi kendime sonra tekrar filmimi izlemeye devam ettim. Film neredeyse bitiyordu. Kapı çaldı. Kalkıp baktım. Ağladığım için gözlerim kızarmıştı ve burnum akıyordu nasıl göründüğüm umurumda değildi. Bu iş çözülecekti. Kapıyı açtım içeri girdi ve salona girdi. Kocaman gülümsemeyle bana döndü.
‘Ooo parti mi var’ dedi paketleri görünce. Hayır anlamında başımı salladım izlediğim filme baktı. Sonra bana baktı koltuktakileri kaldırıp oturdu. Ben hala ayakta dikiliyordum. Beni yanına çekti. Ve sarıldı. Bir süre öyle kaldık. Sonra çekildim ve suratına baktım. Şaşkınlıkla bana baktı.
‘Öfkeli olduğunu biliyordum ama gözlerinde ki nefret neden?’ dedi. Şaşırdım.
‘Nefret ha senden mi? Saçmalama lütfen beni hiç mi tanımıyorsun ya da gerçekten bakışlarımı yanlış yorumluyorsun. Ben of unut gitsin’ dedim. Kafamı eğdim ağlamak üzereydim. Elini çenemin altına koyup kaldırdı.
‘Duygularını mı incitiyorum’ dedi. Sonra kendime gelip kafamı kaldırdım.
‘İncinmek mi?’ dedim. Tek kaşımı kaldırıp kısa bir kahkaha attım. ‘Daha çok kırıldım ve kalbimin üstünde ne kadar çok yük var şu an tahmin edemezsin’ dedim. Tekrar kafamı indirdim. Acıma rağmen çok güçlü konuşuyordum.
‘Bana ne düşündüğünü söyle’ dedi.
‘Artık bana güvenmiyor musun?’ dedim ilk sorumu sorarak. Bana kafası karışmış ve gücenmiş bir bakış attı.
‘Sana güveniyorum’ dedi. Gözleri gayet ciddiydi.
‘Beni artık sevmiyorsun değil mi?’ dedim. Bunu söylerken gözlerimden yaşlar akıyordu. ‘Sana diğer kızların verdiği hiçbir şeyi vermiyorum. Bu yüzden değil mi? Beni kendinden soğutarak gidiceksin değil mi?’ dedim. Öyle çok ağlıyordum ki boğazımdan bir ses çıkıyordu. Bu utanç vericiydi. Sonra kollarını uzatarak beni yanına çekti. Sonra kucağına oturttu. Başımı omuzlarına gömdüm. Kokusunu içime çektim. Ağlamaya devam ettim. Sonunda susunca konuştu.
‘Seni seviyorum. Bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok. Senden asla vazgeçmeyeceğim. Sen benim her şeyimsin. Tüm kalbim. İnsan kalbinden vazgeçebilir mi?’ dedi. Bu benim için yeterliydi. Uzun süre onun kucağında oturdum.
‘Pekala artık nerede olduğunu açıklayacak mısın?’ dedim.
‘Tabi ki. Sadece sonucun tam olarak açıklanmasını bekliyordum. Ece sana herhalde dün Selimin başına gelenleri anlatmış. Selim 2 haftadır kullanmıyordu. Bu genelde oluyordu. Ama tamamen iyileşmesi için gözetim altında kalacak bu hafta’ dedi.
‘Bana açıklamadığın bu muydu?’ dedim.
‘Özür dilerim bu en kötüsüydü. Oradan ayrıldıktan sonra kriz geçirmiş. Ve çok korktum’ dedi.
‘Canım benim’ dedim. Ensesiyle oynamaya başladım. Gene uzun süre öylece oturduk. Bende diğer kızların ona verdiklerini benim ona vermemem hakkındaki kısmı düşünüyordum. Beklide zamanı gelmişti. Ama daha 16 yaşındaydım. Belki 1 sene daha. Beni bekler miydi?
‘O diğer kızların verip senin bana vermediğin şey neymiş bakalım hanımefendi’ dedi. Düşüncelerimden sıyrılıp suratına baktım ve onu öptüm. Oda karşılık verdi. Ellerimin biri göğsündeydi. Diğerini boynuna koyarak kendime daha çok yaklaştırdım. Sonra iki elimi boynuna koyarak koltuğun üzerine doğru çektim onu. Artık üzerimdeydi. Dudaklarını dudaklarımdan çekerek boynumu öpmeye başladı. Bu aslında güzel bir şeydi. Belki ona gerçekten istediği bu mu bilmiyordum ama düşündüğüm şeyi verebilirsem onu elimde tutabilecek bir şeyim olurdu. Çenem buna yeter mi bilmiyordum ama gidecek diye öyle korkuyordum ki. Bir şeyler yapmam lazımdı. Boynumu öperken ben bunları düşünüyordum. Sonra tekrar dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Kararımı vermiştim. Onu üzerimden kaldırdım ve elinden tutarak yukarıya götürdüm. Hiçbir şey demedi. Anladığına emindim. Belki oda istiyordu beni. Odama girdik ve kapıyı kapatıp kilitledim.
Ben kafam karışmış bir halde Eceye bakıyordum. Ecede kafasını kaldırdı. Ağlamıştı.
‘Şevketi düşünüyorsun değil mi?’ dedi. Evet anlamında kafamı salladım. Telefonum titreyince heyecanla baktım. Şevkettendi. Hemen mesajı açtım.
‘Özür dilerim aşkım daha sonra ayrıntılı bir şekilde anlatıcam sevgilim. Affet’ yazmıştı. Hemen cevap yazdım.
‘Senin için meraklandım. Nerdesin?’ yazdım. Okula girdik sonra. Başak çoktan gelmişti. Bize gülümsedi. Yanına gidip oturdum. Kafamın karışıklığını anlamıştı. Soru soran gözlerle bana baktı. Hiçbir şey demedim. Sonra Eceye döndü.
‘Şevket için endişeli’ dedi. Sonra mesaj geldi. Hemen baktım.
‘Aşkııım şimdi anlatamam lütfeeen biraz zaman ver bana’ yazmıştı. Ben artık Selim yüzünden değil de başka bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştım.
‘Benden ne için zaman istediğini söyler misin konu ne? Konu bizimle ilgili mi? Yoksa Ecenin bana bugün Selimle ilgili anlattığı konu mu? Beni ne kadar kızdırdığının farkındasındır umarım. Telefonu kapatıyorum. Daha sonra belki konuşuruz. Hoşça kal’ yazdım ve telefonu kapattım. Derslere odaklanmak zor olmadı. Yaptığım en iyi şey buydu zaten dikkatimi hemen başka yöne çekebiliyordum. Ve okul bitti. Evlere dağıldık. Şevketlerin evine gitmeyi o kadar çok istiyordum ki. Sonunda kendime engel oldum. Eve geldiğim de gene kimse yoktu. Bu bir bakıma yalnız yaşamak gibi bir şeydi ve benim hoşuma gidiyordu. Eve gelip hemen abur cubura boydum kendimi. Sonra telefonu açtım ve gelen mesajları açtım. Mesajlar Şevkettendi. Hemen ilk mesajı okudum.
‘Evet konu Selim ama şu an açıklayabileceğim bir şey değil. Ece sana ne anlattı bilmiyorum ama şimdi olmaz’
‘Lütfen!’
‘Seni kızdırdığım için özür dilerim’ ve bunun gibi mesajları okudum. Daha sonra cevap yazdım.
‘Nerdesin’ sonra bir film koyup izlemeye başladım. Tam odaklanmıştım ki mesaj geldi.
‘Selim ve Mertle birlikte bir işimiz var’ demişti. Şimdide soğuktu. Mesajlaşmayı bırakıp aramaya karar verdim. Telefonun 3. çalışta açıldı. Özlediğim sesiyle konuştu.
‘Efendim?’
‘Nerdesin?’
‘Söyledim ya işlerimiz var’ dedi.
‘Şevket sinirleniyorum ne yaptığını sormadım nerdesin dedim’ dedim. Çok kızmıştım.
‘İşte şey söyleyemem şu an müsait değilim’ dedi. Kalbim kırılmıştı. Ya bana güvenmiyordu ya da açıklayamayacağı kötü bir şey yapıyordu. Ya da belki de artık beni sevmiyordu. O kadar uzun zamanın geçtiğinden haberim yoktu sonra onun sesiyle irkildim.
‘Orda mısın?’ dedi.
‘Evet’ dedim. Başka bir şey dersem sesim beni ele verebilirdi.
‘Bana inanmıyorsun değil mi?’ dedi.
‘Bu neyi değiştirir’ dedim.
‘Çok şeyi’ dedi.
‘Bana ne olduğunu nerde olduğunu söylemiyorsun. Seninle birlikte uyuyorum uyandığım da yoksun ne bir not ne bir başka bir şey. Sonra Selim’e bir şeyler olduğunu duyuyorum. Sana soruyorum şu an anlatamam cevabını alıyorum. Aramızda gizli saklı olmasın derken sınırlamaların nelerdi Şevket? Şu an kalbim o kadar çok kırıldı ki bana şu konuşma içerisinde bir kere bile aşkım demedin sanki okul arkadaşınla konuşuyormuş gibisin. Artık senin için bir şeyler ifade etmiyor muyum? Başka bir şeylerin arkasına sığınarak beni bırakıyor musun?’ dedim. İçimi boşaltınca rahatladım. Sonra acaba onu kırdım mı diye bir korku doldu içime kalbimin üzerinde ki baskı artmaya başladı.
‘Nerdesin’ dedim tekrar.
‘Pekala sizin eve geliyorum orada ol’ dedi ve telefonu kapattı. Telefonu resmen suratıma kapatmıştı. Bu kadarı fazla dedim kendi kendime sonra tekrar filmimi izlemeye devam ettim. Film neredeyse bitiyordu. Kapı çaldı. Kalkıp baktım. Ağladığım için gözlerim kızarmıştı ve burnum akıyordu nasıl göründüğüm umurumda değildi. Bu iş çözülecekti. Kapıyı açtım içeri girdi ve salona girdi. Kocaman gülümsemeyle bana döndü.
‘Ooo parti mi var’ dedi paketleri görünce. Hayır anlamında başımı salladım izlediğim filme baktı. Sonra bana baktı koltuktakileri kaldırıp oturdu. Ben hala ayakta dikiliyordum. Beni yanına çekti. Ve sarıldı. Bir süre öyle kaldık. Sonra çekildim ve suratına baktım. Şaşkınlıkla bana baktı.
‘Öfkeli olduğunu biliyordum ama gözlerinde ki nefret neden?’ dedi. Şaşırdım.
‘Nefret ha senden mi? Saçmalama lütfen beni hiç mi tanımıyorsun ya da gerçekten bakışlarımı yanlış yorumluyorsun. Ben of unut gitsin’ dedim. Kafamı eğdim ağlamak üzereydim. Elini çenemin altına koyup kaldırdı.
‘Duygularını mı incitiyorum’ dedi. Sonra kendime gelip kafamı kaldırdım.
‘İncinmek mi?’ dedim. Tek kaşımı kaldırıp kısa bir kahkaha attım. ‘Daha çok kırıldım ve kalbimin üstünde ne kadar çok yük var şu an tahmin edemezsin’ dedim. Tekrar kafamı indirdim. Acıma rağmen çok güçlü konuşuyordum.
‘Bana ne düşündüğünü söyle’ dedi.
‘Artık bana güvenmiyor musun?’ dedim ilk sorumu sorarak. Bana kafası karışmış ve gücenmiş bir bakış attı.
‘Sana güveniyorum’ dedi. Gözleri gayet ciddiydi.
‘Beni artık sevmiyorsun değil mi?’ dedim. Bunu söylerken gözlerimden yaşlar akıyordu. ‘Sana diğer kızların verdiği hiçbir şeyi vermiyorum. Bu yüzden değil mi? Beni kendinden soğutarak gidiceksin değil mi?’ dedim. Öyle çok ağlıyordum ki boğazımdan bir ses çıkıyordu. Bu utanç vericiydi. Sonra kollarını uzatarak beni yanına çekti. Sonra kucağına oturttu. Başımı omuzlarına gömdüm. Kokusunu içime çektim. Ağlamaya devam ettim. Sonunda susunca konuştu.
‘Seni seviyorum. Bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok. Senden asla vazgeçmeyeceğim. Sen benim her şeyimsin. Tüm kalbim. İnsan kalbinden vazgeçebilir mi?’ dedi. Bu benim için yeterliydi. Uzun süre onun kucağında oturdum.
‘Pekala artık nerede olduğunu açıklayacak mısın?’ dedim.
‘Tabi ki. Sadece sonucun tam olarak açıklanmasını bekliyordum. Ece sana herhalde dün Selimin başına gelenleri anlatmış. Selim 2 haftadır kullanmıyordu. Bu genelde oluyordu. Ama tamamen iyileşmesi için gözetim altında kalacak bu hafta’ dedi.
‘Bana açıklamadığın bu muydu?’ dedim.
‘Özür dilerim bu en kötüsüydü. Oradan ayrıldıktan sonra kriz geçirmiş. Ve çok korktum’ dedi.
‘Canım benim’ dedim. Ensesiyle oynamaya başladım. Gene uzun süre öylece oturduk. Bende diğer kızların ona verdiklerini benim ona vermemem hakkındaki kısmı düşünüyordum. Beklide zamanı gelmişti. Ama daha 16 yaşındaydım. Belki 1 sene daha. Beni bekler miydi?
‘O diğer kızların verip senin bana vermediğin şey neymiş bakalım hanımefendi’ dedi. Düşüncelerimden sıyrılıp suratına baktım ve onu öptüm. Oda karşılık verdi. Ellerimin biri göğsündeydi. Diğerini boynuna koyarak kendime daha çok yaklaştırdım. Sonra iki elimi boynuna koyarak koltuğun üzerine doğru çektim onu. Artık üzerimdeydi. Dudaklarını dudaklarımdan çekerek boynumu öpmeye başladı. Bu aslında güzel bir şeydi. Belki ona gerçekten istediği bu mu bilmiyordum ama düşündüğüm şeyi verebilirsem onu elimde tutabilecek bir şeyim olurdu. Çenem buna yeter mi bilmiyordum ama gidecek diye öyle korkuyordum ki. Bir şeyler yapmam lazımdı. Boynumu öperken ben bunları düşünüyordum. Sonra tekrar dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Kararımı vermiştim. Onu üzerimden kaldırdım ve elinden tutarak yukarıya götürdüm. Hiçbir şey demedi. Anladığına emindim. Belki oda istiyordu beni. Odama girdik ve kapıyı kapatıp kilitledim.
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
Omg! süper bir şey...yeni bölüm koy diyeceğim ama o kadar yüzüm yok .d ama yinede yeni bölüm lütfen!
Ybb Ybb
Ybb
Ybb
arzu8- Marked
- Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 22/12/10
Yaş : 29
noooooooooooooooooooour ybybybybybybybybybybybybyby lütfen yb koyyyyyyyyy eğer koyarsan sana yemin ederim seni yorum yağmuruna tutucm tatlımmmmmmmmmmmmm 
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
süperdi canım müthişsin yb için biraz erken ama ne zaman göndereceksin 
yb için biraz erken ama ne zaman göndereceksin
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Akşamm
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
woooooooww süper akşamısabırsızlıkla bekliyor olacağım
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Beyenmenize sevindim
asezgin- Marked
- Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 37
beyenmek ne kelime bayıldım canım
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Teşekkürler. bir sonraki bölümde seksapalite yüksek açıkcası yayınlamaya korkuyorum ne kadar doğru burada yayınlamak bilmiyorum
arzu8- Marked
- Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 22/12/10
Yaş : 29
ımm şey saat kaç gibi ona göre yetişecm de
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
20 dakikaya koymaya çalışcam
Brra.- Untamed
- Mesaj Sayısı : 520
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
(Selin)
Yüzüm kararlı bir ifade yerleştirerek arkamı döndüm. Bana bakıyordu. Ama bakışlarından hiçbir şey anlamıyordum. Kafası karışmış ama halinden memnun gibiydi. Ona doğru yürüdün boynuna sarılıp öptüm. Aşağıdaki öpüşmemiz gibiydi. Genel olarak ben onu yönlendiriyordum. Beklide bana yanlış bir izlenim bırakmak istemiyordu. Onu öpmeye devam ederken beni yatağa doğru çekti. Tekrar onu üzerime aldım. Öpmeye devam ettim. Üzerinde kazak vardı. Kazağı üzerinden çıkardım. Tekrar öptüm. Okuduğum kitaplardaki ya da izlediğim filmlerden farklıydı bu. Ama onu gerçekten istiyordum. Mecburiyet ya da başka bir şey değil. Onu gerçekten istiyordum. Ne kadar istesem de o kadar korkuyordum. Bunu yapacaksam yaşım ya da onun yaşı umurumda değildi. Bu işi yapacağım ilk kişi Şevket olacaktı. İlk aşkım. Bütün bunlar olurken genellikle her zamanki tepkileri veriyordu. Belimden tutuyor ya da kendine çekiyordu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı. Ve bana baktı. Gülümsedi ve üzerimden inip yanıma uzandı. Beni kendine doğru çekti.
‘Ne oldu?’ dedim.
‘Hiçbir şey’ dedi ve tekrar güldü.
‘Bu kadar komik olan ne?’ dedim.
‘Ne yapmak istediğini anladım ama bunu yapmayacağız’ dedi. Gururum kırılmıştı. Beni istemiyordu.
‘Pekâlâ’ dedim. Ona arkamı dönerek tekrar yatağa yattım. Ve ağlamaya başladım. Biliyorum çok çocukçaydı. Ama beni istememesi beni kırmıştı. Ağladığımı gördü.
‘Hey ne oldu?’ dedi.
‘Beni istemediğini biliyordum’ dedim. Yataktan atlayıp odamdaki banyoya girdim. Arkamdan geldi.
‘Seni istiyorum’ dedi.
‘O zaman ne? Bende seni istiyorum’ dedim.
‘Korkuyorsun. Bu işi seni korkutarak değil. Gerçekten zamanı gelince yapmamızı istiyorum’ dedi.
‘Gerçekten zamanı geldiğin de beni istemeyeceksin. O kadar beklemezsin. Sen bir erkeksin. Senin de isteklerin var’ dedim.
‘Seni bekleyeceğim’ dedi.
‘İstiyorum’ dedim. Suratına bakmadan önce suratıma kararlı bir ifade yerleştirdim ve baktım. Uzun uzun suratıma baktı ve beni tekrar kollarının arasına aldı. Beni yatağa doğru çekti. Üzerimdekini çıkardı. Kollarımı boynumu öpmeye başladı. Nefesim kesilmişti. Bunu istediğimden bir an emin olamasam da ondan kesinlikle emindim. Ben bunları düşünürken bir eli bacağımdaydı. Bacağımı beline sardım. Diğer eli göğsüme gitti. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Onun da. Utanmıştım. Bu işi yapacağımız kesindi. Korkularımın yok olmasını bekledim. Ama tenimi öperken korkularım daha da artıyordu.
‘Seni seviyorum’ dedi.
‘Seni seviyorum’ diye karşılık verdim. Sesimin iyi çıkması hoşuma gitmişti. Tekrar boynumu öpmeye devam etti. Oradan aşağı doğru kaymaya başladı. Nefesimi tuttum. Boynumdan göğüslerime geldi. Ve orayı öpmeden önce suratıma baktı. Ve eğilip öptü. Evet kesinlikle olacaktı ve artık istiyordum. Bu kadar yalvardıktan sonra onu ne kadar istediğimi bilmesi iyi bir şeydi. Her zaman bu konularda kararsız olmuştum. Erkekler. Şevketten ilk önce nefret ettiğimi düşünmüştüm. Ama sonra ona âşık olmuştum. Şimdide yapmak istiyordum. Ama sonradan korktum. Ve şimdi tekrar yapmak istiyordum. Kollarından yukarıya doğru çektim. Ve dudaklarını öptüm. Sonra onun altından çekilerek üzerine çıktım. Kollarımdan tutup yanına çekti beni. Dudaklarını saçlarıma gömdü.
‘Beni dinle küçük hanım. Seni seviyorum ve istiyorum. Ama bu senin için çok erken bence bugünlük biraz ileriye gittik. Başka birisi olsa çoktan hallederdi. Ama ben aramızda bazı şeylerin özel kalmasını istiyorum’ dedi. Haklıydı. Kafamı kaldırıp yanağından öptüm.
‘Teşekkür ederim’ dedim.
(Şevket)
Korkuyordu. Bunu biliyordum. Sadece benim onu isteyip istemediğimi kontrol ettiğinden emindim. Onu ne kadar istediğimi nasıl anlatabilirdim. Onu her gördüğümde içim eriyordu. Ve şimdi yanımda ve üzerinde neredeyse hiçbir şey yoktu. Ama onun için çok erkendi. Belki seneye.
‘Bunu gerçekten istiyor musun?’ dedim.
‘Neyi’ dedi. Ve kıkırdadı.
‘Ne demek istediğimi biliyorsun’ dedim.
‘Evet istiyorum. Ama sen istemediğin için yapabileceğim bir şey yok’ dedi.
‘Seni istiyorum bunu daha kaç kere söylemem gerek’ dedim. Çok sinirlenmiştim.
‘Hm bin, iki bin’ dedi. Tekrar güldü.
‘Çok mutlu gibisin’ dedim. Alnına öpücük kondurdum.
‘Bilmiyorum öyleyim galiba. Şey seninle şu an bu haldeyiz ve gerçekten artık bir şeyleri aştığımız ve gerçekten birbirimize güvendiğimiz ve en önemlisi sevdiğimiz için mutluyum’ dedi. Haklıydı. Onu çok iyi tanıyordum. Eminim 10 dk öncesine kadar çok korkuyordu. Ve şimdi de mantıklı konuşmuştu. Ve haklıydı. Eminim bunu iyice düşünmüştü. Bu halde olduğumuz için bende mutluydum.
‘Bunu anlamana sevindim. Evet, bende mutluyum. Şu an seninle olmaktan seni sevmekten ve seni istemekten asla vazgeçmeyeceğim. Ne olursa olsun seni seviyorum’ dedim.
‘Seni seviyorum’ diye tekrarladım.
‘Ben daha çok’ dedi ve kıkırdadı.
‘Hı demek öyle ben işte ben daha çok’ dedim üzerine çıkıp gıdıklamaya başladım. Kahkahalarımız birbirine karıştı. Gülerken;
‘Ben ben ben’ diyerek bağırıyordu. Sonra kapının kolu oynadı. Dışarıda birisi vardı. Korkuyla kapıya baktım. Sonra da Seline baktım. Oda korku dolu gözlerle bana baktı..
Yüzüm kararlı bir ifade yerleştirerek arkamı döndüm. Bana bakıyordu. Ama bakışlarından hiçbir şey anlamıyordum. Kafası karışmış ama halinden memnun gibiydi. Ona doğru yürüdün boynuna sarılıp öptüm. Aşağıdaki öpüşmemiz gibiydi. Genel olarak ben onu yönlendiriyordum. Beklide bana yanlış bir izlenim bırakmak istemiyordu. Onu öpmeye devam ederken beni yatağa doğru çekti. Tekrar onu üzerime aldım. Öpmeye devam ettim. Üzerinde kazak vardı. Kazağı üzerinden çıkardım. Tekrar öptüm. Okuduğum kitaplardaki ya da izlediğim filmlerden farklıydı bu. Ama onu gerçekten istiyordum. Mecburiyet ya da başka bir şey değil. Onu gerçekten istiyordum. Ne kadar istesem de o kadar korkuyordum. Bunu yapacaksam yaşım ya da onun yaşı umurumda değildi. Bu işi yapacağım ilk kişi Şevket olacaktı. İlk aşkım. Bütün bunlar olurken genellikle her zamanki tepkileri veriyordu. Belimden tutuyor ya da kendine çekiyordu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı. Ve bana baktı. Gülümsedi ve üzerimden inip yanıma uzandı. Beni kendine doğru çekti.
‘Ne oldu?’ dedim.
‘Hiçbir şey’ dedi ve tekrar güldü.
‘Bu kadar komik olan ne?’ dedim.
‘Ne yapmak istediğini anladım ama bunu yapmayacağız’ dedi. Gururum kırılmıştı. Beni istemiyordu.
‘Pekâlâ’ dedim. Ona arkamı dönerek tekrar yatağa yattım. Ve ağlamaya başladım. Biliyorum çok çocukçaydı. Ama beni istememesi beni kırmıştı. Ağladığımı gördü.
‘Hey ne oldu?’ dedi.
‘Beni istemediğini biliyordum’ dedim. Yataktan atlayıp odamdaki banyoya girdim. Arkamdan geldi.
‘Seni istiyorum’ dedi.
‘O zaman ne? Bende seni istiyorum’ dedim.
‘Korkuyorsun. Bu işi seni korkutarak değil. Gerçekten zamanı gelince yapmamızı istiyorum’ dedi.
‘Gerçekten zamanı geldiğin de beni istemeyeceksin. O kadar beklemezsin. Sen bir erkeksin. Senin de isteklerin var’ dedim.
‘Seni bekleyeceğim’ dedi.
‘İstiyorum’ dedim. Suratına bakmadan önce suratıma kararlı bir ifade yerleştirdim ve baktım. Uzun uzun suratıma baktı ve beni tekrar kollarının arasına aldı. Beni yatağa doğru çekti. Üzerimdekini çıkardı. Kollarımı boynumu öpmeye başladı. Nefesim kesilmişti. Bunu istediğimden bir an emin olamasam da ondan kesinlikle emindim. Ben bunları düşünürken bir eli bacağımdaydı. Bacağımı beline sardım. Diğer eli göğsüme gitti. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Onun da. Utanmıştım. Bu işi yapacağımız kesindi. Korkularımın yok olmasını bekledim. Ama tenimi öperken korkularım daha da artıyordu.
‘Seni seviyorum’ dedi.
‘Seni seviyorum’ diye karşılık verdim. Sesimin iyi çıkması hoşuma gitmişti. Tekrar boynumu öpmeye devam etti. Oradan aşağı doğru kaymaya başladı. Nefesimi tuttum. Boynumdan göğüslerime geldi. Ve orayı öpmeden önce suratıma baktı. Ve eğilip öptü. Evet kesinlikle olacaktı ve artık istiyordum. Bu kadar yalvardıktan sonra onu ne kadar istediğimi bilmesi iyi bir şeydi. Her zaman bu konularda kararsız olmuştum. Erkekler. Şevketten ilk önce nefret ettiğimi düşünmüştüm. Ama sonra ona âşık olmuştum. Şimdide yapmak istiyordum. Ama sonradan korktum. Ve şimdi tekrar yapmak istiyordum. Kollarından yukarıya doğru çektim. Ve dudaklarını öptüm. Sonra onun altından çekilerek üzerine çıktım. Kollarımdan tutup yanına çekti beni. Dudaklarını saçlarıma gömdü.
‘Beni dinle küçük hanım. Seni seviyorum ve istiyorum. Ama bu senin için çok erken bence bugünlük biraz ileriye gittik. Başka birisi olsa çoktan hallederdi. Ama ben aramızda bazı şeylerin özel kalmasını istiyorum’ dedi. Haklıydı. Kafamı kaldırıp yanağından öptüm.
‘Teşekkür ederim’ dedim.
(Şevket)
Korkuyordu. Bunu biliyordum. Sadece benim onu isteyip istemediğimi kontrol ettiğinden emindim. Onu ne kadar istediğimi nasıl anlatabilirdim. Onu her gördüğümde içim eriyordu. Ve şimdi yanımda ve üzerinde neredeyse hiçbir şey yoktu. Ama onun için çok erkendi. Belki seneye.
‘Bunu gerçekten istiyor musun?’ dedim.
‘Neyi’ dedi. Ve kıkırdadı.
‘Ne demek istediğimi biliyorsun’ dedim.
‘Evet istiyorum. Ama sen istemediğin için yapabileceğim bir şey yok’ dedi.
‘Seni istiyorum bunu daha kaç kere söylemem gerek’ dedim. Çok sinirlenmiştim.
‘Hm bin, iki bin’ dedi. Tekrar güldü.
‘Çok mutlu gibisin’ dedim. Alnına öpücük kondurdum.
‘Bilmiyorum öyleyim galiba. Şey seninle şu an bu haldeyiz ve gerçekten artık bir şeyleri aştığımız ve gerçekten birbirimize güvendiğimiz ve en önemlisi sevdiğimiz için mutluyum’ dedi. Haklıydı. Onu çok iyi tanıyordum. Eminim 10 dk öncesine kadar çok korkuyordu. Ve şimdi de mantıklı konuşmuştu. Ve haklıydı. Eminim bunu iyice düşünmüştü. Bu halde olduğumuz için bende mutluydum.
‘Bunu anlamana sevindim. Evet, bende mutluyum. Şu an seninle olmaktan seni sevmekten ve seni istemekten asla vazgeçmeyeceğim. Ne olursa olsun seni seviyorum’ dedim.
‘Seni seviyorum’ diye tekrarladım.
‘Ben daha çok’ dedi ve kıkırdadı.
‘Hı demek öyle ben işte ben daha çok’ dedim üzerine çıkıp gıdıklamaya başladım. Kahkahalarımız birbirine karıştı. Gülerken;
‘Ben ben ben’ diyerek bağırıyordu. Sonra kapının kolu oynadı. Dışarıda birisi vardı. Korkuyla kapıya baktım. Sonra da Seline baktım. Oda korku dolu gözlerle bana baktı..
Similar topics