+7
Deadly
ebru
arya
jamestark
sekerkiss07
Clodya_Alas
gecenin kızı
11 posters
İmmortal(Ölümsüz):Final bölümü sayfa 106'da!!Okuyan herkese teşekkürler!!!!
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
teşekkür ederim canım
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
İlk kez Rudolpho'yu dinlemek için bu kadar isteksizdim.Cesurca başımı dikleştirip gözlerine baktım.
"Bizde savaşacağız Rudi.Ne gerekiyorsa yapacağız."
"Evet."dedi Clara."İntikam alacağız."Rudolpho bize deliymişiz gibi bir bakış attıktan sonra simsiyah gözlerini bize sabitledi.
"Bu son şansımız olacak.Ve sen Rose.Tek şansımız sensin.Felix'i durdurabileceğine inanıyorum.Zaten sen durduramazsan bunu hiçbirimiz yapamayız.O yüzden seni savaşta kaybetmeye niyetimiz yok."
"Ne yapmamı bekliyorsun?"diye bağırdım."Siz savaşırken ben burada bekleyecek miyim?"
"Herşeyin bir zamanı var."dedi Rudolpho ve sanki birşey duymuş gibi başını çevirdi.Bende dinledim ama hiçbir şey duymadım.Rudi en sonunda bana baktığında sinirlenmişti."Hemen içeri girin!"diye bağırdı.
Bize yapacak birşey bırakmamıştı ama gerekirse konsey için ölecektim.Beni kimse durduramayacaktı.
Clarayla birlikte başkanın olduğu odaya girdik.Başkan çok tedirgindi ve komutana bakıp konuştu.
"Sana güveniyorum komutan.Git ve yen onları."
"Emredersiniz başkanım."diye bağırdı komutan ve başkanın önünde saygıyla eğildiğinde Luke'a baktım.O da komutanla birlikte gidecek gibi gözüküyordu.Hemen önüne çıktım.
"Sen gitme."dedim yalvarır gibi.Luke elini elime koydu.
"Ben savaşmalıyım Rose."
"O zaman bende geleyim."dedim."Lütfen."
"Üzgünüm."dediğinde yaralarına baktım.Daha iyileşmemişti ve başından yavaşça taze kanlar akıyordu.
"Bu halde hiçbir yere gidemezsin.Seni de kaybedemem.Öleceksek birlikte ölelim."dedim.Ağlamadan,cesurca konuşmuştum.Öleceğimizi bilir gibi...
Luke başkana baktı ama başkan hiç tepki vermedi.
"Tamam.Kalıyorum."Güçlükle de olsa gülümsedim.
"Teşekkürler."Luke'un elini elimden eçktim ve tekrar Jack'in yanına gidip oturdum.Saçlarını okşadım.Kokusunu içime çektim.Kanlı alnını öptüm ve onun için Tanrı'ya dua ettim.Lestat ben tüm bunları yaparken yanımdaydı ve beni izliyordu.Sanki ölen onun öz kardeşiymiş gibi acı çektiğini biliyordum.Onun da içi alev alev yanıyordu.Elini omzuma koyup bana sarıldı.Bir süre öyle kaldık.
"Keşke seni koruyacak bir savaşçı olabilseydim."diye fısıldadı Lestat kulağıma."İnan bana seni korumak için ölümü göze alırdım.Şimdi de alıyorum ama tek sorun yaptıklarım ikimizi de kurtarmaya yetmeyecek."
Gözlerine baktığımda-çikolata kahvesi gözlerine-içim eridi.Gözleri beni gerçek dünyaya geri döndürmüştü.
"Onu durdurabilirim."Dudağımdan çıkan cümlenin gerçekliğine o kadar çok inanmıştım ki hafif bir gülümseme yayıldı yüzüme.Lestat bana anlamsız bir bakış attı ama onu umursamadan Jack'e bakmayı sürdürdüm.Saçlarını okşamaya devam ettim.
Sadece saniyeler sonra çığlıklar duymaya başladım.Hırıltılar geliyordu konseyin bahçesinden.Ses o kadar yüksekti ki gök gürültüsünün çıkardığı ses kadar yankı buldu çevremizde.Bu savaşın tekrar başladığının bir işaretiydi.Kan kokusu aldım.
Clara'yla göz göze geldiğimde intikam için sabırsızlandığını gördüm.Eline bir tahta kazık almıştı.Ne yapacağını bilmiyordu.Tek bir amacı vardı:Öldürmek.
Luke başkanın yanındaydı.Başkanın yanında birkaç asker ve savaşçı daha vardı.Felix'in buraya gelmesi durumunda başkanı koruyacaklardı.Canlarını feda ederek.
Başkan gözlerini kapatmıştı ve sessizce tahtında oturuyordu.Kudreti ve gücü belli olsa da bu tek başına yeterli değildi.
Lestat yanımda oturup beni seyretmeye devam ediyordu.Öleceğini biliyormuş gibi her saniyesini beni izleyerek geçiriyordu.Beynine kazıyordu belki bu anı.
Bense Jack'e bakıyordum.Elini tutmuş ve onunla ilgili güzel anılarımızı düşünüyordum.Bu belki de yapmam gereken tek şeydi.
Ama sesler o kadar yüksekti ki düşünmeyi bıraktım.Kan sanki burnumun dibindeymiş gibiydi.Heryerin kan olduğu bir yerdeymişim gibi hissettim kendimi.Bu ne kadar da hastalıklı bir şeydi.
Başkan kaşlarını çatmıştı ve birden ayağa kalktı.Etrafında olan herkese güçlü ve gür sesiyle seslendi.
"Ey benim yüce halkım.Savaşçılarım.Yeniliyoruz.Böyle giderse Felix ve adamları konseyi basacak ve iktidara sahip olacaklar.Bu da hepinizin ölümü demek.Şimdi size bir şans veriyorum.Ölmek zorunda değilsiniz.Onun tarafına geçebilirsiniz."
Bu açıklama herkesi şok etmişti.Kimse kıpırdamıyordu.Kimse konuşmuyordu.Sessizliği bozan tek şey dışarıdan gelen acı çığlıklardı.
Bu açıklama beni öfkeden delirtmişti.Başkana doğru sinirle yürüdüm.
"Ne demek yeniliyoruz?Sayıca onlardan üstünüz.Savaş planları yaptık.Nasıl yenilebiliriz?"
"Rose!"Luke bir anda önüme çıktığında başkana çok fazla yaklaştığımı anlamıştım.Luke başkana 5 adım kala beni durdurmuştu.
"Kutsal kan."diye açıkladı başkan.Ona nefretle baktım.
"Bu saçma bir bahane.Kutsal kanı sadece Felix içti.Diğerleriyle bir alakası yok."Başkan acı bir iç çekti.
"Alakası var.Felix onları kendi kanıyla besledi.Bu da düşmanı daha güçlü yaptı."Ona önce anlamayarak baktım.Luke benden uzaklaştığında tekrar öfkeden deliye dönmüştüm.
"Siz niye yapmadınız?Niye savaşçılara kutsal kandan vermediniz?"Soruma o cevap vermeden ben yanıtını bulmuştum."Siz bencilsiniz.Hiçkimsenin sizden güçlü olmasını istemediniz.Öyle değil mi?"diye bağırdım.Herkes sustu.Başkan güçlükle konuştu.
"Çok büyük bir hata yaptım.Teslim olacağım."Bize doğru birkaç adım attığında onu durdurmak için birşey söyleyemedim.Yanımdan geçip giderken kendimi toplamıştım.
"Hayır.Kesinlikle teslim olmayacaksınız."dediğimde arkasını dönüp bana baktı."Hata yaptınız ve bu konseyin çöküşüne neden olmuş olabilir.Ama herşey bitmedi.Teslim olmayacağız.Siz olacak mısınız?"
Başkan bana birkaç adım yaklaştı.Yüzüme dikkatle bakarak adımı fısıldadı.
"Rose."
"Halkınızı tekrar yüzüstü mü bırakacaksınız?"Başkan bu kez etrafına baktı.Herkes bize bakıyordu ve birşeyler umut ediyorlardı.Başkan iç çekti.
"Sonuna kadar savaşacağım."dedi.Bu sefer güçlüydü.Tekrar tahtına ilerleyip başını ovuşturdu."Buraya çok yakınlar.Neredeyse içeri girmek üzereler."dediğinde ürperdiğimi hissetttim ama kendimi hemen toparladım.
Omzumda bir el hissettiğimde arkaya doğru döndüm.Lestat'tı.
"Sana birşey yapmak istiyorum Rose.Sakın itiraz etme.Bana kızma.Bu yapacağım şey için özür dilemeyeceğim.Çünkü ölebiliriz.Bunu yapmadan ölmek istemiyorum çünkü zamanımız kalmadı."
"Ne yapacaksın?"dediğimde elini belimde hissettim.Beni birden kendine çekti ve dudaklarımız buluştu.
Lestat beni tutkuyla öperken bende ona tüm gücümle kendimi verdim.Belki bunun herkesin içinde yapılması saygısızlıktı.Başkan ve Jack buradayken.Ama Lestat haklıydı.Zamanımız kalmamıştı.
Öpüşmemiz gittikçe ateşli bir hal alıyordu.Sanki ilk kez öpüşüyormuşuz gibi öpüyorduk birbirimizi.Arzu baskın gelmişti.Ölüm korkusu ya da başka birşey değil.Biz birbirimize aittik ve sonsuza kadar da öyle kalacaktık.Eğer öleceksek birlikte ölecektik.Omuz omuza...
Bunun bilincinde son kez dudaklarımız buluştu.O an kapının yakınlarında bir yerde acı dolu bir çığlık duydum ve kapı gürültüyle açıldı.
Lestat'tan güçlükle ayrıldığımda kapıya doğru döndüm ve kaderimle karşı karşıya geldim.Ölümün adını gördüm kapıda.Felix,Max ve Pandora...
"Bizde savaşacağız Rudi.Ne gerekiyorsa yapacağız."
"Evet."dedi Clara."İntikam alacağız."Rudolpho bize deliymişiz gibi bir bakış attıktan sonra simsiyah gözlerini bize sabitledi.
"Bu son şansımız olacak.Ve sen Rose.Tek şansımız sensin.Felix'i durdurabileceğine inanıyorum.Zaten sen durduramazsan bunu hiçbirimiz yapamayız.O yüzden seni savaşta kaybetmeye niyetimiz yok."
"Ne yapmamı bekliyorsun?"diye bağırdım."Siz savaşırken ben burada bekleyecek miyim?"
"Herşeyin bir zamanı var."dedi Rudolpho ve sanki birşey duymuş gibi başını çevirdi.Bende dinledim ama hiçbir şey duymadım.Rudi en sonunda bana baktığında sinirlenmişti."Hemen içeri girin!"diye bağırdı.
Bize yapacak birşey bırakmamıştı ama gerekirse konsey için ölecektim.Beni kimse durduramayacaktı.
Clarayla birlikte başkanın olduğu odaya girdik.Başkan çok tedirgindi ve komutana bakıp konuştu.
"Sana güveniyorum komutan.Git ve yen onları."
"Emredersiniz başkanım."diye bağırdı komutan ve başkanın önünde saygıyla eğildiğinde Luke'a baktım.O da komutanla birlikte gidecek gibi gözüküyordu.Hemen önüne çıktım.
"Sen gitme."dedim yalvarır gibi.Luke elini elime koydu.
"Ben savaşmalıyım Rose."
"O zaman bende geleyim."dedim."Lütfen."
"Üzgünüm."dediğinde yaralarına baktım.Daha iyileşmemişti ve başından yavaşça taze kanlar akıyordu.
"Bu halde hiçbir yere gidemezsin.Seni de kaybedemem.Öleceksek birlikte ölelim."dedim.Ağlamadan,cesurca konuşmuştum.Öleceğimizi bilir gibi...
Luke başkana baktı ama başkan hiç tepki vermedi.
"Tamam.Kalıyorum."Güçlükle de olsa gülümsedim.
"Teşekkürler."Luke'un elini elimden eçktim ve tekrar Jack'in yanına gidip oturdum.Saçlarını okşadım.Kokusunu içime çektim.Kanlı alnını öptüm ve onun için Tanrı'ya dua ettim.Lestat ben tüm bunları yaparken yanımdaydı ve beni izliyordu.Sanki ölen onun öz kardeşiymiş gibi acı çektiğini biliyordum.Onun da içi alev alev yanıyordu.Elini omzuma koyup bana sarıldı.Bir süre öyle kaldık.
"Keşke seni koruyacak bir savaşçı olabilseydim."diye fısıldadı Lestat kulağıma."İnan bana seni korumak için ölümü göze alırdım.Şimdi de alıyorum ama tek sorun yaptıklarım ikimizi de kurtarmaya yetmeyecek."
Gözlerine baktığımda-çikolata kahvesi gözlerine-içim eridi.Gözleri beni gerçek dünyaya geri döndürmüştü.
"Onu durdurabilirim."Dudağımdan çıkan cümlenin gerçekliğine o kadar çok inanmıştım ki hafif bir gülümseme yayıldı yüzüme.Lestat bana anlamsız bir bakış attı ama onu umursamadan Jack'e bakmayı sürdürdüm.Saçlarını okşamaya devam ettim.
Sadece saniyeler sonra çığlıklar duymaya başladım.Hırıltılar geliyordu konseyin bahçesinden.Ses o kadar yüksekti ki gök gürültüsünün çıkardığı ses kadar yankı buldu çevremizde.Bu savaşın tekrar başladığının bir işaretiydi.Kan kokusu aldım.
Clara'yla göz göze geldiğimde intikam için sabırsızlandığını gördüm.Eline bir tahta kazık almıştı.Ne yapacağını bilmiyordu.Tek bir amacı vardı:Öldürmek.
Luke başkanın yanındaydı.Başkanın yanında birkaç asker ve savaşçı daha vardı.Felix'in buraya gelmesi durumunda başkanı koruyacaklardı.Canlarını feda ederek.
Başkan gözlerini kapatmıştı ve sessizce tahtında oturuyordu.Kudreti ve gücü belli olsa da bu tek başına yeterli değildi.
Lestat yanımda oturup beni seyretmeye devam ediyordu.Öleceğini biliyormuş gibi her saniyesini beni izleyerek geçiriyordu.Beynine kazıyordu belki bu anı.
Bense Jack'e bakıyordum.Elini tutmuş ve onunla ilgili güzel anılarımızı düşünüyordum.Bu belki de yapmam gereken tek şeydi.
Ama sesler o kadar yüksekti ki düşünmeyi bıraktım.Kan sanki burnumun dibindeymiş gibiydi.Heryerin kan olduğu bir yerdeymişim gibi hissettim kendimi.Bu ne kadar da hastalıklı bir şeydi.
Başkan kaşlarını çatmıştı ve birden ayağa kalktı.Etrafında olan herkese güçlü ve gür sesiyle seslendi.
"Ey benim yüce halkım.Savaşçılarım.Yeniliyoruz.Böyle giderse Felix ve adamları konseyi basacak ve iktidara sahip olacaklar.Bu da hepinizin ölümü demek.Şimdi size bir şans veriyorum.Ölmek zorunda değilsiniz.Onun tarafına geçebilirsiniz."
Bu açıklama herkesi şok etmişti.Kimse kıpırdamıyordu.Kimse konuşmuyordu.Sessizliği bozan tek şey dışarıdan gelen acı çığlıklardı.
Bu açıklama beni öfkeden delirtmişti.Başkana doğru sinirle yürüdüm.
"Ne demek yeniliyoruz?Sayıca onlardan üstünüz.Savaş planları yaptık.Nasıl yenilebiliriz?"
"Rose!"Luke bir anda önüme çıktığında başkana çok fazla yaklaştığımı anlamıştım.Luke başkana 5 adım kala beni durdurmuştu.
"Kutsal kan."diye açıkladı başkan.Ona nefretle baktım.
"Bu saçma bir bahane.Kutsal kanı sadece Felix içti.Diğerleriyle bir alakası yok."Başkan acı bir iç çekti.
"Alakası var.Felix onları kendi kanıyla besledi.Bu da düşmanı daha güçlü yaptı."Ona önce anlamayarak baktım.Luke benden uzaklaştığında tekrar öfkeden deliye dönmüştüm.
"Siz niye yapmadınız?Niye savaşçılara kutsal kandan vermediniz?"Soruma o cevap vermeden ben yanıtını bulmuştum."Siz bencilsiniz.Hiçkimsenin sizden güçlü olmasını istemediniz.Öyle değil mi?"diye bağırdım.Herkes sustu.Başkan güçlükle konuştu.
"Çok büyük bir hata yaptım.Teslim olacağım."Bize doğru birkaç adım attığında onu durdurmak için birşey söyleyemedim.Yanımdan geçip giderken kendimi toplamıştım.
"Hayır.Kesinlikle teslim olmayacaksınız."dediğimde arkasını dönüp bana baktı."Hata yaptınız ve bu konseyin çöküşüne neden olmuş olabilir.Ama herşey bitmedi.Teslim olmayacağız.Siz olacak mısınız?"
Başkan bana birkaç adım yaklaştı.Yüzüme dikkatle bakarak adımı fısıldadı.
"Rose."
"Halkınızı tekrar yüzüstü mü bırakacaksınız?"Başkan bu kez etrafına baktı.Herkes bize bakıyordu ve birşeyler umut ediyorlardı.Başkan iç çekti.
"Sonuna kadar savaşacağım."dedi.Bu sefer güçlüydü.Tekrar tahtına ilerleyip başını ovuşturdu."Buraya çok yakınlar.Neredeyse içeri girmek üzereler."dediğinde ürperdiğimi hissetttim ama kendimi hemen toparladım.
Omzumda bir el hissettiğimde arkaya doğru döndüm.Lestat'tı.
"Sana birşey yapmak istiyorum Rose.Sakın itiraz etme.Bana kızma.Bu yapacağım şey için özür dilemeyeceğim.Çünkü ölebiliriz.Bunu yapmadan ölmek istemiyorum çünkü zamanımız kalmadı."
"Ne yapacaksın?"dediğimde elini belimde hissettim.Beni birden kendine çekti ve dudaklarımız buluştu.
Lestat beni tutkuyla öperken bende ona tüm gücümle kendimi verdim.Belki bunun herkesin içinde yapılması saygısızlıktı.Başkan ve Jack buradayken.Ama Lestat haklıydı.Zamanımız kalmamıştı.
Öpüşmemiz gittikçe ateşli bir hal alıyordu.Sanki ilk kez öpüşüyormuşuz gibi öpüyorduk birbirimizi.Arzu baskın gelmişti.Ölüm korkusu ya da başka birşey değil.Biz birbirimize aittik ve sonsuza kadar da öyle kalacaktık.Eğer öleceksek birlikte ölecektik.Omuz omuza...
Bunun bilincinde son kez dudaklarımız buluştu.O an kapının yakınlarında bir yerde acı dolu bir çığlık duydum ve kapı gürültüyle açıldı.
Lestat'tan güçlükle ayrıldığımda kapıya doğru döndüm ve kaderimle karşı karşıya geldim.Ölümün adını gördüm kapıda.Felix,Max ve Pandora...
jamestark- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1279
Kayıt tarihi : 17/01/10
Yaş : 112
of çok güzl olmuş
finali gelmesin yaaa !
finali gelmesin yaaa !
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
teşekkürler canım ama finali yapmak zorundayım artık aslında finali bu bölümde yapçaktım ama istediğimi yazmam çok uzun sürecekti bu yüzden 1 bölüm geriye attım
jamestark- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1279
Kayıt tarihi : 17/01/10
Yaş : 112
teşekkürler o zamaaaan
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
pis maxı rose öldürsün pandora rose u öldürsün felix pandorayı öldürsün ve sonra felixi lestat öldürsün
jamestark- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1279
Kayıt tarihi : 17/01/10
Yaş : 112
Bitek Lestat kalsın diyosun yani
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
rica ederim ne demek
valla senden de bunu beklerdim cadı kardeşim eminim öyle de süper bir final olurdu
valla senden de bunu beklerdim cadı kardeşim eminim öyle de süper bir final olurdu
arya- Untamed
- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 30/06/10
Yaş : 28
çok güsel olmuş ama ben kendimi final diye hazırlamıştım ama olsun neyse yb mükemmeldi canım merakla bekliom
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
yok ben lestatı sevmiom.felixi öldürdüğünü sanıp arkasına dönsün felix o sarışın karının elindeki (öldü o karı ) kazıı lestata geçiriversn lestat düşsün hepsi ölsün nihahaha lestatı itler yesinjamestark demiş ki:Bitek Lestat kalsın diyosun yani
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
çok güzel olmuş herzamanki gibi.ybybyb
ruveydamelisa- Marked
- Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 26/07/10
Yaş : 29
canım ellerine saglık çok güsel olmuş yb dört gözle bekliyorum başarılar:D
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
Final Bölümü
Karşımda gördüğüm ölümün takendisiydi.Son anımı nasıl değerlendirmeliydim?Öfkemi kusarak mı yoksa sevdiğim insanlara son kez bakarak mı?Ama bildiğim tek birşey vardı.Eğer öleceksem onlarda ölecekti.
Gözlerine baktım tek tek.Felix,Max ve Pandora.Felixle gözlerimiz karşılaştığında bana acıma duyduğunu anlamıştım.Yüzü bunu ele vermemeye çalışsa da anlamıştım.Tehlikeliydi çünkü hedefine odaklanmıştı.Başarmasına az kalmıştı.Ona göre artık durdurulamazdı.
Max Lestat'la bizi ikinciye yakalıyordu.Bu yüzden gözlerinde acı ve nefreti gördüm.Biraz da hayal kırıklığı gördüm.Lestat yanımda onlara hırlarken Max içinden küfür ediyordu.Eminim kendini ihanete uğramış gibi hissediyordu ama benim kadar olamazdı.
Pandora masmavi gözlerini iri iri açmış başkana bakıyordu.Dudakları kıvrılmış ve bembeyaz dişleri ortaya çıkmıştı.Tehtit eden ama cazibeli bir gülüşü vardı.Hepimizden nefret ettiğini biliyordum.
"Teslim olun."dedi Felix gözlerime bakarak."Yenildiniz.Artık iktidar benim."
Herkes sessizliğe bürünmüştü.Ona nefretle baktığımda bir karar verdim.Başkana doğru döndüm.
"Başkanım sizden birşey rica edebilir miyim?"Başkan bakışlarını bana sabitledi.Yenilmiş ve yorgun görünse de hala güçlü ve kudretliydi.
"Söyle."dedi gür sesiyle.
"Felix'le konuşmama izin verin ama kimse karışmasın.Ölsem bile."Başkan tereddütlüydü.Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
Rudolpho başkanın yanına giderek kulağına birşeyler fısıldadı.Her ne söylediyse başkan düşünceli bir şekilde başını tamam der gibi salladı.Lestat'a döndüm.
"Geri çekil."Lestat bana korku dolu gözlerle bakıyordu ama kendi için korkmuyordu.Beni kaybedeceği için korkuyordu.Bunu yüzünden anlasam da yanımda kalmasına izin veremezdim.Hepimiz ölecek olsak bile ilk ben ölmeliydim.Bakışlarımdaki kararlılığı gördü ve yavaşça geri çekildi.
Gözlerim Jack'e takıldı.Hala yerde yatıyordu cansız bedeni.Yattığı yer kan gölüydü sanki.Gözleri kapalı ve masum.
Tekrar Felix'e döndüm.Bakışlarını bana sabitledi.
"Jack için üzgünüm."dedi.Sesinde affedici bir ton vardı."Ama karşımızda duran herkes bunu tadacak."
Ona ciddi bir yüz ifadesiyle baktım ve güçlü durdum.
"Jack şu anda konuşabilseydi ne derdi biliyor musun?Canın cehenneme."Felix'in gözleri Jack'e takıldı.Sonra tekrar bana döndü.
"Biliyorum.Pekala.Sana son bir şans vereceğim.Ya yaşamayı seçersin ya da ölmeyi."Ona ukala bir bakış attım.
"Ölmeyi tercih ediyorum."
"Ne kaybettiğinin farkında mısın?"
"Kaybedecek birşeyim yok."dedim.Sesim inatçı bir tonda çıkmıştı."Ve bu yüzden tehlikeliyim.Seni durduracağım."
"Yanılıyorsun."dedi Felix.O da inatçıydı."Sevdiğin insanlar var.Lestat,Luke ve her ne kadar ondan nefret etsen de Max."
"Max yok."diye bağırdım.Sesim çok yüksek çıkmıştı.
"Var."dedi Felix.Küçük bir sessizlik oldu.Felix Max'e döndü ve elindeki kanlı kazığı ona doğru uzattı."Onu öldür."
Max Felix'e inanamayarak bakıyordu.Gözlerini bana çevirdi.Başımı dikleştirip onu bekledim.
"Rose!"Clara'nın sesini duyduğumda başımı çevirip arkaya baktım.Clara elindeki tahta kazığı bana doğru attı.Kazığı tuttum ve Max'e döndüm.
"Hadi gel."dedim onu cesaretlendirir gibi.Bir an önce bitmesini istiyordum.Max elindeki kazığı sıkıca tutarak bana biraz yaklaştı.Aramızda 3 adım kala durmuştu.
"Yapamam Felix."dedi Max bana bakarak.Gözlerimiz kilitlenmişti.
"Az önce yaptığını görmedin mi?"dedi Felix."Sana ihanet etti.Hem de 2. kez."Lstat'la öpüşmemizden bahsettiğini anlamıştım.Max sinirle gözlerini kıstı ve elini biraz yukarı kaldırdı.
"Ben mi ihanet ettim?"dedim."Ben mi?"Max'in eli havada kalmıştı.
"Yaşaman için yaptım."Başımı dikleştirip yemyeşil gözlerine son kez baktım.
"Ya hamleni yaparsın ya da ben öldürürüm seni."Max umutsuzca gözlerini kaçırdı.Elindeki kazığı yere bıraktı ve tekrara gözlerime baktı.
"Ben yapamayacağım.Sende yapamazsın."
Ondan nefret etmesem ve bana ihanet etmiş olmasa bende kazığı yere fırlatırdım ama beynim onu öldürmemi emrediyordu.
Ona doğru yürüdüm ve aramızdaki boşluğu kapattım.Elimi yavaşça kaldırdım ve gözlerine son kez baktım.
Kazığı kalbine sapladığımda Max hala bunu yapacağıma ihtimal vermiyordu.Aşk ve nefret içimde savaşırken ben son darbeyi de yapmıştım.Kazığı kalbine doğru bastırdım.Acıyla inledi.Gözlerinden bir damla yaş süzüldü.Kazığı hızla vücudundan çıkardığımda yere düştü.
İçimden ağlamak geliyordu.Kendimden nefret ediyordum.İstemsiz olarak gözlerimden yaşlar aktı.Max ölmüştü.
Felix'le göz göze geldim.Şaşkındı.Bunu benden beklemiyordu.Gözlerini kardeşine çevirdi.
"Ne yaptın sen?"dedi.Bu sefer sesi acı doluydu ve kısık çıkmıştı.Cevap vermedim.
"Hala ne dururyorsun?"dedi Pandora."Max'i öldürdü.Saldırsana."
Felix hareket etmiyordu.Gözleri Max'ten başka birşeyi görmüyordu.Pandora masmavi gözlerini bana çevirdi ve bana doğru gelmeye başladı.
Gözyaşlarımı silip kanlı kazığı elimde sıkıca tuttum.Pandora kolay değildi ama başa çıkabilirdim.
"Bunu ödeyeceksin."dedi Pandora.Ben konuşmadım.Saldırmasını bekledim.
Aramızdaki boşluğu hızla kapattı ve üzerime atladı ama ben kaçtım.Yere düşmeden elleriyle dengeyi sağladı ve yüksek sesle hırladı.Şu anda dişi bir aslan gibi görünüyordu.Ben savunma pozisyonu aldığımda takip edemediğim bir hızla etrafımda 2 tur attı.Onun nerede olduğunu bulmak için ayak seslerini dinledim.Ama tam olarak yerini bulamadım ve karnımda büyük bir acı hissettiğimde duvara çakıldım.
Herşey çok kısa sürede olmuştu.Acıyla karnımı tutarken kazığı aradım ama elimde değildi.Pandora bir ànda önümde belirdi ve kazığı havaya kaldırdı.Ölecektim.Gözlerimi gözlerine diktim ve cesurca ölümü bekledim.Pandora tam bitirici vuruşunu yapacaktı ki acıyla inledi.Elindeki kazık yere düştü.Pandora iki adm geri çekildiğinde arkasında Felix olduğunu gördüm.Pandora'ya arkadan kazık saplamıştı ama neden?
Pandora'nın sırtından kanlar akarken Felix'e döndü.
"Niye yaptın bunu?Beni sevdiğini sanıyordum."dedi Pandora.Felix ciddi yüz ifadesini hiç bozmadı.
"Seni sevdiğimi hiç söylemedim."dedi ve Pandora'nın hiç beklemediği bir anda kazığı kalbine sapladı."Hoşçakal."
Felix kazığı çektiğinde Pandora acıyla yere düştü.Bembeyaz elbisesi kan içindeydi ve ölü olmasına rağmen çok güzeldi.Gözlerimi Felix'e çevirdim.
Niye beni kurtarmıştı?Ona anlamsızca baktım.
"Ben nasıl biriyim böyle?"dedi.Sanki kendi kendine konuşuyordu."Kardeşimin ölümüne sebep oldum.Kardeşimin."Dikkatle ayağa kalktım.
"Onu sevdiğini bilmiyordum."Gözlerini bana çevirdi.
"Bende bilmiyordum."Küçük bir sessizlik oldu.Herkes ne olacağını merakla beklerken onların içinden geçen soruyu ben sordum.
"Şimdi ne olacak?"Felix elineki kazığa baktı ve onu bana uzattı.
"Öldür beni."Kalbim hızla atarken gözlerine baktım.Bu bir hile miydi?
Kazığı elinden almadığımı görünce elime o tutuşturdu ve bana cesaret veren bir bakışla baktı.
Gözlerimi başkana çevirdim.Başkan bana hala-n-duruyorsun bakışı attı.Luke'ta bana böyle bakıyordu.
Jack'in intikamını alacaktım.Konseyi kurtaracaktım.Gerçekten daha neyi bekliyordum.
"Benden nefret ediyorsun değil mi?"dedi.Dikkatim ona kaydı.
"Evet."Gülümsedi.
"O zaman daha hızlı ve acımasız olacak."
Kararımı vermiştim.Herkes için en doğrusu buydu.Kazığı elimde sıkıca tuttum ve kalbine hızla sapladım.
Felix'in zırhı olduğu için önce zırhı deldi.Kalbine tam girmediği için bastırdım.Acı dolu bir inleme çıktı ağzımdan ve yere düştü.
O kadar nefret doludum ki bununla yetinmedim.Hızla saplkadım kalbine kazığı.Defalarca.Bunu yaparken hem ağlıyordum hem de kazığı saplıyordum.Artık titremeye başlamıştım.Biri kolumdan tuttu.
"Yeter artık Rose.O öldü."Lestat titreyen elimden kazığı aldı ve duvara fırlattı.Bana sarıldığında bütün gücümle ağladım.Gözlerim yine Jack'e kaydı.Başkanın gür sesi duvarda yankılandı.
"Savaşı BİTTİ."
Karşımda gördüğüm ölümün takendisiydi.Son anımı nasıl değerlendirmeliydim?Öfkemi kusarak mı yoksa sevdiğim insanlara son kez bakarak mı?Ama bildiğim tek birşey vardı.Eğer öleceksem onlarda ölecekti.
Gözlerine baktım tek tek.Felix,Max ve Pandora.Felixle gözlerimiz karşılaştığında bana acıma duyduğunu anlamıştım.Yüzü bunu ele vermemeye çalışsa da anlamıştım.Tehlikeliydi çünkü hedefine odaklanmıştı.Başarmasına az kalmıştı.Ona göre artık durdurulamazdı.
Max Lestat'la bizi ikinciye yakalıyordu.Bu yüzden gözlerinde acı ve nefreti gördüm.Biraz da hayal kırıklığı gördüm.Lestat yanımda onlara hırlarken Max içinden küfür ediyordu.Eminim kendini ihanete uğramış gibi hissediyordu ama benim kadar olamazdı.
Pandora masmavi gözlerini iri iri açmış başkana bakıyordu.Dudakları kıvrılmış ve bembeyaz dişleri ortaya çıkmıştı.Tehtit eden ama cazibeli bir gülüşü vardı.Hepimizden nefret ettiğini biliyordum.
"Teslim olun."dedi Felix gözlerime bakarak."Yenildiniz.Artık iktidar benim."
Herkes sessizliğe bürünmüştü.Ona nefretle baktığımda bir karar verdim.Başkana doğru döndüm.
"Başkanım sizden birşey rica edebilir miyim?"Başkan bakışlarını bana sabitledi.Yenilmiş ve yorgun görünse de hala güçlü ve kudretliydi.
"Söyle."dedi gür sesiyle.
"Felix'le konuşmama izin verin ama kimse karışmasın.Ölsem bile."Başkan tereddütlüydü.Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
Rudolpho başkanın yanına giderek kulağına birşeyler fısıldadı.Her ne söylediyse başkan düşünceli bir şekilde başını tamam der gibi salladı.Lestat'a döndüm.
"Geri çekil."Lestat bana korku dolu gözlerle bakıyordu ama kendi için korkmuyordu.Beni kaybedeceği için korkuyordu.Bunu yüzünden anlasam da yanımda kalmasına izin veremezdim.Hepimiz ölecek olsak bile ilk ben ölmeliydim.Bakışlarımdaki kararlılığı gördü ve yavaşça geri çekildi.
Gözlerim Jack'e takıldı.Hala yerde yatıyordu cansız bedeni.Yattığı yer kan gölüydü sanki.Gözleri kapalı ve masum.
Tekrar Felix'e döndüm.Bakışlarını bana sabitledi.
"Jack için üzgünüm."dedi.Sesinde affedici bir ton vardı."Ama karşımızda duran herkes bunu tadacak."
Ona ciddi bir yüz ifadesiyle baktım ve güçlü durdum.
"Jack şu anda konuşabilseydi ne derdi biliyor musun?Canın cehenneme."Felix'in gözleri Jack'e takıldı.Sonra tekrar bana döndü.
"Biliyorum.Pekala.Sana son bir şans vereceğim.Ya yaşamayı seçersin ya da ölmeyi."Ona ukala bir bakış attım.
"Ölmeyi tercih ediyorum."
"Ne kaybettiğinin farkında mısın?"
"Kaybedecek birşeyim yok."dedim.Sesim inatçı bir tonda çıkmıştı."Ve bu yüzden tehlikeliyim.Seni durduracağım."
"Yanılıyorsun."dedi Felix.O da inatçıydı."Sevdiğin insanlar var.Lestat,Luke ve her ne kadar ondan nefret etsen de Max."
"Max yok."diye bağırdım.Sesim çok yüksek çıkmıştı.
"Var."dedi Felix.Küçük bir sessizlik oldu.Felix Max'e döndü ve elindeki kanlı kazığı ona doğru uzattı."Onu öldür."
Max Felix'e inanamayarak bakıyordu.Gözlerini bana çevirdi.Başımı dikleştirip onu bekledim.
"Rose!"Clara'nın sesini duyduğumda başımı çevirip arkaya baktım.Clara elindeki tahta kazığı bana doğru attı.Kazığı tuttum ve Max'e döndüm.
"Hadi gel."dedim onu cesaretlendirir gibi.Bir an önce bitmesini istiyordum.Max elindeki kazığı sıkıca tutarak bana biraz yaklaştı.Aramızda 3 adım kala durmuştu.
"Yapamam Felix."dedi Max bana bakarak.Gözlerimiz kilitlenmişti.
"Az önce yaptığını görmedin mi?"dedi Felix."Sana ihanet etti.Hem de 2. kez."Lstat'la öpüşmemizden bahsettiğini anlamıştım.Max sinirle gözlerini kıstı ve elini biraz yukarı kaldırdı.
"Ben mi ihanet ettim?"dedim."Ben mi?"Max'in eli havada kalmıştı.
"Yaşaman için yaptım."Başımı dikleştirip yemyeşil gözlerine son kez baktım.
"Ya hamleni yaparsın ya da ben öldürürüm seni."Max umutsuzca gözlerini kaçırdı.Elindeki kazığı yere bıraktı ve tekrara gözlerime baktı.
"Ben yapamayacağım.Sende yapamazsın."
Ondan nefret etmesem ve bana ihanet etmiş olmasa bende kazığı yere fırlatırdım ama beynim onu öldürmemi emrediyordu.
Ona doğru yürüdüm ve aramızdaki boşluğu kapattım.Elimi yavaşça kaldırdım ve gözlerine son kez baktım.
Kazığı kalbine sapladığımda Max hala bunu yapacağıma ihtimal vermiyordu.Aşk ve nefret içimde savaşırken ben son darbeyi de yapmıştım.Kazığı kalbine doğru bastırdım.Acıyla inledi.Gözlerinden bir damla yaş süzüldü.Kazığı hızla vücudundan çıkardığımda yere düştü.
İçimden ağlamak geliyordu.Kendimden nefret ediyordum.İstemsiz olarak gözlerimden yaşlar aktı.Max ölmüştü.
Felix'le göz göze geldim.Şaşkındı.Bunu benden beklemiyordu.Gözlerini kardeşine çevirdi.
"Ne yaptın sen?"dedi.Bu sefer sesi acı doluydu ve kısık çıkmıştı.Cevap vermedim.
"Hala ne dururyorsun?"dedi Pandora."Max'i öldürdü.Saldırsana."
Felix hareket etmiyordu.Gözleri Max'ten başka birşeyi görmüyordu.Pandora masmavi gözlerini bana çevirdi ve bana doğru gelmeye başladı.
Gözyaşlarımı silip kanlı kazığı elimde sıkıca tuttum.Pandora kolay değildi ama başa çıkabilirdim.
"Bunu ödeyeceksin."dedi Pandora.Ben konuşmadım.Saldırmasını bekledim.
Aramızdaki boşluğu hızla kapattı ve üzerime atladı ama ben kaçtım.Yere düşmeden elleriyle dengeyi sağladı ve yüksek sesle hırladı.Şu anda dişi bir aslan gibi görünüyordu.Ben savunma pozisyonu aldığımda takip edemediğim bir hızla etrafımda 2 tur attı.Onun nerede olduğunu bulmak için ayak seslerini dinledim.Ama tam olarak yerini bulamadım ve karnımda büyük bir acı hissettiğimde duvara çakıldım.
Herşey çok kısa sürede olmuştu.Acıyla karnımı tutarken kazığı aradım ama elimde değildi.Pandora bir ànda önümde belirdi ve kazığı havaya kaldırdı.Ölecektim.Gözlerimi gözlerine diktim ve cesurca ölümü bekledim.Pandora tam bitirici vuruşunu yapacaktı ki acıyla inledi.Elindeki kazık yere düştü.Pandora iki adm geri çekildiğinde arkasında Felix olduğunu gördüm.Pandora'ya arkadan kazık saplamıştı ama neden?
Pandora'nın sırtından kanlar akarken Felix'e döndü.
"Niye yaptın bunu?Beni sevdiğini sanıyordum."dedi Pandora.Felix ciddi yüz ifadesini hiç bozmadı.
"Seni sevdiğimi hiç söylemedim."dedi ve Pandora'nın hiç beklemediği bir anda kazığı kalbine sapladı."Hoşçakal."
Felix kazığı çektiğinde Pandora acıyla yere düştü.Bembeyaz elbisesi kan içindeydi ve ölü olmasına rağmen çok güzeldi.Gözlerimi Felix'e çevirdim.
Niye beni kurtarmıştı?Ona anlamsızca baktım.
"Ben nasıl biriyim böyle?"dedi.Sanki kendi kendine konuşuyordu."Kardeşimin ölümüne sebep oldum.Kardeşimin."Dikkatle ayağa kalktım.
"Onu sevdiğini bilmiyordum."Gözlerini bana çevirdi.
"Bende bilmiyordum."Küçük bir sessizlik oldu.Herkes ne olacağını merakla beklerken onların içinden geçen soruyu ben sordum.
"Şimdi ne olacak?"Felix elineki kazığa baktı ve onu bana uzattı.
"Öldür beni."Kalbim hızla atarken gözlerine baktım.Bu bir hile miydi?
Kazığı elinden almadığımı görünce elime o tutuşturdu ve bana cesaret veren bir bakışla baktı.
Gözlerimi başkana çevirdim.Başkan bana hala-n-duruyorsun bakışı attı.Luke'ta bana böyle bakıyordu.
Jack'in intikamını alacaktım.Konseyi kurtaracaktım.Gerçekten daha neyi bekliyordum.
"Benden nefret ediyorsun değil mi?"dedi.Dikkatim ona kaydı.
"Evet."Gülümsedi.
"O zaman daha hızlı ve acımasız olacak."
Kararımı vermiştim.Herkes için en doğrusu buydu.Kazığı elimde sıkıca tuttum ve kalbine hızla sapladım.
Felix'in zırhı olduğu için önce zırhı deldi.Kalbine tam girmediği için bastırdım.Acı dolu bir inleme çıktı ağzımdan ve yere düştü.
O kadar nefret doludum ki bununla yetinmedim.Hızla saplkadım kalbine kazığı.Defalarca.Bunu yaparken hem ağlıyordum hem de kazığı saplıyordum.Artık titremeye başlamıştım.Biri kolumdan tuttu.
"Yeter artık Rose.O öldü."Lestat titreyen elimden kazığı aldı ve duvara fırlattı.Bana sarıldığında bütün gücümle ağladım.Gözlerim yine Jack'e kaydı.Başkanın gür sesi duvarda yankılandı.
"Savaşı BİTTİ."
ruveydamelisa- Marked
- Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 26/07/10
Yaş : 29
canım ellerine saglık çok güsel olmuş çok güsel yerde son vermişsin yeni hikayende başarılar bitanem:D:)
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
uyh lestat ölmedi kan azdııı yeniden düzenle mesela felixi paçalara ayırsın nihahaha :twisted:sonra kanının içinde yüzsün
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
beğendiğine sevindim canım
cadım yine kendince bir plan kurmuşsun dehşet dolu tüğlerim ürperdi
cadım yine kendince bir plan kurmuşsun dehşet dolu tüğlerim ürperdi
juvijuvi- Untamed
- Mesaj Sayısı : 743
Kayıt tarihi : 29/03/10
Yaş : 26
ayy çok güzel olmuş tatlım yaa
tam Ölümsüz hikayesine ve bu hikayenin yazarına yakışır bir son
tam Ölümsüz hikayesine ve bu hikayenin yazarına yakışır bir son
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
şmdi km öldü ? rose ve lestatın çocukları oldu mu ? adları neee ayyy ikizlerrr hemde ! ne güzel vampir ikizler allah baışlasın
arya- Untamed
- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 30/06/10
Yaş : 28
keşke bi bölüm daha uzasaydı da lestatla rose everseydik. çok güseldi canım max ın olümü beni çok etkiledi ama süper bi finaldi en kısa zaman da yeni hikayelerle bekliyoz seni
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
ahahaha koptum ya süpersin cadı
beğendiğine sevindim canım teşekkür ederim
teşekkür ederim aryacığım şu an aklımda yeni bir hikaye yok ama gelirse yazarım liselilerle ilgilencem şimdi
beğendiğine sevindim canım teşekkür ederim
teşekkür ederim aryacığım şu an aklımda yeni bir hikaye yok ama gelirse yazarım liselilerle ilgilencem şimdi
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
çok güzeldi cnm.maxi öldürmesi beni de şaşırttı.ama süper olmuş.ellerine sağlık.
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
teşekkürler canım bir hikayenin de böyle sonuna geldik biraz şaşırtıcıı oldu bende kabul ediyorum
jamestark- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1279
Kayıt tarihi : 17/01/10
Yaş : 112
Max'i nasıl öldürür ya !
biliyodum senin Max'i sevmediğini tuğçee
bunu bize nasıl yaparsıın !!!
şaka maka sonu harikaydı ama Max ölmemeliydi (o resmi gördükten sonra aşkım kabardı da )
biliyodum senin Max'i sevmediğini tuğçee
bunu bize nasıl yaparsıın !!!
şaka maka sonu harikaydı ama Max ölmemeliydi (o resmi gördükten sonra aşkım kabardı da )
gecenin kızı- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1755
Kayıt tarihi : 08/03/10
Yaş : 29
ya aslında o resimdekine bende aşık oldum ama max ölmeliydi
yani başka çağre yoktu ki max felix'e ihanet etseydi o zaman felix teslim olmazdı ve yenilirlerdi o zaman da hikaye kötü sonla biterdi
yani başka çağre yoktu ki max felix'e ihanet etseydi o zaman felix teslim olmazdı ve yenilirlerdi o zaman da hikaye kötü sonla biterdi
jamestark- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1279
Kayıt tarihi : 17/01/10
Yaş : 112
max herşeyi açıklardı, felix ölürdü.
Rose'u çok seviyodu zateen
O kadar yalvarınca Rose inanırdı vee MUTLU SON
Rose'u çok seviyodu zateen
O kadar yalvarınca Rose inanırdı vee MUTLU SON
» İmmortal(Ölümsüz):Final bölümü sayfa 106'da!!Okuyan herkese teşekkürler!!!!
» Sadece bakın beğenmezseniz sayfayı değiştirmeniz yeter!!(LüTFen!!xD
» ~ Kayıp Ruh~ Final..~ 102.Sayfa~
» ***Ölüm ve Yaşam Arasındaki İnce Çizgi***FİNAL BÖLÜMÜ GELDİ......*******
» ****Yaşamak İçin Öldür**** Final Bölümü Geldiii...(17.ekim.2010)
» Sadece bakın beğenmezseniz sayfayı değiştirmeniz yeter!!(LüTFen!!xD
» ~ Kayıp Ruh~ Final..~ 102.Sayfa~
» ***Ölüm ve Yaşam Arasındaki İnce Çizgi***FİNAL BÖLÜMÜ GELDİ......*******
» ****Yaşamak İçin Öldür**** Final Bölümü Geldiii...(17.ekim.2010)