İmmortal(Ölümsüz):Final bölümü sayfa 106'da!!Okuyan herkese teşekkürler!!!!

ooo kızım ben yakında yazarlığı bırakıcam bu kadar olcak yerimi sana devrediyorum hayranlarım size sesleniyorum yokluğumda kıymetimi bilin lan!

biliyorum ikiz o yüzden seni seçtim ya

kızım senden ne zaman ümit kessem sen yine bişey çıkarıyon başıma

Ay ikiz heleki bir aşkın var he bende bugün 'Kellan Lutz' dergilerini aldım büyük boy posterleri 20 tane oldu oh oh hepsini duvarıma astım duruyorlar yatmadan önce öpüom onları kızım benim tek aşkım var oda Kellan'ım

lan benimki tek taraflı ikiz kellan'ım bana bakmassa gebertirim kendimi ama o bensiz napar ikiz ya karılarla fingirdeşiyor öküz herif!

-Max'in Anlatımı-

Savaşçılara durmalarını söyledim.Karşı taraf geri çekliyordu.Muhtemelen konseye gideceklerdi.Oranın korunması gerekiyordu.Böyle bir durumda Felix'e bilgi vermeliydim.Ama bunu yapmayacaktım.
Aslında Felix'ten nefret ediyordum ki bunun birçok sebebi vardı.Liste çok uzundu ama listeye eklenen ve yaşanan son olaylar sonucunda ondan hesap sormam gerektiğini biliyordum.Şu an o kadar öfkeliydim ki kimseyi umursamadan onun saklandığı şatoya gidiyordum.
Jack ölmemeliydi.Onlar benim ailemdi ve ailemi kaybetmiştim.Luke'la göz göze geldiğimde benden nefret ettiğini anlamıştım ki buna dayanamazdım.
Rose'u kaybetmiştim.Bana inanmaması beni bu tarafa itsede asıl neden Felix'ti.Kutsal kan yüzünden o kadar güçlüydü ki bu tarafta olmak zorundaydım.Rose'u hayatta tutacak tek yol buydu ama Felix herşeyi mahvetmişti.Bunun hesabını sormalıydım.
Şatoya geldiğimde asker hiçbir şey söylemeden kapıyı açtı.Sinirle merdivenlerden çıktım ve onların bulunduğu odaya geldim.Kapıyı tekmeyle açıp içeri girdim.
Felixle göz göze geldiğimde gülümsedi.
"Hoşgeldin kardeşim.Umarım bize iyi haberler getirmişsindir."Onun bu soğuk kanlı tavırlarına dayanamadığım için bağırdım.
"Seni p*ç Jack öldü."dedim.Gözleri iri iri açıldı.
"Ciddi misin?Peki Luke?"
"O yaşıyor."
"Keşke o da ölseydi ama problem değil.Ben hallederim."Ona nefretle baktım.
"Onlara dokunmayacaksın."Felix beni duymamış gibi yaptı.
"Savaşı biz kazandık değil mi?"Dişlerimi sıktım.
"Geri çekildiler."Öyle bir kahkaha attı ki Felix sesi salonda yankılandı.Bu kahkaha ürpermeme sebep olsa da dimdik durdum.Öfkemden güç alıyordum.
"Gidelim o zaman."dedi ve pelerinini düzeltip-evet pelerin-kapıya doğru ilerledi.O dışarı çıkarken Pandora bana yaklaştı.
"Senin için çok üzülüyorum Max.Çünkü az sonra sevdiğin kızı ellerimle öldüreceğim."Bana vahşi bir gülümsemeyle baktığında kim olduğuna aldırış etmeden boğazını tuttum ve sıktım.Bunu yapacağımı tahmin etmediği için hazırlıksız yakalanmıştı.Elimden kurtulmaya çalıştı ama ben daha çok boğazını sıktım.Küçük bir çığlık attığında kolumda Felix'in elini hissettim.
"Pandorayı bırak!"dedi emir veren sesiyle.Ben sinirle daha da boğazını sıktım.Aynı anda kolumdaki Felix'in eli de sıkılaştı.Ben direnirken Felix tüm gücüyle kolumu sıkıyordu ama artık dayanamıyordum.Pandora'yı bıraktığımda iki adım geri çekildi.Elini boğazına götürdüğünde morardığını görmüştüm.Hızla nefes almaya çalışıyordu.
Felix bana sert bir bakış attığında Pandora'ya elini uzattı ve "Gel."dedi.Pandora titreyen elini Felix'e verdi ve birlikte kapıdan çıktılar.
Tek düşündüğüm ikisinden de nefret ettiğimdi.

-Rose'un Anlatımı-

İçimde o kadar büyük bir sıkıntı vardı ki anlatılacak birşey değildi.Bunun Max'in karşı tarafta olduğunu öğrenmemle bir ilgisi yoktu.Jack'in ve Luke'un geri dönmeme ihtimali çok yüksekti ve ben buna dayanamıyordum.
Tabiki içimde öfke de vardı.Mlıax'e duyduğum nefret o kadar ıki bununla baş edemiyordum.Bize ikinciye ihanet ediyordu.Her zaman güvendiğim kişiler tarafından arkamdan bıçaklanmaya alışkındım ama Max...
Lestat elimi tuttu ve sıktı.
"Nefes al Rose."diye fısıldadı kulağıma.Nefesimi tuttuğumun farkında değildim.Dediğini yaptım.Stresten tırnaklarımı kemirmem yetmemzmiş gibi dışarıda bir savaşçıyla gördüğüm sarışın kadın belli etmemeye çalışarak ağlıyordu.Tabiki bunu anlıyordum.Ben ağlamıyordum aksine güçlü durmaya çalışıyordum ama o kadın ağladıkça çabalarım boşuna gidiyordu.
Yavaşça sarışın kadına yaklaştım.Geldiğimi anladı ve gözyaşlarını sildi.
"Adın ne senin?"diye sorduğumda Lestat'ın da arkamda olduğunu anlamıştım.
"Clara."dedi kadın titrek sesiyle.Ona gülümsemeye çalıştım ve elini tuttum.
"Güçlü ol Clara.Geri dönecekler."Sesime mümkün olduğunca güven katmaya çalıştım.Her ne kadar emin olmasam da...
"Geliyorlar."dedi başkan güçlü ses tonuyla.İlk kez sessizliğini bozmuştu."Savaşçılarımız geri çekiliyor ve buraya geliyorlar.Düşman da buraya saldırmak ve konseyi ele geçirmek için geliyor.Herkes hazırlıklara başlasın."
Başkanın emriyle salondaki askerler dışarı fırladı.Konseyde bir telaş başlamıştı.
Lanet olsun!Yenilmiştik ve yordıkonseyi ele geçirmeye geliyordu.Acaba Luke ve Jack yaşıyor muydu?
Buraya yaklaşan savaşçıların sesini duyabiliyordum.Yaklaştıkça kan kokusu aldım.Neredeyse hepsi yaralıydı.Gözlerimin dolmasına engel olamadım.
Kapıya doğru birkaç adım attım ve gelmelerini bekledim.Kısa bir süre sonra kapı açıldı.
Komutan,Luke ve birkaç savaşçı yaralı bir halde içeri girdiler ama ben onları umursamadım.
Jack!Luke'un kolları arasında yatıyordu.Salon sessizliğe gömüldüğünde dinlemeye çalıştım.Jack'in kalbi atmıyordu.Gözlerimi Luke'a çevirdim.
Bana doğru biraz yaklaştı ve tam salonun ortasında durdu.Jack'i yere yatırdı ve birkaç adım geriye çekildi.
Bu imkansız.O ölemez.Lanet olsun!Abim ölemez.
Gözlerimden dökülen yaşlarla Jack'e doğru ilerledim ve cansız bedeninin yanında diz çöktüm.Acı o kadar fazlaydı ki kalbimi delip geçiyordu.Gücüm tükenirken gözlerim gördüklerine inanmak istemiyordu.Başımı göğsüne yasladım ve ağladım.
O kadar ok ağlıyordum ki vücudum titremeye başlamıştı.Jack beni terk edemezdi.Daha yapılacak o kadar çok şey vardı ki!
"Uyan Jack."diye bağırdım.Onu sarsıyordum."Beni terk edemezsin.Uyan."
"Rose sakin ol."dedi Lestat.Kolumdan tutmuş ve beni ayağa kaldırmaya çalışıyordu.Önce direndim ama sonra bundan vazgeçip ona sarıldım.Sonra gözüme birşey takıldı.Clara ağlamaktan vazgeçip güçlükle komutana ilerledi.
"Alex yaşıyor mu?Ölmedi değil mi?"Lestat'tan uzaklaştım ve bende komutana baktım.Luke iç çekti.
Komutan Rudolphoya baktı ama hiçkimseden bir ses çıkmıyodu.Luke ona yaklaştı ve Clar'nın elini tuttu.
"Seni çok sevdiğini söylememi istedi."dedi Luke güçlükle.Daha fazla birşey söyleyecekti ki Clara daha fazla dayanamadı ve koşarak dışarı çıktı.
Onun bu halini gördüğümde tekrar Jack'e baktım.İçimde öyle bir öfke yükseldi ki daha fazla dayanamayıp Clara'nın peşinden gittim.
Önce onu bulamayacağımı düşünüp deli gibi etrafıma bakındım.Sonra hıçkırık seslerini duydum.Biraz ilerledikten sonra onu duvarın köşesinde buldum.Hıçkırarak ağlıyordu.Onu zorla ayağa kaldırdım.
"İntikam alacağız Clara."dedim.Neredeyse bağırıyordum."Savaşacağız.Clara bana bak."
Gözlerini gözlerime dikti ve gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.Başını tamam der giib salladı.
"İntikam alacağız."dedi sözlerimi tekrarlayarak.Artık o deli gibi ağlayan kız gitmiş karşımda öfkeden deliye dönmüş bir Clara vardı.
Öfkeden eliye dönmüştüm ve intikam için yanıp tutuşuyordum.Artık sadece gelmelerini beklemek kalmıştı.Sinirle duvara bir tekme attım.O anda Rudolpho'yu gördüm.
"Geliyorlar.İçeri gelseniz iyi olacak."

teşekkür ederim canım beğendiğine sevindim

ben okumuştum ama çabk blm atsn die cvp yazmadm (moderatörler yiycek şimdi beni )

ahahaha bu da yeni yöntem

ayy tatlım harikaa resmen bayıldım yaaa

yaaa az daha kanli piçakli olsun bu bölüm nihahahaa

teşekkür ederim canım final bölümü biraz kanlı bıçaklı olacak

ve bugün ve biriyle dha tanışsn ben oliim rose u ben öldriim n'oluuurrrr

ahahahaha ana karakterin ölmesini mi istiyosun çok ilginç

eed ama ben öldüriim yada rose sonunda delirsin felixi ve maxı deştikten sonra ölülerini b**a batırsın snra asetonla yıkasın başlarına da enayi öküz yazsın snrada yaksın nihahaha snra gtsn luke u öldürsün kanını içsin snra gtsn jacki çğnesin ve enson kendini yaksın nihahaha

sonu böyle bitse tam facia olur kız naptın sen
evet aryacığım immortala yakışan bir final olcak yani umarım