İşte YB. Yorumları bekliyorum...
12.AŞK…BİR UMUT PARÇASI SADECE…
-Alicia Collins-
“Alicia?”
“Derek?”
“Alicia?”
“Derek?”
“Alicia?”
“Ne var lanet olasıca?” dedim pes ederek. Güldü,
“Benimle olduğun için mutlusun değil mi?”
“Hayır!” dedi aceleyle.
“Beni seviyorsun.” Hayır, sevseydim anlardım.
“Seni tanımıyorum.” dedim. Konuşmadı, “Nelerden hoşlanırsın, ailen var mı? Kardeşin var mı, nelerden korsarsın? Hiçbir şeyi bilmiyorum.” diye devam ettim.
“Aynı şey benim için geçerli.” Derin bir nefes aldı, “Ama seni seviyorum.”
“Sadece sevmekle olmaz.” dedim sitemle. Sadece aşkla bir ilişki yürümez. Aaa, ne saçmalıyorum ben? Ondan hoşlanmıyorum ki!
“O zaman merak ettiklerini sor.” dedi elimi tutarak. Aslında hoşuma gitmişti ama anında geri çektim. Gülümsedi.
“Nerede doğdun?” dedim.
“Venedik” dedi hızılıca. “Ya sen?”
“Sasakawa,Oklahoma.” dedim. “Alex, ben ve Serena orada doğduk. Aslında orayı pek sevmeyiz. Biraz can sıkıcıdır.”
“Nasıl yani?” dedi tek kaşını kaldırarak.
“Sanırım ben bir yerde takılıp kalamıyorum, O.C hariç tabi.” Bu arada Dragon’un en sevdiği oyun salonunun önündeydik.
“Burası,” deim “Burayı sever. İlk tanıştığımızda buraya gelmişti. Oldukça eğlenmiştik.”
“Hadi arayalım.” dedi. İçeri girdik.
-Alexandra Denvers-
Karanlıktan hoşlanırdım. Tehlikeli ve gizli… Dragon’da hoşlanırdı. Onu tekrar gördüğümden beri aklımdan çıkmıyordu. O, ruhumu ele geçirmişti ve şimdi ruhum cayır cayır yanıyordu. Hatalıydım, sinirliydim ve hala onu umursuyordum.
“Şişt güzelim!” Kafamı kaldırdığımda demir kapının önündeki çocuğu gördüm. Bana sesleniyordu. Yaydığı enerji onun bir vampir olduğunu resmen haykırıyordu. “Kimi arıyorsun bebeğim?”
“Bir arkadaşı…” İyi ki vampirler cadılarla beslenmiyordu. Ayrıca gözleri kararmamıştı. Bu susamadığını belirtirdi. Tekrar güldü ve poşetteki uyuşturucudan birazını içine çekti.
“Aslında,” dedim. “Bara bir göz atmalıyım.” Dragon orada olabilirdi. Önümü kesti,
“Bir şartım var.”
“Söyle.” dedim sabit bir ifadeyle. Vampirler çok zeki yaratıklardı. Eğer ondan korktuğunu gösterirseniz daha çok üstünüze gelirdi. Poşeti bana uzattı. Lanet olsun! Soğukkanlılıkla poşeti aldım ve kalan uyuşturucuyu içime çektim. Bir anda üstüme bir ağırlık çöktü. Vampir dudaklarımı öptü ve fısıldadı,
“Şimdi geçebilirsin.”
-Serena Rosser-
“Yok! Yer yarıldı içine girdi sanki.” dedim sinirle. Neden Dragon gibi bir herifi arıyorduk ki? O Alex’i kırmaktan başka bir şey yapmıştı.
“Sakin ol Serena.” dedi Zach.
“Hayır Zach! O lanet herifi aramak istemiyorum.” Zach yanağımı okşadı,
“Mızmızlanma. Alex için.” Evet, Alex içindi. Peki neredeydi? Tek başına karanlık sokaklarda Dragon’u arayabilecek miydi? Telefonu çıkarıp ona bir mesaj attım,
“A. iyi misin? Endişeleniyorum. Nerede olduğunu söyle.” Göndere bastım.
Zach’le yürümeye devam ettik.
“Kesin bir yerde sızıp kalmıştır.” dedi gülerek.
“Ah, saatlerimizi bir hiç için harcıyoruz.”
-Alexandra Denvers-
İçeride bir metal parçası çalıyordu. Barmenin yanına gittim.
“Merhaba canım, ne istersin?” Kimse kaç yaşında olduğumu sormazdı zaten.
“Hiçbir şey.” dedim. “Ben bir arkadaşı arıyorum, Dragon. Adı Dragon Rock.” Barmen gülümsedi ve,
“Dragon bu aralar küçük bir cafede takılıyor. 2 blok ötede. Oraya bir uğra.” Kendi kendime gülümsedim. Demek gerçektende içmiyordu. Belki de cafeye sırf kafa dağıtmak, rahatlamak için gidiyordu. Oysa ona inanmamıştım. Mal Alex! Telefonuma göz attım. Mesaj gelmişti. Serena,
“A. iyi misin? Endişeleniyorum. Nerede olduğunu söyle.” diyordu.
Aniden harfler hareket etmeye başladı. Hemen telefonu cebime koydum Uyuşturucu gerçekten kötü etkiler bırakıyordu.
“Hey! İyi misin?” dedi barmen sendelediğimi görünce.
“Evet.” dedim. Düz durmaya çalıştım. “Ben o cafeye bakayım.”
Hızlıca dışarı çıktım. Soğuk hava yüzümü yalıyordu. Şimdi daha iyi hissediyordum. Vampir ortalarda yoktu. Kafamı allak bullak edip gitmişti.
***************************************************************
Ahanda Alex aydınlık bir sokakta Dragon'ı aranırken snra o meçhul karanlık sokağa giriyor tabi
Bu çocukumuzda(
) Alice'e aşık Derek Culd
Yorum yapın lan!