+23
ChatLaqq
HouSeOfNighT-NaLa
DéathWampiré540
sekerkiss07
**Gossde_Nur**
hatice
dilara
RUH
Down_right
juvijuvi
Kiraz*
AhMeT&SeLiM-night
Damla&Stark
Phoenix
vampire-rose
pff_xP
¤ тσяу ¤
ebru
happy
handan
spiders1995
Deadly
mavi_keßeLeck
27 posters
İstiyorum o halde varım ~|| Final ||~ Syf.19
Anket
Sizce Julia , Matt'in yardım teklifine ne diyecek ?
- [ 4 ]
- [100%]
- [ 0 ]
- [0%]
- [ 0 ]
- [0%]
Toplam Oylar: 4
Anket kapatıldı
Anket kapatıldı
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Hıı iyi fikir ebru seni kullanabilirim
RUH- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 8385
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 28
İrem çok güzel olmuş
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
yyyyyyyyyyyyyybbbbbbbbbbbbbb.....
juvijuvi- Untamed
- Mesaj Sayısı : 743
Kayıt tarihi : 29/03/10
Yaş : 26
yb yb yb
dilara- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1180
Kayıt tarihi : 03/05/10
Yaş : 28
vay beeeeeeeeeeeeeee kız kelebek uçmuşsun sen tatlım yb ü bekliyorum ona göre
Damla&Stark- Chosen
- Mesaj Sayısı : 484
Kayıt tarihi : 09/01/10
Yaş : 28
işteee beniimm mattimm yerim olum senii
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Evet Matt hikayelerimdeki erkeklerden favorim
Josh'ı fazla sevmiyorum bana fazla kılıbık geliyor
Ethan da iyi de o hikayeyi fazla yazamadım.
Anthony de iyi.Sevmekteyim kendisini ama bir şeyler saklıyor.
Josh'ı fazla sevmiyorum bana fazla kılıbık geliyor
Ethan da iyi de o hikayeyi fazla yazamadım.
Anthony de iyi.Sevmekteyim kendisini ama bir şeyler saklıyor.
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
6.BÖLÜM
Ertesi gün okula gittim.
Matt ortada yoktu.
Onu her ne kadar aradıysam da bulamadım.
Bu yüzden öğle yemeği zamanında yalnız oturuyordum.
Dean Blackstone yanıma geldi ama oturmadı.
"Hey güzelim bana birkaç gün önce yaptığın teklif var ya , bu konuda fikrimi değiştirdim.Tamam , kabul. Seninle çıkarım."
"Toz ol Blackstone ! "
"Sen bilirsin ama senin kaybın.Şu anda okuldaki bütün kızlar senin yerin yerinde olmak için her şeyini verirdi.Beni reddetmekle hayatının hatasını yapıyorsun.Ben gidiyorum."
"Canın cehenneme ! " diye bağırdım.
"Beni reddedemezsin ! " diye bağırdı ve beni zorla öptü.
O anda yemekhane kapısından Matt girdi.
Ve girdiği gibi arkasını dönüp çıktı.
Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin!
Dean'e tokatı yapıştırdım ve onu itip Matt'in peşinden gittim.
Daha doğrusu gidebilmeyi umdum.
Ama yine hiçbir iz bırakmamıştı.
Bütün öğle teneffüsü boyunca okulu aradım ama yoktu.
Hatta öğleden sonraki derslere girmedim.
Okuldan kaçtım.
Düşün...
Nerede olabilirdi ki ?
Evinin yerini bile bilmiyordum.
Kafamı toparlamam lazımdı.
Bu yüzden parktaki göletin oraya gittim.
Yoktu.
Sonra da kumsala gittim.
Oradaydı.
Suda taş sektiriyordu.
Kumlarda yanına oturdum.
Elimi omzuna koydum.
Bana bakmadı bile.
Taş sektirmeye devam etti.
Bir süre ikimiz de suskun kaldık.
Yine kafasını bana çevirmeden "Git." diye fısıldadı.
"Yapamam." dedim.
"Sadece buradan git ve bir daha da benimle konuşma.Eskisi gibi olalım.Birbirileri hakkında adları dışında başka bir şey bilmeyen iki yabancı.Başka bir şey istemiyorum artık."
"Yapamam.Bu söylediğin çok zor." dedim.
"Neden ?" dedi "Bunu bana neden yaptın ? Gerçi sen hiçbir şey yapmadın. Sadece ben sana seni sevdiğimi söyledim. Sen bana bir şey demedin ki. Ve sonra da başından beri sevdiğin çocukla öpüştün. Mutlu son. "
"Ben onu öpmedim. O beni öptü."
"Bu duyduğum en saçma bahanelerden biriydi. Ödev yiyen köpekten sonra ikinci sırada. Açıklama yapmana gerek yok zaten. Ben kimim ki ? Hiç kimse. "
"Olabilir.Ama sen benim hiçkimsemsin."
"Bu cümleni anlamam gerekiyor mu ?"
"Boş ver. Ben gidiyorum. " dedim ve gittim.
Ve onunla o zamandan beri hiç konuşmadık.
Ertesi gün okula gittim.
Matt ortada yoktu.
Onu her ne kadar aradıysam da bulamadım.
Bu yüzden öğle yemeği zamanında yalnız oturuyordum.
Dean Blackstone yanıma geldi ama oturmadı.
"Hey güzelim bana birkaç gün önce yaptığın teklif var ya , bu konuda fikrimi değiştirdim.Tamam , kabul. Seninle çıkarım."
"Toz ol Blackstone ! "
"Sen bilirsin ama senin kaybın.Şu anda okuldaki bütün kızlar senin yerin yerinde olmak için her şeyini verirdi.Beni reddetmekle hayatının hatasını yapıyorsun.Ben gidiyorum."
"Canın cehenneme ! " diye bağırdım.
"Beni reddedemezsin ! " diye bağırdı ve beni zorla öptü.
O anda yemekhane kapısından Matt girdi.
Ve girdiği gibi arkasını dönüp çıktı.
Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin!
Dean'e tokatı yapıştırdım ve onu itip Matt'in peşinden gittim.
Daha doğrusu gidebilmeyi umdum.
Ama yine hiçbir iz bırakmamıştı.
Bütün öğle teneffüsü boyunca okulu aradım ama yoktu.
Hatta öğleden sonraki derslere girmedim.
Okuldan kaçtım.
Düşün...
Nerede olabilirdi ki ?
Evinin yerini bile bilmiyordum.
Kafamı toparlamam lazımdı.
Bu yüzden parktaki göletin oraya gittim.
Yoktu.
Sonra da kumsala gittim.
Oradaydı.
Suda taş sektiriyordu.
Kumlarda yanına oturdum.
Elimi omzuna koydum.
Bana bakmadı bile.
Taş sektirmeye devam etti.
Bir süre ikimiz de suskun kaldık.
Yine kafasını bana çevirmeden "Git." diye fısıldadı.
"Yapamam." dedim.
"Sadece buradan git ve bir daha da benimle konuşma.Eskisi gibi olalım.Birbirileri hakkında adları dışında başka bir şey bilmeyen iki yabancı.Başka bir şey istemiyorum artık."
"Yapamam.Bu söylediğin çok zor." dedim.
"Neden ?" dedi "Bunu bana neden yaptın ? Gerçi sen hiçbir şey yapmadın. Sadece ben sana seni sevdiğimi söyledim. Sen bana bir şey demedin ki. Ve sonra da başından beri sevdiğin çocukla öpüştün. Mutlu son. "
"Ben onu öpmedim. O beni öptü."
"Bu duyduğum en saçma bahanelerden biriydi. Ödev yiyen köpekten sonra ikinci sırada. Açıklama yapmana gerek yok zaten. Ben kimim ki ? Hiç kimse. "
"Olabilir.Ama sen benim hiçkimsemsin."
"Bu cümleni anlamam gerekiyor mu ?"
"Boş ver. Ben gidiyorum. " dedim ve gittim.
Ve onunla o zamandan beri hiç konuşmadık.
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
s*lakkkkk ya bu kız o kadar gittin çocuğu buldun.hiçbişey söylemeden dönülür mü yaa. iremmm kavuştur bunları yaa..
ybybybybybyb...
ybybybybybyb...
hatice- Betrayed
- Mesaj Sayısı : 316
Kayıt tarihi : 26/04/10
Yaş : 28
hepsini buğün okuyabildim muhteşem olmuş. yb de bunları kavuştur birbirine yb bekliyorum.
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
7.BÖLÜM
2 hafta oldu.
Bu dayanılmaz.
Onunla konuşmamak.
Onu tanımıyormuş gibi davranmak.
Tim Lander ile çıkıyoruz.
Çıkıyoruz demek doğru değil aslında.
Sadece bir kere çıktık.
Geçenlerde bir beysbol maçına gittik.
O çok tatlı ve iyi bir çocuk.
Ama O Matt değil.
Hiçbir zaman olmayacak da.
Kimse o olamayacak.
Çok mutsuzum.
Ama önemli olan yüzümün gülmesi değil mi ?
Şu anda bayağı bir popülerim.
Dean'i reddedebilmem herkesi bayağı etkilemiş.
Ama popüler olmayı sevmiyorum.
Fakat artık Matt ile birlikte oturduğumuz masa boş değil.
O popüler sürüsü artık o masaya oturuyor.
Ve aralarında yeni biri de var.
O da benim.
Onlara hiçbir zaman yalan söylemedim.
Stacy'e bir or*spu olduğunu söyledim ama hala bana selam verip gülümsemeye devam ediyor.
Bütün popülerlere hepsinin canının cehennemlik olduğunu söyledim.
Ama bu sayede onlara karşı koymamdan ve açık sözlülüğümden etkilenip beni daha da çok kabullendiler.
Eskiden beni tanımamazlıktan gelen Molly ise şimdi kapımda kul köle.
Sülük gibiler.
Onlardan ne kadar kurtulmaya çalışsam da bana yapışıp duruyorlar.
Bundan bıktım.
Bunu Matt'in de anladığından eminim.
Bana bakışlarından anlayabiliyorum.
O beni koşulsuz şartsız seven tek kişi.
Bir de Tim var tabi...
Neyse bir gün okul çıkışıydı.
Yine Matt ile birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk.
Ponpon kızlardan biri olan Natalie , Tim ve ben , o ve Leo ile çifte randevuya çıkabilir miyiz diye sordum.
"Benim için sorun olmaz ama Tim'e sor."
"Zaten Tim'e sordum.O da sana sormamı söyledi."
"Tamam o zaman çifte randevuya çıkıyoruz ! " dedim gülümseyerek. Natalie çok ender rastlanan bir türdü : beyni olan bir ponpon kız.
"Buna sevindim.Ben hemen eve gidip hazırlanayım.Saat 8.30'da Moonlight Bar'da buluşuyoruz."
"Tamam.Ben de eve gideyim." dedim.
Eve gittiğimde kıyafet seçmeye başladım.
En sonunda siyah bir şort ve beyaz straplez bir bluzda karar kıldım.
Siyah bir bileklik ve siyah bir kolye taktım ve siyah-beyaz converselerimi giydim.
Biraz parfüm sıkıp gözüme siyah kalem çektim.Ve üşümemek için yanıma siyah bir deri ceket aldım.
Deri ceket bana onu hatırlattı.
Saat 8.00
Tim evin kapısını çaldı.
Kapıyı açtım.
"Vay canına Julia çok güzel görünüyorsun." dedi gözlerini kocaman açarak
"Bense çok fazla süslendiğim için palyaço gibi hissediyorum.Gerçi palyaçoları severim çok enteresanlardır.Ama ben kötü hissediyorum."
"Hayır çok güzelsin.Gerçek olamayacak kadar güzelsin." dedi gülümseyerek
"Kibar olmak için söylüyorsun."
"Hayır , tüm dürüstlüğümle söylüyorum ki çok güzelsin."
"Tamam inanmayı denerim." dedim kıkırdayarak.
Moonlight Bar'a vardığımızda saat 8.15'ti .
Erken gelmiştik.
Barın kapısından girerken mutluydum.
Tim arabada beni güldürmeyi başarmıştı.
Onun gibi tatlı birini hak etmiyordum.
2 hafta oldu.
Bu dayanılmaz.
Onunla konuşmamak.
Onu tanımıyormuş gibi davranmak.
Tim Lander ile çıkıyoruz.
Çıkıyoruz demek doğru değil aslında.
Sadece bir kere çıktık.
Geçenlerde bir beysbol maçına gittik.
O çok tatlı ve iyi bir çocuk.
Ama O Matt değil.
Hiçbir zaman olmayacak da.
Kimse o olamayacak.
Çok mutsuzum.
Ama önemli olan yüzümün gülmesi değil mi ?
Şu anda bayağı bir popülerim.
Dean'i reddedebilmem herkesi bayağı etkilemiş.
Ama popüler olmayı sevmiyorum.
Fakat artık Matt ile birlikte oturduğumuz masa boş değil.
O popüler sürüsü artık o masaya oturuyor.
Ve aralarında yeni biri de var.
O da benim.
Onlara hiçbir zaman yalan söylemedim.
Stacy'e bir or*spu olduğunu söyledim ama hala bana selam verip gülümsemeye devam ediyor.
Bütün popülerlere hepsinin canının cehennemlik olduğunu söyledim.
Ama bu sayede onlara karşı koymamdan ve açık sözlülüğümden etkilenip beni daha da çok kabullendiler.
Eskiden beni tanımamazlıktan gelen Molly ise şimdi kapımda kul köle.
Sülük gibiler.
Onlardan ne kadar kurtulmaya çalışsam da bana yapışıp duruyorlar.
Bundan bıktım.
Bunu Matt'in de anladığından eminim.
Bana bakışlarından anlayabiliyorum.
O beni koşulsuz şartsız seven tek kişi.
Bir de Tim var tabi...
Neyse bir gün okul çıkışıydı.
Yine Matt ile birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk.
Ponpon kızlardan biri olan Natalie , Tim ve ben , o ve Leo ile çifte randevuya çıkabilir miyiz diye sordum.
"Benim için sorun olmaz ama Tim'e sor."
"Zaten Tim'e sordum.O da sana sormamı söyledi."
"Tamam o zaman çifte randevuya çıkıyoruz ! " dedim gülümseyerek. Natalie çok ender rastlanan bir türdü : beyni olan bir ponpon kız.
"Buna sevindim.Ben hemen eve gidip hazırlanayım.Saat 8.30'da Moonlight Bar'da buluşuyoruz."
"Tamam.Ben de eve gideyim." dedim.
Eve gittiğimde kıyafet seçmeye başladım.
En sonunda siyah bir şort ve beyaz straplez bir bluzda karar kıldım.
Siyah bir bileklik ve siyah bir kolye taktım ve siyah-beyaz converselerimi giydim.
Biraz parfüm sıkıp gözüme siyah kalem çektim.Ve üşümemek için yanıma siyah bir deri ceket aldım.
Deri ceket bana onu hatırlattı.
Saat 8.00
Tim evin kapısını çaldı.
Kapıyı açtım.
"Vay canına Julia çok güzel görünüyorsun." dedi gözlerini kocaman açarak
"Bense çok fazla süslendiğim için palyaço gibi hissediyorum.Gerçi palyaçoları severim çok enteresanlardır.Ama ben kötü hissediyorum."
"Hayır çok güzelsin.Gerçek olamayacak kadar güzelsin." dedi gülümseyerek
"Kibar olmak için söylüyorsun."
"Hayır , tüm dürüstlüğümle söylüyorum ki çok güzelsin."
"Tamam inanmayı denerim." dedim kıkırdayarak.
Moonlight Bar'a vardığımızda saat 8.15'ti .
Erken gelmiştik.
Barın kapısından girerken mutluydum.
Tim arabada beni güldürmeyi başarmıştı.
Onun gibi tatlı birini hak etmiyordum.
En son mavi_keßeLeck tarafından Perş. Tem. 01, 2010 11:09 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
İrem Göksu geldiğine göre hemen yeni bölüm at
Ya bu kız salak değil ama aynı zamanda salak Gidip niye elin çocuğuyla çıkıyorsun sen ya
Ya bu kız salak değil ama aynı zamanda salak Gidip niye elin çocuğuyla çıkıyorsun sen ya
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
8.BÖLÜM
Yan yana bir masaya oturduk.
"Ben tuvalete gidiyorum Julia.Ben biraz bekler misin ?" diye sordu Tim.
"Tabi." dedim.
"Teşekkürler ." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup tuvaletlerin oraya doğru gitti.
Ben de biraz etrafa göz gezdirdim.
Barmenin yanına gittim.
"Bir tekila alayım."
"Ağır ol güzelim." dedi. "Hem vardiyam şimdi bitti.Yerime Matt bakacak."
Matt mi ?
Herhalde bir isim benzerliğiydi.
Ama bu bile beni üzmeye yetti.
"Biliyor musun , en iyisi boşver." dedim ve masaya geri döndüm.
Barmen gitti ve yerine...
Aman Tanrım , bu o'ydu !
Neyse ki oradan bizim masa görünmüyordu.
Masayı tekmeledim.
"Kahretsin!Kahretsin!Kahretsin!"
"Neyi kahretsin ?" diye sordu bir erkek sesi.
Lütfen o olmasın, diye yalvardım içimden.
Evet şükürler olsun ki o değildi.
Tim lavabodan dönmüştü.
"Hiçbir şeyi...Çünkü hayat güzel ve ben de mutluyum..." dedim gülümseyerek.
"Evet , kesin öyledir." dedi sırıtarak.Onu inandıramamıştım ama ısrar etmedi.
Çaktırmadan Matt'e baktım.
Bir yandan bardakları siliyor bir yandan da Halle Berry ve Rihanna arası bir güzellikte olan bir siyahi kızla gülümseyerek sohbet ediyordu.
Ama daha çok flört gibiydi.
Kız onun eline uzandı.
Matt'in de gülümsemesi yayıldı.
Sonra kıza göz kırpıp bir şey söyledi.
Tony üzerine bahse girerim ki ona vardiyasından sonra takılmayı teklif etmişti.
Kız da "Neden olmasın ?" dermişcesine kaşlarını kaldırıp bir şey dedi , saçının bir buklesini parmağına doladı.
Sonra da kadeh kaldırırmış gibi viski bardağını kaldırdı ve bir yudum aldı.
"Nereye bakıyorsun ?" diye sordu Tim.
"Hh..hiç..ben sadece..." diye kekelemeye başladım.
"Aaa bak Matt Daniels ! " dedi şaşırarak ve zaten baktığım yeri gösterdi.
"Ne tesadüf." dedim şaşırmış gibi yaparak.
"Haydi gidip bir merhaba diyelim." dedi.
"Hayır Tim olmaz."
"Neden ?"
"Çünkü...çünkü...sana şu an dans pistinde ihtiyacım var." dedim aklıma gelen ilk şeyi söyleyerek.
"Peki bebek." dedi
Ah kahretsin ben dans etmekten nefret ederdim !
Sonra dans etmeye başladık.
Bu o kadar da fena değildi aslında.
Kendini ritme bırakmak.
Gözlerimi kapattım ve ritme ayak uydurdum.
Bu muhteşem bir histi.
Sanki uçuyordum.
Onu umursamamaya karar verdim ve bara gittim.
"Barmen bana bir tekila."
Arkası dönük olan Matt "Sana kim tekila içiriyor bebeğim ? "
"Yanlış anlaşılmalar.Müzik sesi.Aşk. Ve tabi ki bir de sen..."
Arkasını döndü.
"Aa...Merhaba sen bizim okuldandın değil mi ? Burada karşılaşmamız ne tesadüf."
"Ya sorma...Tekiladan vazgeçtim bana Jack Daniels ver."
"Hemen geliyor." dedi.
Bir yudum aldım.
"Biliyor musun Daniels ? Ben de seni sevmiştim. Ama sen anlayışsız bir g*t deliğisin. Bu yüzden kavuşamıyoruz."
Yanımda o siyahi kız vardı.
"Adın ne ? " diye sordum yanımdaki kıza.
"Blake."
"Blake...Güzel isim.İsminin güzelliğine kadeh kaldırıyorum Blake." dedim. Sonra da bağırdım. "Hepimiz Blake'in adının güzelliğine kadeh kaldırıyoruz.Nazdorovia** !!"
Herkes kadeh kaldırdı ve "Nazdorovia ! " diye bağırdı.
Sonra Blake'e döndüm.
"Biliyor musun tatlım ? Vardiyasından sonra onunla çıkma. Çünkü iki haftadan beri hayatımı mahvetti ! Hem de egoist bir futbol oyuncusu ona 'Canın cehenneme' dediğimde bana kızıp beni zorla öptüğü için. Hayatı bana zindan etti. Çünkü hayatımdan çıktı. Onu gerçekten sevmiştim ! Ama ne için ?! Ona gerçekleri anlattığımdaysa 'ödevimi köpek yedi' diyen ilkokul öğrencilerinden sonra kötü bahane sıralamasında ikinci olduğumu söyledi ! Çünkü o kimseyi dinlemeyen pisliğin teki ! Ve şimdi de bu dediklerimi duyan çok tatlı ve kibar bir çocuk tarafından terk edilmek üzereyim ! " Matt'e döndüm. "O senin gibi bir pislik değil Daniels ! Ama ben onu değil seni seviyorum ! Neden ?! O bunu hak etmiyor." diye bağırdım.
Sonra bardağı kafama diktim.
Ve Jack Daniels öbür içkilere benzemez.
Bu yüzden bir anda kendimi kusarken buldum.
**Nazdorovia rusça şerefe demektir.
Yan yana bir masaya oturduk.
"Ben tuvalete gidiyorum Julia.Ben biraz bekler misin ?" diye sordu Tim.
"Tabi." dedim.
"Teşekkürler ." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup tuvaletlerin oraya doğru gitti.
Ben de biraz etrafa göz gezdirdim.
Barmenin yanına gittim.
"Bir tekila alayım."
"Ağır ol güzelim." dedi. "Hem vardiyam şimdi bitti.Yerime Matt bakacak."
Matt mi ?
Herhalde bir isim benzerliğiydi.
Ama bu bile beni üzmeye yetti.
"Biliyor musun , en iyisi boşver." dedim ve masaya geri döndüm.
Barmen gitti ve yerine...
Aman Tanrım , bu o'ydu !
Neyse ki oradan bizim masa görünmüyordu.
Masayı tekmeledim.
"Kahretsin!Kahretsin!Kahretsin!"
"Neyi kahretsin ?" diye sordu bir erkek sesi.
Lütfen o olmasın, diye yalvardım içimden.
Evet şükürler olsun ki o değildi.
Tim lavabodan dönmüştü.
"Hiçbir şeyi...Çünkü hayat güzel ve ben de mutluyum..." dedim gülümseyerek.
"Evet , kesin öyledir." dedi sırıtarak.Onu inandıramamıştım ama ısrar etmedi.
Çaktırmadan Matt'e baktım.
Bir yandan bardakları siliyor bir yandan da Halle Berry ve Rihanna arası bir güzellikte olan bir siyahi kızla gülümseyerek sohbet ediyordu.
Ama daha çok flört gibiydi.
Kız onun eline uzandı.
Matt'in de gülümsemesi yayıldı.
Sonra kıza göz kırpıp bir şey söyledi.
Tony üzerine bahse girerim ki ona vardiyasından sonra takılmayı teklif etmişti.
Kız da "Neden olmasın ?" dermişcesine kaşlarını kaldırıp bir şey dedi , saçının bir buklesini parmağına doladı.
Sonra da kadeh kaldırırmış gibi viski bardağını kaldırdı ve bir yudum aldı.
"Nereye bakıyorsun ?" diye sordu Tim.
"Hh..hiç..ben sadece..." diye kekelemeye başladım.
"Aaa bak Matt Daniels ! " dedi şaşırarak ve zaten baktığım yeri gösterdi.
"Ne tesadüf." dedim şaşırmış gibi yaparak.
"Haydi gidip bir merhaba diyelim." dedi.
"Hayır Tim olmaz."
"Neden ?"
"Çünkü...çünkü...sana şu an dans pistinde ihtiyacım var." dedim aklıma gelen ilk şeyi söyleyerek.
"Peki bebek." dedi
Ah kahretsin ben dans etmekten nefret ederdim !
Sonra dans etmeye başladık.
Bu o kadar da fena değildi aslında.
Kendini ritme bırakmak.
Gözlerimi kapattım ve ritme ayak uydurdum.
Bu muhteşem bir histi.
Sanki uçuyordum.
Onu umursamamaya karar verdim ve bara gittim.
"Barmen bana bir tekila."
Arkası dönük olan Matt "Sana kim tekila içiriyor bebeğim ? "
"Yanlış anlaşılmalar.Müzik sesi.Aşk. Ve tabi ki bir de sen..."
Arkasını döndü.
"Aa...Merhaba sen bizim okuldandın değil mi ? Burada karşılaşmamız ne tesadüf."
"Ya sorma...Tekiladan vazgeçtim bana Jack Daniels ver."
"Hemen geliyor." dedi.
Bir yudum aldım.
"Biliyor musun Daniels ? Ben de seni sevmiştim. Ama sen anlayışsız bir g*t deliğisin. Bu yüzden kavuşamıyoruz."
Yanımda o siyahi kız vardı.
"Adın ne ? " diye sordum yanımdaki kıza.
"Blake."
"Blake...Güzel isim.İsminin güzelliğine kadeh kaldırıyorum Blake." dedim. Sonra da bağırdım. "Hepimiz Blake'in adının güzelliğine kadeh kaldırıyoruz.Nazdorovia** !!"
Herkes kadeh kaldırdı ve "Nazdorovia ! " diye bağırdı.
Sonra Blake'e döndüm.
"Biliyor musun tatlım ? Vardiyasından sonra onunla çıkma. Çünkü iki haftadan beri hayatımı mahvetti ! Hem de egoist bir futbol oyuncusu ona 'Canın cehenneme' dediğimde bana kızıp beni zorla öptüğü için. Hayatı bana zindan etti. Çünkü hayatımdan çıktı. Onu gerçekten sevmiştim ! Ama ne için ?! Ona gerçekleri anlattığımdaysa 'ödevimi köpek yedi' diyen ilkokul öğrencilerinden sonra kötü bahane sıralamasında ikinci olduğumu söyledi ! Çünkü o kimseyi dinlemeyen pisliğin teki ! Ve şimdi de bu dediklerimi duyan çok tatlı ve kibar bir çocuk tarafından terk edilmek üzereyim ! " Matt'e döndüm. "O senin gibi bir pislik değil Daniels ! Ama ben onu değil seni seviyorum ! Neden ?! O bunu hak etmiyor." diye bağırdım.
Sonra bardağı kafama diktim.
Ve Jack Daniels öbür içkilere benzemez.
Bu yüzden bir anda kendimi kusarken buldum.
**Nazdorovia rusça şerefe demektir.
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
canıımmm süper olmuş bu bölümler ya.artık kavuşurlar işallah.ybybyb....
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
Ya İreeeeeem orada ben bardağı yere atıp ağlamasını ve sonra koşarak gitmesini bekliyordum
Yeni bölüm
Yeni bölüm
RUH- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 8385
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 28
çok güzel olmuş 9.bölüm ne zaman
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
yarın
RUH- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 8385
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 28
süper o zaman
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
Bugün koy yaaa lütfeeeeeeeeeeeeeeeeeen
**Gossde_Nur**- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1671
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
Ex ikiz kopmuşsun.
Süper yazmışsın hee.
Süper yazmışsın hee.
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Heh sağol yavrum
**Gossde_Nur**- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1671
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
Önemli değil.
Bu arada irocan ya msn'im bozuldu, sana şu mantık hatasını diyecem diyemiyorum.
Bu arada irocan ya msn'im bozuldu, sana şu mantık hatasını diyecem diyemiyorum.
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Burada diyebilirsin.Nasıl olsa ilk söyleyene.
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
Hikaye süpper baştan sona okumaksa muhteşem birşey Eline sağlık tatlım Eee yb ne zaman gelicek
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Yarın