28.bölüm
öğleye doğru mustafa ve babası gittiler ve ne yazık ki onu yanlız görme şansım olmadı
sonra ezan okundu evin avlusunda toplanan bütün erkekler cuma namazı için camiye gitti
camiden çıkışta kalabalıkla birlikete en önde
dayımın oğlu serkanın elinde bayrakla bizim eve doğru geldiler
bu nu biliyordum
düğün olan evlere bayrak asılırdı.
Burası düğün evi diye komşulara bir çeşit haber verme yöntemiydi .
Sonrasında bütün gün koşturduk annemlere yardım ettim
çünkü bu gün erkek kınası vardı
***
bu akşam ağabeyim kadire kınası yakıldı ama benim misafirlerin yanına çıkmamı annem yasakladı
"odada otur bu ağabeyinin kınası gelenler de hep erkek misafirler olacak" dedi
“tamam çıkmam” dedim bunu fırsat bilerek bende
odamın kapısını sıkıca kapatıp telefonumu çıkarttım ve
mustafaya olan bütün özlemimi mesajlarla yolladım
ama hiç cevap gelmedi
bütün akşam mustafa neden cevap yazamayacağını düşünerek geçti
bir ara kapım çaldı ve arkasından annemin sesi
benim kızım kapıyı aç
hemen koşup açtım yoksa maazallah başıma neler gelir bilemiyordum
elinde kocaman bir sini( bilmeyen varsa diye yazıyorum tepsinin çok daha kalını ve büyüğü)
ile içeri daldı acıkmışsındır dedi hem bu gece biraz konuşalım istedim
eyyyvaaah
annemle konuşmak
yandııım
diye düşündüm
sonra getirdiği yemekleri birlikte yerken bana nasıl evlendiğini anlattı
bak beni bir daha bu tavda bulamassın iyi dinle dedi
gülümsedim onun bu haline
evet anne hiç anlatmadın seni can kulağı ile dinliyorum dedim
bana bakıp dalga mı geçiyosun bakışı atarken
biliyorsun bende babanda aynı sen ve ağabeyin gibi beşik kertmesi ile evlendik
16 yaşındaydım babansa 18 daha askerliğini yapmamıştı
evlendikten kısa bir süre sonra askere gitti
sonra öğrendik ki ağabeyine hamile kalmışım
çok zor zamanlar geçirdik o yaşta yanlız kalmak üstelik kucağımda bir çocukla ….
geçmişi hatırlamanın sıkıntısı yüzünden okunuyordu
baban askerden dönene kadar babannende kaldık
doğum zor oldu ki hiç onları anlatmıyacağım
bilmeni istediğim şey çok genç evlendik ve çok yanlız kaldım
hayat bana sert olmazsam ayakta duramayacağımı öğretti
bu zamana kadar sana olan davranışlarım
kendini bu hayata daha kolay alıştırman için gerekli olduğunu düşündüğüm
disiplini vermek içindi ağabeyine öyle davranamıyorum çünkü
onu doğururken tek başınaydım ve doktorların bu çocuk yaşamaz dediği anda
hayata öyle bir tutundu ki hala hasta olsa aklım çıkar
onu kaybetmekten korkarım diye itiraf etti
“ben” dedim “bana karşı ne hissettin anne” sanırım kıskandım
yüzüme bakıp gülümsedi.
Şanslı kadının kızı olurmuş ve ben bunu hep hissettim.
Çok meraklıydın dedi mutlulukla
ve zor bir çocuktun. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar sorardın
ağabeyin diş çıkarırken üç gün ateşi çıkardı
ama senin dişinin çıktığını sadece yemek yemek istemediğinde anlardık
sen daha dayanıklıydın daha az hasta olurdun.
Her zaman daha çalışkan olan sendin
derslerini yapsın okusun diye ağabeyinle uğraşırdık
okumak için uzağa gitmek istediğinde içim rahattı diplomanı alıp
geleceğini biliyordum ama ağabeyin liseyi zar zor bitirdi.
Her zaman onun için daha çok çaba harcamam gerekti
aranızdaki eşitliği sağlamak zorunda hissettim kendimi
ama bu seni daha az seviyorum demek değil dedi
sen benim akıllı güzel kızımsın her zaman seninle gurur duydum
her zaman başımızı dik, anlımız açık gezdirdin bizi
ne hakkında etraftan bir söz duyduk ne de dedikodu
her annenin sahip olmak istediği bir evlatsın
ve babanda bende seninle gurur duyuyoruz
şok oldum resmen annem in annattıklarını sindirmeye çalışırken
normalde annem ve ben kavga etmeden iki cümleden fazala kuramazken
bana neler söylüyordu
ve ben hiç sesimi çıkarmadan onu dinlerken annem hakkında ne kadar yanıldığımı farkediyordum
bu senle baş başa son gecemiz yarın kına gecen olacak
belki ben yanında olamayabilirim ama emin ol ki
sen baban ve ağabeyin hayatımın bir parçasısınız ,
ben hangi tarafıma baksam dolu dolu bir hayat ve
gözlerimi kamaştıran mutlu bir yaşam görüyorum derken göz yaşları akmaya başlamıştı.
Ve Ben annemi ilk kez ağlarken görüyordum.
Her zaman canıma okuyan, beni bazen hayattan bezdirriğini düşündüğüm bu kadın
karşımda hayatındaki zorlukları anlatmış olmanın
hafifliğiye göz yaşları akıtırken tepkisiz kalamadım
sarıldım anneme sıkıca hemde
canım benim canım annem dedim tüm samimiyetimle
“bu güne kadar hiç anlam verememiştim bana olan davranışlarına
hırçınlığım hep ondandı
her zaman beni sevmediğini düşünmüşümdür”
“yapma” dedi bana bakıp “geceleri sen uyurken güzel yüzüne bakıp ne hayaller kurardım
ve artık bu gün bütün hayallerimi gerçekleştirdin”
“ sana inanamıyorum anne dedim sarılmayı bırakıp ne kadar çok istedim benide ağabeyim gibi sevmeni ne çok isterdim bana hep böyle sarılmanı
+16
CharLote
_black_angel_
tuqchee!!!
ChatLaqq
pff_xP
¤ тσяу ¤
hande957
vampire-rose
ateş ve barut
GeNcAy
damla
enyuar
kübish
bushra
**Gossde_Nur**
helio
20 posters
ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Anket
şansa bak yine yazıyor
- [ 21 ]
- [100%]
- [ 0 ]
- [0%]
Toplam Oylar: 21
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°151
28. bölüm
enyuar- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1482
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
- Post n°152
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
süpersin helin dvm dvm dvm
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°153
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
29. bölüm
cumartesi sabahı horoz sesleriyle uyandım
herkes uyanmadan mustafamla konuşmak istedim
dün ona yolladığım mesajlara cevap gelmişti
şu an ondan gelen tek mesaja bakıyordum
“seni seviyor ve çok özlüyorum
az kaldı bu gün seni göreceğim
belki uzaktan olacak ama olsun
buna da razıyım sevgilim”
canım benim “bende seni seviyor ve özlüyorum” diye mesaj çektim
sonrada telefonumu titreşime alıp cebime koydum
****
gün geçmiyordu sanki
hazırlıklara yardım ettim bende
en azından vakit geçirmeme yarıyordu ama yine de akşam zor oldu
annem yanıma gelip bana olacakları anlatırken
kendinin de abim ve selmanın kınasına gideceğini söyledi
dün geceden beri farkettim ki annemle artık eskisi gibi konuşmuyoruz
benle olan tüm konuşmaların da “canım” demeyi ihmal etmiyor
ve mutlaka “kendini yorma kuzum” diyordu
sonra yeni tanıdığım akraba kızlarla birlikte kaldığım odaya gönderdi beni
“ben gitmeden hazırlan da göreyim seni” derken annemi benle
bu kadar içten konuşacağını hayal bile edemezdim diye geçirdim içimden
neyseki bu düşüncelerden sevgili akrabalarımın sesleriyle çıktım
“ne giyeceksin”
“seni biz giydirebilirmiyiz”
“makjajını ben yapabilirmiyim”
bir anda kızlar tarafından sarıp sarmalamıştım
ve hepsi bir ağızdan konuşuyor ve ben
ne demek istediklerini anlayamıyordum
onlar beni çekiştirirken telefonuma mesaj geldi
ve ben de telefonumu elime alıp
“tamam bu kadar yeter, şimdi herkes dışarı çıkıyor
ve ben hazırlanıncaya kadar içeri kimseyi almıyorum” dedim
“ ama” dedi adının hatice olduğunu hatırladığım uzaktan kuzenim olan kız
“ saçın, makyajın” dedi dudağını büzmüş üzgün üzgün yüzüme bakarken
“ben halladerim”dedim.
“ ya elbisen” dedi sonra benim en güzel günümde k,mseyi üzmek istemedim.
“ tamam” dedim
“ pes, saç için yardıma ihtiyacım olacak,
ama diğerlerini ben kendim hallederim anlaştık mı?” dedim
kızlar bana bakarken gözleri parladı
“hadi” dedi biri “hemen başlayalım”
“offf” çaresizce “tamam” dedim
“ama önce bana bir iki dakika izin verin” derken kapıyı yüzlerine kapayıp kilitledim.
sonrada ne olur ne olmaz diye sırtımı kapıya dayayıp
mesajı okumaya başladım
“yarım saat içinde yola çıkıyoruz aşkım seni görmek için sabırsızlanıyorum”
yazmıştı
içimden geçenleri anlatamam
o an farkettim ki artık kavuşmamıza saatler kalmıştı
telefonumu cebime atarken
“kızlar hala oradamısınız” dedim kapıya doğru
“evet” diye bağrıştılar dışarıdan
kapıyı açıp onlar içeri alırken “hadi” dedim “hazırlayın beni”
beni bir sandalyeye oturtup önümede kocaman bir ayna koydular
sonra ellerimi saçlarımda dolaştırırlarken
“ne yapalım” diye konuşmaya başladılar
içlerinden yaşının küçük olduğunu düşündüğüm biri bana
“gelin abla, çok güzel saçların var” dedi
gülümsedim onun bu düşüncesine
“seninkiler de çok güzel” demeyi ihmal etmedim
bir hevesle saçlarımı maşayla bukle bukle yaparken bana bakıp bakıp kıkırdıyorlardı
neler oluyor diyince bu akşam çok ağlatacaklar seni dedi hatice
evet dedim bende sanki üzülüyormuşum gibi yaparak
peki sizde benle ağlayacakmısınız diyince bir kaç tanesi
"hayır" derken hatice "biz daha çok seni ağlatacağız" diyordu gülerek
aynadan yüzüne bakıp içimden "olsa olsa sevinçten ağlarım" dedim ama bunu kimseye söyleyemezdim
yarım saat kadar saçlarımla uğraştılar ama değdi doğrusu
“kızlar” dedim bukle bukle olmuş saçlarıma bakarken
“harika olmuş” dedim
zaten öyle usta kuaförler gibi yapmalarını beklemiyordum
ama benden daha iyi oldukları kesindi
sonrada bana bakan altı çift göze rağmen makyajımı yapmayı başardım
kızların beğeni çığlıklarını duymamaya çalışarak
“hadi giyin gelin abla” dedi adının saliha olduğunu öğrendiğim o küçük kız
tamam dedim siz biraz dışarıda bekler misiniz diyerek onları dışarı çıkardım
dolaptan annemin evlenirken giydiği bindallıyı çıkarttım
buralarda eskiden düğünlerde bindallı giyilirmiş babaannem anlatmıştı gavur icadı derdi gelinliğe
bindallı ise şimdilerde kına yakılırken giyiliyordu
bunları düşünürken üzerimi giyinmiştim
kapıyı tekrar açtım kızların beğenilerini dinlerken
saçlarımı dağınık topuz yapıp en son olarak basıma kırmızı oyalı örtüyü tokayla tutturdum
daha ne olduğunu anlayamadan odada bir hareketlenme oldu ve
kızlardan biri "geldiler" diye bağırdı çığlık çığlığa
aman allahım derken her yanımı bir titreme sardı
enyuar- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1482
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
- Post n°154
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
ufff süper helincm
vampire-rose- Untamed
- Mesaj Sayısı : 549
Kayıt tarihi : 26/01/10
Yaş : 28
- Post n°155
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
çok güzel olmuş cnm yha yb nolurrr!!!
Deadly- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 3358
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 26
- Post n°156
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
sprdiiii laaaaa mynk kıyafetmişşş bu böyleyse qelinlik nasldır çok mrk ediyorum wallaa ybbbbb ybbbb
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
- Post n°157
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Harika yaa bayıldım ben yb at noluuuuuuuuuuuuuuur
**Gossde_Nur**- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1671
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
- Post n°158
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Ay helin'mmmmm süper olmuş ya yb istiyorum yb yb yb (:
GeNcAy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 4827
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 27
- Post n°159
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
süp süps üperdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii hehehe çok güzel yb lütfen
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°160
30. bölüm
http://www.yasaktube.net/0T_F3zA6diY-video-Sevcan-Orhan-Aynali-Koruk.html
30. bölüm
kızlar dışarı koşuştururken annem odaya giridi
ve bana sadece bakakaldı bir an
sonrada dolan gözlerini kaçırmak
istercesine sarıldı bana, bende ona, sıkıca hem de
“canıııım" dedi sesi titreyerek çıkmıştı
"hadi" dedi bana "içeri girmek üzereler,
seni küçük odaya götüreyim ,sultan annene(mustafanın annesi)
teslim edeyim ki" dedi burnunu çekerken "gönlüm rahat gideyim selmanın kınasına"
"tamam" der gibi salladım başımı
sonra kalabalıktan darlamış koridordan geçerken bizim salona takıldı gözlerim
o temizle temizle bitmeyen kocaman salon da adım atacak yer kalmamıştı
ve müzik bangır bangır oyun havası çalarken
ortada kalan o bir kaç santimcik aralarda
bu gece için özenle hazırlanmış tombul teyzeler var güçleriyle
göbek atmaya çalışıyorlardı.
annem beni küçük odaya alırken kapı açıldı
ve biri "kınacılar geldi" diye bağırdı
salondaki müzik sesi daha da açıldı sanki
içeriye giren mustafanın akrabalarıysa sanki yürümüyor adeta müzik eşliğinde dans ediyorlardı
daha fazla kahkahamı saklayamadım ve tam gülmeye başlamışken
annem son iki gündür yapmadığı bir şeyi yaptı
bana yan gözlerle baktı tabi ki anında kendime geldim
ama anneme de "yapma anne gerçekten komikti" demeyi ihmal etmedim
annemse bana sadece tebessüm etmekle yetindi
oda komik buluyordu ama o kız annesiydi ve bu gün gülüp oynayamazdı en azından bizim evde
bir kaç dakika annemle biz bu anları yaşarken kapı çaldı
ve içeriye sultan anne girdi arkasından da mustafam
ben, ben kendimi kaybettim birden mustafamınsa gözleri parladı ve yakışıklı yüzünde gülümsemesi büyüdü
ama bu durum çok uzun sürmedi annemin dürtmesiyle kendime gelip
sultan annenin elini öptüm
o ise başını sağol sağol diyip başka yere çevirdi
şaşırdım birden neden bana böyle davranmıştı
o sırada annem kulağıma eğilip "adet böyle şaşırma" dedi
" ilk günden gelinle yüz-göz olunmazmış"
birden içimin rahatladığını hissettim ama benim bir anlık şaşkınlığım
mustafadan sonra odaya girmeye çalışan yeni akrabağlarımın gülüşmesine sebep oldu
tam o anda annemin sesini duydum
sultan anneye "selinim sana emanet dünür selmanın kınasına çıkıyoruz bizde" dedi
sonra, bana gözlerini bile kırpmadan bakan mustafama bakmamaya çalışarak
anlıma küçük ama sıcacık bir öpücük kondurdu annem
ve gözlerime öyle bir bakışı vardı ki ağlamamaya çalıştığı her halinden belliydi canım benim
ama bu durum benim için geçerli değildi
sıkıca sarıldım anneme ve makyajımın akmasına aldırmadan
içimde duyduğum ve annemle yeni kurulmuş bağlarımıza dayanan duygularla ağladım orada
"aaa" dedi sultan anne "kızım bir seferde bitirme gözyaşlarını, içeriye de sakla"
annemse "hadi" dedi "canım kızım, beni bırakta geç kalmayalım selma bekler
abin sabırsızlanmaya başlamıştır" dedi
başımı sallarken bir taraftanda mustafanın sessizce bana uzattığı mendili aldım
ve gözyaşlarımı silerken mustafamın "daha iyimisin" dediğini duydum
duydum diyorum çünki bu küçük odanında salondan farkı kalmamış içerisi genç kızlarla
pardon yeni akrabalarımla dolup taşmıştı sonra mustafamla beni iterek
salona doğru götürürlerken biri ellerimden tuttu
başımı kaldırınca mustafam olduğunu farkettim
sadece dudaklarını oynatarak bana "ı miss you so much" dedi
"me too" diyebildim sadece
çünkü insan kalabalığı annemle birlikte dışarı çıkışıyla azalmış olsa bile
hala hareket alanı sadece bir kaç santimdi
ve göbek atanlar tam gaz onlara eşlik etsinler diye
yeni gelenleri kollarını çıkarırcasına çekiştirerek
" oynamayın kaynanası ölsün" diyor
yakınında kaynanası bulunanlarda mecburen oynamaya başlayıp bir taraftan
hop hop göbek atarken zaten sıkışık olan alanda birbirlerinin ellerindeki
yüzük ve kollarındaki bileziklerin çıkardığı şakırtılarına
dikkat ederek yüzlerine çarpmasın diye şekilden şekile giriyorlardı
ve ben bu manzara karşısında sadece yanağımı ısırıp
mustafanın bana bakışlarına aldırmamaya çalışarak sadece yere bakmaya çalışıyordum.
http://www.yasaktube.net/KUFzmyVnrZs-video-Trakya-Damat-Halayi.html
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°161
31. bölüm
31. bölüm
aman tanrım dedi mustafa kısık bir sesle
“bu kadınların bu derece çıldırabildiklerine inanamıyorum”
“inan inan” dedim bende “kaç gündür ben neler görüyorum anla aşkım” dedim kısık sesle gülerken
“hadi gelin abla” dedi hacer heyecanla
“birazdan kınanız yanacak salona ” deyince
mustafayla bir birimize gülümseyerek baktık
bizi tekrar koridora çıkardılar ve kim olduğunu bile bilmediğim biri
benim başıma parlak pullu kırmızı bir örtüyü yüzümüde kapayacak şekilde örttü
http://3.bp.blogspot.com/_Ikp0ttMnK3M/SnvVNxJiKBI/AAAAAAAAGDU/Q9hkNukcwAg/s1600-h/k%C3%84%C2%B1na_tepsisi.PNG
ve biri elinde kırmızı dantellerle süslenmiş ve mumlarla süslü bir tepsiyle önüme geçti.
Oradaki genç kızlarsa üzerine birer mum dikilmiş çay tabaklarını ellerine alarak salona
girmek için kapıda tek sıra oluşturdular. Sonrasında Işıkları söndürdü biri.
bütün koridor oradaki genç kızların ellerinde çay tabaklarına dikilmiş
mumlarla aydınlandı aslında bu karanlıktan faydalanıp mustafnın elini tutmak ona dokunma istedim ama
tanımadığım iki kız kollarıma girmiş ve
"yüksek yükseeeek tepelereee ev kurmasııınlaaar" diye o meşhur şarkıyı
söyleyerekten salona doğru yürümeye başlamıştık.
Ama kızların hali görülmeye değerdi, bunu öyle bir disiplin içersinde,
o kadar profesyonelce yapıyorlardı ki,
sanki aylardır bunun provasını yapıyor gibiydiler.
sanki bunu yapmaya doğuştan hazırdırlar.
salona süzülen kızlar ellerinde mumlarla ortada bulunan iki sandalyeye
musatafamın ve benim oturmamı bekledikten sonra etrafımızda dönmeye başladılar.
şarkının "heeem annemi heem babamı ben köyümü özlediiim" kısmına gelince,
sesleri beni ağlamam için en acıklı tonlara büründü.
Oysa ki ben yanımda bir haftadır doğru dürüst göremediğim mustafam varken
heyecandan sevinç çığlıkları atmamak için yanağımı ısırmakla meşguldüm.
Misafirlerden biri arada başını bana doğru uzatılıyordu ve "ağlıyo mu?" diye soruyorlardı.
kızlardan biri "yok daha ağlamadı" deyince yeni bir şarkıya başlıyor ve dönmeye devam ediyorlardı.
http://www.yasaktube.net/7FWaF0Rra5c-video-Altin-Tas-Icinde-Kinam-Ezilir-Emel-ORGUN.html
işte bana ne olduysa o türküyü söylemeye başladıklarında oldu.
neydi bilmiyorum Belki türküyü söyleyen hanımın sesiydi beni etkileyen
belkide yıllardır yaşadığım stresin artık son buluyor olmasının verdiği rahatlamaydı
yada yanımda oturmasına rağmen sabırsızlandığm ve
aslında kollarına atılmamak için kendimi zorlarladığım mustafamdı sebep ...
sonunda başardılarartık daha fazla kendimi tutamadım o anda
yada bende bu yaşadığım duruma ayak uydurudum
yaşlar gözümden akarken ve kendimi daha iyi hissettim
rahatladım o an ama başımı çevirip baktığımda , mustafanın endişeli bakışlarını
ve sıkılmış yumruklarını gördüm.
Canım benim , bana uzattığı mendili mendili alırken mustafama özlemle baktım
bu sahneyi izleyen etraftaki misafirler ise mendillerini çoktan göz hizasına kaldırmışalar
benimle birlikte ağlıyorlardı
sonunda onların isteği olmuştu ve herkes bu durumdan oldukça memnundu tabi
handan- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1775
Kayıt tarihi : 30/03/10
Yaş : 27
- Post n°162
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
çok güzeldi ellerine sağlık
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°163
32. bölüm
orda bulunan bütün hanımlar
sanki beklenmedik bir şey yapıyormuşum gibi "ah canım ağlıyo ya" diye üzülürken
ellerindeki mendillerle burunlarını var güçleriyle sıkarak,
sanki burunlarından ağlıyorlarmış gibi ağlamalarına engel olmaya çalışıyorlardı
çok ilginç ve tezatlarla dopdolu bir geceydi
başıbütün dedikleri iki evli hanım(anne -babası boşanmamış mutlu kadın)
biri elimi tutup sultan anneye baktı ve "gelin elini açmıyor" dedi neşeyle
sultan annede "açar açar benim gelin kızım" deyip iki avcumun ortasına birer küçük bir altın koydu
sonrada üstüne kına sürdüler
mustafama da aynı şeyi yaptıktan sonra ellerimizi tülbentle sarıp kırmızı eldivebler giydirdiler
musatafa sadece "ne zaman açılacak bu eldivenler yenge" diye sorunca
" sabah" dedi kadın hııım demek yengesiydi
sonrada kulağına eğilip birşeyler söyledi
yengesi başını öne arkaya sallarken "ayarlarım" dedi sadece
Daha sonra benim başımdaki kırmızı örtü açıp
ve tepsideki kına misafirlere dağıtılmaya başlandı
sonrada bizi sandalyeden kaldırıp oynamamızı
" gelinle güvey oynasında bi bakalım" sesleri arttı
zaten çok sıkışık olan alanda ellerimiz de eldivenlerle
ve etrafımız akrabalarla sarmalanmışken
az önce beni ağlatmak için söylemedik acılı türkü bırakmayan
bu hanımlar şimdide gülüp eğlenmemi bekliyorlardı
sonunda kendi kına gecemizde biz mustafa ve selin nihayet karşılıklı geçebilmiştik
ve birbirimizin yüzüne artık rahatça bakabiliyorduk
sadece bir şarkıcık ama olsun bakabiliyorduk
şarkı bitinceye kadar oynamaya devam ettik mustafamla
etraftaki tombul teyzeleri unutmamak lazım ama
az önce benle beraber ağlayan sanki onlar değilmiş gibi
şimdi ortada "altmışşş, yetmişşş sekseenn!" diye hababam oynayan misafirlerin
arasında oynarken görmek gerçekten komikti..
şarkı bitmiş yengesi mustafayı dışarı çağırıyordu ve ben şimdiden bu yengeye
gıcık olmuştum zaten bir haftadır doğru dürüst görememişim
ama yapacak hiç bir şeyde gelmedi elimden
zaten biraz sonra saliha yanıma gelip
"gelin abla gelin abla, seni bir bir teyze çağırıyor
hemen yanına gidecekmişin" dedi kim diye sordumsada "tanımıyorum" demekle yetindi
" tamam" dedim "göster bakalım nerde" derken beni küçük odaya doğru götürdü
kapıyı kapıyı açarken içerisinin karanlık olması tuhafıma gitti bu arada
mustafanın akrabalarıda toplanmaya başlamış ev yavavş yavaş boşalırken
elim lambanın düğmesine gitti
gitti ama birden içerinin loş ışığında onu gördüm mustafa
benim musatfam bana doğru gelirken "kapıyı kapa" işareti yapıyordu
kapar kapamaz atıldım kollarına "sevgilim" derken kulağıma eğilip
" fazla zaman yok birazdan yengem" gelir dedi
" tamam" dedim anlamıştım bu karşılaşmayı yengesine borçluyduk
uzatmadım zaten sıkı sıkı sarıldık bir birimize
daha doyamadan mustafama
kapı çaldı ve musatafa dışarı çıkmak zorunda kaldı
ama olsun du yarın sabah beni yanına alacaktı ve ben …...
ev neredeyse boşalmış gibiydi
geçen gece benle kalan ekip bu gecede kalacaktı anlaşılan
üzerimi değiştirmek için annemi çağırdım zaten o da benim yanıma geliyormuş
yardım etti de annemin bindallısını üzerimden çıkarmayı başardık
sonrasında yataklarımızı hazırladık ve yine benim odam yatakhaneye döndü
sonrada ben bu akşam olanları anlattım annem dinledi
kızlar kıkırdadı annem anlattı ben dinledin kızlar yine kıkırdadı
"hadi yatalım" dedi annem bana
" sabah onda gelecekler seni almaya" "nee" dedim "o kadar erkenmi"
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°164
33. bölüm
hiç vakit yok diye inledim
annemse “erkenden kalkacağız merak etme tam zamanında hazır olursun deyip çıktı odadan
bütün gece doğru dürüst uyuyamadım heyecandan içim içime sığmıyordu
“bugün işte bu gün” dedim kendi kendime
“ bu gün mustafama kavuşma günü”
bu gün yıllardır gelmesini istemediğim gündü ayrıca,
ama onu görmeden önceki zamana ait bir duyguydu bu
***
ezanını duyunca farkettim sabah olmuştu
biraz sonra gün aydınlanmaya başladı
bu gün uykusuzluğuma rağmen bütün neşem yerindeydi
içeriye annem girip “kızlar hadi kalkın çok işimiz” var dedi
sonrasında herkes koşuşturmaya başladı
önce eller yıkandı ortalık toparlandı
sonra kahvaltımızı yaptık
bu gün çok uzun bir gün olacak dedi annem
ben hazırlıklarla ilgilenmeliyim
sonrada giyinmene yardım ederim deyip gitti
bu sabah kızlar yine saçlarımla uğraştılar ama bu sefer daha güzel oldu
makyajımı yaptım ve tüm ısrarlarına
(ne olur gelin abla ne olur biz de bakalım yardım edelim demelerine ) rağmen onları dışarı çıkardım
odada sadece annemle ikimiz kalmıştık
askıdan gelinliğimi çıkarıp uzun uzun dokundu
gözleri yine dalıp gitmişti … neden sonra
“kumaşı çok güzelmiş” dedi
“hııım”derken acaba bu gelinliği aslında mustafanın beğendiğini
bana sorarsa kot pantolonla bile evlenebileceğimi söylesemiydim bilemedim.
“Omuzları sencede biraz açık değil mi” diye sordu
başını onaylamıyormuş gibi sağa sola sallarken
cevap vermeyince ki eskiden olsa kesin tartışırdık
ama şimdi sadece onun bu yeni halleri bana yabancı olduğu için midir nedir sadece izlemekle yetiniyordum
gelinliği bana uzatıp çeyiz sandığımın içini açtı
"kışa denk gelirse diye şal örmüştüm sana onuda omuzuna vereyim" dedi kendiyle gurur duyarak
“hadi” dedi sonrada “giyinmene yardım edeyim ”
vay canına annem bu gün gerçekten üzgün olmalıydı
oysa bilse ki ben neredeyse zil takıp ortada üç tur atacağım...
içim içime sığmıyordu bu gün neşemi zorlukla bastırıyordum
bu gidişle yanaklarımı ısırmaktan neredeyse yara olacaktı
gülümsedim ona ve aramızdaki bu yeni iletişime
hazır olduğumda şöyle bir kaç adım geriye gidip "dur sana bir bakayım" dedi
beğeniyle izlerken beni
"umarım çok mutlu olursun ve benim yaşadığım zorlukları yaşamazsın" dedi içini çekerek
sadece gözlerine baktım annemin,
eğer gerçekten mustafayı sevmeseydim
herhalde bu dileğine ağlayarak karşılık verirdim.
Oysa şimdi saadece ona bakıp gülümsemekle yetindim
"vakit yaklaştı" dedi annem
" ben son hazırlıklara bakmalıyım ve kadiri de bir göreyim" deyip çıktı
bu da şalı
****
şu an odada yanlızım ve cep telefonum elimde çevirirp duruyorum
gelinlik kırışmasın diye oturamıyorum bile
ev yine kalabalıklaşmaya başladı ve telefonumda çalmaya
"bebeğim" derken Mustafa'mın sesi kendinden emin ve mutlu çıkıyordu
"mustafaaaa" dedim heyecanımı bastıramayarak
"hazırmısın bizimkiler yola çıktı birazdan seni bana getirecekler" dedi
"sen" dedim sadece "gel miyormusun"
"malesef" dedi sadece "beni burda kalmak zorundayım"
"halil abim (sağdıcı) karısı gönül yenge ve nursel teyzem geliyor" dedi
hayal kırıklığı sardı bedenimi
“tamam bekliyoruz” dedim sessizce
bir süre sonra dışarıdan davul zurna sesleri gelirken
kapı çaldı ve içeriye önce annem, abim kadir, kızlar ve yeni akrabağlarım girdi
dün gece de gördüğüm mustafanın gönül yengesi de oradaydı
kızların hayran bakış ve sözlerine aldırmamaya çalışırken
annem elinde tuttuğu kırmızı kudelayı abime uzattı
oda dua ederek belimde üç kere çevirip bağladı
sonrasında kulağıma eğilip hakkını "helal et" dedi
" sende" dedim "sende helal et" diye cevap verdim
babam kapıda beklerken koşup sarıldım onada
ilk kez ağlarken görüyordum onu da
baktığı zaman karşısında kimsenin duramadığı babam
bana sarılmış "uğurlar olsun kızım, uğurlar olsun nazım" deyip ağlıyordu
annemin elini omzuma koymasıyla bu sefer de ona sarıldım
oda bana "yerine yakışasın, dilerim allahtan mutlu olasın" diyordu
zorlukla ayırdılar beni anamdan
hiç böyle olacağını düşünmemiştim
babamın kollarında çıktım evden
dışarısı bayram yeri gibi çok kalabalıktı
tabi ki ben gittikten sonra onlarda selmayı almak için hazırlanıyorlardı
gelin alma havası çalan davul zurna …................
etrafımda halay çeken yeni akrabalarım beni uğurlarken
göz yaşlarını tutamayan ailemi bırakıp
kapıda bekleyen arabaya bindirdiler
arabada halil abi gönül yenge tanımadığım biri daha yanıma oturdu
ve biz arkamızda bir kaç minibüs dolusu gülen kahkaha atan yeni akrabalarımla birlikte yola çıktık
yolda gönül yenge konuşmaya başladı
"ohh çok şükür nursel aldık gelinimizi " dedi
"aldık ya" dedi sonrada bana dönüp
"ben mustafanın teyzesiyim gelin kızım
beni mustafa özellikle tembihledi,
adetlerden pek haberin olmadığını söyledi beni iyi dinle" dedi neşeyle
" arabadan inerken sultan annen başından buğday kuru yemiş ve bozuk para serpecek
bolluk bereket güç kuvvet anlamına gelir" dedi
sadece başımı salladım bu duruma sonra
"
"kapı eşiğinde demirden maşa olur
üstüne bas dua ederken demir gibi sağlam ve sağlıklı olmasını dile evliliğinin için
önüne yerede süpürge olur eline al ve onu ve kenara bırak
işlerinde hamarat olmayı dile" dedi sonrada
" eğer şaşırırsan sadece bana bak ben sena işaret ederim
ha bu arada sen avluya girdiğinde su dolu testi koyacaklar önüne"
" o ne için" diye sordum merakıma yenilerek
"adettendir ayağının yakınında testi kırılır, evliliğin mutlu geçsin" deyince tutamadım gülümsememi
" nazar varsa üzerinde çıksın yeni evinde geçimi iyi olsun" diye yapılır
sık sık küçük cocuklar yolumuzu kesti ve biz
kaç kere durduk hatırlamıyorum bile
her defasında halil abinin içi para dolu zarfları uzatışın izledik
"nihayet geldik" dedi gönül yenge "hemen çıkmayacağız" dedi bana bakarak
arabanın etrafı kalablıklaşırken gönül yenge arabadan çıkıp bağırdı
"gelinin ayağı topal inemiyor" diye "ne bağışladın" diye sordular
işte o zaman sultan anneyi gördüm "koç gibi oğlan bağışladım" dedi
sonra biri kapıyı açtı ben dışarı çıkacağımı zannederken
kucağıma küçük bir oğlan çocuğu verdiler
arkasından "ilk çocuğun oğlan olur diye dua etmeyi unutmadılar" kendimi gülmemek için zor tutarken
artık sabırsızlanmaya başladığımı farkettim neden bekliyoruz diye sordum.
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°165
34. bölüm
34. bölüm
sorduğumda halil abi “kurbanı” dedi
kapı açıldı tekrar dualarla çıktım arabadan
nursel teyzenin kontrolünde yapmam gerekenleri yaptım
başımdan aşağı yağmur gibi akan para ve kuruyemişe aldırmamaya çalışarak
önce maşaya bastım sonra önüme çıkan süpürgeyi duvar kenarına bıraktım
işte o zaman gördüm mustafamı
siyah takımı içinde her zamanki gibi çok yakışıklıydı
elinde av tüfeğiyle havaya ateş ediyordu sonra neredeyse koşar adımla yanıma geldi
biri duvağımı açmamı işaret edip ikimizede yağ ve bal yalattılar
tatlı sözlerimiz ağzımızdan yağ gibi kaysın diye
bana uzattıkları lokumu aldım sonra nursel teyzeye baktım hemen anladı zaten
ikiye bölüp elime verdi
sonrada “gelinim güveyim ağzınız tatlı olsun” dedi
yarısını mustafaya yedirdim yüzümü kızarmamasını dileyerek
diğer yarısını da kendim yedim o sırada etrafta memnuniyet dolu sözler dolaşmaya başladı
işte o zaman anladım bu bir testti
anlamı kendinden çok başkasını düşündüğünü gösteriyordu
sultan anne elime bir çekiçle çivi verdi
“duvara çak ki evimiz de kalıcı olasın” dedi bütün neşesiyle
dediğini yaptım bende
sonrada sevgili kayın valide ve kayın pederimin elini öperek eve girdim
gönül yenge koluma girdi ve beni evin salouna götürdü
yanyana yine mustafayla oturduk iki sandalyeye
bize uzatılan yağda pişmiş yumurtayı ekmekle aynı sahandan yedik ve limonataları içtik
biri gelip mustafayı kolundan tutarak dışarı doğru sürükledi
istemeyerek ayrıldı yanımdan musatfam
sonrada dinleneyim diye gönül yenge beni bu evde kalacağımız gelin odasına götürdü
(kızlar burası köy evindeki odaları kendi evlerindeki dekorasyonu ayrıca yeri geldiğinde koyarım )
içeri girerken “ooh çok şükür” dedi
benimse heyecanım hayal kırıklığına dönüşüyordu
dışarıda herkes halaylar çekip eğlenirken
biz bu gece için özel olarak hazırlanmış bu odada
gönül yengeyle baş başa kalmıştık
kendini nasıl hissediyorsun diye sordu bana
ne cevap vereceğimi bilemedim bir taraftan gülümsemeye çalışırken bir taraftan
"bilmiyorum çok heyecanlıyım " dedim
bana anlayan bakışlarla bakarken
"belli oluyor canım kuş gibi titriyorsun hala" dedi sonrada
" birazdan nikah memuru gelecek, bitti sayılır neredeyse" dedi
dediği gibide oldu yarım saat sonra beni salona tekrar götürdüler ve nikahımız kıyıldı
derin bir soluk aldım herşeyden önce
artık bir çok şeyi geride bırakmış olmamın rahatlıyla baktım mustafamın yüzüne
oda bana bakarken hafifçe kulağıma eğilip
"sana uçakta gelirken bir süprizim var demiştim hatırlıyor musun" dedi
önce şaşkın şaşkın baktım yüzüne sonra birden hatırladım
ve evet anlamında başımı salladım
" tamam bebeğim, hazır olmanı istiyorum sadece
gönül yengemin haberi var sana anlatır" dedi
ve diğer erkek misafirlerle birlikte dışarı çıkmak zorunda kaldı
dahası salona girmeye başlayan dün akşam ki tombul teyzelerin
"çıkın bakiyim gelinimizi azıcıkta biz görelim" nidaları eşliğinde gitmek zorunda kaldılar
ve ben bütün öğleden sonrayı içimden oflayıp poflayarak
dışımdan başımı yere eğip gülümsemeye çalışarak geçirdim
zoraki oynadım zoraki oturdum orada
bir ara gönül yengeye mustafanın söylediklerini sordum
"her şeyi hazırladık merak etme" dedi bana göz kırparak
ve ben sıkıntılı durumuma geri döndüm
bu durum en son yatsı ezanıyla sona ererken kalabalık bir grup eve girmeye başladı
içlerinden birinin imam olduğunu anladığm beş kişi ile birlikte başka bir odaya götürüldüm
imam nikahımız da kıyıldı sonunda
acaba başka işkence varmı derken gönül yenge
"hadi artık vakit tamam doğru odaya gidiyoruz" dedi
heyecanlandım yeniden ellerim ayaklarım titremeye başladı
ve beni gelin odasına götürdü
" ben dışarıdayım canım, bir şey olursa seslen" derken gülüyordu
tam da kapıyı açarken girdi mustafam içeriye
gönül yengeye göz kırpıp kapıyı kapadı
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°166
35. bölüm
kapıyı kilitleyip yanıma geldi
kaç gündür içimde biriktirdiğim özlemle hasratle daha fazla tutamadım kendimi
zaten tutmak isteyen kimdi
sanki uçarak yanına gittim kolarıyla
o bana sarılırken bende ona sarıldım
“sonunda” dedim kısık bir sesle, güldü bu halime
“sabırsız mıyız bu gün” dedi
“sadece bu gün mü?” dedim “bütün bir hafta desek şuna”
daha çok güldü bu halime
“benim senden farkım varmıydı sanıyorsun, zaman sensiz ne kadar zor geçti bir bilsen” dedi
sonra beni kendinden uzaklaştırıp beğeni dolu bakışlarını üzerimde gezdirirken
“çok güzelsin bebeğim” derken gözleri parlıyordu.
“Senin için, sana özel” dedim bütün içtenliğimle
dışarıda iki kadının gülüşme sesleri geliyordu
ve mustafa gözlerini devirerek kapıya baktı
sonrda kuvvetlice öksürdü
bana dönüp “tam da tahmin ettiğim gibi” dedi
telefonuna uzanıp kardeşini ararken bana dönüp “gönül yengeyle konuştun mu?” diye sordu
başımı sağa sola sallarken “fırsat olmadı” dedim
telefona “mehmet bir dakika bekle” derken
bana bakıp “bebeğim dolaptaki çantalarımızı çıkarırmısın” dedi
şaşırdım önce ama mustafamın çabuk olmamı isteyen işaretini görünce dediğini yaptım
oda kardeşiyle konuşuyordu
“her şey hazır mı?” diyordu
“kapıda engel var, gönül yengeye söylede uzaklaştırsın onları
(bu tür evliliklerde genelde ilk gece kapıda biri kız tarafı biri erkek tarafından iki hanım kapıda çarşafı bekler kızın bakire olup olmadığını anlamak için sonrasında çarşaf herkesin görebileceği bir yere asılır herkes görsün diye eski bir gelenektir ve hala yapılan yerler bulunmaktadır kızlar düşünün durumu )
“annemle babamda haber ver gelsinler”
“ve birde çantalar için yardımına ihtiyacım olacak” diyordu
“yarım saatimiz var, hadi koçum göreyim seni” derken telefonu kapadı
“artık şu süprizi anlatacakmısın” dedim
bana bakıp “otur bakalım” dedi yatağı işaret ederek
“ben düşündüm ki” diye başladı
“sen ve ben kendimizi daha rahat hissedeceğimiz bir yere gitsek
tanıdık, akraba yada kimsenin olmadığı bir yere istermiydin “diye sordu
aslında geç kalınmış bir soruydu ve süprizi bence harikaydı
“sen yanımda olduktan sonra” dedim gözlerinin içine bakarak
“dünyanın öbür ucuna bile giderim” dedim
gülümsedi bu sözüme sonra bana dahada yaklaşarak
“ o kadar uzağa gitmemize gerek yok” deyip
dudaklarıma sıcacık bir öpücük kondurdu
sonrada bir eliyle saçımdaki tokaları çıkarmaya başladı
kendini zor tuttuğu her halinden belliydi
derin derin nefes alıyordu tıpkı benim gibi
“hadi gidiyoruz burdan, üzerimizi değiştirelim” dedi
çantayı açıp içinden neredeyse yaza giriyor olmamıza rağmen
kışlık kazak ve pantalonunu çıkardı bana da aynısını yapmamı söyledi
dediğini yaptım bende mavi kalın kazağımı ve kotumu çıkardım
ve soyunmak için “yardım edermisin” dedim
yanıma geldi ve “bu gece beni deli etmeye çalışmıyorsun değil mi” dedi heyecanla
“çünkü bunun için bol bol vaktimiz olacak” derken dudaklarını ısırıyordu
“sadece düğmeler” dedim gelinliğin arkasında bulunan mimik minik düğmeleri işaret ederken “unuttun mu en çok bunu sevmiştin, şimdi en sevdiğinle ilgilen” dedim
arkama geçip derin bir nefes aldı
“ben hayatım boyunca en çok seni sevdim bebeğim
ve bu düğmeler beni deli ediyor , eğer çabuk olmazsak
bizimkiler burda kalmaya karar verdiğimizi düşünecekler” dedi
başımı çevirip fısıltıyla “tamam o zaman” dedim gülerek
“çabuk olmalısın o zaman”
derin bir nefes daha aldı ve inledi
“ bunu bizim için yapıyorum” diye kendini teselli etmeye başlarken
bütün düğmeleri açtı ve bunu anlatmak için
omuzuma küçük küçük öpücükler bırakmaya başladı
ama bu sefer de mustafam gitmekten vazgeçmeye karar vermeden önce
“ bunu bizim için yapıyorum” deyip bir adım öne gidip ona doğru döndüm
elleri dudakları boşlukta kaldı canım benim
“hadi” derken başını salladı sadece
sesizce giyinme mi seyretti o kadar utandım ki tek söz söyleyemedim zaten
o giyinirken bakmadım bakamadım
dolaptan çıkardığı spor ayakkabıları da giyindik ayaklarımıza
“hazırmısın” dedi bana bakıp
“evet” dedim “üstümüze başka bir şey almamıza gerek varmı” diye sorduğumda
“ hayır” dedi bu bence yeterli derken kapı çaldı
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°167
36. bölüm
mehmet gelmişti “abi tamamdır herşey,evin arka tarafında bekliyorlar” dedi
elimi tutarken mustafam
“ tamam koçum, hadi çıkar bizi burdan” dedi
mehmet önde biz arkada merdivenlerden inip kimselere görünmeden
arka kapıdan dışarı çıktık ve arazi aracının yanına gittik.
orda mustafanın annesi ve babası bizi bekliyordu.
babası “nereye oğul, nedir düşüncen, nedir bu acelen” dedi
“bizden bu kadar baba, gerisi artık size ait” dedi bütün kararlılığıyla
annesi o sırada
“ne olacak çatıda ki testi, hem ne deriz misafirlere dünüre” diyor
için için üzüldüğü belli oluyordu
annesine sarıldı mustafa
“merak etme annem sabah erkenden kimseler görmeden mehmet halledecek testiyi” derken başıyla kardeşini işaret ediyordu
mehmetse başını evet anlamında sallamakla meşguldü
mustafa da “misafirlerede uydurun birşeyler işte” dedi
“merak etmeyin bizim için böylesi daha iyi” derken babasına sarıldı
ellerini öptük
“uğurlar olsun gelinim” dedi sultan anne “oğluma iyi bakasın”
derken ağlamaya başladı
“yapmayın” dedi mustafam
sultan anne bana bakıp “mustafa her evden gidişin de
tutamam kendimi ağlarım ben böyle”
kıyamadım sultan anneme sarlıdım sıkıca
“ merak etmeyin iyi bakacağım ona” dedim bütün samimiyetimle
sonra musatfaya dönüp
“uğurlar olsun yiğidim, gelinime iyi bakasın, allaha emanet olasınız” dedi
sonrasında arabaya bindik
“mehmet” diye seslendi mustafa
“ sana güveniyorum göreyim seni koçum” derken
araba hareket etti
****
http://www.yasaktube.net/KX4jAplZb0Y-video-Sting-Shape-of-my-Heart.html
“ne düşünüyorsun” diye sordu bana
“ nereye gittiğimizi” dedim bana bakıp gülümsedi
“buraya yakın iki saatlik mesafede av kulübemiz var oraya götürüyorum seni” derken keyfi yerindeydi
sonrasında müzik açtı
belki müziğin etkisiydi
belki dün gecenin uykusuzluğuydu
belki bu günün getirdiği rahatlamaydı
belki de toprak yolda gitmemizin etkisiyle gözlerim kapandı
****
güneşin ilk ışıkları gözlerimde dans ederken
ve kuşlar dışarıda neşeyle cıvıldaşırken
bana sarılmış mustafamın sıcaklığını hissediyorum
tatlı kokusunu içime doya doya çekerken yavaşça kalktım yataktan
etrafıma bakındım sedirin üzerinde üstümüzdeki giysilerle uyumuşuz
etrafta bir kaç av malzemesi, yemek masası küçük bir ocak ve bir kaç tabakla bardaklar vardı
aslında mustafanın olduğu her yerde yaşayabilirdim
burası bile onunla mükemmeldi
yavaşça tahta kapıyı açıp dışarı çıktım
ve o inanılmaz güzellikteki manzarayla karşılaştım
dağlar arasında kalmış ve renk renk papatyalarla süslenmiş bir vadiydi burası
manzara muhteşemdi
uzakta çağıldayan şelalenin sesi buraya kadar geliyordu
derin bir nefes alıp doğanın taze kokusunu içime çektim
sonra güçlü kollarla sarmalandım
musatfa başını saçalarıma gömüp derin derin nefes alıp verirken
sıcak nefesini boynumda hissettim
“ burası harika bir yer” dedim
“ hımmm öyledir” dedi
“ hadi bebeğim üşümeni istemem” derken
öpücükleri saçlarımdan boynuma doğru ilerlemeye başlamıştı
beni kucağına alıp kapıyı ayağı ile kaparken başıma gelecekleri tahmin edebiliyordum
*****
muhteşem bir hafta geçirdik her saniyesinde el ele ve göz göze
neredeyse çok az dolaştık zaten yabani hayvan seslerini duydukça kulübeden dışarıya çıkasımız gelmedi
soğukta yorganın altında... sarmaş dolaş olmak daha cazipti...
****
kısa balayımız bitip eve döndüğümüzde sevinçle karşıladılar bizi
mutluydu herkes o geceyi orada geçirip sabah erkenden evimize doğru yola çıktık
annesi,babası kardeşi mehmet mustafam ve ben
çok neşeli geçti yolculuğumuz bol bol güldük
harika bir ailesi vardı onları şimdiden çok sevdim
sonunda bizi evimize bırakıp, aynı sokakta bulunan evlerine gitti yeni ailem
eşyalarımızı eve çıkarırken sessizdi mustafam
kapıyı açıp eşyaları girişe bıraktı
ve beni kucağına alıp “evimize hoş geldin gelinim” dedi
cevap vermek istemedim sadece gözlerine baktım
sevinçle parladı birden gözleri
açık kapıyı yavaşça kapayıp elinden tutum mustafamın
yavşça keşfe çıktık
bütün evi gezdik en son girdiğimiz oda yatak odamızdı
ve ben parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım
“bu oda çok düzenli ne dersin dağıtalım mı” diye sordum
beni hazır burnunun ucunda bulmuşken kocaman çılgın bir öpücükle ödüllendirdi mustafam
“bence de çok düzenli, hadi yardım ette dağıtalım” derken çoktan kendimi yatakta bulmuştum
SON OLARAK
mutlu bir hayatı paylaştılar
çocuklarıyla birlikte
kaderleri tüm zorluğuyla defalarca çıktı karşılarına
her türlü engeli omuz omuza aştılar, birlikte olmak onlara güç verdi
gelenekleri sürdürmek için acele etmediler,
gelen tüm ısrarlara rağmen çocuklarının beşik kertmesi olmasına izin vermediler,
biliyorlardı ki onlar şanslıydı aşık olmuşlardı
ama kendi yaşadıklarını çocuklarına yaşatmak istemediler ...
bu benim ikinci hikayemdi
benden izler taşıyordu
umarım farklı tadlar alıp sizleri bam başka bir atmosfere taşımayı başarmışımdır.
aylarca yb bekleyip okumak zahmetine katlanan herkese teşekkürler.
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
- Post n°168
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Ayyyyyyyy süper yaa yb ne zaman atarsın cnm ya çok güzel olmuş ellerine sağlık
helio- Marked
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 27/12/09
Yaş : 39
- Post n°169
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
bu hikaye bitti tatlım yıldızlarla ilgilenicem artık : ))))
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
- Post n°170
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Çok güzeldi tatlım yaa umarım diğer hikayende bunun kadar güzeldir ellerine sağlık
handan- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1775
Kayıt tarihi : 30/03/10
Yaş : 27
- Post n°171
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
süperdi ama ben o gelenekleri hiç mi hiç sevmiyorum kaynanamın benden çekiçeği var
ellerine sağlık çook güzeldi
ellerine sağlık çook güzeldi
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
- Post n°172
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
Bende gelenek diye hiçbişey yok lan ne diyon sen vallaha evlenirsem oğlunu alıp uzaklara götürücem ne yaparsa yapsınlar
GeNcAy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 4827
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 27
- Post n°173
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
süpoer süper süperdi emeğie sağlık çok değişikti we çok zevkliydi tebrik ederim süperdiiii
enyuar- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1482
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 28
- Post n°174
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
ceren den sonra sansa bakta biti be helin ahhh ahhh ne güzel zxamanlardı lan bunu okumaya başladıgımız zamnalar
GeNcAy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 4827
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 27
- Post n°175
Geri: ŞANS'A BAK 23-24-25-26 bölüm 12. sayfa
ewt yha oda çok güzeldi
» Her Aşk Ölümü Tadacak 10. bölüm 66. sayfa
» Ben Seni Farklı Hayal Etmiştim...(Bir Forum Buluşması,Herkes Davetlidir---Ceren'in Evinde...) 12. bölüm 52. sayfa
» Time Of Death (5. BÖLÜM) geç oldu ama yeni bölüm geldi!!! okumanız dileğiyle yorumları bekliyoruz :)
» ~Beyaz Sayfa~16.Bölüm Geldiii!!Geç olsun güç olmasın dimi :D:D Made in Psiko:D
» The Sacrificed (Kurban Edilmiş) {...Maniaq... ve mavi_keßeLeck yapımıdır.} 6.Bölüm - 12.Sayfa
» Ben Seni Farklı Hayal Etmiştim...(Bir Forum Buluşması,Herkes Davetlidir---Ceren'in Evinde...) 12. bölüm 52. sayfa
» Time Of Death (5. BÖLÜM) geç oldu ama yeni bölüm geldi!!! okumanız dileğiyle yorumları bekliyoruz :)
» ~Beyaz Sayfa~16.Bölüm Geldiii!!Geç olsun güç olmasın dimi :D:D Made in Psiko:D
» The Sacrificed (Kurban Edilmiş) {...Maniaq... ve mavi_keßeLeck yapımıdır.} 6.Bölüm - 12.Sayfa