Okulun zili çaldı ve hep birlikte kapıda beklemeye başladık. Çıkanlar sanki ilk defa insan görmüş gibi bakıyorlardı. Selimin yanımda huzursuzca kıpırdandığını duydum.
‘Sakin ol’ dedim. Önüme döndüm. Ona diyordum ama kendim sakin olamıyordum. Eceyi gördüm. Kapıdan 2 kızla birlikte çıktı. Gülüşüyorlardı. Onu görünce omuzlarımı dikleştirdim. Şevket bir elini omzuma koydu. Hafifçe sıktı. Biliyordum o yanımdaydı. Ece kapıya gelene kadar bizi görmedi. Sonra kapıda bizi gördü ve duraksadı. Sonra yanındaki kızlara bir şeyler dedi. Kızlar bize nefretli bakışlar atmaya başladılar. Onlara bakıp tek kaşımı havaya kaldırdım. Kafalarını çevirip yürümeye başladılar. Ece yanımıza geldi.
‘Evet, ne istiyorsunuz? Her şeyimi aldınız yetmedi mi?’ dedi. Başak yanımdan çıkıp ona sarıldı. Ece bir süre durdu sonra onu ittirdi. Neye uğradığını şaşıran Başak bir anda ağlamaya başladı. Selim onun yanına gidip kolundan tuttu. Çekiştirmeye başladı.
‘Biz de buraya ne için gelmiştik. Görüyorsun Selin deymeyecek’ dedi. Ecenin suratı asıldı. Sonra bana baktı.
‘Biz seninle artık kötü olmak istemiyoruz. İlk başta biraz fevri davranmış olabiliriz ama biliyorsun sende bize bazı şeyler yaptın. Geçmişin hatırına unutabilir miyiz?’ dedim. İlk önce yüzü üzüntüyle asıldı. Sonra omuzlarını dikleştirdi. Artık kibirli bakışını daha iyi atabiliyordu. Sonra arkasına bir çocuk geldi eğilip yanağına bir öpücük kondurdu.
‘Sorun ne?’ dedi. Ben şok olmuş biçim de onlara baktım. Sonra Şevkete omzumdaki eli aşağı doğru kayıp elimi tuttu. Arkama baktım. Selimin yüzüne şok üzerine şok vardı. Başak da öyleydi. Mert’te şaşkın, şaşkın bakıyordu. Tekrar önüme döndüm.
‘Seni ilgilendirir mi?’ dedim çocuğa.
‘Merhaba ben Cem. Ecenin erkek arkadaşıyım. Bu yüzden ilgilendireceğini düşünüyorum’ dedi. Oldukça kibardı.
‘Elbette, ama şu an ki konu hakkında bir bilgin olduğunu sanmıyorum. Ben Selin. Bunlarda arkadaşlarım. Şevket, Selim, Mert ve Başak’ dedim. Tek, tek ellerimle onları göstererek. Çocuk hepsine kafasıyla selam verdi. Sonra gözleri benimle Şevketin eline takıldı. Bir bana baktı bir ona sonra boynuma baktı. Boynumda Şevketin kolyesi vardı. Tek kaşını kaldırdı. Sonra hemen suratını düzeltti.
‘Memnun oldum. Sorunu bilmesem de onun meselesi benim meselem’ dedi. Ağzımı açacaktım ki Şevket o tehditkâr sesiyle konuşmaya başladı.
‘Arkadaşım bir çekil de işimizi halledelim. Sonra sana Ece her şeyi sana anlatır’ dedi. Selimle Mertte arkadan benim yanıma geldiler. Çocuk hiç istifini bozmadı. Onun arkasından da 2 çocuk çıktı. Çocuklardan biri gülerek elini Cem’in omzuna vurdu.
‘Olay ne?’ dedi. Bunun bir kavgaya dönüşmesini istemiyordum. Hemen araya girdim.
‘Daha öncede dediğim gibi bu konu bizim ve Ecenin arasında. Bırakın onunla konuşalım. Sonra ne halt edecekseniz edin’ dedim. Gözümü Cem’e diktim. Oda bana baktı.
‘Pekala’ dedi. Arkadaşlarına bir el hareketi yaptı ve geri çekildiler.
‘Ece sen bizimle kavgalı olmak istiyor musun gerçekten bu saçmalığa izin mi verecektin?’ dedim. Şaşkınlıkla.
‘Olsa nolucak siz benim artık hiçbir şeyimsiniz umurumda değil’ dedi. Arkasını dönüp yürümeye başladı. Elimi Şevketin elinden çekip hızla ona doğru yürüdüm. Kolundan tuttum. Karşı yola doğru sürükledim. Sonra yanımıza Başak geldi. Karşı yola baktığım da Cem ve arkadaşları yerinden kıpırdamamıştı. Ama merakla izliyorlardı. Selimle Şevket yolun yarısına kadar gelmişti Mertte diğerlerine tehditkâr bakışlar atıyorlardı. Şevket bana merakla bakıyordu. Kafamı salladım. Selimi kolundan tutup karşı yola geçirdi. İki grupta merakla bize bakıyorlardı. Eceye döndüm.
‘Hiç mi üzülmüyorsun şu olanlara bak yeni arkadaşlarına bizden iyiler mi? Okuldan neden ayrıldın ki sanki eğer ayrılmasaydın çoktan barışmış olurduk? Peki, neden taşındınız? Neden!’ dedim. Hiçbir şey demedi. Cemin olduğu tarafa doğru bakıyordu. Ceme baktım. Gözleri soğuktu. Ellerimde çenesinden tutup sertçe kendime çevirdim.
‘Bana bak!’ diye bağırdım. Nasıl oldu bilmiyordum ama ben ona dokunmamla Cemin ve arkadaşlarının karşı yola geçmesi bir oldu. Demek ona bu kadar değer veriyorlardı. O arada Şevket, Mert ve Selimde onların başına dikildi.
‘Elini çek!’ dedi Cem. Şevket ona bir adım daha yaklaştı. Yumruklarını görebiliyordum. Bunu kedim halledecektim. Kavga istemiyordum.
‘Çekmezsem nolur?’ dedim.
‘Elini çek!’ dedi tekrar. Elimle çenesini daha fazla sıkıp aşağı doğru asılmaya başladım. Ece acıyla bir inilti kopardı. Cem elini kaldırdı. Kolumu tuttu. Şevket onu boğazından yakalayıp yere yatırdı. Her şey çok ani oldu. Selim ve Mert diğer çocukları dövmeye başladı. Evet, kavga başlamıştı. Elimi Ecenin suratından çektim. Ceme baktı. Yerde ağzı yüzü kan içindeydi. Ece kıkırdadı. Sonra bana tekrar kibirle baktı. Kafasını havaya doğru kaldırdı. İçim öfkeyle doldu. Elimi havaya kaldırıp suratına okkalı bir tokat indirdim. Herkes bize bakmaya başlamıştı. Ece kafasını kaldırdı. Bana sinirle baktı. Yanağı kıpkırmızıydı.
‘Aşağılık kaltak!’ diye bağırdı. Elini havaya kaldırdı. Oda bana vurucaktı. Tam elini tutmak için elimi kaldırmıştım ki Ecenin eli yüzümün yanına değmeden Şevket onun elini tutmuştu. Elini tutup hızla savurdu. Ece birkaç adım geriledi.
'Sen kime kaltak diyorsun be.!' diye bağırdı Şevket. Ecenin üzerine yürümeye başladı. Elini kaldırdı. Yanına gidip elimi göğsüne koydum.
'Buna değmez' dedim. Bana uzun uzun baktı sonra elini indirmedi. Gidip Eceyi omzundan ittirdi. Ece yere düştü.
'Evet buna değmez' dedi. Ece hemen Ceme baktı. Cem yerde öylece yatıyordu.
‘Buradan gidiyoruz’ dedi Şevket. Hep beraber toplandık. Selim Ecenin yanından geçerken iğrenç bir ses çıkardı. Ve geçerken omzuyla omzuna vurdu.
'Seni sürtük' dedi. Ece acıyla ona baktı.
Biz yolu yarılamıştık ki arkadan birinin koştuğunu duyduk. Hemen döndük. Cem koşarak buraya doğru geliyordu. Şevket elimi bırakıp öne doğru çıktı. Selim ve Mert’te onun yanına gittiler. Cem korku dolu gözlerle onlara bakıyordu.
‘Yediğin dayak yetmedi mi?’ dedi Selim. Ben bu olayın da kavgaya dönüşeceğini hissettim. Selim ve Şevket çocuğun üzerine yürüyorlardı. Hemen aralarından çıkıp onun önünde durdum.
‘Ne istiyorsun?’ dedim.
‘Sadece sizin Ece’yle aranızda neler var?’ dedi.
‘Git ona sor’ dedim. Arkamı döndüm. Selim ve Şevket ona pis, pis bakıyordu. Ellerimi onların göğsüne koyarak arkalarını döndürdüm. Yürümeye başladık. En son arkamı döndüğüm de Cem hala bize bakıyordu. O zaman anladım ki bu iş daha bitmemişti.
(Ece)
Barış ve Mete yerdeydi. Yüzleri çok kötüydü. Ben hala onlara bakıyordum. Ama aklım Cem geri geldiği zaman ne yapacağımdaydı. Ona ne söyleyecektim. Büyük ihtimalle yalanı. Artık yalan söylediğim zaman içim acımıyordu. Alışkındım. Eskiden olsa belki ama artık yoktu. Cem geri geldi. Suratı asıktı. Ve kızgın. Hemen gidip sarıldım. Ama o sarılmadı. Ellerimi boynundan çektim. Yüzüne baktım.
‘Sana ne söylediler?’ dedim.
‘Hiçbir şey senin anlatmanı söylediler’ dedi. ‘Anlatsana Ece’ dedi.
‘Tamam’ dedim. Hemen aklımdan bir yalan uydurdum.
‘O çocuk var ya hani böle siyah saçlı olan Selim. O beni seviyordu. Biz bir süre çıktık. Ama sonra çocuk değişti. Havalandı filan. Sonra beni bırakması için bizimkileri topladım. Çünkü bırakmıyordu. Neyse konuştuk. Bunlar beni suçlu çıkarttılar. Selim sanki ben yapmışım gibi yaptıklarını anlattı. Kavga ettik. Ve sonra ailem taşındı. Bende onları sildim. Sonra tekrar gelmişler. Kim bilir ne istiyorlardı’ dedim. Cem inanmışa benziyordu. Güvenini kazanmıştım çünkü. Barış ve Mete yerden kalktılar.
‘Oldukça sıkı çocuklara benziyorlar’ dedi Barış.
‘Hele o kız neydi adı Selin. Sanki onların nasıl desem onlar ona çok güveniyorlar sıkı kız kendine güveniyor. O çocuk Şevket oda feci’ dedi Mete.
‘Aman ne güzel’ dedim. ‘beni eve götürür müsün aşkım’ dedim.
‘Tamam’ dedi. Ve yola çıktık. Hiç konuşmuyordu.
‘Ne düşünüyorsun?’ dedim.
‘Şey o kız bilmiyorum Ece o kız çok farklı’ dedi.
‘Ne demek istiyorsun’ dedim.
‘Yani kendine çok güveniyor. Bana bir baktı. Ve resmen etkisi altına aldı. Yanlarına gittiğim de onlarla kavga edicektim. Ama ona bakınca vazgeçtim’ dedi.
‘Bu da ne demek?’ dedim. Kalbim hızlı, hızlı atmaya başladı. Ondan hoşlanmışmıydı.
‘Çok güçlü bir kız. Fazla güveniyor kendine ve çevresi de ona güveniyor. Ve o güvenilir birisi’ dedi. Rahatlamıştım.
‘Selin iyidir’ dedim. Ama bu iş burada bitmeyecekti. İntikamım için geri kalan kısma çok yaklaştığımı biliyordum…