Türkan ses verrr..
+6
aysa
Phoenix
AhMeT&SeLiM-night
handan
edella
HouSeOfNighT-NaLa
10 posters
Uzun Bir Aradan Sonra Benden Yep Yeni Bir Şey...!! Lütfen Bakın =)
ChatLaqq- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1201
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 111
Hahahah :d
Türkan ses verrr..
Türkan ses verrr..
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
ses bir ki üç kayıt
kadirimmmm bebek
kadirimmmm bebek
ChatLaqq- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1201
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 111
Gruba gellllllllll
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
msn mi açcaaamm iki saaatt la az sonra kaybolcam zaten
sen bizim mağaraya gel
sen bizim mağaraya gel
ChatLaqq- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1201
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 111
Hemmenn
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
bekliyom
sekerkiss07- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3064
Kayıt tarihi : 21/03/10
Yaş : 33
Kusura bakma biraz geç oldu dün fırsatını bulup bakamadım ama hikayen güzelmiş devam et
handan- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1775
Kayıt tarihi : 30/03/10
Yaş : 27
bencede güzel ama ben bu tür oyunlardan filan korkarım fazla kanlı oluyrsa iyi olur (melodi selim ve ilayda için)
HouSeOfNighT-NaLa- Untamed
- Mesaj Sayısı : 705
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 29
Merdivenlerden inenlerin sayısı git gide artımıştı. Herkes birkaç cümle kuruyordu ama aklımda kalan isimler çok azdı. Bunların daha sonra beni öldürebilecek olmaları canımı yeterince sıkıyordu. Ne yapmam? Kiminle itilaf kurmam? Kimin düşman belliyip ilk ondan gelen saldırıyı karşılamam gerektiği konusunda kararsızdım. Herkes tanışmak için yanıma gelip bir şeyler söylüyordu. Benimse itilafım kafamda az çok kurulmuştu.
Ayça= Okçu Küçük Kız
Selim= Boksör ( Mesleğini söyler söylemez kanım ısınmıştı.)
Rabia= Kör Ressam ( İlk onun ölüceğini düşünsemde yanımda olması gerekiyordu. Çenesi birini delirtmek için yeterdi.)
Ceren= Ritmik Jimnastikçi ( Seri hareketleri bizi zor durumlardan kurtarabilirdi.)
İnsanlar gelmeye devam ettikçe kafam daha fazla karışıyor ve bellek kartım yavaşça çöküyordu. 16 kişiyle derin bir sohbetten sonra kolonlardan yankılanan ses hepimiz dikattini oraya yoğunlaştırmıştı.
“Tekrar hoşgeldiniz. Ben oyun kurucunuz. Artık oyunu resmen başlatıyor ve hayatta kalmanız için şans diliyorum. Ölüm oyunu başlasın!”
Hep bir ağızdan küfürler yükselirken bense üzerime bir atlıyacak mı diye düşünmeye başlamıştım. Herkes yavaşça dağılıp pusuya çekiliyordu. Bende boş durmadan tekli koltuğun üzerindeki çarşafı alıp boğça şekline soktum ve sırtıma geçirdim. İlk işim yiyecek bir şeyler bulumaktı. Ev bodrumla birlikte 8 katlıydı. Bu odalar içinde odalar çıkması ve geniş saklanma alanları ve gizli tutzakları buna dahil edince azalıyordu. Kargaşa çıkmadan ilk 3 saati atlatmıştık. Bense mutafağı bulma çabasındaydım. Hızlıca 2. katı taradım ve küçük kapılı kocaman bir mutfak buldum. Çarşafımı genişletip buzdalabına doğru yürüdüm. İçini açtığımda ise dondurulmuş yiyeceklerden başka bir şey bulamadım. Hemen kolumu ilk kata geçirip sürükleyerek çarşafı doldurdum. Ardından arkada duran ekmek bıçaklarından oratancıyı alıp kemerimin kenarına geçirdim. Çarşaf biraz olsun dolsada ihtiyacım çok fazlaydı. Kafamı sağ üst köşeye çevirdiğimde ise bir pencere gördüm. Koşarak sandalyeyi önüne çektim ve üstüne çıkıp dışarı baktım. Tanrım! Lanet Villanın ormanlık alan kadar bahçesi vardı ve etrafı sularla çevriliydi. O an bir adada olduğumuzu anladım ve bahçe zaten dev bir ormandı. Dışarıya çıkmanın bir yolunu bulmanın içeride kalmaktan daha güvenli olduğunu fark ettim. Hemen birkaç kutu daha konserve alıp, aşağı inme kararı aldım. Kapıyı kapıyıp mutfaktan çıkarken çaprazdaki odadan bir adam çıktı ve bana doğru koşmaya başladı elindeki sivri uçlu bıçakla üzerime doğru koşan adamı görünce nutkum tutulmuştu. Gözlerimi kapayıp ölümü beklerken arkamdan gelen eğil sesine itaat ettim ve adamın tam boğazının ortasına bir ok girdi. Aşağıdan gelen kırılma sesi 15 kişinin kaldığının habercisiydi.
Üzerime atlayanın kişin Yosef adında bir yahudi olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Adam açık bir hedef görünce doğal olarak saldırmıştı ama Ayça’nın oku sayesinde kurtulmuştum. Böylece aynı tarafta yer aldığımız belli olmuştu.
“ Ayça yaklaş lütfen.” Tekrar mutafağın içindeydik.
“Burası bir ada lütfen şu camdan dışarı bak.” Elimdeki su dolu bardağı diktim. Tam bir kız gibi davrandığım için kendimden utanmıştım.
“Hemde burası yokuş bir ada bir tek kumsal ve bu kısım düzlük. Düzlükler çok geniş ve sahil dışında her yer ağaçlarla çevirili.” Sağlam gözlemlerdi. Ayça’nın hafife alınmayacak küçük bir kız olduğunu anlamıştım.
“Neler buldun?” Biraz çeplerini karıştırdı.
“Bir şişe su, Biraz şekerleme ve üflemeli tuhaf bir silah.” Kendi gibi küçük şeyleri taşıması mantıklıydı.
Şimdi ne yapmamız gerektiğini planlama zamanıydı. Benim planım bodruma inip çıkışı aramaktı. Bu arada aşağı inene kadar bulduğumuz tüm gerekli şeyleri toplamaktı. Şimdi sırada bizim taraftamızda olanları seçmeye gelmişti.
Ayça= Okçu Küçük Kız
Selim= Boksör ( Mesleğini söyler söylemez kanım ısınmıştı.)
Rabia= Kör Ressam ( İlk onun ölüceğini düşünsemde yanımda olması gerekiyordu. Çenesi birini delirtmek için yeterdi.)
Ceren= Ritmik Jimnastikçi ( Seri hareketleri bizi zor durumlardan kurtarabilirdi.)
İnsanlar gelmeye devam ettikçe kafam daha fazla karışıyor ve bellek kartım yavaşça çöküyordu. 16 kişiyle derin bir sohbetten sonra kolonlardan yankılanan ses hepimiz dikattini oraya yoğunlaştırmıştı.
“Tekrar hoşgeldiniz. Ben oyun kurucunuz. Artık oyunu resmen başlatıyor ve hayatta kalmanız için şans diliyorum. Ölüm oyunu başlasın!”
Hep bir ağızdan küfürler yükselirken bense üzerime bir atlıyacak mı diye düşünmeye başlamıştım. Herkes yavaşça dağılıp pusuya çekiliyordu. Bende boş durmadan tekli koltuğun üzerindeki çarşafı alıp boğça şekline soktum ve sırtıma geçirdim. İlk işim yiyecek bir şeyler bulumaktı. Ev bodrumla birlikte 8 katlıydı. Bu odalar içinde odalar çıkması ve geniş saklanma alanları ve gizli tutzakları buna dahil edince azalıyordu. Kargaşa çıkmadan ilk 3 saati atlatmıştık. Bense mutafağı bulma çabasındaydım. Hızlıca 2. katı taradım ve küçük kapılı kocaman bir mutfak buldum. Çarşafımı genişletip buzdalabına doğru yürüdüm. İçini açtığımda ise dondurulmuş yiyeceklerden başka bir şey bulamadım. Hemen kolumu ilk kata geçirip sürükleyerek çarşafı doldurdum. Ardından arkada duran ekmek bıçaklarından oratancıyı alıp kemerimin kenarına geçirdim. Çarşaf biraz olsun dolsada ihtiyacım çok fazlaydı. Kafamı sağ üst köşeye çevirdiğimde ise bir pencere gördüm. Koşarak sandalyeyi önüne çektim ve üstüne çıkıp dışarı baktım. Tanrım! Lanet Villanın ormanlık alan kadar bahçesi vardı ve etrafı sularla çevriliydi. O an bir adada olduğumuzu anladım ve bahçe zaten dev bir ormandı. Dışarıya çıkmanın bir yolunu bulmanın içeride kalmaktan daha güvenli olduğunu fark ettim. Hemen birkaç kutu daha konserve alıp, aşağı inme kararı aldım. Kapıyı kapıyıp mutfaktan çıkarken çaprazdaki odadan bir adam çıktı ve bana doğru koşmaya başladı elindeki sivri uçlu bıçakla üzerime doğru koşan adamı görünce nutkum tutulmuştu. Gözlerimi kapayıp ölümü beklerken arkamdan gelen eğil sesine itaat ettim ve adamın tam boğazının ortasına bir ok girdi. Aşağıdan gelen kırılma sesi 15 kişinin kaldığının habercisiydi.
Üzerime atlayanın kişin Yosef adında bir yahudi olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Adam açık bir hedef görünce doğal olarak saldırmıştı ama Ayça’nın oku sayesinde kurtulmuştum. Böylece aynı tarafta yer aldığımız belli olmuştu.
“ Ayça yaklaş lütfen.” Tekrar mutafağın içindeydik.
“Burası bir ada lütfen şu camdan dışarı bak.” Elimdeki su dolu bardağı diktim. Tam bir kız gibi davrandığım için kendimden utanmıştım.
“Hemde burası yokuş bir ada bir tek kumsal ve bu kısım düzlük. Düzlükler çok geniş ve sahil dışında her yer ağaçlarla çevirili.” Sağlam gözlemlerdi. Ayça’nın hafife alınmayacak küçük bir kız olduğunu anlamıştım.
“Neler buldun?” Biraz çeplerini karıştırdı.
“Bir şişe su, Biraz şekerleme ve üflemeli tuhaf bir silah.” Kendi gibi küçük şeyleri taşıması mantıklıydı.
Şimdi ne yapmamız gerektiğini planlama zamanıydı. Benim planım bodruma inip çıkışı aramaktı. Bu arada aşağı inene kadar bulduğumuz tüm gerekli şeyleri toplamaktı. Şimdi sırada bizim taraftamızda olanları seçmeye gelmişti.
AhMeT&SeLiM-night- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 13446
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 68
tıkandım doğru seçim benim gibisini bulamazsın
rabia iyi çensi durmaz
rabia iyi çensi durmaz
GeNcAy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 4827
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 27
aman tanrım onur bnden habersiz 4 sayfa haaaaaaa hehhe çok uzun yazmışsın yha yien yetişemiycem nese eminim süperdir ama daha okumadım şimdi başlıycam önce yorum sonra okumak zaaaaaaaaa hehhe hadi yb yb yb
handan- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1775
Kayıt tarihi : 30/03/10
Yaş : 27
çok güzel
ChatLaqq- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1201
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 111
Kör Ressam
Hiçte güzel çizemem hee ağma olmuşum :d :d
Çok kötüsün onur çenem durur benim tamam mıı
Ahmet selim inş. yblerde senin kafanı ütülerim
YB!
Hiçte güzel çizemem hee ağma olmuşum :d :d
Çok kötüsün onur çenem durur benim tamam mıı
Ahmet selim inş. yblerde senin kafanı ütülerim
YB!
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
hehhehe küçük okçu kız yes,it is beeenn
pştt adam ol,kurtardım senii öyle hafife de almaaa heee dalarım sizeeee
pştt adam ol,kurtardım senii öyle hafife de almaaa heee dalarım sizeeee
AhMeT&SeLiM-night- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 13446
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 68
bi sıfatı unutmuşun onur ayçanın en önemli özelliğini
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
sıfatım sıfatım tam takır len küççücük bişey değilim ama neyse
AhMeT&SeLiM-night- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 13446
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 68
evet ayçanın 44 numara ayakları 150 m2'lik avcu var
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
ah tutmadı bebek
elim evime sığıyo
elim evime sığıyo
AhMeT&SeLiM-night- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 13446
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 68
gülmekten yerlere yattım kesinlikle en kötü esprici sen olmalısın
Phoenix- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 15501
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 34
AhMeT&SeLiM-night demiş ki:evet ayçanın 44 numara ayakları 150 m2'lik avcu var
e y.u.h yani
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
solooo yüzüme vurma
AhMeT&SeLiM-night- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 13446
Kayıt tarihi : 24/12/09
Yaş : 68
Phoenix demiş ki:AhMeT&SeLiM-night demiş ki:evet ayçanın 44 numara ayakları 150 m2'lik avcu var
e y.u.h yani
bende öyle demiştim ama gerçek
Phoenix- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 15501
Kayıt tarihi : 26/12/09
Yaş : 34
Olabilir
aysa- Emekliler
- Mesaj Sayısı : 7513
Kayıt tarihi : 25/12/09
Yaş : 113
yani neden olmasın ben bi dev kızı olabülürüm
bu gayet normal bişey ben bi dev kızıyım nokta.
bu gayet normal bişey ben bi dev kızıyım nokta.
handan- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1775
Kayıt tarihi : 30/03/10
Yaş : 27
yb ne zaman gelicek onur?
» ...Karanlık Yol... (Uzun bir aradan sonra 8.bölüüüüm!)
» ~ || Keder Uyanışı || ~ Uzun bir aradan sonra 12.Bölüm...
» Sadece bakın beğenmezseniz sayfayı değiştirmeniz yeter!!(LüTFen!!xD
» Bir Isırık Sevgilim(Benden ve İkizim Ezgiden)Bir melek ve insanın yasak aşkıUPUZUN Bİ ARADAN SONRA YB GELDİ!!!
» Şizofren Kızın Günlüğü ( Çok çok çoook uzun süre sonra 7 , 8 ve 9.Bölüm...3 Bölüm birden attım değerimi bilin :P)
» ~ || Keder Uyanışı || ~ Uzun bir aradan sonra 12.Bölüm...
» Sadece bakın beğenmezseniz sayfayı değiştirmeniz yeter!!(LüTFen!!xD
» Bir Isırık Sevgilim(Benden ve İkizim Ezgiden)Bir melek ve insanın yasak aşkıUPUZUN Bİ ARADAN SONRA YB GELDİ!!!
» Şizofren Kızın Günlüğü ( Çok çok çoook uzun süre sonra 7 , 8 ve 9.Bölüm...3 Bölüm birden attım değerimi bilin :P)