+18
Brra.
'supernatural'
durgun
damla
KronikDely
Jo_WinCHésTéR
jamestark
leichebiers
fashion_queen
ruveydamelisa
Ash_
Clodya_Alas
RUH
ebru
arya
İdio-Path
chosen_one
Alexa9696
22 posters
Midnight Witches (Gece Yarısı Cadıları) 23.Bölüm geldi!! Okuyuverin gari.
Anket
Sence hikaye devam etmeli mi?
- [ 0 ]
- [0%]
- [ 1 ]
- [8%]
- [ 7 ]
- [58%]
- [ 4 ]
- [33%]
Toplam Oylar: 12
İdio-Path- Betrayed
- Mesaj Sayısı : 219
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28
Wuhuuuu !!! Süperdii !!!!... .Devamını bekliorumm.. Çabuk at olurmuu ..... ???????
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
evet iyi olur bi yb
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
Devam ediyoruz...
"Hadi uyan uykucu!" Gözlerimi açtım, Serena sırıtıyordu.
"Merhaba Öpücü!" dedim. İç çekti.
"Hatırlatma!" dedi. "Bloo bende garip bir etki yaptı."
"Ve Zach'i öptün!" Kıkırdadım. O an moralim bozuk olmasa yarılana kadar gülebilirdim. Fakat o an bu okula hapsolmamın etkilerini yaşıyordum.
"Kalk." dedi. "Kahvaltı etmeliyiz." Elime bir kağıt tutuiturdu.
"Bu ne?"
"Ders programı." Dolaba yöneldi. "Hemen derslere başlıyoruz,Alex." Programa baktım. Ne?? Büyü dersi mi? Ben büyü yapamıyorum ki! Ayağa kalktım ve Serena'nın yanına gittim. Mavi mini elbisemi askıdan aldım ve beyaz babetlerimi kutusundan çıkardım.
"Mason'ı gördün mü?" dedi Serena, ben ayakkabılarımı giyerken. Kızıl saçlı, bal rengi gözleri... Evet, Mason'ı görmeliydim.
"Hayır ama görmek isterim. Onu özledim." Göz kırptı ve,
"Belki o da seni özlemiştir, Denvers. " Çantamı aldım. Birlikte odadan çıktık,
"Oooo, Denvers gelmiş!" Sesin geldiği yöne döndüm.
"Merhaba Math!" dedi Serena. Mathilda, sırıttı ve devam etti,
"Merhaba. Alexa, ders programını beğendin mi? Büyü dersi. Ben bayıldım." Bana nefretle bakan elfe döndüm,
"Bak Elf bozuntusu, o programı sana yedirmemi istemiyorsan hemen uza!"
"Oooo, çok korktum." Gülümsedi. "Gidiyorum, korktuğumdan değil Alex, sadece kavga etmeye değmediğin için." Serena kolumu çekiştirdi,
"Uğraşma Alexa, ucube işte!"
"Ama güçlü." dedi Alice, arkamızdan geliyordu. "Bunu kabul etmelisiniz." Serena,
"Alicia Collins! Kapa çeneni." Alicia güldü ve elimi tuttu,
"Ama sen ondan güçlü olacaksın!" dedi.
"Evet" dedim "Ve olduğumda kafasını koparacağım." Bu fikre bayılmıştım. Yemek salonuna girdik, burası oldukça büyüktü. Dikdörtgen masalar düzenle yerleştirilmişti.
"Hey şuraya bakın!" Serena'nın gösterdiği yöne döndüm. Aman Tanrım!
"Hadi uyan uykucu!" Gözlerimi açtım, Serena sırıtıyordu.
"Merhaba Öpücü!" dedim. İç çekti.
"Hatırlatma!" dedi. "Bloo bende garip bir etki yaptı."
"Ve Zach'i öptün!" Kıkırdadım. O an moralim bozuk olmasa yarılana kadar gülebilirdim. Fakat o an bu okula hapsolmamın etkilerini yaşıyordum.
"Kalk." dedi. "Kahvaltı etmeliyiz." Elime bir kağıt tutuiturdu.
"Bu ne?"
"Ders programı." Dolaba yöneldi. "Hemen derslere başlıyoruz,Alex." Programa baktım. Ne?? Büyü dersi mi? Ben büyü yapamıyorum ki! Ayağa kalktım ve Serena'nın yanına gittim. Mavi mini elbisemi askıdan aldım ve beyaz babetlerimi kutusundan çıkardım.
"Mason'ı gördün mü?" dedi Serena, ben ayakkabılarımı giyerken. Kızıl saçlı, bal rengi gözleri... Evet, Mason'ı görmeliydim.
"Hayır ama görmek isterim. Onu özledim." Göz kırptı ve,
"Belki o da seni özlemiştir, Denvers. " Çantamı aldım. Birlikte odadan çıktık,
"Oooo, Denvers gelmiş!" Sesin geldiği yöne döndüm.
"Merhaba Math!" dedi Serena. Mathilda, sırıttı ve devam etti,
"Merhaba. Alexa, ders programını beğendin mi? Büyü dersi. Ben bayıldım." Bana nefretle bakan elfe döndüm,
"Bak Elf bozuntusu, o programı sana yedirmemi istemiyorsan hemen uza!"
"Oooo, çok korktum." Gülümsedi. "Gidiyorum, korktuğumdan değil Alex, sadece kavga etmeye değmediğin için." Serena kolumu çekiştirdi,
"Uğraşma Alexa, ucube işte!"
"Ama güçlü." dedi Alice, arkamızdan geliyordu. "Bunu kabul etmelisiniz." Serena,
"Alicia Collins! Kapa çeneni." Alicia güldü ve elimi tuttu,
"Ama sen ondan güçlü olacaksın!" dedi.
"Evet" dedim "Ve olduğumda kafasını koparacağım." Bu fikre bayılmıştım. Yemek salonuna girdik, burası oldukça büyüktü. Dikdörtgen masalar düzenle yerleştirilmişti.
"Hey şuraya bakın!" Serena'nın gösterdiği yöne döndüm. Aman Tanrım!
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
çok güzel olmuş canım.ellerine sağlık.ybybybyb
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
aman tanrım! o burdaydı ... kim burdaydı garrantili o burdaydı dicek bak görceniz
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
Yb geldi. Özellikle Clodya_Alas için.
Aman Tanrım! O burdaydı... Haahahah, böyle devam etmeyeceğim.
Aman Tanrım!
"Ne?" diye böğürdü Serena. "Lanet olsun! O uzaklaştırılmıştı!" Olamaz! Geri dönmüştü.
Dragon Rock... Mason ve Zach'in yanında oturuyordu. Serena beni çekiştirmeye başladı,
"Ne yapıyorsun?" diye bağırdım.
"Oraya gidiyoruz!"
"Hayır!" Oraya gidemezdim. Bu benim için bir düşüş olurdu!
"Yapma. Sen artık iyisin."
"Sadece üç aydır..." diye fısıldadım.
"Artık bağımlı değilsin!" Güldüm. Evet, değildim ama beni bağımlı yapanın yanına gitmek durumu değiştirirdi. Başımı salladım.
"Söz!" dedi Serena. "Seni ondan uzak tutacağım."
"Pekala!" Sevinçle bana sarıldı. İlerledik ve her adım bana daha acı veriyordu. Masanın başına geldiğimizde Dragon'un buz mavisi gözleri beni arsızca süzdü.
"Merhaba Dragon!" dedi Serena. Dragon bana elini uzattı. Ah, LAnet olsun! Onu istiyorum.
"Sana merhaba dedim!" Serena sertçe Dragon'ın eline vurdu. Kendime geldim. Dragon gülümsedi,
"Merhaba, Bayan Ateş!" Serena ateşi yönettiği için böyle demişti.
"Daha yeni geldi." dedi Zach.
"Nasıl oldu bu iş?" dedim.
"Sevgilim, Bloo'yu ikna etmek kolaydır bilirsin."
"Bana sevgilim deme!" Ayağa kalktım, burada durmak hataydı. Bir anda o da ayağa kalktı, kolumu tuttu ve kendine çekti. Aramızda çok az bir mesafe vardı,
"Bana bak," diye bağırdı. "Buraya senin için döndüm ben!"
"HA!" dedim alayla. "Rock, ben seni unuttum."
"Hayır. Sende beni istiyorsun, bunu hissediyorum." Boynumu öptü.
"Yapma!" Serena bir anda aramızda belirdi.Beni bağımlı yapmıştı... Serena'yı aramızdan ittim. Dragon'' optüm ve fısıldadım,
"Evet, seni istiyorum ama bununla başa çıkabilirim!"
Yorumlarınızı bekliyorum...
Aman Tanrım! O burdaydı... Haahahah, böyle devam etmeyeceğim.
Aman Tanrım!
"Ne?" diye böğürdü Serena. "Lanet olsun! O uzaklaştırılmıştı!" Olamaz! Geri dönmüştü.
Dragon Rock... Mason ve Zach'in yanında oturuyordu. Serena beni çekiştirmeye başladı,
"Ne yapıyorsun?" diye bağırdım.
"Oraya gidiyoruz!"
"Hayır!" Oraya gidemezdim. Bu benim için bir düşüş olurdu!
"Yapma. Sen artık iyisin."
"Sadece üç aydır..." diye fısıldadım.
"Artık bağımlı değilsin!" Güldüm. Evet, değildim ama beni bağımlı yapanın yanına gitmek durumu değiştirirdi. Başımı salladım.
"Söz!" dedi Serena. "Seni ondan uzak tutacağım."
"Pekala!" Sevinçle bana sarıldı. İlerledik ve her adım bana daha acı veriyordu. Masanın başına geldiğimizde Dragon'un buz mavisi gözleri beni arsızca süzdü.
"Merhaba Dragon!" dedi Serena. Dragon bana elini uzattı. Ah, LAnet olsun! Onu istiyorum.
"Sana merhaba dedim!" Serena sertçe Dragon'ın eline vurdu. Kendime geldim. Dragon gülümsedi,
"Merhaba, Bayan Ateş!" Serena ateşi yönettiği için böyle demişti.
"Daha yeni geldi." dedi Zach.
"Nasıl oldu bu iş?" dedim.
"Sevgilim, Bloo'yu ikna etmek kolaydır bilirsin."
"Bana sevgilim deme!" Ayağa kalktım, burada durmak hataydı. Bir anda o da ayağa kalktı, kolumu tuttu ve kendine çekti. Aramızda çok az bir mesafe vardı,
"Bana bak," diye bağırdı. "Buraya senin için döndüm ben!"
"HA!" dedim alayla. "Rock, ben seni unuttum."
"Hayır. Sende beni istiyorsun, bunu hissediyorum." Boynumu öptü.
"Yapma!" Serena bir anda aramızda belirdi.Beni bağımlı yapmıştı... Serena'yı aramızdan ittim. Dragon'' optüm ve fısıldadım,
"Evet, seni istiyorum ama bununla başa çıkabilirim!"
Yorumlarınızı bekliyorum...
ruveydamelisa- Marked
- Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 26/07/10
Yaş : 29
canim ellerine saglık çok güzel olmuş yb enkısa zamanda atarsın umarım başarılar
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
wohuuuuuuuuuuu yb yb ybbbbbbb
arya- Untamed
- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 30/06/10
Yaş : 28
çok güsel olmuş canım yab
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
4.BAĞIMLI
Baş edebilirdim. Alt tarafı kumral, masmavi gözlü bir yakışıklıydı işte. Ve benim eski sevgilimdi…hayatımı katleden kişi!
“Bununla baş edebilirim!” dedim tekrar. O an Dragon’ın yüzünce ilk defa insancıl bir ifade gördüm. İlk defa şaşkın görünüyordu,
“Değişmişsin Alexandra!” Tam adımı duyunca istemeden gerildim.
“Evet!” dedi Serena. “Değişti, artık bağımlı değil.”
“Ben de bağımlı değilim! Artık herkes gibi içiyorum. Az yani!” Üç ay öncesine kadar bir alkol bağımlısıydım. 14 yaşındaydım ama bağımlıydım. Beni bağımlı yapan dertlerim değildi. Dragon’dı… Okulda her zaman belalıydı fakat uzaklaştırıldı. İzinsiz içki satmıştı. Okulda kısıtlı içme iznimiz vardı. Hiçbir zaman doymadı, içti ve diğerlerine içirdi, Bloo öğrendiği anda uzaklaştırıldı. O zamanlar berbat haldeydim. İçmekten başka bir şey düşünemiyordum. İçmek, içmek, içmek… Bloo ailemin bana iyi geleceğini düşünerek gri dünyama geri döndürdü beni… Uzaklaştırılmış sayılırdım. Bana içmeyi yasaklayan bir büyü yaptı. Sonra normale döndüm. Fakat şimdi Dragon dönmüş, beni geri istiyordu. Ne yapacaktım ki? Kollarına mı atılacaktım? Asla!
“Midemi bulandırıyorsun, Dragon Rock!” dedim hızlıca. Başını salladı ve gülümsedi fakat buz mavisi gözleri beni alacağını gösteriyordu. O uzaklaşırken yerime geri döndüm. Bizden üç masa öteye oturmuştu. Zach’in de kumral saçları vardı fakat onu asla Dragon kadar mükemmel görmemiştim. Oysa şimdi o beni kötülerden koruyan bir melekti.
Zach elimi tuttu, “Alex, harikaydın. Süper dayandın!” Serena bana sarıldı,
“Evet. Ona gününü gösterdi.” Sonra Zach’i yanağından öptü. Zach bir anda pancara döndü. Aralarında gerçekten hoş bir çekim vardı. Zach’in yeşil gözleri kapıya yöneldi. Bloo ve eğitmenler salona giriyordu. Okula tüm öğrenciler gelmemişti ama bir hafta içinde dolacaktı.
“Merhabalar!” dedi Bloo. Yavaşça büyük masanın en ortasına oturdu. “Okulumuz eğitim yılına resmi olarak başlamadı fakat ben sizi ve çılgınlıklarınızı özledim çocuklar!” Salondan birkaç kıkırdama yükseldi. “Bu yüzden eğlenmek için biraz zamanımız var! Bir arkadaşınız hoş geldiniz partisi düzenleyecek. Bu parti resmi değil yani balo salonunda olmayacak. 25 numaralı parti odasında olacak bu partide sınırsız içki var çocuklar!” Lanet olsun! Herkes sevinçten zıplıyor ve bağırıyordu. Dragon bana bir öpücük gönderdi. Kesinlikle partiye gitmeyeceğim.
“Partiyi düzenleyen kişi Alexa Denvers’ın onur konuğu olduğunu mutlulukla bildirir.” Bir an kendimi atmayı düşündüm. Eğer onur konuğuysan gitmek zorundaydın.
“Partiyi düzenleyen kişi…” dedi Bloo. “Mathilda Reusa!” Elf! Ağzıma gelen küfürleri saymamak için kendimi zor tuttum. Math ayağa kalktı ve konuşmaya başladı,
“Partiye 14 yaşından küçükler giremeyecek!” Bazıları hayal kırıklığıyla yerine oturdu. “Parti odasında sizi litrelerce içki bekliyor. Sınırsız içkiyi sırf Alex için yaptım! Alexa içmeyi çok sever.” Sinsi bir şekilde gülümsedi. Ölmek istiyorum. Bunu öcünü almak için yapıyordu. Serena elimi okşadı,
“Sakin ol…” diye fısıldadı. Ayağa kalktım,
“Teşekkürler Reusa! İçmek için sabırsızlanıyorum. Sarhoş olduğunda kafanı koparıp karnına sokacağım.” Bloo cık cıkladı,
“Alex, terbiyeli ol!”
“Pardon Bayan Bloo.” Kesinlikle Math bitmişti! Kesinlikle!
Nasıl olmuş?? Pek özenmedim yazarken. Yorum yazarsanız sevinirim...
Baş edebilirdim. Alt tarafı kumral, masmavi gözlü bir yakışıklıydı işte. Ve benim eski sevgilimdi…hayatımı katleden kişi!
“Bununla baş edebilirim!” dedim tekrar. O an Dragon’ın yüzünce ilk defa insancıl bir ifade gördüm. İlk defa şaşkın görünüyordu,
“Değişmişsin Alexandra!” Tam adımı duyunca istemeden gerildim.
“Evet!” dedi Serena. “Değişti, artık bağımlı değil.”
“Ben de bağımlı değilim! Artık herkes gibi içiyorum. Az yani!” Üç ay öncesine kadar bir alkol bağımlısıydım. 14 yaşındaydım ama bağımlıydım. Beni bağımlı yapan dertlerim değildi. Dragon’dı… Okulda her zaman belalıydı fakat uzaklaştırıldı. İzinsiz içki satmıştı. Okulda kısıtlı içme iznimiz vardı. Hiçbir zaman doymadı, içti ve diğerlerine içirdi, Bloo öğrendiği anda uzaklaştırıldı. O zamanlar berbat haldeydim. İçmekten başka bir şey düşünemiyordum. İçmek, içmek, içmek… Bloo ailemin bana iyi geleceğini düşünerek gri dünyama geri döndürdü beni… Uzaklaştırılmış sayılırdım. Bana içmeyi yasaklayan bir büyü yaptı. Sonra normale döndüm. Fakat şimdi Dragon dönmüş, beni geri istiyordu. Ne yapacaktım ki? Kollarına mı atılacaktım? Asla!
“Midemi bulandırıyorsun, Dragon Rock!” dedim hızlıca. Başını salladı ve gülümsedi fakat buz mavisi gözleri beni alacağını gösteriyordu. O uzaklaşırken yerime geri döndüm. Bizden üç masa öteye oturmuştu. Zach’in de kumral saçları vardı fakat onu asla Dragon kadar mükemmel görmemiştim. Oysa şimdi o beni kötülerden koruyan bir melekti.
Zach elimi tuttu, “Alex, harikaydın. Süper dayandın!” Serena bana sarıldı,
“Evet. Ona gününü gösterdi.” Sonra Zach’i yanağından öptü. Zach bir anda pancara döndü. Aralarında gerçekten hoş bir çekim vardı. Zach’in yeşil gözleri kapıya yöneldi. Bloo ve eğitmenler salona giriyordu. Okula tüm öğrenciler gelmemişti ama bir hafta içinde dolacaktı.
“Merhabalar!” dedi Bloo. Yavaşça büyük masanın en ortasına oturdu. “Okulumuz eğitim yılına resmi olarak başlamadı fakat ben sizi ve çılgınlıklarınızı özledim çocuklar!” Salondan birkaç kıkırdama yükseldi. “Bu yüzden eğlenmek için biraz zamanımız var! Bir arkadaşınız hoş geldiniz partisi düzenleyecek. Bu parti resmi değil yani balo salonunda olmayacak. 25 numaralı parti odasında olacak bu partide sınırsız içki var çocuklar!” Lanet olsun! Herkes sevinçten zıplıyor ve bağırıyordu. Dragon bana bir öpücük gönderdi. Kesinlikle partiye gitmeyeceğim.
“Partiyi düzenleyen kişi Alexa Denvers’ın onur konuğu olduğunu mutlulukla bildirir.” Bir an kendimi atmayı düşündüm. Eğer onur konuğuysan gitmek zorundaydın.
“Partiyi düzenleyen kişi…” dedi Bloo. “Mathilda Reusa!” Elf! Ağzıma gelen küfürleri saymamak için kendimi zor tuttum. Math ayağa kalktı ve konuşmaya başladı,
“Partiye 14 yaşından küçükler giremeyecek!” Bazıları hayal kırıklığıyla yerine oturdu. “Parti odasında sizi litrelerce içki bekliyor. Sınırsız içkiyi sırf Alex için yaptım! Alexa içmeyi çok sever.” Sinsi bir şekilde gülümsedi. Ölmek istiyorum. Bunu öcünü almak için yapıyordu. Serena elimi okşadı,
“Sakin ol…” diye fısıldadı. Ayağa kalktım,
“Teşekkürler Reusa! İçmek için sabırsızlanıyorum. Sarhoş olduğunda kafanı koparıp karnına sokacağım.” Bloo cık cıkladı,
“Alex, terbiyeli ol!”
“Pardon Bayan Bloo.” Kesinlikle Math bitmişti! Kesinlikle!
Nasıl olmuş?? Pek özenmedim yazarken. Yorum yazarsanız sevinirim...
ruveydamelisa- Marked
- Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 26/07/10
Yaş : 29
canım ellerine saglı çok gözel olmuş yb dört gözle beklıyorum başarılar
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
bencede süper olmuş.ellerine sağlık.ybybybyb
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
Yb geldi.
Okul, hepsi birbirinden büyük on bloktan oluşuyordu. Bu on bloğun arkasında iki blok büyüklüğünde bir bina vardı: Parti odaları…
Aslında oda demek biraz ayıp kaçar, çünkü bir oda… fazla büyüktü. Toplam 40 oda vardı.
“ Bence o kadar kötü değil.” dedi Cecile. Sokakta, elimizde yeni aldığımız kıyafetlerin paketleriyle yürürken.
“Katılıyorum.” dedi Serena. “Eğlenebiliriz. Seni yanımızdan ayırmayız…”
“Böylece,” diye devam etti Alice. “Dragon sana yaklaşamaz.”
“Mathilda beni hiçbir zaman sevmezdi. Fakat ona bunu yaptıracak ne suç işledim ben?” Serena güldü,
“Popülerliğini çaldın.” Doğru, çalmıştım. Aslında gül gibi geçinip gidiyorduk ki benimle dalga geçti,
“Hey! Bu okulda ne işin var? Sen normalin tekisin!” demişti. Kim bilir, belki öyleydim. Bunu bir elften duymak sinirime dokunmuştu. Aslında elflere karşı çok kin beslemem. Hatta sevdiklerim bile var. Ama o…
“Sınırsız içki olayı çok az partiye verilir. Math ne yaptı ki?” dedi Cecile gülerek.
“Kesin Bloo’nun deney hayvanlarından birini öpmüştür.” dedim. Koca bir kahkaha attım. Serena,
“Iyyyk! Gerçi Math çıkarları için her şeyi yapar.”
“Katılıyorum.” dedi Alice. Köşedeki banka oturdum.
“Hey! Durma! Daha gezeceğimiz 13 mağaza var.” Lanet olsun!
**********************
Okulda manyakça bir telaş vardı. Herkes Mathilda ve bu geceki partisini konuşuyordu. Odama doğru yürümeye başladım. Bu konuşmalardan sıkılmıştım.
“Senin için zor olmalı.” Sesin geldiği yöne döndüm. Mason duvara dayanmış bana bakıyordu.
“Hayır.” Neden kendimi acındırayım ki?
“İstersen seni koruyabilirim.”
“Anlamadım Mason!” Tekrar yürümeye başladım. Elimi tutup beni durdurdu.
“Kurbağa mıyım, fare mi?” Güldüm. Bu çok eski bir soruydu. Bu bir çocuk sorusuydu. Kurbağayı öperseniz prense dönüşür, fare ise hiçbir şeye. Erkekler hep kurbağa olmak isterdi.
“Mason, ben çocuk değilim.” Elimi öptü.
“Cevap?” Gülümsedi.
“Kurbağa!” dedim iç çekerek. Yakışıklı ve tatlıydı. Kurbağa olabilirdi.
“O zaman beni bu gece prense çevir.” Yanağımı öptü ve ilerledi. Şapşal gibi orada bakakalmıştım. Yürümek için arkamı döndüm. Ne? Mason’a aşık mı olmuştum? Saçma! ‘D’ bloğa girince Maggie üstüme atladı,
“Aman Tanrım! Seni öptü!”
“Sadece yanaktan.” Bir elf olduğu için mesafeli davranıyordum. Aslında bir elfe rağmen çok güzel bir kızdı. Sarı saçları, pastel yeşili gözleri vardı.
“Ama Mason öptü. Okulun en popüler çocuğu!” Popüler olması çok umurumdaydı sanki! “Keşke partiye gelebilseydim.” Gözlerimi devirdim. Sadece on yaşındaydı.
“Gitmeliyim Maggie. Görüşürüz.” Sonra duvara asılı posteri gördüm,
“Olla Castle
Resmi ‘Hoş geldiniz’ Balosu.
Yer: Balo salonu
Tarih: 13 Mayıs”
Resmi balo… Sonunda gerçekten (sapıtmadan) eğlenecektim. Gerçi daha beş gün vardı. Lanet olsun! Merdivenlerden çıktım. Herkes hazırlanıyor olmalıydı. Çünkü odalardan,
“Sence nasıl? Bu kıyafete siyah yakışmaz. Beni çok mu kapattı? Kot mu, etek mi?” gibi bağrışlar yükseliyordu. Odaya girip arkamdan kapıyı kilitledim. Oh, sessizlik… Ne?
“Yatağımdan uzak dur!” diye bağırdım. Dragon yatağıma uzanmıştı.
“Sen Mason’dan uzak dur!” Harika! Bana emir mi veriyordu? Ayağa kalktı. Buz mavisi gözleri kinle bana bakıyordu. Buna rağmen gülümsedim.
“Sen kimi seçeceğime karar veremezsin!”
“Üç ay öncesine kadar sevgilindim. Buna karar verebilirdim.”
“Sen de söyledin. Üç ay önce!” diye bağırdım. Hırladı. “Kurt adamları sinirlendirmemelisin.” derdi True. Üzgünüm True! Hızlıca beni duvara ittirdi. Boynumu öpmeye başladı. Keşke gücüm olsaydı… O zaman onu mahvederdim. Ellerimle göğsünü yumrukladım. Sanki hiçbir şey olmamış gibi beni öpmeye devam etti. Sonra yüzüme baktı,
“Uzaklaştırıldığımda…seni bir daha göremeyeceğimi anladığımda öldüğümü sandım. Sonra True’ya yalvardım. Senin neler yaptığını merak ediyordum. Sen düzelmeye başlayınca bende içmemeye başladım. Senin için… True senin okula döneceğini ağzından kaçırınca inanamazsın Alex, çok sevindim. Yaşama döndüm sanki. Bloo’ya yalvardım. Normal, iyi biri olduğumu göstermek için çabaladım. Yalvarıyorum, affet beni!” Hayır! Affedebilirim! Hayır!
“Hayır!” Biran bunun benim sesim olmadığını anladım. Bunu Serena söylemişti. Serena çok güçlüydü. Dragon’ı ittirdi. Elini boğazına koydu,
“Bak alkolik, gücümün sınırını bilemezsin. Eğer Alex’in yanına yaklaşırsan seni cayır cayır yakarım. Dragon hırladı, korkmamışa benziyordu. Serena ellerini boğazından çekince konuşmaya başladı,
“Tamam Bayan Ateş.” Güldü. “Partide görüşmek üzere…” Kapıdan çıkıp gitti.
5.BAŞLADIĞIN YERE GERİ DÖNERSİN
Partiler sapıtmak içindir! Evet, kesinlikle öyleydi. Eğlenirdin, içerdin, öpüşürdün… Fakat benim için durum böyle değildi. Serena yapmam gereken önemli ve tek şeyi açıkladı,
“Asla sapıtma!” Yeterince açık ve net.
“Biliyorum. Uyardığın için teşekkürler.” Üzerime yeni aldığım siyah renk mini, pileli elbisemi giyerken. Ayakkabımda siyahtı ve şu ana kadar giydiğim en yüksek topuklara sahipti. Üzerinde pembe minik bir kurdele vardı. Kurdeleyle aynı renkte bir çanta almıştım. Evet, hazırım.
“Süpersin.” dedi Serena. Kırmızı, sırt dekoltesi olan, dizlerinde bir elbise giymişti. Uzanıp yanağımı öptü ve,
“Sadece eğleneceğiz.” Başımı salladım. Dışarı çıktık. Bu arada Cecile ve Alice’le karşılaştık. Herkesin yüzü gülüyordu, ben ise endişeliydim. Kendimi kaybedebilirdim. Daha kötüsü Dragon’a karşılık verebilirdim. Mideme bıçak saplıyorlardı.
“Düşünmeyi bitirdiysen gidelim.” dedi Alice. Başımı salladım. Arkadan yürümeye başladık.
“Bazen her şey çok zor görünebilir, aslında düşündüğünden daha kolaydır.” dedi sırıtarak.
“Serena’nın aksine iyi moral veriyorsun.” Sonra güldüm.
“Hey, süper olmuşsunuz.” dedi bizimle yürümeye başlayan Ellen. Bir elf olmasına karşın onu severdim. Koyu mavi saçları ve yosun yeşili gözleri vardı.
“Sende iyi görünüyorsun.” dedim. Bloktan çıktık. Ah! Mason ve Zach bizi bekliyorlardı. Serena Zach’in koluna girdi. Mason gülümsedi,
“Çok güzelsin.”
“Teşekkürler.” Alice beni çekiştirince yürümeye başladım. Dayanabilir miydim? Cevabını bilememekten nefret ediyordum. Ama Mathilda’ya gününü gösterecektim. Parti odaları binasına girdik. 2. kata çıktık. İşte, 25 numaralı parti odası. Üstünde,
“Mathilda Reusa…
Onur konuğu: Alexandra Denvers
Sınırsız içki parti kapsamındadır.
14 yaşından küçükler giremez!” yazıyordu.
“Hazır mısın?” dedi Cecile. İçeride eğlence başlamış olmalıydı. Müzik dışarıya bile yayılıyordu.
“Evet!” dedim. “Hadi yıkalım şu lanet olası partiyi!”
Nasıl olmuş?? Size bir soru: Dragon mu, Mason mu?? Cevaplar!!
Okul, hepsi birbirinden büyük on bloktan oluşuyordu. Bu on bloğun arkasında iki blok büyüklüğünde bir bina vardı: Parti odaları…
Aslında oda demek biraz ayıp kaçar, çünkü bir oda… fazla büyüktü. Toplam 40 oda vardı.
“ Bence o kadar kötü değil.” dedi Cecile. Sokakta, elimizde yeni aldığımız kıyafetlerin paketleriyle yürürken.
“Katılıyorum.” dedi Serena. “Eğlenebiliriz. Seni yanımızdan ayırmayız…”
“Böylece,” diye devam etti Alice. “Dragon sana yaklaşamaz.”
“Mathilda beni hiçbir zaman sevmezdi. Fakat ona bunu yaptıracak ne suç işledim ben?” Serena güldü,
“Popülerliğini çaldın.” Doğru, çalmıştım. Aslında gül gibi geçinip gidiyorduk ki benimle dalga geçti,
“Hey! Bu okulda ne işin var? Sen normalin tekisin!” demişti. Kim bilir, belki öyleydim. Bunu bir elften duymak sinirime dokunmuştu. Aslında elflere karşı çok kin beslemem. Hatta sevdiklerim bile var. Ama o…
“Sınırsız içki olayı çok az partiye verilir. Math ne yaptı ki?” dedi Cecile gülerek.
“Kesin Bloo’nun deney hayvanlarından birini öpmüştür.” dedim. Koca bir kahkaha attım. Serena,
“Iyyyk! Gerçi Math çıkarları için her şeyi yapar.”
“Katılıyorum.” dedi Alice. Köşedeki banka oturdum.
“Hey! Durma! Daha gezeceğimiz 13 mağaza var.” Lanet olsun!
**********************
Okulda manyakça bir telaş vardı. Herkes Mathilda ve bu geceki partisini konuşuyordu. Odama doğru yürümeye başladım. Bu konuşmalardan sıkılmıştım.
“Senin için zor olmalı.” Sesin geldiği yöne döndüm. Mason duvara dayanmış bana bakıyordu.
“Hayır.” Neden kendimi acındırayım ki?
“İstersen seni koruyabilirim.”
“Anlamadım Mason!” Tekrar yürümeye başladım. Elimi tutup beni durdurdu.
“Kurbağa mıyım, fare mi?” Güldüm. Bu çok eski bir soruydu. Bu bir çocuk sorusuydu. Kurbağayı öperseniz prense dönüşür, fare ise hiçbir şeye. Erkekler hep kurbağa olmak isterdi.
“Mason, ben çocuk değilim.” Elimi öptü.
“Cevap?” Gülümsedi.
“Kurbağa!” dedim iç çekerek. Yakışıklı ve tatlıydı. Kurbağa olabilirdi.
“O zaman beni bu gece prense çevir.” Yanağımı öptü ve ilerledi. Şapşal gibi orada bakakalmıştım. Yürümek için arkamı döndüm. Ne? Mason’a aşık mı olmuştum? Saçma! ‘D’ bloğa girince Maggie üstüme atladı,
“Aman Tanrım! Seni öptü!”
“Sadece yanaktan.” Bir elf olduğu için mesafeli davranıyordum. Aslında bir elfe rağmen çok güzel bir kızdı. Sarı saçları, pastel yeşili gözleri vardı.
“Ama Mason öptü. Okulun en popüler çocuğu!” Popüler olması çok umurumdaydı sanki! “Keşke partiye gelebilseydim.” Gözlerimi devirdim. Sadece on yaşındaydı.
“Gitmeliyim Maggie. Görüşürüz.” Sonra duvara asılı posteri gördüm,
“Olla Castle
Resmi ‘Hoş geldiniz’ Balosu.
Yer: Balo salonu
Tarih: 13 Mayıs”
Resmi balo… Sonunda gerçekten (sapıtmadan) eğlenecektim. Gerçi daha beş gün vardı. Lanet olsun! Merdivenlerden çıktım. Herkes hazırlanıyor olmalıydı. Çünkü odalardan,
“Sence nasıl? Bu kıyafete siyah yakışmaz. Beni çok mu kapattı? Kot mu, etek mi?” gibi bağrışlar yükseliyordu. Odaya girip arkamdan kapıyı kilitledim. Oh, sessizlik… Ne?
“Yatağımdan uzak dur!” diye bağırdım. Dragon yatağıma uzanmıştı.
“Sen Mason’dan uzak dur!” Harika! Bana emir mi veriyordu? Ayağa kalktı. Buz mavisi gözleri kinle bana bakıyordu. Buna rağmen gülümsedim.
“Sen kimi seçeceğime karar veremezsin!”
“Üç ay öncesine kadar sevgilindim. Buna karar verebilirdim.”
“Sen de söyledin. Üç ay önce!” diye bağırdım. Hırladı. “Kurt adamları sinirlendirmemelisin.” derdi True. Üzgünüm True! Hızlıca beni duvara ittirdi. Boynumu öpmeye başladı. Keşke gücüm olsaydı… O zaman onu mahvederdim. Ellerimle göğsünü yumrukladım. Sanki hiçbir şey olmamış gibi beni öpmeye devam etti. Sonra yüzüme baktı,
“Uzaklaştırıldığımda…seni bir daha göremeyeceğimi anladığımda öldüğümü sandım. Sonra True’ya yalvardım. Senin neler yaptığını merak ediyordum. Sen düzelmeye başlayınca bende içmemeye başladım. Senin için… True senin okula döneceğini ağzından kaçırınca inanamazsın Alex, çok sevindim. Yaşama döndüm sanki. Bloo’ya yalvardım. Normal, iyi biri olduğumu göstermek için çabaladım. Yalvarıyorum, affet beni!” Hayır! Affedebilirim! Hayır!
“Hayır!” Biran bunun benim sesim olmadığını anladım. Bunu Serena söylemişti. Serena çok güçlüydü. Dragon’ı ittirdi. Elini boğazına koydu,
“Bak alkolik, gücümün sınırını bilemezsin. Eğer Alex’in yanına yaklaşırsan seni cayır cayır yakarım. Dragon hırladı, korkmamışa benziyordu. Serena ellerini boğazından çekince konuşmaya başladı,
“Tamam Bayan Ateş.” Güldü. “Partide görüşmek üzere…” Kapıdan çıkıp gitti.
5.BAŞLADIĞIN YERE GERİ DÖNERSİN
Partiler sapıtmak içindir! Evet, kesinlikle öyleydi. Eğlenirdin, içerdin, öpüşürdün… Fakat benim için durum böyle değildi. Serena yapmam gereken önemli ve tek şeyi açıkladı,
“Asla sapıtma!” Yeterince açık ve net.
“Biliyorum. Uyardığın için teşekkürler.” Üzerime yeni aldığım siyah renk mini, pileli elbisemi giyerken. Ayakkabımda siyahtı ve şu ana kadar giydiğim en yüksek topuklara sahipti. Üzerinde pembe minik bir kurdele vardı. Kurdeleyle aynı renkte bir çanta almıştım. Evet, hazırım.
“Süpersin.” dedi Serena. Kırmızı, sırt dekoltesi olan, dizlerinde bir elbise giymişti. Uzanıp yanağımı öptü ve,
“Sadece eğleneceğiz.” Başımı salladım. Dışarı çıktık. Bu arada Cecile ve Alice’le karşılaştık. Herkesin yüzü gülüyordu, ben ise endişeliydim. Kendimi kaybedebilirdim. Daha kötüsü Dragon’a karşılık verebilirdim. Mideme bıçak saplıyorlardı.
“Düşünmeyi bitirdiysen gidelim.” dedi Alice. Başımı salladım. Arkadan yürümeye başladık.
“Bazen her şey çok zor görünebilir, aslında düşündüğünden daha kolaydır.” dedi sırıtarak.
“Serena’nın aksine iyi moral veriyorsun.” Sonra güldüm.
“Hey, süper olmuşsunuz.” dedi bizimle yürümeye başlayan Ellen. Bir elf olmasına karşın onu severdim. Koyu mavi saçları ve yosun yeşili gözleri vardı.
“Sende iyi görünüyorsun.” dedim. Bloktan çıktık. Ah! Mason ve Zach bizi bekliyorlardı. Serena Zach’in koluna girdi. Mason gülümsedi,
“Çok güzelsin.”
“Teşekkürler.” Alice beni çekiştirince yürümeye başladım. Dayanabilir miydim? Cevabını bilememekten nefret ediyordum. Ama Mathilda’ya gününü gösterecektim. Parti odaları binasına girdik. 2. kata çıktık. İşte, 25 numaralı parti odası. Üstünde,
“Mathilda Reusa…
Onur konuğu: Alexandra Denvers
Sınırsız içki parti kapsamındadır.
14 yaşından küçükler giremez!” yazıyordu.
“Hazır mısın?” dedi Cecile. İçeride eğlence başlamış olmalıydı. Müzik dışarıya bile yayılıyordu.
“Evet!” dedim. “Hadi yıkalım şu lanet olası partiyi!”
Nasıl olmuş?? Size bir soru: Dragon mu, Mason mu?? Cevaplar!!
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
drgonu ynlendrsn masonu öpsn dragon grsn çk ps kzsn işler kızışsın kaynasın cadı kazanında
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
İyi fikir ikisiyle de öpüşsün
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
Yb geldi!!
“Ha?” Serena şaşkınlıkla bağırdı. Parti…fazla iyiydi.
“Mathilda’dan bunu beklemezdim.” En az yüz kişi vardı. Rihanna’dan Rockstar çalıyordu. Bol bol koltuk vardı. Dans pisti bu koltukların ortasındaydı. Yanımdaki çocuklar Star Wars’tan konuşuyorlardı. Karanlıktaki koltuğa yöneldim. Diğer kızlar çoktan ortama alışmıştı.
“Merhaba Alex!” Önümdeki elf çocuğa nefretle baktım.
“Ne var?”
“Sana kokteyl getirmiştim.” Elindekini bana uzattı. “Alkolsüz.” diye ekledi. Yavaşça küçük bir yudum aldım. Evet, alkolsüzdü. Yanıma oturmaya kalkınca bağırdım,
“Gözlerini bir yerine monte etmemi istemiyorsan cehennemine geri dön, elf!” Korkutmayı becermiş olmalıyım ki hemen uzadı. Mathilda kendini sahneye atıp mikrofonu eline aldı,
“Pekala, partimi onurlandırdığı için Alexa’ya teşekkür ederim. Bu yüzden Alex’e bir hediyem var. Hadi Coco, Alex’e hediyemi götür.” Açık kırmızı saçlı elf, bana bir kutu getirdi. Topluluk.
“Aç, Aç!” diye bağırıyordu. Ben de öyle yaptım.
“Mariachi?” dedim stresle. Bana alkol yüzdesi yüksek biralardan birini mi hediye etmişti? Topluluk çılgınca bağırdı.
“Mariachi, Alex’e özel. Sizlere Miller getirdim! Köşedeki masadan alın.” Elimdeki biraya baktım. Bir şişeden ne olabilir ki?
“İçebilirsin,” dedi Cecile. Elinde Miller vardı. “İstediğin kadar iç, yeter ki Dragon’a uyma!” Yanımdan uzaklaşınca bir yudum aldım. Kedimi kötü yada pişman hissetmiyordum. Sorun yok. Rahatlamıştım Hatta o kadar rahatladım ki, burada nalları dikebilirim.
“Eğleniyorsun demek,” Kişneyen Mathilda’yı susturdum,
“Sen gelmeden önce keyifler tıkırındaydı Math!”
“Umarım okuldan tekrar uzaklaştırılırsın!”
“Umarım, ama bu sefer mezara girerim ve kim bilir belki yanıma seni alırım. Beynini sökmüş olarak!” Gücüm veya yönettiğim bir elementim olmadığı halde insanları tehdit etmeyi severdim. Bunum nedeni gerçekten iyi dövüşüyor olmamdı. Hareketleri önceden seziyormuşçasına hareket ederdim. Kısacası kafanı koparırım dersem kafanı koparırım işte. Bu kadar basit!
“İyi. Bu parti olayını atlatmış olabilirsin ama daha bitmedi Denvers!”
“Yeni bölümü zevkle bekleyeceğim Reusa!” Mavi saçlarını savurarak yanımdan ayrıldı. Sadece popülerliğini çaldım diye dört senedir bana işkence ederdi. Oyunları gitgide zorlaşıyordu. Sonunda ne olacak bilmiyorum… Bira bitmişti. Ne çabuk! ‘Hala içebilirim…’ diye düşündüm. Oldukça normal hissediyordum. Etrafıma bakındım. Miller’lar bittikçe yenileri geliyordu. Partinin-Mathilda’nın partisi olsa bile- eğlenceli olduğunu fark ettim. Serena gülüyor ve etrafındakilere- Ona kur yapanlara- karşılık veriyordu. Derin bir nefes aldım ve koltuğa iyice gömüldüm.
Size kırılıyorum ama hiç yorum yazmıyosunuz.. Beğenmiyosunuz heralde. Yb için yorum atmalısınız.
“Ha?” Serena şaşkınlıkla bağırdı. Parti…fazla iyiydi.
“Mathilda’dan bunu beklemezdim.” En az yüz kişi vardı. Rihanna’dan Rockstar çalıyordu. Bol bol koltuk vardı. Dans pisti bu koltukların ortasındaydı. Yanımdaki çocuklar Star Wars’tan konuşuyorlardı. Karanlıktaki koltuğa yöneldim. Diğer kızlar çoktan ortama alışmıştı.
“Merhaba Alex!” Önümdeki elf çocuğa nefretle baktım.
“Ne var?”
“Sana kokteyl getirmiştim.” Elindekini bana uzattı. “Alkolsüz.” diye ekledi. Yavaşça küçük bir yudum aldım. Evet, alkolsüzdü. Yanıma oturmaya kalkınca bağırdım,
“Gözlerini bir yerine monte etmemi istemiyorsan cehennemine geri dön, elf!” Korkutmayı becermiş olmalıyım ki hemen uzadı. Mathilda kendini sahneye atıp mikrofonu eline aldı,
“Pekala, partimi onurlandırdığı için Alexa’ya teşekkür ederim. Bu yüzden Alex’e bir hediyem var. Hadi Coco, Alex’e hediyemi götür.” Açık kırmızı saçlı elf, bana bir kutu getirdi. Topluluk.
“Aç, Aç!” diye bağırıyordu. Ben de öyle yaptım.
“Mariachi?” dedim stresle. Bana alkol yüzdesi yüksek biralardan birini mi hediye etmişti? Topluluk çılgınca bağırdı.
“Mariachi, Alex’e özel. Sizlere Miller getirdim! Köşedeki masadan alın.” Elimdeki biraya baktım. Bir şişeden ne olabilir ki?
“İçebilirsin,” dedi Cecile. Elinde Miller vardı. “İstediğin kadar iç, yeter ki Dragon’a uyma!” Yanımdan uzaklaşınca bir yudum aldım. Kedimi kötü yada pişman hissetmiyordum. Sorun yok. Rahatlamıştım Hatta o kadar rahatladım ki, burada nalları dikebilirim.
“Eğleniyorsun demek,” Kişneyen Mathilda’yı susturdum,
“Sen gelmeden önce keyifler tıkırındaydı Math!”
“Umarım okuldan tekrar uzaklaştırılırsın!”
“Umarım, ama bu sefer mezara girerim ve kim bilir belki yanıma seni alırım. Beynini sökmüş olarak!” Gücüm veya yönettiğim bir elementim olmadığı halde insanları tehdit etmeyi severdim. Bunum nedeni gerçekten iyi dövüşüyor olmamdı. Hareketleri önceden seziyormuşçasına hareket ederdim. Kısacası kafanı koparırım dersem kafanı koparırım işte. Bu kadar basit!
“İyi. Bu parti olayını atlatmış olabilirsin ama daha bitmedi Denvers!”
“Yeni bölümü zevkle bekleyeceğim Reusa!” Mavi saçlarını savurarak yanımdan ayrıldı. Sadece popülerliğini çaldım diye dört senedir bana işkence ederdi. Oyunları gitgide zorlaşıyordu. Sonunda ne olacak bilmiyorum… Bira bitmişti. Ne çabuk! ‘Hala içebilirim…’ diye düşündüm. Oldukça normal hissediyordum. Etrafıma bakındım. Miller’lar bittikçe yenileri geliyordu. Partinin-Mathilda’nın partisi olsa bile- eğlenceli olduğunu fark ettim. Serena gülüyor ve etrafındakilere- Ona kur yapanlara- karşılık veriyordu. Derin bir nefes aldım ve koltuğa iyice gömüldüm.
Size kırılıyorum ama hiç yorum yazmıyosunuz.. Beğenmiyosunuz heralde. Yb için yorum atmalısınız.
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
heheheeeee dragon XD kessin dragon bnu kullancak
fashion_queen- Marked
- Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 18/06/10
Yaş : 28
Hayır alakası yok bayramdan dolayı mesaj yoktur bence yb! yb!
ya boşver üzülme banada yb için yorum atmıyorlar ama devam ediyorum unutma ben yb istiyorummmmmmm yb!
ya boşver üzülme banada yb için yorum atmıyorlar ama devam ediyorum unutma ben yb istiyorummmmmmm yb!
İdio-Path- Betrayed
- Mesaj Sayısı : 219
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28
Uff yhaa .. Çoook özür dilerimm.. Ne zamandan beri siteye giremiorum..
Ne Sitesi Nete bile giremiodum... Amaa artıkkk Siteye girmeye başladığıma göree Benden sana bol bol yorum.. !!..
Şimdi... Bu bölüm hakkında ve şimdiye kadar okumadığım bölümler hakkında konuşursam.. ,
Kısacası Süperdi...
Yeni Bölüm Leri Sabırsızlıkla bekliorum.. Sakın geciktirme olurmu??
Öpücüklerimi gönderiorum .. ! Teşekkürler bu bölüm için..
Ne Sitesi Nete bile giremiodum... Amaa artıkkk Siteye girmeye başladığıma göree Benden sana bol bol yorum.. !!..
Şimdi... Bu bölüm hakkında ve şimdiye kadar okumadığım bölümler hakkında konuşursam.. ,
Kısacası Süperdi...
Yeni Bölüm Leri Sabırsızlıkla bekliorum.. Sakın geciktirme olurmu??
Öpücüklerimi gönderiorum .. ! Teşekkürler bu bölüm için..
ebru- Untamed
- Mesaj Sayısı : 1240
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 29
çok güzel olmuş canım.ellerine sağlık.ybybyb
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
Ayh Ayh gudularım yorumlar için çok teşkürler. Nese 1 Yb atalım dmi??
SERENA…
“Bu gece çok güzelsin…” dedi Mickey, serserinin tekiydi işte!
“Biliyorum Mickey!” Köşede takılan Zach’i görünce iki Miller kaptım. Ona doğru yürümeye başladım. Aslında çok hoştu ama asla bana benim ona davrandığım gibi davranmıyordu. Kibirliydi sadece…
“Hey Zach!” Miller’ın tekini ona uzattım. Gülümsedi ve elime değmemeye özenerek birayı aldı.
“Eğleniyor musun?” dedi dans edenlere bakarak.
“Evet!” dedim. “Gerçi Mathilda yine baş rolde…” Gözlerimle onu aradım. Aha! Mathilda Mason’a kur yapıyordu. Mason’a! Ve Mason…Alex’ten hoşlanıyordu.
“Birazdan dönerim!” diyerek Mason ve Mathilda’nın yanına gittim.
“Bir sorun mu var?” dedi Math sertçe.
“Var!” Gülümsedim. “Alex’in Mason’a ihtiyacı varmış.” Mathilda’nın sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Mason sevinçle,
“Harika, ben gidip onu bulayım.”
“Nereye gidiyorsun?” dedi Math şaşkınlıkla. “Sen benimle ilgileniyorsun!” Mason alaycı bir tavırla güldü ve ekledi,
“Hiç sanmıyorum!”
***************************************
ALEXANDRA…
Geçmiş her zaman ki gibi aklımda olsa bile yine içmiştim. Üzgünüm, dedim kendi kendime. Galiba ben, kendime asla güvenemeyecektim. Evet, sarhoş değildim ama her an olacakmışım gibi hissetmem beni yoruyordu,
“Bu kadar düşünmen yersiz…” dedi Mason bana bir Mariachi uzattı. Etrafıma göz gezdirdim,
“ Mariachi’ler sadece bana özel sanıyordum.” dedim. Güldü,
“Mathilda söz konusu ben olunca kendini çatıdan aşağı bile atar.” Yani Mathilda Mason’dan mı hoşlanıyordu?
“Neden çıkmıyorsunuz?”
“Neden senin gibi cadılar varken elflerle takılayım?” Bana uzattığı birayı kaptım,
“Benim gibi ha?” dedim alaycı tavırla.
“Evet” Elimden tutup beni ayağa kaldırdı, “Tatlı, zarif, ateşli…” Kahkaha atıverdim. Yüzünü bana yaklaştırdı,
“Tekrar söyle!” dedi. “Kurbağa mıyım, fare mi?” Yaklaştım ve fısıldadım,
“Kurbağa…” Yanağımı öptü,
“Ve kurbağayı prense çevirmenin vakti geldi!”
Eee nasıl olmuş?? Hemen yorumlar gençlik!!
SERENA…
“Bu gece çok güzelsin…” dedi Mickey, serserinin tekiydi işte!
“Biliyorum Mickey!” Köşede takılan Zach’i görünce iki Miller kaptım. Ona doğru yürümeye başladım. Aslında çok hoştu ama asla bana benim ona davrandığım gibi davranmıyordu. Kibirliydi sadece…
“Hey Zach!” Miller’ın tekini ona uzattım. Gülümsedi ve elime değmemeye özenerek birayı aldı.
“Eğleniyor musun?” dedi dans edenlere bakarak.
“Evet!” dedim. “Gerçi Mathilda yine baş rolde…” Gözlerimle onu aradım. Aha! Mathilda Mason’a kur yapıyordu. Mason’a! Ve Mason…Alex’ten hoşlanıyordu.
“Birazdan dönerim!” diyerek Mason ve Mathilda’nın yanına gittim.
“Bir sorun mu var?” dedi Math sertçe.
“Var!” Gülümsedim. “Alex’in Mason’a ihtiyacı varmış.” Mathilda’nın sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Mason sevinçle,
“Harika, ben gidip onu bulayım.”
“Nereye gidiyorsun?” dedi Math şaşkınlıkla. “Sen benimle ilgileniyorsun!” Mason alaycı bir tavırla güldü ve ekledi,
“Hiç sanmıyorum!”
***************************************
ALEXANDRA…
Geçmiş her zaman ki gibi aklımda olsa bile yine içmiştim. Üzgünüm, dedim kendi kendime. Galiba ben, kendime asla güvenemeyecektim. Evet, sarhoş değildim ama her an olacakmışım gibi hissetmem beni yoruyordu,
“Bu kadar düşünmen yersiz…” dedi Mason bana bir Mariachi uzattı. Etrafıma göz gezdirdim,
“ Mariachi’ler sadece bana özel sanıyordum.” dedim. Güldü,
“Mathilda söz konusu ben olunca kendini çatıdan aşağı bile atar.” Yani Mathilda Mason’dan mı hoşlanıyordu?
“Neden çıkmıyorsunuz?”
“Neden senin gibi cadılar varken elflerle takılayım?” Bana uzattığı birayı kaptım,
“Benim gibi ha?” dedim alaycı tavırla.
“Evet” Elimden tutup beni ayağa kaldırdı, “Tatlı, zarif, ateşli…” Kahkaha atıverdim. Yüzünü bana yaklaştırdı,
“Tekrar söyle!” dedi. “Kurbağa mıyım, fare mi?” Yaklaştım ve fısıldadım,
“Kurbağa…” Yanağımı öptü,
“Ve kurbağayı prense çevirmenin vakti geldi!”
Eee nasıl olmuş?? Hemen yorumlar gençlik!!
İdio-Path- Betrayed
- Mesaj Sayısı : 219
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 28
SüPeerrr... buu Harika ötesi bişey... !!!!
Lütfen daha fazla bölümm...
Bölee güzel bölümler okuyunca Yb iştahım dahada çoğalıor.. Bölee hepsini okumak istiorum.. xD xD
Bu bölüm için teşekkürlerr Yenilerini istiorum !!..
Yine öpücüklerimi yolluorum.. Yb yi çabuk at..
Lütfen daha fazla bölümm...
Bölee güzel bölümler okuyunca Yb iştahım dahada çoğalıor.. Bölee hepsini okumak istiorum.. xD xD
Bu bölüm için teşekkürlerr Yenilerini istiorum !!..
Yine öpücüklerimi yolluorum.. Yb yi çabuk at..
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
heheheeee mucuk mucuk mucuk snra dragon oooo
Alexa9696- Marked
- Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 12/08/10
Yaş : 28
6.KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Ne yani? Onu öpmemi mi istiyordu? Gülümsedim. Mason'ı öpmek, güzel... Yavaş yavaş yaklaştım.
"Sen çok iyisin...Alex." diye fısıldadı. "Sırf Dragon kırılmasın diye ondan uzak duruyorsun." Kırılmasın diye mi? Ondan nefret ediyorken niye kırılmasını önemseyeyeyim mi? Ben bunları düşünürken daha fazla yaklaştı. Neyse, böyle bir durumda Dragon'ı düşünemem. Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe kalmıştı. Gözlerimi kapadım ve bekledim.Beni öpecekti. Bekledim...
"Seni aşağılık!" Anında gözlerimi açtım. Mathilda sinirle bize bakıyordu. Daha ağzımı açamadan kendimi Mason yerine, yeri öperken buldum. "Mason! Bunu bana nasıl yaparsın?"
Yerde kırmızı lekeler vardı. Ah, kan!
"Sana yaptığım bir şey yok." diye bağırdı Mason.
"Beni aldatıyorsun."
"Seninle çıkmıyorum ki aldatayım." Müzik durmuş, herkes bize bakıyordu. Yerdeydim. Bağrışmalar kesilmiyordu. Neden kimse beni kaldırmıyordu? Bir anda uyku bastırdı. Düşünmeden gözlerimi kapadım. Birisi beni kucaklayıp soğuk mermerden kaldırdı...
Biraz kısa oldu. Lütfen yorum yapın. Siz yorup yapmayınca kötü olduğunu düşünüyorum.
Clodya_Alas- Untamed
- Mesaj Sayısı : 760
Kayıt tarihi : 09/08/10
Yaş : 26
OKUYAMİCAM ARTIK AMA BENM YERİME DEVAM ET SEN BENİM BOŞLUUMU DOLDURSUNLARRR SON KEZ YB