BÖLÜM 2 PART 2
Anathema Flying
13 Kasım 2070~
"İsimleri hatırlamanın ne önemi var ki..?"
Cassandra D. FALSON
Genç kız arkadaşının adımlarına ayak uydururken bir yandan da kızıl saçlarının bir tutamını parmaklarının arasına sıkıştırmıştı.Gözlerini saçından ayırmadan arkadaşıyla konuştu.
"Sence saçlarımın uçlarını sarıya boyamalı mıyım?"dedi.Arkadaşı gözlerini devirdi.
"Tabii.Daha sonra da lanet bir punkçı olur ve saçlarını kabartıp ordan oraya zıplayarak şarkı söylersin."
"Punkçılar öyle yapmıyor."dedi kız saç tutamını bırakıp arkadaşına bakarak."Yoksa yapıyorlar mı?"
"Unut gitsin Cassy."dedi kız.Cassandra omuz silkti ve kızıl saçlarının bir tutamını parmakları arasında çevirirken gri sweati ve siyah dar paça kot pantolonuyla tamamen uyumsuz olan kırmızı çantasına daldırdı öbür elini.
"Brayn'a mesaj atacağım.Bizimle kafede buluşabilir belki."dedi Cassandra.Arkadaşı gözlerini kaçırdı.
"O çocuğa fazla bağlanıyorsun.Yapma bunu." Cassandra dönüp ona baktı.
"Jenny...biz evleneceğiz.Şu lanet olası okul bittiğinde Brayn bana evlenme teklif edecek ve bu berbat hayattan kurtulacağım.Hayatımı bilime ve insanlara adayacağım."dedi Cassandra.Jenny ona garip bir ifadeyle baktı.
"Bu Dünya için fazla iyisin Cassandra..."dedi Jenny.Cassandra mesaj atmak için telefonunu çıkardığında basket sahasından gelen kıkırdamalar ilgisini çekti.Jenny daima dedikodulara bayılan birisi olduğu için bakmak istemişti.Cassandra bunun saçmalık olduğunu düşünüyordu ama en iyi arkadaşını kıramadı.Keşke kırsaydı...keşke hayır deseydi...belki o zaman Cassandra hala hayatta olurdu.
Köşeyi dönüp sahanın sıralarını aştıklarında demir kapı ile sıralar arasındaki boşlukta öpüşüp koklaşan bir çift gördüler.Köşeyi ilk Jenny dönmüştü ve hemen geriye dönüp Cassandra'yı çekti.Ancak Cassandra bakmak istedi.Belki de şeytan dürtmüştü...kim bilir.Baktığında kırık olan kalbi parçalara ayrıldı.Tozlarının dökülüp sol tarafında bir boşluk bıraktığını hissetti.Brayn okulun s.rtüğü Helsa'yı sırayla arasına sıkıştırmış öpüyordu.Cassandra demir kapıyı çekince ikiside geriye düştüler ve şaşkınlıkla Cassandra ile jenny'e baktılar.Helsa açılan bluzunu düzeltirken Brayn dudaklarını elinin tersiyle silip ayağa kalktı.
"Selam Cassy."dedi Brayn sanki bir şey olmamış gibi.O an Cassandra'nın gözleri doldu ancak acıdan değil, öfkeden.Elini kaldırıp hızla Brayn'ın suratına geçirdi.Brayn geriye sendelerken demir kapıya tutundu ve yüzünü tutarak bağırdı.
"Lanet olası s.rtük!Bunu neden yaptın?!"diye sinirle soludu.
"Bunu nasıl sorabilirsin!?Beni aldattın!"dedi Cassandra hırsla akan gözyaşlarını silerek.Brayn yüzünü buruşturdu ve sırıttı.
"Cidden mi?Cidden senin gibi bir kızla olacağımı mı düşündün?Sen sandığımdan aptalmışsın.Senin gibi sıkıcı ineklerle işim olmaz benim."dedi Brayn kızı süzerek."Evet fiziğin dikkatimi çekti ama iffetine fazla düşkünsün."dedi sırıtarak.Cassandra o an pek çok şey düşündü.Ona aşağılık birisi olduğunu söyleyebilirdi, bu davranışının, yüzsüzlüğünün seviyesizliğinden bahsedebilirdi ama Brayn anlamazdı.Bu yüzden gözlerini kıstı ve tısladı.
"P.ç herif!"hızla arkasını dönüp koşmaya başladı.Jenny'nin seslenmelerine aldırmadı, ayağının takılmasına aldırmadı, koştu, sadece koştu.Ama o da çok iyi biliyordu ki hiçliğe koşuyordu.Bu yolun sonunda hiç bir şey yoktu.Cassandra bunun verdiği hırsla daha hızlı koştu.Bedeni parçalansın, ruhu özgür kalsın istedi.Rüzgar saçlarını ve yüzünü yalarken uçmak istedi.Kaçabilmek istedi.Ama tek yapabildiği her şeyin mahvolacağı bir geleceğe son sürat koşmak oldu.