tarafından The_Vampire_Girl Cuma Şub. 26, 2010 1:03 pm
İşte yb! 4.Bölüm:Damga-Lessie--Kevin kapıdan çıkıyorduki 'Bir dakika kıyafetlerin benim bedenime uyacağını nerden biliyosun?'diyerek onu durdurdum.Bir an düşündü.Ardından sırıtarak bedenime baktı ve bana 'Tahmin etmek o kadar zor değil'dedi.Utangaç bir tavırla gülümsedim.
-Kevin odadan çıkmadan önce banyosunda bulunan köpüğü kullanabileceğimi ve banyosunun yerini gösterdi.Banyosuna girdim ve içeriye dikkatle bakmadan suyu hazırladım.Tabii köpüğü koymadan edemedim.Tanrım..Ne kadar kötü bir misafirdim.Köpüklü suya girdim.Girmemle birliklte vücumdaki bütün yorgunluk suya akmış gibi oldum.Uzun bir süre boyunca bayoda kaldıktan sonra -neredeyse yarım saat kadar- köpüklü suyu akıttım ve vücudumdan köpüğün akması için bir miktar suyu üstüme boca ettim.Etrafı kirlettim mi diye kontrol ederken banyonun süper biçimde dzayn edilmiş olduğunu fark ettim.Tam karşımda Duvarın tümünü kaplayan bir ayna vardı.Çıplak bedenime bakmak beni daima rahatsız ettiği için kendime bakmadan kapının arkasındaki bornozu giydim.Bornozun Kevin'a ait olduğu yerlerde sürünmesinden belliydi.Aynada kendime dikkatsizce baktım ve kıkırdadım.
-Banyodan çıktığım anda Kevin'ın odasına göz gezdirdim.Odsı tamamıyla siyah ve beyazan ibaretti. Tıpkı benim zevkim gibi... Alttan hava aldığımı hissettim - Very Happy - ve çamşırımı giydm.Gözüme duvardaki puturler çarptı. Kevin 'ın duvar kenarında bulunan yatağına çıktım. ellerimle pütürtülere dokunurken bornozum açık olduğu için omuzlarımdan belime kadar kaydı.
-Kevin--Saate baktığımda aradan kırk dakika geçmesine rağmen Lessie'den hela ses seda yoktu. beynim kaçtı düşüncesiyle alarma geçti ve kapıyuı hızla açtığımda karşılaştığım manzara beni şok etti. Yatağımın üzrinde benim bonozumu giymiş bir şekil otuyordu. Fakat tek bi sorun vardı...Üzerindeki bornozum beline kadar açıktı.Tüm sırtı gözüküyordu ve sırtında iki yılan tarafından oluşturulan kalp şeklinde bir dövme vardı.Aslına bakarsanız dövme olup olmadığını bile bilmiyorum.Beyaz renkli bir yılan kalbin sol tarafını oluşturuyor,kalbin sağ tafafınıysa siyah renkli bir yılan oluşturuyordu.Beyaz renkli yılanı başka bir siyah renkli yılan sarmalamıştı.Aynı zamanda siyah renkli yılanıda beyaz renkli yine bir başka yılan sarmalamıştı.Aradan 1 saniye geçmesiyle Lessie'nin omzunun üzerinden bana bakması bir oldu.Hemen toparlandı.'Ben...Özür dilerim Lessie.Aradan 30-40 dakika geçmesine karşın sen odadan çıkmayınca...Sandımki..Kaçtın...Çünkü daha önce buna benzer vakalar oldu ve sonuçları çok kötüydü.'dedim.Bunları söylerken güzelliği ve çekiciliği karşısında pis pis sırıtmaktan kendimi alıkoyamadım.'Sorun değil.'dedi hafif utangaç bir sesle.'Bu arada o sırtındaki dövmede ne?'diye sordum.Biraz duraksadı ve'Hımm..Sen şu sırtımda bulunan kabartmadan mı söz ediyorsun?'dedi.'Kabartmadan çok bir dövmeye benziyor.Siyah-beyaz tonlarında...'diyordum ki sözümü 'Bir dakika...O sadece tenim üzerinde bulunan bir kabartma gibidir.Renkleri hç olmamıştı.Yoksa...'diyerek kesti fakat ben de'Evet, hala kabartma gibi ama aynı zamanda dediğim gibi renkli.'diyerek onun sözünü kestim.'Sakıncası yoksa odadan çıkarsan bakıcam.'demesiyle 'Tabii'diyerak kapıyı açıp dışarı çıktım.Kapının önünde beklerken bunu Troody'e söylemem gerektiğini düşündüm.İçeriden gelen 'Aman Tanrım...' fısıltısı dikkatimi dağıttı.Anlaşılan dövmesni ya da artık her neyse görmüştü.Bir anda kapı açıldı ve bnde arkamı döndüm.Birimiz arkasını dönerken diğerimiz kapıdan çıkınca Lessie ile çarpıştım.Elleri karnıma değiyordu.Ben ona bakarken onunda başını kaldırmasıyla göz göze geldik.Tatlı ve ılık nefesini hissettim.Sırıtarak önünden çekildim ve 'Buyrun bayan'dedim nazikçe.Gülümsedi ve 'Bana sadece Less diyebilirsin.'dedi.
-Yavaş yavaş onu inceliyordum.Verdiğim kıyafetler üzerinde çok hoş durmuştu.Siyah,dizlerine kadar inen kot kapri ve askılı t-shirt üzerine giydiği bolero fiziğini tamamıyla gösteriyordu.Gözlerim saçlarına kaydı.Onu ilk gördüğümde düz olan saçları şimdi dümdüz gelip uçlara doğru lüleleşiyordu.'Saçların...'dedim istemsiz olarak.'Ahh...Çok mu kötü görünüyor?'diye soruverdi.'Hayır aksine bence bu şeklde düz halinden dahada iyi'dedim ve gülümsedim.Bana bakamadı ve gözlerini aşağıya kaydırarak 'Teşekkür ederim'dedi.'Şimdi Troody'nin yani Thrushcross Hindley'nin yanına gidiyoruz.Bu dövmen onunla konuşmam lazım.'dedim ciddi bir tavırla.'O kim?'diye sordu.Sorusunu 'California'daki vampir kolonisi başkanı.'şeklinde yanıtladım.'Eee..Açıklar mısın?'dedi Troody'nin odasına doğru ilerlerken.'Dünya üzerinde bir çok vampir yaşamakta.Bu vampirlerin bütün başı olan kişiyse Dracula'dır.Vampirlerin düşüncesiz hareketleri üzerine her bölgeye koloniler koydu ve her koloninin belirli kuralları olmasını istedi.İşte bu kuralları koyan ve Californiaya'yı yöneten kişi Troody yani dediğim gibi Thrushcross Hindley'dir..Less bir anda durdu.Bunu fark etmem kısa sürmemişti.'Dracula mı?'diye sordu şaşkınlıkla...
Umarım Beğenirsiniz...