Çok güzel olmuş ellerine sağlık evet bölüm öyle yapınca daha uzun duruyor
+9
*erik*ezgi*
enyuar
juvijuvi
RUH
Deadly
Phoenix
AhMeT&SeLiM-night
pSych0path}
mavi_keßeLeck
13 posters
Şizofren Kızın Günlüğü ( Çok çok çoook uzun süre sonra 7 , 8 ve 9.Bölüm...3 Bölüm birden attım değerimi bilin :P)
RUH- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 8385
Kayıt tarihi : 05/02/10
Yaş : 28
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Cidden fark etmedim Selim
Ben Comic Sans'ı sevdiğim için koydum
Ve teşekkürler Melodi ben de seni ve yazdıklarını seviyorum
Ben Comic Sans'ı sevdiğim için koydum
Ve teşekkürler Melodi ben de seni ve yazdıklarını seviyorum
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
Şimdi İro içimden geçenleri aktaramıyorum. Terbiyeli olarak aktarayım.
Bu kız salak mı? Bence salak. Eyyyy akıllı! Deliydin kurtuldun niye deli olmak istiyorsun
Bu kız salak mı? Bence salak. Eyyyy akıllı! Deliydin kurtuldun niye deli olmak istiyorsun
tuqchee!!!- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1907
Kayıt tarihi : 26/02/10
Yaş : 29
belkide deli olmak daha kolkaydır o kızı anlayabiliorum
çok gsel yazıosun yb ne zmn gelr
çok gsel yazıosun yb ne zmn gelr
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
7.Bölüm
Uyanıyorum.
Güzel ve güneşli bir gün.
Sanki Florida'da nadir bir şeymiş gibi...
Güzel uyuyamadım.
Çünkü hep onları bekledim.
Uyurken bile...
Ama rüyama bile girmediler...
Hatırlıyorum...
'Acı' demişti Hank vedalaşırken...
Bu bir ipucu değil de nedir ?
'Acı' diye düşündüm.
Onları bana geri getirecek.
Bu hoşuma gidiyor.
Hemen bir jilet buluyorum.
Sonra koluma bir çizik atıyorum kahkahalar eşiliğinde.
Bir tane daha çizik.
Ve bir tane daha...
Şu anda kahkahalara boğulmaktayım.
Ama yoklar.
Harika. (!)
Jileti bırakıyorum.
Sonra onu temizleyip yerine koyuyorum.
Yaralarımı alkol ile temizliyorum.
Belki onun acısı onları geri getirir.
Ama hayır...
Gelmediler...
Düşünüyorum...
'Acı' demişti Hank.
'Acı...'
Belki de fiziksel acıdan bahsetmiyordu.
Psikolojik acıdan bahsediyordu.
Kendime nasıl ruhsal acı çektirebilirdim ki...
Ben her zaman mutluydum...
En azından neşeliydim...
Demek ki onlar için o mide bulandıran mutluluğumu feda etmem gerekecekti...
Ama nasıl ?
İnsan biraz üstüne düşününce kendi kendine ruhsal acı çekmenin ne kadar zor olduğunu anlıyor...
Hele bundan önceden haberi olunca...
Kendi kendini nasıl üzebilir ki insan ?
Özellikle de benim gibi bir insan...
Uyanıyorum.
Güzel ve güneşli bir gün.
Sanki Florida'da nadir bir şeymiş gibi...
Güzel uyuyamadım.
Çünkü hep onları bekledim.
Uyurken bile...
Ama rüyama bile girmediler...
Hatırlıyorum...
'Acı' demişti Hank vedalaşırken...
Bu bir ipucu değil de nedir ?
'Acı' diye düşündüm.
Onları bana geri getirecek.
Bu hoşuma gidiyor.
Hemen bir jilet buluyorum.
Sonra koluma bir çizik atıyorum kahkahalar eşiliğinde.
Bir tane daha çizik.
Ve bir tane daha...
Şu anda kahkahalara boğulmaktayım.
Ama yoklar.
Harika. (!)
Jileti bırakıyorum.
Sonra onu temizleyip yerine koyuyorum.
Yaralarımı alkol ile temizliyorum.
Belki onun acısı onları geri getirir.
Ama hayır...
Gelmediler...
Düşünüyorum...
'Acı' demişti Hank.
'Acı...'
Belki de fiziksel acıdan bahsetmiyordu.
Psikolojik acıdan bahsediyordu.
Kendime nasıl ruhsal acı çektirebilirdim ki...
Ben her zaman mutluydum...
En azından neşeliydim...
Demek ki onlar için o mide bulandıran mutluluğumu feda etmem gerekecekti...
Ama nasıl ?
İnsan biraz üstüne düşününce kendi kendine ruhsal acı çekmenin ne kadar zor olduğunu anlıyor...
Hele bundan önceden haberi olunca...
Kendi kendini nasıl üzebilir ki insan ?
Özellikle de benim gibi bir insan...
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
İrooooooooo
Çok kısa yazıyorsun yalnız
Çok kısa yazıyorsun yalnız
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Ya tamam şu an iki bölüm daha atacağım
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
8.BÖLÜM
Birden saçmaladığımı fark ediyorum.
Yalnızlık beni olgunlaştırdı.
Cidden , saçmalıyorum.
Neden onları geri istiyorum ki ?
Duruma ayak uydurmam en iyisi.
Evet , evet...
Hem onlar benim hayal ürünlerim.
Kendileri değil , ben ne istersem onu yaparlar.
Ve düşündüm ki onları geri getirmeye çalışmam saçmalık.
Normal olmalıyım.
Herkes gibi bencil olmalıyım.
Evet...
Burada anahtar sözcük 'bencillik' .
Riley'i düşünüyorum.
O anlayışlı ve tatlı.
Neden bahsettiğimi bilmediği halde beni teselli etmişti.
Belki de onunla olmalıyım.
Üstümü değiştirip ayakkabılarımı giyiyor ve tekrar karşılaştığımız yere gidiyorum.
Bankta oturuyor.
Yanına oturuyorum.
Elimi iki elinin arasına alıyor.
Kalbim hızla çarpıyor. Daha önce kimse için böyle bir şey hissetmedim.
"Nasılsın ?"
"Sanırım daha iyiyim." diyorum.
"Buna sevindim." diyor ellerinden birinin çekip yanağıma koyarak , sanki cam bir vazoymuşum da kırılmamdan korkarmış gibi.
"Görüşmeyeli sen neler yaptın ?" diye soruyorum.
"Yaşıyordum."
"İyi." diyorum gülümseyerek.
Böylece sohbetimize devam ediyoruz.
Ve konuşmanın ortasında tombul , sarışın bir çocuk yanıma geliyor.
10-11 yaşlarında.
"Bayan , her şey yolunda mı?" diye soruyor.
"Evet. Olmamalı mı ki ?"
"Biz sadece konuşuyorduk." diye ekliyor Riley.
"Evet o haklı. Biz sadece konuşuyorduk." diyorum.
Çocuk tuhaf tuhaf bakıyor ve bir şey demeden hızla uzaklaşıyor.
"Çocuklar..." diyor Riley.
Gülüyorum.
Birden tekrar beni öpmeye başlıyor.
Bu sefer bu gittikçe uzuyor.
"Evime gelmek ister misin ? Annemler tüm haftasonu evde yok." diyorum birdenbire bambaşka bir insan olarak.
"Tabi." diyor sırıtarak.
Eve , sonra da odama giriyoruz.
Sonrası da malum...
Tuhaf...
Bakire olduğumu sanıyordum.
Bu gerçekten tuhaf.
Yan yana yatarken düşüncelerimi dile getiriyorum.
"Bakire olduğumu sanıyordum. "
"Sen hala bakiresin."
"Ne ? "
"Hiçbir şey."
Riley ne saçmalıyordu böyle ?
Soru sormadım ve ona sarılıp uyudum
9.BÖLÜM
Uyandığımda Riley yanımda değil.
Kafamdaki keskin ağrıyı atmak için üstüme bir şeyler giyip ve kahve içiyorum.
Salonda oturup televizyon izliyorum.
Hank birden yanımda beliriyor.
'Hank ? Burada ne işin var ?'
"O çocuk seni cidden üzdü tatlım."
'Üzülmek mi ? Hayır , o beni üzmedi. Ben gayet iyiyim.Hem eminim sadece işi çıkmıştır. '
"Bana yalan söyleyebileceğini mi sandın ?"
'Evet.Planladığım tam olarak buydu.'
"O zaman ben seni rahatsız etmeyeyim." diyor ve dudağıma bir öpücük kondurup tekrar gidiyor.
Umurumda değil.
Ben onları aştım.
Artık normal bir ruh sağlığı olan , normal bir insanım.
Ya da öyle bir şey...
Kahretsin !
Vazoyu alıp duvara atıyorum ve kırıyorum.
Riley'i bulmam lazım.
Yine aynı yere gidiyorum.
Bu sefer orada yok.
Sinir bozucu.
Evde kös kös oturuyorum.
Yarın sabah erkenden annemler geri dönecek.
Birkaç saat daha oturuyorum ama tekrar canım sıkılıyor.
Yine aynı yere gidiyorum.
Elimde babamın polis tabancasıyla...
Etrafta birkaç kişi daha var.
Ve Riley...
Bir kızla öpüşüyor.
Sinirleniyorum ve ikisine de ateş ediyorum.
"Seni sevmiştim !" diye bağırıyorum.
İkisi de yere düşmüyor.
Bana dönüyorlar.
Son gördüğüm şey öpüştüğü kızın Brianna olduğu.
Brianna sinsice sırıtıyor.
Riley gülümsüyor.
"Gerçek birinin senin gibi bir ucubeye aşık olacağını gerçekten düşündün mü ? "
Koskoca bir çığlık atıyorum ve bayılıyorum.
Uyandığımda ise tek gördüğüm beyaz duvarlar ve floresan ışıklar...
Bir daha hiçbir şeyin gerçekliğine inanmayacağım.
Fırsatım olacağını da sanmıyorum.
Birden saçmaladığımı fark ediyorum.
Yalnızlık beni olgunlaştırdı.
Cidden , saçmalıyorum.
Neden onları geri istiyorum ki ?
Duruma ayak uydurmam en iyisi.
Evet , evet...
Hem onlar benim hayal ürünlerim.
Kendileri değil , ben ne istersem onu yaparlar.
Ve düşündüm ki onları geri getirmeye çalışmam saçmalık.
Normal olmalıyım.
Herkes gibi bencil olmalıyım.
Evet...
Burada anahtar sözcük 'bencillik' .
Riley'i düşünüyorum.
O anlayışlı ve tatlı.
Neden bahsettiğimi bilmediği halde beni teselli etmişti.
Belki de onunla olmalıyım.
Üstümü değiştirip ayakkabılarımı giyiyor ve tekrar karşılaştığımız yere gidiyorum.
Bankta oturuyor.
Yanına oturuyorum.
Elimi iki elinin arasına alıyor.
Kalbim hızla çarpıyor. Daha önce kimse için böyle bir şey hissetmedim.
"Nasılsın ?"
"Sanırım daha iyiyim." diyorum.
"Buna sevindim." diyor ellerinden birinin çekip yanağıma koyarak , sanki cam bir vazoymuşum da kırılmamdan korkarmış gibi.
"Görüşmeyeli sen neler yaptın ?" diye soruyorum.
"Yaşıyordum."
"İyi." diyorum gülümseyerek.
Böylece sohbetimize devam ediyoruz.
Ve konuşmanın ortasında tombul , sarışın bir çocuk yanıma geliyor.
10-11 yaşlarında.
"Bayan , her şey yolunda mı?" diye soruyor.
"Evet. Olmamalı mı ki ?"
"Biz sadece konuşuyorduk." diye ekliyor Riley.
"Evet o haklı. Biz sadece konuşuyorduk." diyorum.
Çocuk tuhaf tuhaf bakıyor ve bir şey demeden hızla uzaklaşıyor.
"Çocuklar..." diyor Riley.
Gülüyorum.
Birden tekrar beni öpmeye başlıyor.
Bu sefer bu gittikçe uzuyor.
"Evime gelmek ister misin ? Annemler tüm haftasonu evde yok." diyorum birdenbire bambaşka bir insan olarak.
"Tabi." diyor sırıtarak.
Eve , sonra da odama giriyoruz.
Sonrası da malum...
Tuhaf...
Bakire olduğumu sanıyordum.
Bu gerçekten tuhaf.
Yan yana yatarken düşüncelerimi dile getiriyorum.
"Bakire olduğumu sanıyordum. "
"Sen hala bakiresin."
"Ne ? "
"Hiçbir şey."
Riley ne saçmalıyordu böyle ?
Soru sormadım ve ona sarılıp uyudum
9.BÖLÜM
Uyandığımda Riley yanımda değil.
Kafamdaki keskin ağrıyı atmak için üstüme bir şeyler giyip ve kahve içiyorum.
Salonda oturup televizyon izliyorum.
Hank birden yanımda beliriyor.
'Hank ? Burada ne işin var ?'
"O çocuk seni cidden üzdü tatlım."
'Üzülmek mi ? Hayır , o beni üzmedi. Ben gayet iyiyim.Hem eminim sadece işi çıkmıştır. '
"Bana yalan söyleyebileceğini mi sandın ?"
'Evet.Planladığım tam olarak buydu.'
"O zaman ben seni rahatsız etmeyeyim." diyor ve dudağıma bir öpücük kondurup tekrar gidiyor.
Umurumda değil.
Ben onları aştım.
Artık normal bir ruh sağlığı olan , normal bir insanım.
Ya da öyle bir şey...
Kahretsin !
Vazoyu alıp duvara atıyorum ve kırıyorum.
Riley'i bulmam lazım.
Yine aynı yere gidiyorum.
Bu sefer orada yok.
Sinir bozucu.
Evde kös kös oturuyorum.
Yarın sabah erkenden annemler geri dönecek.
Birkaç saat daha oturuyorum ama tekrar canım sıkılıyor.
Yine aynı yere gidiyorum.
Elimde babamın polis tabancasıyla...
Etrafta birkaç kişi daha var.
Ve Riley...
Bir kızla öpüşüyor.
Sinirleniyorum ve ikisine de ateş ediyorum.
"Seni sevmiştim !" diye bağırıyorum.
İkisi de yere düşmüyor.
Bana dönüyorlar.
Son gördüğüm şey öpüştüğü kızın Brianna olduğu.
Brianna sinsice sırıtıyor.
Riley gülümsüyor.
"Gerçek birinin senin gibi bir ucubeye aşık olacağını gerçekten düşündün mü ? "
Koskoca bir çığlık atıyorum ve bayılıyorum.
Uyandığımda ise tek gördüğüm beyaz duvarlar ve floresan ışıklar...
Bir daha hiçbir şeyin gerçekliğine inanmayacağım.
Fırsatım olacağını da sanmıyorum.
SON
Kiraz*- Süper Moderatör
- Mesaj Sayısı : 6210
Kayıt tarihi : 12/03/10
Yaş : 35
Hadi beee! Bizde her şeyi yedik yuttuk haaa Bu son böyle olmamalıydı desem yalan olur Kızı sevmemiştim zaten
tuqchee!!!- Hunted
- Mesaj Sayısı : 1907
Kayıt tarihi : 26/02/10
Yaş : 29
nee son mu hayır yaa çok güzeldi bitirme nolurr
mavi_keßeLeck- Tempted
- Mesaj Sayısı : 3474
Kayıt tarihi : 14/02/10
Yaş : 102
Üzgünüm bitti
Ama güzel bitti , süperzekama tüküreyim
Ama güzel bitti , süperzekama tüküreyim