BU BÖLÜMÜ vampire-rose'a VE Bilge'mme İTHAF EDİYORUMM. UMARIM HEPİNİZ BEĞENİRSİNİZZ
BÖLÜM 8
--Tatlım sakin ol ve bana neler olduğunu anlat.
Sakin olmaya çalışıyordu ama o da endişeliydi, çünkü benim ancak tek bir şeyden korkacağımı biliyordu.Cevabını bildiği bir soru sormuştu ancak yine de konuşmamı bekliyordu.
Boğazımı biri sıkıyor gibiydi.Sanki konuşursam son nefesimi tüketecektim.
Zorlukla yutkundum ve konuşmaya başladım.
--O çocuk her şeyi biliyor..Bizi, vampir olduğumuzu ve..
--Cellatları…
Diye tamamladı.John kelimeyi söylerken esen rüzgar bana yıllardır unuttuğum ölüm kokusunu taşımıştı…
--Şimdi ne yapacağız? O lanet yaratığı öldürmek istiyorum John…Son damlasına kadar kanını akıtmak istiyorum.Ne cüretle bana meydan okuyor görecek.Ne olacağı umurumda değil!...
Öfkeden ne yapacağımı şaşırmıştım.Nasıl bağırdığımın farkında bile değildim.
Bardan birkaç kişi dışarı çıkmış bizi izliyordu.Umursamamaya çalıştım.
--Andy o pisliğe senin kadar bende sinirliğim.Ama Tanrı aşkına izin ver bu işi ben halledeyim.Yeniden o kabus günlerine geri dönmek istemiyorum.Seninle olup doyasıya eğlenmek istiyorum.Sen istemez misin?
Bunu soru sorar gibi söylememişti.Konunun kapandığını biliyordum çünkü ne kadar sinirli olsam da benim istediğim de buydu.
John sakinleştiğime emin olunca kolumdan tuttu ve yeniden bara girdik.
İçeri girdiğimizde çocuk hala barın arkasındaydı içeri girmemizden rahatsız olduğunu belli eder gibi yüzünü buruşturdu. John beni çekiştirmese herkesin çocuğa öldürecekmiş gibi baktığım için beni seyrettiğinin farkına dahi varmayacaktım.
Beraber barın arkasına geçtik, çocuk ta hemen arkamızda bitiverdi.
--Bak.Sen susarsan kimsenin canı yanmaz ahbap ama eğer ki cellatları çağırmak gibi bir hata yaparsan o zaman tüm sevdiklerini –dünyanın öbür ucunda dahi olsalar- bulur ve gebertirim.Anladın mı beni?
--Sandığın kadar kolay değil John.
Tanrım! Biri beni bu pisliği öldürmemem için tutmalı! Şimdi de John’la alay ediyordu.
Beni şaşırtansa John’un bubdan rahatsız olmayıp tam tersine hoşnut görünmesiydi. John’ a nasıl.yani.yaa bakışı attım.
--Bize çok benziyorsun eğer bir vampir olsan seninle gayet iyi anlaşabilirdik ama bir insansın ve bu bizim prensiplerimize hiç uygun değil. Dimi Andy ?
Başımla onayladım.
--Her neyse anlaşalım ve bitsin bu iş.Sen koca çeneni kapalı tutacaksın ve bizde senden uzak duracağız.Anladın mı
Bunun bir soru olmadığını üçümüz de biliyorduk.Ancak çocuk bunu duymazdan gelerek ekledi
--Yalnızca benden değil buradaki insanlardan da uzak duracaksınız, onları öldürmeyeceksiniz! Yoksa..
--Sen bizi tehdit mi ediyorsun! Ne hakla!
--Bence bu durumda beni dinlemeniz sizin için en doğrusu sürtük kozlar bende!
Sinirle John’a baktım.Yalnızca gülmekle yetindi.
--Anlaştık
Tamam, belli ki beni delirtmeye çalışıyordu.
--John sen ne….
--Yürü Andy gidelim..
Sözümü bitirmeme fırsat vermeden beni çekti ve dışarı çıkardı.
Sinirden tüm vücudum titriyordu.Bunun bedelini o insan yavrusuna ödetecektim.Hem de çok ağır..
Dur.. dedim içimden
Oyun daha yeni başlıyor….