YANLIZLIĞIN ÖYKÜSÜ
(Bölüm 1)
Uzun zamandır deniz kıyısına gelmemiştim. Beni yıllar sonra buralara atan yanlızlığım oldu.Çocukken ne zaman yanlız kalsam, ne zaman canım sıkılsa soluğu deniz kıyısında alıyordum.Şimdi olduğu gibi...Gözümden akan yaşlardan yüzüm sırılsıklam olmuş, gözlerim kızarmış ve şişmişlerdi.Yanımda kimse yoktu.Kimse hayatım boyunca ne yanımdaydı ne de arkamda.Tektim, sonsuza dek sürecek sandığım yanlızlığım ve ben...
Ailemle aynı evde oturmama rağmen hiçbir derdimi, hiçbir sorunumu dinlemiş değillerdi.Arkadaşlarım ise, yalanlar üzerine kurulmuş ve sahte kişilerden oluşuyordu.
''Hayatım bu kadar boşken, yaşama amacım yokken neden yaşıyorum ki?''hayır!böyle düşünmemeliyim.Elbette günün birinde benim de arkadaşlarım olcak, bende tam anlamıyla gerçek bir aileye sahip olacağım...''Kendini kandırıyorsun''.''KAPA ÇENENİ!''.Tamam diye düşünüyorum, kendi kendime konuşmaya başladım gene...Ne yapıyım konuşçak arkadaşım mı var ki?Bu yüzden midir bilmem bir şeyler var içimde... Bütün insanlara karşı oluşan bir nefret...soğukkanlılık...acımasızlık...
Gözümdeki yaşlar tükenecek gibi değil.Kontrol edemediğim bozuk bir musluk gibi gözlerim.Onu tamir edecek kişi yok ya da henüz hayatıma girmedi...Hayatımın akışı beni çok sıkıyor.Okuldan eve, evden okula...Tüm sıkıntımı denize atmaya çalışıyorum.Ve bu soğuk kış gününde denize girmek gibi çılgın bir istek büyüyor içimde.Ama bunu gerçekleştiremiyorum.Denize girmek yerine kumun üstüne yatıyorum.Yüzüme düşen yağmur tanelerinden yağmurun yağdığını farkediyorum.Deniz, dalgalarını hırçınlaştırmaya başlıyor.Öylece oturup dalgaların akışını seyrediyorum.Sırılsıklam olduğumun farkındayım, üşüyorum ama eve dönmeyi hiç istemiyorum.Evde beni bekleyen kişileri görmek istemiyorum...
Bunları düşünürken göz yaşlarım kuruyor.Eve gitmek için gözlerimin eski haline dönmesini bekliyorum, en azından daha iyi olmasını...Hava kararıyor.Batan güneşin denize yansımasını seyretmek bi hayli hoş...Güneşin batmasıyla evin yolunu tutuyorum...
Eve gelmemle babamın kapı gibi suratıyla karşılaşıyorum.Bağırıp çağırıyor, aldırmıyorum.Tek umudum ağladığımı anlamaması.''lütfen anlamasın,lütfen!''Ama neden ağladığımı sormadığına göre gözlerimin daha iyi olduğunu düşünüyor ve seviniyorum.Babamın vızıltıları kesilince odama gidiyorum.Kapıyı sertçe kapatıp aynanın karşısına geçmemle donup kalmam bir oluyor.Gözlerimin ağlamaktan kıpkırmızı olduğu çok belli ve şişlikler hala yüzümde!Babamın bana verdiği değer bu kadar meğer!Zaten oğlu değil kızı olduğunu öğrenince anneme tavır yapmamışmıydı?Ben küçücük bir bebekken benden nefret etmemişmiydi?Herneyse artık onu önemsemediğime göre bu konuyu kapatabilirdim.Ama annem azda olsa beni severdi.O neden bana gelip bişeyler demedi?Demek artık oda....Düşüncelerimi kapı sesi böldü.Gelen annemdi.
''lütfen ağladığımı farketme anne!''içimden bu kelimeyi kaç kez geçirdiğimi kim bilebilir...
''tatlım, sen iyimisin?''
''iyiyim anne.''sesimin çatlak çıkmamasına sevinmiştim ama hala ıslak olduğumu ve annemin beni süzdüğünü farkedince soru yağmuruna tutulacağımı anladım.
''neden yürüyerek geldin?''bu da ne demek oluyordu?
''ha?''diyebildim sadece...
''üstün ıslak, neden beni aramadın?Gelir seni alırdım!''gözlerimi farketmemesi dikkatimi çekmişti.Ya da görmemezlikten mi geliyordu?Belki de böylesi daha iyiydi...
''bir dahakine ararım''dedim ve gülümsemeye çalıştım.
''hadi üstünü değiş, üşütme.Ve sonra da yemeğe gel küçük hanım.Babandan da özür dilemelisin!''yemek kısmını anladım, beni düşünüyodu.Ama baba kısmı?Lanet olsun o adamı görmek bile istemiyordum...Ama annemi kırmamak için yemek yemeğe karar verdim.
***********************
(Bölüm1 sonu)
En son addie487 tarafından Paz Mart 07, 2010 2:16 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi