Jack:1.78 boylarında. Sarışın,mavi gözlü.
Lizy:1.70 boyunda. Kumral,ela gözlü. Okulun popülerlerinden..
Alec:1.80 boyunda. Kumral, kahverengi gözlü. Oldukça yakışıklı.
~~~~
Uyandığımda kardeşim John yataktan düşmüş bir vaziyette yerde horlayarak uyumaya devam ediyordu. Yatağımdan kalkıp onu itekledim.
-Hadi John! Okula geç kalmak istemezsin değil mi!?
- Beş dakika daha Lizy lütfen!
Bu her zaman yaptığı şeylerden biriydi tabikide.. Her sabah kalkmamak için bir sürü bahane sıralardı yada boş laflar söylerdi. Bende hep yaptığım şeylerden birini yaptım. Cici abla tavrıyla tabikide:
-Ah,John.. Heralde Jessica’yı Fred’e kaptırmak istemezsin değil mi?
-Aaahh!! O aptalı öldürmek istiyorum zaten Lizy her seferinde bunu yapmak zorunda değilsin! Dedi ve kalkıp tuvalete doğru yol aldı. Tabi bende kıkırdamaya başladım. Sinirliyken çok şeker oluyodu kardeşim ! Gerçekten! Okulun basketbol takımındaydı. Ve popülerdide. Jessica’ya sahipti ama genede Fred’i göz ardı edemiyodu. O yüzden onu bu konuda sinir etmek çok hoşuma gidiyo ya..
Bende üstümü giydim ve saçlarımı saldım. Kendimi güzel buluyodum gerçekten.. Okulun en güzeli denmesede güzellerinden biriydim. Erkeklerin hemen dikkatini çeken bi kızdım. Eh,buda hoş bi duygu nasılsa..
John’da hazırlandıktan sonra şoför bizi okula bıraktı. Arabadan indiğimizde Jack hemen yanımda bitti. Yılışık şey! Bir yıldır peşimde ama hala ondan kurtulamadım! Aslında yakışıklı sayılırdı ama ona ilgi duymuyodum. Ve Jack’in ardından Jessica. John’dan aldığı ateşli bi öpücük ardından ikisinin birlikte okulun kapısına gidişi. Hah.! Gene yalnız kaldım,ki artık buna alıştım. Okulda kendime göre bi arkadaş bulamadım. Doğrusu bulmak istemedim. Tek başıma olmayı her zaman sevmişimdir. Tabii Jack yüzünden tek başıma kaldığım söylenemez ya!
Ders,ders,ders…
Sonunda öğle tatilinde Jack’ten kurtulup kendime kıytı köşede bi masa buldum ve tünedim. Tam yemeğimi yemeye başlıycakken karşımdaki sandalyeye birinin eli değdi kafamı kaldırmadan:
-Jack! Lütfen,git başımdan! Yüzümü kaldırdığımda karşımda oldukça yakışıklı bi çocuk bana gülümsüyodu. Nerden çıktı şimdi bu? Ve ben bu parçayı daha önce nasıl farketmemiştim?
-Selam,ben Alec. Tabii Jack değilim ama genede istersen gidebilirim. Rahatsız olmanı istemem. Tepsisi elinde arkadan biyerleri işaret ediyodu.Ve elini şöyle bi saçlarının arasından geçirdi. Sonunda kafamı topladım ve :
-Ah,hayır tabikide. Lütfen,otur.
Gerçekten kaçırılmıyıcak birisiydi. Hem..hangi aptal “hayır,git” derdiki?