YENİ VAMPİRLER,YENİ KAVGA
Nyx, “Hey,beni dinliyor musun?” diye sorduğunda sırtımı dolabıma yaslamış,hayallerden hayallere koşuyordum.Kızgın ve sitemli sesiyle beni yerimden sıçratmayı başarmıştı.Teşekkürler Nyx...
Kendi kendime, “seni dinlememek mümkün mü?” diye mırıldandım.
Kafamı kaldırdığımda onunla göz göze gelmiştim.Dinlemediğim için kocaman kahverengi gözlerini bana dikmişti. “Ultio Ulliel,beni hiç dinlemediğinin farkında mısın?Bir saatten beri sana şu yeni çıkan haberler hakkında hayatında duyamayacağın bilgiler veriyorum!Ama sen dinleme tabii...Başka ne işin var ki beni dinlemiyorsun?” ve bla bla bla bla...Devamını dinlemedim.Yine...
Nyx,güzel sayılabilecek bir kızdı.Adı,eski Yunan tanrıçasından geliyordu.Gece Tanrıçası...Tesadüfün de bu kadarı,şimdilerin en popüler kitabında da onun adı tanrıça olarak geçiyor.Süper havalı...Koyudan açığa doğru kumral,yürürken Heidi gibi o yana,bu yana hoplayan kıvırcık saçları vardı.Kahverengi gözleri,orta boyu ve incecik bedeniyle güzel hatta seksi sayılabilecek bir kızdı.Bense,adımı Nyx gibi bir tanrıçadan alan bir kızdım.Evet,onunki kadar güzel bir anlamı yoktu.Hatta biraz korkutucuydu.Anlamı,İntikam Tanrıçası...Uzun olan boyum,rapunzeli andıran bukle bukle saçlarım ve yeşil iri gözlerimle,hoş,seksi ve mükemmel sayılırdım.Yani kendimi öyle tanımlıyorum.Yaklaşık 3 saatten beri okuldaydık.Son ders ve ayrılmanın heycanıyla yanıp tutuşuyorduk.Burada belkide sonkez bulunacaktık.
İkimizde,asil iki aileden geliyorduk.
Yaklaşık 100 yıldan beri ailelerimizden çıkan ilk vampirlerdik.
Herkes bizim için heyecanlanıyordu.Varlığımız onlar için inanılmaz derecede gurur verici birşeydi.100 sene...Sadece özel olanların yaşayabileceği bir okula gidiyorduk.Evet,bu aynen “Karanlık Köşk” serisindeki olaylara benziyor.Hep istemiştim ama şimdi düşününce...Nyx'e bakıp,en sevimli gülüşümle onu yumuşatmaya çalıştım.Ve tabikide sonuç;
EVET!Herzaman bunu başarıyordum!
Sessizce, “Ne anlatıyordun acaba?Üzgünüm...Nyx,yüzüme bak!Küstün mü yoksa?Affet beni ne olur...” diye dil dökerken,Nyx'in yüzü gülmeye başlamıştı. “Tamam,tamam affettim seni...Heycanım hakkında konuşmak istemiştim.Düşünsene,seneye bu zamanlarda birisine bağlanmış ve birer vampir olmuş olacağız.İnanması çok güç,aynı zamanda da çok harika birşey.Sencede öyle değil mi?”.Kafamı “evet” anlamında aşağı-yukarı salladım. “Bende çok heyecanlıyım.Haklısın,ertesi gün,yeni bir yatakta uyanacağız.Ne annem ne de babam yanımızda olacak.*Dean'ni de göremeyeceğim.Tabiki sende onu göremeyeceksin..” yüzümde pis bir gülüş yayılıyordu.Bana elindeki kitapla,şakacıktan vurarken,hırlar gibi bir şekilde “Kendine gel!Onunla aramda hiçbirşey yok!Sadece birkez bana birşey sordu o kadar!Hem artık yeni bir hayatımız olacak.Yeni yakışıklılar,yeni sevgililer...”Bunları söylerken çoktan koluma girmiş,yolu yarılamamı sağlamıştı.Herkesle vedalaşmak çok zor olacaktı.Hele,Tom'la...Onu uzun seneler boyu,deli gibi sevmiş,sonunda karşılık görmüştüm.Fakat bu seferde Nyx'de Tom'dan hoşlandığını söyledi.En yakın arkadaş mı yoksa hoşlandığın kişi mi?Ben tercihimi arkadaştan yana kullandım.Onu bırakırken, “Seni çok sevdim fakat,Nyx'in yeri ayrı...Özür dilerim...” demek,kalbimi ağır yaralamıştı.Onunla vedalaşmak çok zor olcaktı çünkü,O'nu bırakır bırakmaz,herkes etrafında dolaşmaya başladı.Helede öğretmenlerin gözdesi ve onun fino köpekleri...Clarie zaten onu seviyordu,ben ondan ayrılınca ona da gün doğdu.İstediği olaylar,ardı adına gelmeye başlamıştı.Önce ondan uzaklaştım.Sonra vampir olmak için okuldan ayrılmak zorunda kalacaktım.
Sessizce beni eski -yalandan,hilebaz,pislik- arkadaşlarıma doğru sürüklerken ağlamamak için kendimi zor tuttum.Asla ağlamayacaktım.Clarie ve tayfasını sevindirmeyecektim.Tom'da yakışıklı sayılmazdı esasında.Ne buluyordum ki onda?Daha doğrusu herkes onda ne buluyordu?Hiç bir zaman anlamdım.Galiba anlayamayacağımda...Siyah,gür saçları vardı.Tamam,güzel...Koyu kahverengi gözleri vardı.Tamam,güzel sayılır...Fakat,bir sorun vardı.Çirkindi işte...Onu sevmedim esasında...O,Clarie'yi kızdırmamın en kolay yoluydu.Artık beni de yaralamaya başlamıştı bu kıskandırma oyunu.Vazgeçecektim ondan...
Clarie,dostca bana sarılırken,nefesimi tuttum.Kokusuna bile katlanamıyordum resmen...
Bana o kadar sıkı sarılmıştı ki,söylediklerini kimse duyamadı. “Ultio,sen gittikten sonra Tom'a çok iyi bakacağım.Gözün arkada kalmasın...”Ardından da şeytani bir kahkaha...Tam ben saçına başına yapışacakken,Emily sanki hissetmiş gibi yanıma geldi ve beni o,pis cadının kollarından koparıp aldı.Gözleriyle “anladım,” işareti yaptı.Sadece Emily'de olsa,Clarie'nin pisliklerini başkalarının görmesi çok harika birşeydi.Keşke herkez görse...
Tom...
Tom'dan evel,bizim gülen pandamız Matt,komedyen Erik'le görüştüm.İkisinide çok seviyordum.Çok eskiden beri tanıdığım için herkez bizi sevgili zannediyordu.Bir zamanlar çok sıkılıyordum bu olaydan ama artık öğrendim.Onları birer kız gibi görüyordum.İp atlar,Barbie oynardım...Artık alıştım yani.
Tekrar Tom...
Onunla vedalaşırken,gözlerinin parladığını gördüm.Ağlamış mıydı acaba?Ama hayır onun gibi biri asla ağlamazdı.Burnundan kıl aldırmayan,kendini mükemmel sanan bir çocuktu.Esasında Clarie'yle epey uyumluydular.Bir an onun için üzüldüm.Tabii kendim içinde.Çünkü bir hıyarı seviyordum.Daha doğrusu sevdiğimi zannetmiştim.Ne rezalet ya!Ben onu arkadaşım sanmıştım.Tıpkı,Clarie,fino köpekleri ve Erik gibi...Gözlerinin içine bakmaya başladım.Bana dönüp, “Umarım beni unutmazsın Ultio....”dedi.Ay ne romantik,şimdi düşüp bayılacağım derken,yüzümün kızardığını hissettim.”Halen bu salak yüzünden kızarabiliyorsam,o gideceğim yerdeki yakışıklılar sayesinde öleceğim galiba,” diye mırıldandım.“Bende seni asla unutmayacağım Tom.Merak etme...” daha romantik olamaz mıydım?
Ah,ne kadar da aptalım ya...Onun gibi bir öküze “ah,ah seni asla unutmayacağım...” diyordum halen.
Clarie cadısı tüm yalandan romantizimimizi büyümüzü bozacak şekilde,Tom'un elimi tutan elini çekerek, “Ölenle ölünmez,Tom.Gel,sana bişeyler ısmarlayayım,ne dersin?Bak,yoksa seni ham yapacak yeni vampir kraliçemiz...” dedi.Bayan Cadaloza bakarak “Sen ne bilirsin ki?Daha vampir değilim ama neye dönüşeceğimi çok iyi biliyorum.Tam bir vampire dönüştüğümde,seni parçalarına ayırmamı istiyorsan susma!” ben bu çılgın kelimeleri söylerken,bizim sınıf başımıza üşüşmüştü.Kendimi hem deli,hem çılgın hemde biraz seksi hissediyordum.Gözlerimin parladığını,yanaklarımın eski haline döndüğünü,saçlarımın havada uçuştuğunu hissedebiliyordum.
Kısmen yani.
Clarie,korkmasına rağmen -ki gözle görülecek kadar korkmuştu-,bana siyah saçlarını sallaya sallaya tehtitler savurmaya devam ediyordu. “Senden korkum yok Ultio!Ben müdürü çağırmadan evel,bence hemen kaybol.Sonun kötü kızım senin...”.Bende kendimi tutacaktım,buradan defolup gidecektim ha?
Yok ya?
“Seni sürtük!Hemen kendine gel!Yoksa yemin ederim üstüne atlayıp,o şımarık yüzünü parçalayacağım!” derken,Nyx benim ve Clarie'nin arasına girmiş, “Şimdi,biz gidiyoruz ama bir dahakine böyle olmayacak.Seneye geri dönersek,döndüğümüzde bize sakın ha bulaşma,kaltaklık yapma,seni Clarie cadısı!” diye tıslarken,herkes şoka girmişti.
Nyx ve kaltak kelimesi...
Çok sinirlenmişti,belliydi herhalinden...
“Nyx,sana ne oldu?Tamam,gel hemen gidelim.Zaten geç kaldık.” dedikten hemen sonra sınıftan homurdanmaya benzer bir tezahurat yükseldi.Bu kadar sıkıldıktan sonra yüzümde gerçekten,gözlerime kadar uzanan bir gülücük yerleştirdim.Nyx,kafasını “tamam,gel gidelim.” anlamını işaret edecek şekilde salladı.Elini tutup,koca bir sınıfı yarıp Tom'un yanına vardım. “Seni çok sevdim.Ama çok öküzlük yaptın,hayvan farkındasındır umarım” diyip,onu kıpkırmızı edecek,Clarie'yi ise mosmor edecek şekilde -yanağından- öptüm.Sonra da Nyx'e bakıp,özür dilerim diye mırıldandım.
Gerçekten de bu kıskandırma olayını fazla ciddiye almaya başlamıştım.Iyk yani onu öpen dudaklarımı kanırtana kadar temizlemem lazım!
Lanet olsun Adamım!
Elinden tutup,koşarak oradan uzaklaştım.Yolun yarısına vardığımızda Nyx, “Ultio Ulliel!O öpücük neydi,ya?Clarie'nin yüzünü gördün mü?Mosmor oldu resmen.Hele,Tom,domates kıvamına gelmişti...”
Ben ne yapmıştım?Üf rezil oldum,bide iyi mi?
“Nyx,susar mısın?Çok heyecanlıyım.Kusmamak için kendimi zor tutuyorum valla...” dediğim anda,Nyx'in yere düştüğünü,titrediğini,ağızından köpükler çıkardığını fark ettim.Kocaman bir çığlık kopardım. “Nyx,Nyx!Kendine gel!Lütfen,ölme!” diye yalvarmaya başladım.Kafasını,dizlerimin üstüne koyup,tekrar tekrar yalvardım.Çok işlek bir yer olan cadde bir anda sessizliğe ve yanlızlığa gömülmüştü.Benim yakarışlarım ve Nyx'nin çıkardığı inlemeler haricinde etrafta ses bile yoktu.