Anna Camilla'nın hayatı mükemmelinde ötesindeydi .Ta ki herşey ters yüz olana kadar.
Tek bir gecede herşeyini kaybetti .. Hayatını , aşkını , ailesini ve en önemlisi ruhunu ..
İntikam aşkı tüm bedeni sarmış biri neler yapabilir ?
Onu hiç birşey durduramaz bir tek şey dışında ..
Upss Kılıçlarınızı hazırlayın gerçek kötülükle tanışma vakti geldi.
Yeryüzünde ona karşı koyabilecek hiçbirşey yok ..
Anna Camilla ile tanışın ve yoluna çıkmamaya dikkat edin ..
ve asla masum görünüşüne aldanmayın..
ANNA CAMILLA
MELINDA MCKYLE
PAUL
DAMON
MATHEWW
ALEX
BÖLÜM 1
~ KÖTÜ ANILAR ~
İyi olan herşey daima iyi mi gider ?
Mükemmel sayılabilecek hayır hayır hatta mükemmel bir hayatım vardı.O zamanlar
bunu göremeyecek kadar egoisttim..
Herşeye sahiptim. Birşeyi sadece istemem yeterliydi.
Okulun en popüler kızıydım.İki yandaşcım vardı. Aradan yıllar geçmesine ragmen
yüzlerini en inca ayrıntısına kadar hatırlıyordum.Butun pis işlerimi onlara yaptırırdım.Ne istesem yapmak zorundaydılar.Buna mecburdular neden mi ?
Çünkü ben öyle istiyordum.
O gunu en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum.
Okulun kantininde iki yandaşcım Penny ve Emma ile oturuyordum.Aklımda annem ile
ettiğim kavga vardı eve gitmemiştim geceyi Emma ile geçirdim.
- " Ne düşünüyorsun ? " dedi Penny ve sandalyesıne yaslanıp sarı uzun saçlarıyla
oynamaya başlamıştı.
- " Sen işine bak " diyerek çıkıştım.
Benim dünyamda soruları ben sorar cevapları bulmalarını iki yandaşcıma bırakırdım.
Olan herşeyden haberim olurdu.
- " Hafta sonu Dreek'in partisine gidecek miyiz ? " diye sordu ardından çekingen
bir tavırla Emma.
Dreek Emma'nın erkek arkadaşıydı.Emma ile tamamen zıt kutuplardı.
- " Eğer gidecek olsaydım söylerdim değil mi ? " dedim ve sesimi hafifçe
yukselttim.
Neden böyle bir pislik olduğumu eminim merak ediyorsunuzdur . Bu mukemmel
sorunun birde mukemmel bir cevabı var çünkü ben bir pisliğim.
- " Matheww geliyor " dedi Penny heycanı sesine yansımıştı. Matheww benim erkek
arkadaşımdı ve Penny ondan hoşlanıyordu ama ona 5 metreden fazla yaklaşamazdı.
- " Görebiliyorum kör değilim " dedim ve tourduğum yerden yavaşça ayağa kalktım.
Kantindeki çoğu kişi bizi izliyordu . Kızlar Matheww yuzunden erkekler muhtemelen
benim süper mini eteğim yuzunden.
Yanına doğru yavaş adımlarla yurudum. Bana bakıp hafifçe güldü. Koyu kahve uzun
saçları ıslaktı. Muhtemelen sabah yine erkenden antremana gelmişti ve yine bana
haber vermemişti.
- " Merhaba " dedi boğuk bir sesle ve eğilip beni öptü
- " Merhaba " dedim ve hafifçe güldüm. Islak saçlarına dokundum ve
- " Yine bana haber vermedin " direk fırçalama faslına geçtim.
- " Anna bu konuda ciddi olmazsın " dedi yüz ifadesi birden ciddileşti.
- " Hemen beni neden aramadığını söyle " tamam açık açık kavga etmek için yer arıyorum demek olmazdı.
- " Çünkü çok erken saatte buraya geldim ve seni uyandırmak istemedim biliyorum ki
uyandığın zaman huysuz oluyorsun " dedi ve gayet şeker bir şekilde güldü.
- " Özür dilerim bugun birz gerginim "
- " Alışkınım son gunlerde hep boylesin ama neden ? " diye sordu. Terdirginlik
yüzüne yansıyordu.
- " Hiçbirşey yok " dedim . Gerçektende öyleydi terginliğimin bir sebebi yoktu.
- " Bugun dersin yoktu neden geldin ? " diye sordu.
- " Haklısın bugun dersim yok ama senı özledim " Tamamiyle yalandı. Kollarımı boynuna doladım.Gerçek evden mümkün olduğunca uzaklaşmam gerektiği içindi
buradaydım.
- " Bende seni özledim " dedi ve Koyu mavi gözleriyle gözlerimin içine baktı ve
sonra yine beni öptü.
- " ama şimdi benim derse girmem gerekiyor " diye ekledi ve bir adım geri attı.
- " Tamam " dedim.
- " Sen ne yapacaksın ? "
- " Alışveriş " dedim ve güldüm. Aslında hiç alışveriş havamda değildim.
- " Tamam " dedi ve arkasını donup kantinden dışarı çıktı.
Matheww'le birbirimize karşı ölüp bitmiyorduk ama 2 yılın hatrına ona değer
veriyordum onu eskisi gibi sevmiyordum ama yinede onunla beraberdim.
Koşar adımlarla Emma ve Penny'nın yanına gittim.Kantinde çok az kişi kalmıştı.
- " Şimdi ne yapacağız ? " diye sordu Emma.
- " Siz burada kalın benim biraz işim var " dedim ve masadan çantamı kaptığım gibi
kendimi dışarı attım.Bahçeye çıktığımda gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım.
- " Hey bakar mısın ? " dedi bir ses.
Yüzümü ona doğru döndüm.Tanrım mükemmeldi. Hayal olmalı diyerekten gözlerimi
kırpıştırdım.Altın sarısı saçları dalgalar halinde omzuna dokulmustu.Gri'ye çalan
gözleri çok değişikti.Teni pamuk kadar beyazdı.O kadar narin görünüyordu ki
insan ona dokunmaya kıyamazdı. Üzerindeki beyaz askılı elbise ona sirinlik katmıştı.
- " Ne vardı? " diyebildim sonunda.
- " Ben Melinda Mckyle " dedi ve elini uzattı.Ben hiçbir tepki vermeyince elini geri
çekti.
- " Bayan Momsen'nın odasını arıyorum rica etsem yardım edebilir misin ? " dedi.
Ben hala onu süzmekle meşguldum. Lanet olsun çok güzeldi ve bu kız benim için
tehtit oluşturuyordu.
- " Oradan bakınca yardım sever biri gibi mi görünüyorum " dedim ve küçümser
şekilde güldüm. Cevap vermesini beklemeden koşar adımlarla okulun dışına çıktım.
Aslında gayet şeker bir kızdı ondan hoşlanmamam için hiçbir sebep yoktu.
Beynimdekileri boşaltıp okulun karşısındaki ormana doğru yürüdüm.Birkaç dakika
boyunca boş boş yürüdüm.Sonunda yorulduğumu fark edip bir agaca yaslandım ve
huzuru bulmayı diledim.Kuşların sesi ve ormanının huzur veren sessizliği sayesinde
kısa sürede uykuya daldım.
Uyandığımda bana sabah saatlerinde bana huzur veren orman şimdi beni fazlasıyla
korkutmuştu. Kurtların uluma sesleri yerimden sıçramama ve kalbimin yerinden
çıkacak gibi çarpmasına neden oluyordu. Hızla oturduğum yerden kalktım
- " Lanet oslun " dedim bağırarak kendi kendime.
Etrafıma bakınırken tam karşımda belirdi. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.O
kadar ürkütücüydü ki konuşamadım yada hareket edemedim. Yeşil gözleri gecenin
karanlığında parlıyorlardı. Nefesi buz kadar soğuktu içimin titremesine sebep
oluyordu.
- " Adın ne senin güzel kız " dedi ve omzuma düşen saçlarımı elleriyle geriye doğru
attı.Teni tenime değdiğinde yerimden sıçradım buz gibiydi.
- " A- Anna " dedim kekeleyerek.
- " Uhh Anna ne kadarda güzel bir isim "
Hiçbirşey söylemedim zaten doğru düzgün konuşamıyordum.
- " Anna uh Anna Melinda'ya bir mesaj iletmeni istiyorum " dedi ve ben daha ne
söylediğini bile idrak edemeden dişlerini boynuma geçtirdi. Daha ilk dakikadan
Boynumdan aşağıya doğru yanma başladı ve kısa süre içinde tüm vucuduma yayıldı.Vucudum sanki kızgın bir yagda kaynıyordu. Çığlık atmak istiyordum ama
dudaklarımı kımıldatmaya halim yoktu.Kendimi onun kollarına bıraktım.
O ana kadar açık tuttuğum gözlerim yavaşça kapanmaya başladı son gördüğüm
şey gökyüzünde olan tek bir yıldızdı.
İşte o an ruhumu kaybettim ve bunun geri dönüşü yoktu..
En son fearhearts tarafından Paz Kas. 07, 2010 10:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 17 kere değiştirildi