“YAŞAMAK İÇİN”
Soundtrack:Blue Foundation-End of the Day
Katherine koltuğa oturmuş ağrıyan başını ovalıyordu.Edward Poison’ı içeriye götürmüştü.Kath yaptıklarını ve olanları düşündü.Ne yapıyorum ben, diye fısıldadı.
Başka seçeneğin yok, dedi bir kadın sesi.Tanıdık bir kadın fısıltısı.
“çık kafamın içinden.”diye inledi Kath.Bu baş ağrısı çekilmezdi, bir de üstüne bu…katlanılmaz.Yandaki cam vazoya elinin tersiyle vurdu.Vazo duvara çarpıp paramparça oldu.
“İşte sana kafanı dağıtmak için bir yok Katherine Gruff.”
Dylan cama oturmuş ayı seyrediyordu.Bu gece her zamankinden daha güzeldi.Yan tarafında uyuyan iki kıza baktı.Çok masum görünüyorlardı.Ama birisi ölmek üzere olan bir yarı Tanrıça, diğeri ise onun muhafiziydı.Dylan derin bir iç çekip dışarıya baktı.Bu gece onun tüylerini ürpertiyordu.Kötü his içine dolmuş, onu boğuyordu.
“Bir şeyler ters gidiyor.”diye fısıldadı.
“Farkındayım.”dedi yumuşak bir ses.Ivy ayakta dikilmiş ona bakıyordu.Dylan aşağı inip yanına gitti.
“Uyuyamadın mı?”
“Denedim ama insan her gün doğum gününde öleceğini öğrenmiyor.”dedi Ivy.
“Zor bir durum.”
“Sen onu bir de bana sor.”dedi ıvy.Sonra Dylan’ın elini tuttu.”Gel terasa çıkalım.”
Az sonra terasa çıktıklarında serin rüzgar saçlarını yalayıp geçti.Ivy huzursuzca dışarı baktı.
“Bir gecem kaldı.”diye fısıldadı.
“Hayır.Daha pek çok gecen olacak.”
“bunu nerden biliyorsun?”dedi ıvy ona bakarak.”çünkü seni kurtaracağız.”
“Bilemiyorum.”dedi Ivy ellerini saçlarında gezdirerek.”Bu o kadar kolay olmasa gerek.Bir günde benim gibi birini nasıl bulacağız.Yani sonuçta kimsenin anlıda “dedi işaret parmağını anlına sürterek”Artemis’in yumurtasındanım yazmıyor.”
“Ya?”dedi Dylan sırıtarak.
“Hey, anlımda yazmıyor.”dedi Ivy ona yan yan bakarak.Dylan bir kahkaha atınca Ivy sırıttı.
“Umarım…başarırız.”dedi Ivy.
“Başaracağız.”dedi Dylan Ivy’nin elini sıkarak.
"Ne isitiyorum biliyor musunuz?”dedi Poison kollarını iki yana açıp kendin koltuğa atarak.Katherine uyku sersemi gözlerini araladı.
“Neymiş?”
“Kız kardeşimle tanışmak.”
“Ah, harika.”dedi Kath gözlerini devirerek.”Senin kız kardeşin kim onu bile bilmiyoruz.”
“Yakında öğrenirsin.”dedi Poison dişlerini gösterip sırıtarak.
“Ah, ne kadar sevindim anlatamam.”dedi Kath.
“Kalkı Kathy”dedi Edward odaya elinde kitaplarla girerken.
“Ne oldu?”
“Okula geç kalacağız.”
“Dalga geçiyor olmalısın.”dedi Kath.”Bu işe girmemin bir nedenide artık o lanet okula gitmeyecek olmamdı.”
“Son kez.”
“Nasıl yani?”dedi Kath tek kaşını kaldırarak.
“Ah berbat öğrenci.”dedi Ed gözlerini devirerek.”Bugün okulun son günü.”
“Ne kadar sevindim anlatamam.”dedi kath oturduğu yerden kalkarken.
“Dalga geçiyor olmalısın?”dedi Meredith.”Arkadaşım ölecek ve biz okula mı gidiyoruz.”
“Mecburuz.Hem bu son gün.Ayrıca Ivy için akşama kadar ne yapabiliriz ki?”
“Lanet olsun!”dedi Mer ve sinirle arabasına dğru yürüdü.
“biraz sinirli.Kusuruna bakma.”dedi Ivy.
“Sorun değil.”dedi Dyan.”hadi gidelim.”
Mer sinir bozucu bir hızda arbaayı okula sürdü.sAnki okuldan kaçarsa olacaklardan kaçabilecekmi gibi.Ama imkansızdı.Arabadan inip okula girdiklerinde birisi Ivy’e çarptı.O sırada elleri birbirine sürtündü ve Ivy eline bir kağt tutuşturlduğunu fark etti.Çocuğun arkasından baktı ama kapişonlu çocuk hızla uzaklaştı.Kağıdı cebine tıkıştırıp sınıfının yolu tuttu.Sınıfa girip sırasına oturduğunda Dylan ve Meredith’e çaktırmadan sıranın altından kağıdı açtı.
Saat onda Dikson parkı’nın orda seni bekleyeceğiz.Eğer yaşamak istiyorsan gel prenses.