San Francisco'da bir gökdelenin en üst katındaydı..
Güneş batarken kalan son ışınlar kumral saçlarının uçlarını süpürüp güzelliğinin saçtığı toz bulutuyla gözden kayboluyorlardı.
Elindeki kadehin kenarına vuran ışık huzmeleri,dudağının zarif kıvrımlarını ve çekiciliğini tamamen ön plana çıkartmıştı.Dudakları aralandı ve bir yudum kırmızı şarapla buluşmanın keyfiyle tekrar kapandı.
Joanna,badem gibi ela gözlerini manzaraya dikmiş,bir tanrıça heykelinden binlerce kez daha güzel bir şekilde kıpırtısız duruyordu.Orada beklerken belleğinden bir sürü isim,adres ve yüz geçiyordu..Evler,arabalar,lük yaşam...Son 10 yıldır,18 yaşından beri bunlarla beraberdi;artık ayrılamazdı.
Burada beklediğide buydu.
Yine biriyle tanışıcaktı.10 yıldır yaptığını yapıcak onu baştan çıkarıcaktı.
Derin bir nefes aldı.Kalbi olduğundan şüpheliydi çünkü artık bu gibi duyguları hissetmiyordu.Kendisini hissedemediği kadar en az..Heyecan yoktu,sevgi yoktu ve birgün karşısına çıktığında tanıyabilirmiydi onu bile bilmiyordu.Tanır mıydı?
Arkasındaki asansörün tıkırtıları başladığında hazırlanması gerketiğini farketti.Yanındaki sehpada olan çantasına uzandı ve dudağına parlatıcı sürdü.Çantasını yerine bıraktığında yerinden kıpırdadığı bile belli değildi.Asansörün kapısı açıldığında kadehi elinden bıraktı ve ellerini birleştirdi.Seslenilemeden dönmeyecekti, böylece etkileyeciliği daha fazla olucaktı.
--Joanna,dedi tok bir ses.
Arkasını döndüğünde kocasını gördü.Kendisinden yaşça epey büyük olan bu adam yanına bir süs bebek arıyordu ve bulmuştu.Joanna'yı sığ biri olarak görüyordu ve Joanna'da bu izlenimi bozmuyordu;ama gerçekte zeki ve bilgili olan bu kadın sadece erkekleri yönetmenin kolay yolunu bulmuştu:
Gülümse....
Joanna kocasının yanındaki insana dikkat etmeden,bakmadan gidip koluna girdi ve onun gözlerine bakarak:
--Sevgilim? dedi büyüleyici gülümsemesiyle.
Adam:
--Sana Clark'ı tanıştırıyım.Yeni müşterimiz,kendisi ortağım olmayı hedefleyen genç bir mimar..derken Joanna acele ederek 'genç' sözcüğünde duramadan başını çevirmişti.
Ve işte gençlerle ilgilenmemesi gerekn bu kadın,şimdi kamyonun önündeki tavşan misali aşkın gözlerinin içine bakıyordu.
O gülümseme ve altında yatanları görüyor ve istiyordu.
Şimdiye kadar elde ettiklerinin arasına onuda almak için beynindeki çarklar dönmeye başlamıştı bile..