Sevgili salak günlük,
Bugün okul fena değildi. Aslında, fena değilden daha iyiydi. Angeline, o güzelim uzun saçlarını sırt çantasından sallandırdığı milyonlarca şeyden birine taktı. Okul hemşiresi de -ki artık en büyük kahramanlarımdan biri- eline bir makas alıp Angeline’in başının sol yanından, 50-60 santim kadar o ipeksi sarı saçları kırpıverdi. Artık Angeline, ancak sağ yanında duruyorsanız “Dünyanın En Güzel Kızı” gibi görünüyor (Oysa ben, onun boynu ayaklarımın altındayken daha iyi görüneceğini düşünüyorum.).
Bugün okul fena değildi. Aslında, fena değilden daha iyiydi. Angeline, o güzelim uzun saçlarını sırt çantasından sallandırdığı milyonlarca şeyden birine taktı. Okul hemşiresi de -ki artık en büyük kahramanlarımdan biri- eline bir makas alıp Angeline’in başının sol yanından, 50-60 santim kadar o ipeksi sarı saçları kırpıverdi. Artık Angeline, ancak sağ yanında duruyorsanız “Dünyanın En Güzel Kızı” gibi görünüyor (Oysa ben, onun boynu ayaklarımın altındayken daha iyi görüneceğini düşünüyorum.).
Saç, av köpekleri, blucinler, asla sona ermez. Sevgili Salak Günlük, Angeline eski numaralarına geri döndü. Evet, uzun süredir aramız pek iyiydi (Hemen hemen dört gün, ama iki tanesi hafta sonuna denk geldi, o sırada Angeline'i görmedim.). Ama bugün fen sınıfında ben, Hudson Rivers'la konuşurken (sınıfımdaki sekizinci en şirin çocuk), Angeline yine Su Katılmadık Güzellik numarasını çekti ve onun aklını çeldi. Jamie Kelly'nin günlüğüne gizlice bir göz atın. Yazdıklarının gerçek olduğunu iddia ediyor... Ya da en azından gerektiği kadarının gerçek olduğunu iddia ediyor...
(Sevgili Salak Günlük, Sözüm ona en iyi arkadaşım Isabella -vücudun ruh denen şeyi sakladığı yer onda olmayabilir (Belki de Ruh Hücresi deniyordur. Ben doktor değilim, bilemem.)- bugün fotoğraf projesini açıkladı. Projesinde insanlarla hayvanlarının birbirlerine ne kadar çok benzediğini gösterecekmiş. Bunun için de sınıftaki herkesin hayvanıyla fotoğrafını yan yana asarak kafeteryada sergileyecekmiş.
Ben ve Kokulu yan yana...
Ben ve Kokulu yan yana...
Sevgili Salak Günlük, Hudson Rivers ı hatırlıyor musun (sınıfımdaki sekizinci en şirin oğlan)? Üzülerek bildireyim ki onun bir görme sorunu var. Bugün benimle konuşurken Yeni Saç Aksesuarımın Fevkaladeliği ni fark edemediği gibi, Angeline in yanından geçtiğini ve savrulan saçlarından fışkıran güzelliği de fark edemedi. Keşke o anın tadını daha fazla çıkarsaydım, ne var ki, Hudson ın bu trajik durumuna üzüldüm, çünkü Angeline i herkes fark eder.
Sevgili Salak Günlük,
Sosyal bilgiler öğretmenim Bay VanDoy hiç gülümsemiyor. Biliyorum, buna inanmak çok zor, çünkü herkes bir şeylere gülümser, değil mi?
Örneğin Isabella, erkek kardeşlerinin başı belaya girince gülümser. Angeline, diyelim bir çağlayandan ya da tek boynuzlu attan ne kadar daha güzel olduğunu düşününce gülümser. Ben ise tek boynuzlu bir atın bir tekmede Anegelin’i çağlayandan aşağı savurduğunu düşününce gülümserim. Ama Bay VanDoy hiç mi hiç gülümsemiyor! Acaba diyorum, büyük olunca tıpkı dişlerini, saçlarını ya da moda duygunu kaybettiğin gibi mizah duygunu da mı kaybediyorsun?
Sosyal bilgiler öğretmenim Bay VanDoy hiç gülümsemiyor. Biliyorum, buna inanmak çok zor, çünkü herkes bir şeylere gülümser, değil mi?
Örneğin Isabella, erkek kardeşlerinin başı belaya girince gülümser. Angeline, diyelim bir çağlayandan ya da tek boynuzlu attan ne kadar daha güzel olduğunu düşününce gülümser. Ben ise tek boynuzlu bir atın bir tekmede Anegelin’i çağlayandan aşağı savurduğunu düşününce gülümserim. Ama Bay VanDoy hiç mi hiç gülümsemiyor! Acaba diyorum, büyük olunca tıpkı dişlerini, saçlarını ya da moda duygunu kaybettiğin gibi mizah duygunu da mı kaybediyorsun?
Sevgili Salak Günlük,
Bugünlerde yeni bir aksan edinmeye çalışıyorum. Isabella dün gece bizdeydi, birlikte bir film izledik. Filmde şu ünlü İngiliz kız vardı ve söylediği her şey kulağa çok hoş ya da zekice geliyordu. Şöyle diyordu: “Ah, lütfen kusuruma bakmayın, ama küçük köpeciğim az önce paha biçilmez antika masa örtünüze koca bir buharlı parçacık bıraktı. Çok çok özür dilerim.” Hoş bir aksanınız olunca siz de kırıla döküle, “Ah evet, aslında bu benim kabahatim. Köpeciğinizin küçük bir pıtıcık bırakabileceği o yere, paha biçilmez antika bir masa örtüsü seren kendini bilmez benim.” diyeceksiniz.
Ne dersin Salak Günlük, sence aksan edinmeli miyim?
Bugünlerde yeni bir aksan edinmeye çalışıyorum. Isabella dün gece bizdeydi, birlikte bir film izledik. Filmde şu ünlü İngiliz kız vardı ve söylediği her şey kulağa çok hoş ya da zekice geliyordu. Şöyle diyordu: “Ah, lütfen kusuruma bakmayın, ama küçük köpeciğim az önce paha biçilmez antika masa örtünüze koca bir buharlı parçacık bıraktı. Çok çok özür dilerim.” Hoş bir aksanınız olunca siz de kırıla döküle, “Ah evet, aslında bu benim kabahatim. Köpeciğinizin küçük bir pıtıcık bırakabileceği o yere, paha biçilmez antika bir masa örtüsü seren kendini bilmez benim.” diyeceksiniz.
Ne dersin Salak Günlük, sence aksan edinmeli miyim?
Sevgili Salak Günlük,
Vay be Bugün tam resim dersinin ortasında Müdür Yardımcısı Devon enişte ile Carol teyze kapıya geldi ve sohbet etmek için Bayan Anderson'dan koridora çıkmasını rica ettiler. Carol teyze öyle hain ve kızgın görünüyordu ki, bir an onu neredeyse annem sanacaktım. Müstakbel eniştem ise üzgün ve kafası karışmış görünüyordu. Üçü; iki dakika kadar başkalarının elinde ne varsa bırakıp daha dikkatle dinlemesi için bir işaret olan o kızgın-fısıltılı-özel konuşmaya başlamıştı.
Vay be Bugün tam resim dersinin ortasında Müdür Yardımcısı Devon enişte ile Carol teyze kapıya geldi ve sohbet etmek için Bayan Anderson'dan koridora çıkmasını rica ettiler. Carol teyze öyle hain ve kızgın görünüyordu ki, bir an onu neredeyse annem sanacaktım. Müstakbel eniştem ise üzgün ve kafası karışmış görünüyordu. Üçü; iki dakika kadar başkalarının elinde ne varsa bırakıp daha dikkatle dinlemesi için bir işaret olan o kızgın-fısıltılı-özel konuşmaya başlamıştı.