Eve geri gitmek üzere yola çıkıyorum.
Saat sabahın 5'i.
Ama yaz tatilindeyiz.
Gülüyorum yine anlamsız mutluluğumla.
Ama nereden bilebilirim ki her gülüşümün sinirden olduğunu ?
Ya da biliyorum ama kabullenemiyorum.
"Her neyse." diyip gülüyorum.
"Ne dedin ?"
"Hiçbir şey."
Riley gülüyor.
"Seni bir daha ne zaman görebilirim ?" diye soruyor.
"Şu anda görüyorsun ya." diyorum.
"Hadi ama ne demek istediğimi biliyorsun."
"O zaman...Yarın akşam saat 7'de aynı yerde."
"Tamam o zaman." diyor gülerek.
Bizim apartmanın önüne geliyoruz.
"Hey ! Bizim eve geldik.Ben artık gideyim." diyorum.
"Tamam." diyor.
Sonra da bir sessizlik.
Bu uzun sürüyor.
Bu süre zarfında birbirimizin gözlerine bakarak dikiliyoruz.
Sonra yavaşça gözlerini kapatıyor ve eğilip beni dudağımdan öpüyor.
Ben de gözlerimi kapatıp öpüşüne karşılık veriyorum.
Hank'i saymazsak bu benim ilk öpücüğüm.
Çünkü pek de sosyal bir insan olduğum söylenemez.
Riley de beni öpünce ruhum gıdıklanıyor gibi oluyor...
Ama bu gıdıklanma hissi onda daha az.
Ama ek olarak çok daha iyi şeyler de var.
Midemde şu meşhur kelebeklerden uçuyor.
Kalp atışım hızlanıyor.
Vesaire...
Öpüşmenin ortasında gülüyorum.
O da benim gülmeme gülüyor.
Sonra beni öpmeyi bırakıyor.
"O zaman yarın akşam görüşürüz Shirley." diyor sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Ve uzaklaşıyor.
Bu komik.
O yüzden gülüyorum.
Anahtarımla eve giriyorum.
Odama gittiğimdeyse...
Kimse yok...
Nasıl olmaz ?
Burada olmaları lazım.
Gidemezler.
Başkası olsa sevinirdi.
Ama ben başkası değilim.
Ağlıyorum.
Onlar olmadan olmaz.
Sonunda Hank beliriyor.
'Hank ! Şükürler olsun geri geldin !'
"Hayır tatlım.Sana veda etmeye geldim."
'Neden ?'
"Çünkü o çocuğun sevgilisiyken aynı zamanda profesyonel bir deli olman pek de iyi olmaz."
'Ben onun sevgilisi değilim.'
"Henüz değilsin."
'Belki de hiç olmam.Bana boşu boşuna umut verme Hank.'
"Ne olursa olsun.Biz artık yokuz.Zaten hiç varolmadık.Ama eğer daha çok acı çekersen Shirley..."
Duraklıyor.
"...o zaman daha deli olmana yardımcı olmak için burada olacağız." diyor gülerek.
Bir şey diyemiyorum.Gülüyor ve çakmam için elini kaldırıyor.
Ben de hayali eline çakıyorum ve 'Pekala dostum.' diyorum yine iç sesimle.
Sonra beni yine hayali bir şekilde öpüyor.
Ruhum gıdıklanıyor yine.
Bu hissi seviyorum.
Hem de çok.
O silikleşirken gözümden bir damla yaş damlıyor.