ÖNSÖZ
ŞU ANDA NASIL BİR DURUMDA OLDUĞUM HAKKINDA BİR FİKRİM YOK.YANLIŞ YOLDAYIM BİLİYORUM…AMA UMRUMDA BİLE DEĞİL.BÜYÜK BİR YANLIŞA İNANIYORUM.ONA İNANIYORUM…CANIMIN AÇIYACAĞINI BİLE BİLE.HEMDE ONUN NE OLDUĞUNU BİLDİĞİM HALDE…
GİRİŞ:GÜNLÜKLER
Bu eve taşınalı daha dört gün oldu.O kadar büyük bir ev ki temizlik daha yeni bitti.Bu eve taşınmamızın sebebide çok zengin bir aile olarak iyi bir yerde oturmak.Annem sabah akşam ''Rüya kızım sen Karalı ailesinin varisisin''deyip durur.Anlamıyorum gitti.Annem ve babam biraz önce evimizin arkasındaki korulukta yürüyüşe çıktılar-aslında bu Karalılar buraya geldi yürüyüşüydi.-Ve bende bunu evi gezmek için iyi bir an olduğunu düşündüm.Evimiz üç katlıydı.Ama çok büyüktü.Bu evde sadece gezmediğim en üst kat kalmıştı.Annemler anlamayamadığım bir sebepten izin vermemişlerdi.Ama burada değiller.Yani ortadan engel yok.Uzun koridor boyunca yürüdüm.Koridorun sonunda kocaman bir kapı vardı.Diğer odalara bakmadan direk o kapıya yürüdüm.Tamönüne gelince durup kapıyı açtım.Kapı gıcırtıyla açıldı.Burası bir kütüphaneydi.İçeri girip kitaplara bakmaya başladım.Masanın üstünde bir resim vardı.Resimde dört kız bir erkek oturup poz vermişlerdi..Kumral saçlı mavi gözlü çocuk açık kahve saçlı ela gözlü bir kızın omzuma sarılmıştı.Kız onun elini tutuyordu.Erkeğin yanında sarı saçlı yeşil gözlü bir kız elini mavi gözlü çocuğun omzuna koymuştu.Siyah saçlı açık kahve gözlü bir kız ela gözlü kızın yanında oturmuş onun elini tutuyordu. Biri dışında hepsi aynı yaşta gibiydiler.O kadın da onlardan surat olarak beş altı yaş büyük gibi.Hepsini bir anne gibi kollarının altına almıştı.Onunda diğer çocuğunkinden çok çok koyu mavi gözleri ve siyah saçları vardı.Ela gözlü kızın dışında hepsi kireç gibi bir tene sahipti.Kızın ten rengi onlara göre biraz daha koyuydu.Sonra dikkatimi çok güzel ve sade büyük bir kitaplık çekti.İçinde dünya klasikleri vardı.Ama en üst üç uzun rafta vampir kitapları vardı.Ve on belki daha fazla şık defter vardı.En baştaki defteri aldım.Bu bir günlüktü.Çok şık bir günlük.Üzerinde çiçek desenleri vardı.Günlüğün kapağını açtım ve ilk sayfayı okumaya başladım.Üzerindeki notu okudum.Bu günlük bizim kopuk günlük sayfalarımızdan oluşmuştur.AŞKIM HATIRANA...
KAZA GELİYORUM DEMEZ(EYLÜL)
Karanlık ve boş bir sokaktaydım.Arkamdan birinin geldiğinin duydum.Yavaşça arkamı döndüm.Arkamda bir kız vardı.Gözleri kırmızı alevler saçarak parlıyordu.Ona doğru gitmeye başladım.Sonra bir çocuk belirdi.Çocuğu tanıyordum ama karanlıkta seçemiyordum.İkisinin ortasında durdum.Kız bir şeyler söyledi ve herşey karardı.
Bu kabuslar iyice canımı sıkmışlardı.Son zamanlarda da artmıştı.Ama beni uyandıran sadece kabus değil son ses müzikti.Bu sesi çıkaran küçük canavarın kapısına gidip son kücümle vurdum.
''Özge!!İnsanlar son ses müzikle uyandırılmak istemez.''Gece doğru düzgün uyayamamıştım ve Özge beni böyle karşılayınca...
''Ne var ya!!!Bu günün sitresini atmaya çalışıyorum.''
''Normal insanlar deli gibi müzik dinleyerek günün sitresini atmazlar.O yüzden kapat şunu.''Bugün okullar açılacaktı ama hanımefendinin umrunda değildi.Ve aksine müzik sesini biraz daha açtı.Bu kız beni çıldırtacaktı.Onu kendi haline bırakamaya ve okula gitmeye karar verdim.Aşağıya indiğimde Sena beni bekliyordu.Bal rengi gözleri ve uzun kahve saçlarıyla bana bakıyordu.
''Eylül inanabiliyor musun Lise 2.Okulun kapısında karşılaştığımız gün geçen yılmış gibi aklımda.''Koluma girdi ve yürümeye başladı.
''Evet Sena hatırlıyorum.Çünkü gecen seneydi.''
''Of espri nedir bilmez misin?''Anlaşılan Sena yaz tatilinde bol, bol iğrenç espri öğrenmiş.
''Eylül sence de bugün hava sanki çok basık.Hem yağmurda yağıyor''.
''Evet.İçimde iğrenç bir duygu var.Ayrıca havada çok soğuk.İstanbul’un iklimi şuanda berbat.''Gerçektende kendimi kötü hissediyordum.İçimde bir yerlerde garip bir his var.Sanki bir şey olacak gibiydi.
''Eylül yazın senin şu vampir romanları işi devam etti mi ?''
''Aynen öyle canım.''Yaz boyu vampir romanları okumuştum.Sena yaptığım bu şeyin salakça olduğunu söylüyordu.Bir şey gerçek değilse o zaman onunla ilgili şeylerin okunması saçmaymış.
''Burak işi devam etti mi?''Gözlerinde muzip şimşekler çakıyordu.
''Evet.Ama çocuğun beni farkettiği bile yok.Sena sen onu bunu bırak da okula yetişmeye bak.''
Sena bu lafımdan sonra hızlı yürümeye başladı.Bir yandan da tatilini anlatıyordu.
''Şey ben su alacağım Eylül.Okula doğru git ben sana yetişirim.''
''Tamam.''
Sonra Sena markete gitti.Biliyordum ki marketten sadece su almayacaktı.Çantamdan kulaklığımı müzik çalarımı aldım ve Michael Jackson’nun Black or Whıte parçasını dinlemeye başladım.Kendimi tamamen müziğe vermiştim.Çalınan korna sesini duymadım.Bana doğru gelen cip son anda durdu.Ama o şok benim yere düşmeme yetmişti.Arabanın arka kapısı açıldı.Çok şaşırdım çünkü arabanın camları öyle siyahtı ki kimse yok gibi görünüyordu.Arabadan Nilay Dolunay indi.Yeşil gözleri,sarı kısa saçları ve kireç teniyle çok güzel gözüküyordu..Bana doğru geldi ve bana eğildi.
''Çok özür dilerim.''Kararsız kaldım ama elini tutup beni kaldırmasına izin verdim.Vücudu soğuktu.Soğuk derken dalga geçmiyorum buzdan daha soğuktu.
''Önemli değil.Ah kahretsin.Önüme baksaydım…Çok üzgünüm.''
''Şoför önüne baksaydı bir şey olmazdı.Sen iyisin değil mi ?''
''Sanırım.Sadece şok geçiriyorum.''
''Pekala iyi olduğundan emin olmam lazım bekle.''Sonra cipe gitti.Arka cam açıldı.Kız bir şeyler dedi ve sonra geri geldi.Cip yanımızdan geçerken cam açıldı.Burak yani Nilay'ın kardeşi bana dikkatlice baktı ve hafifçe gülümsedi.Nilay'a bakıp camı kapattı.
''İyi olduğundan emin olmak için sana okula kadar eşlik edeceğim.Ah şey Eylül beni tanıyorsun herhalde''
''Evet Nilay Dolunay..Ama benimle hiç konuşmamıştın.Bu yüzden bu yeni bir başlangıç olduyor''.Elimi uzattım ve o soğuk elleri bir daha sıktım.
''Elleri ne kadar soğuk.''
''Evet hava baya soğuk.''Gözlerini beden kaçırdı.Sonra okula doğru konuşmadan yürüdük.Arada bir bana bakıyordu.Kararsız kalıyor gibi gözüküyordu.Bir kere de telefonuna mesaj geldi.Çok hızlı bir şekilde mesaja cevap verdi.Sonra ona baktığımı görünce bana gülümsedi.Ama bu içten bir gülümseme değildi.Acaba yanlış bir şey mi söyledim diye düşündüm.Ama doğru dürüst konuşmamıştık ki.Yani yanlış bir şey söylemiş olamam.Okula iyice yaklaşmaya başladık ve benimde gerginliğim arttı.Okulun dış kapısından girince hızlıca birini arar gibi etrafına baktı.Sonra sabit bir yerde bakışları durdu.Onun baktığı yöne baktım.Mavi gözlü kahve saçlı bir çocuğa bakıyordu.Aralarındaki tek benzer şeyin kireç renkleri olduğunu gördüm.Burak.Bu çocuğu elbette tanıyordum.Cipteki çocuktu.Aynı zamanda hoşlandığım çocuktu.Bizim sınıfta okuyordu ama hiç konuşmamıştım.Yani o benimle hiç konuşmamıştı.Bir iki kere ona günaydın demiştim ama duymamıştı.-yada büyük bir olasılıkla duymazdan gelmişti-.Sonra Nilay tek kaşını kaldırdı.Burak sanki bir şey onaylıyormuş gibi ona baktı.Sonra bana baktı.Ama hemen arkasını döndü ve okulun kapısından içeri girdi.Nilay bana baktı.Bu sefer içten-yani benzeyen-bir gülümsemeyle bana baktı.
''Benim kardeşimin yanına gitmem lazım..Senin iyi olduğundan emin olduğuma göre sınıfta görüşürüz.''Tekrar güldü ve o da okulun kapısından içeri girdi.
''Ben geldim!''Sena elinde bir şeker kutusu ile birlikte arkamda belirmişti.
''Hoş geldin.''Birden bağırarak düşüncelerimin arasına girerek beni biraz korkuttu.
''Bir su için fazla oyalandın.''
''Ay yok ya biraz dedikodulara takıldım.''
''Neymiş en son dedikodular?''Koluna girdim ve okulun kapısından içine girdik.
''Aman önemsiz şeyler.Kız kavgaları yaz tatili falan filan.''
''İyimiş''.Sena'nın dedikoduları bitmiş gibi görünüyordu.Ve ben bir dedikodu açmak istedim.
''Dolunaylarla konuştum.''
''Hangisiyle Burak'la mı Nilay'la mı ?''Sesi birden heycanlanmıştı.
''Nilay'la.''Benimde sesim ona bağlı olarak heyecanlanmıştı.
''Ama biraz...''Derken lafım yarım kaldı.Soğuk bir şeye çarptığımı hissettim ve o soğuk şey beni yere düşmeden hemen önce tuttu.
''Pppp…par….pardon.Ssssenin canını yakmak istemezdim.Tekrar pardon.''
''Önemli değil.Demek ki bugün şanssız günümdeyim.''Kime çarptığımı görmek için kafamı kaldırdım.Aman Tanrım!!!Burak Dolunay'ın kollarındaydım.Ve ondan geçen seneden beri fena halde hoşlanıyordum.Ama o benim farkımda bile değil.Ne yazık ki.Toparlandım ve usulce kollarından çıktım.Gözlerine baktım.Gözleri büyüleyiciydi.Mavi rengi bana denizi anımsatıyordu.Ve gerçekten çok ama çok yakışıklıydı.Kızlar hergün kendi hayallerinde onunla çıkma planları kuruyorlardı.
''İyi olduğundan eminsin değil mi ?''
''Ah Burak Eylül ....Eylül nasılsın ?Sabah ki şoku atlattın mı ?''Nilay bizim yanımıza gelmiş Benim yanımda duruyordu.
''Evet Nilay teşekkürler.''
''İyi olduğundan eminsin değil mi ?Sana zarar gelmesini istemem.Yani müdüre gidebiliriz.Yada öğretmenlerden birine gidelim.''
Korumacı bir havayla söylemişti.Garipti.Hem de çok.Ama bu hoşuma gitmişti.
''Çocuklar ilk dersten kaynamayalım girin hadi içeri.''Fikret Hoca bizi içeri soktu.Ders çıkışında Sena beni tutup kapıya çıkardı.
''Burak'ta seninle konuştu.''Sena'nın gözleri parıldıyordu.
''Bu kadar büyütme.Ama evet benle konuştu.''Şimdi ikimizde tepiniyorduk.
''Kızlar seni nasıl kıskandılar.Hele İpek.Gözü dönmüş gibiydi.''Toparlanalım derken daha çok gülüyorduk.Ve pek parlak bir zeka görüntüsü çizmiyorduk.Sonra kriz geçince toparlandık.Sınıfa girdik.Ama hala yüzümüzde bir tabessüm vardı.Burak bana bakıp gülümsedi.Bende ona gülümsedim.Sırama oturdum.O da yanıma geldi.Burak yanıma oturdu!!!
''Selam !''Sena'nın ağzını şaşkınlıkla açıldığını görebiliyordum.Sonra bakışlarımı ondan Burak'a çevirdim.Bana bakıyordu.
''Selam!''Kendimi garip hissetmiştim.Bugünden daha önce hiç onlarla konuşmamış-tım.Ve buda kendimi garip hissetmemi sağlıyordu.Sınıfta çok fazla arkadaşları vardı.Ve onlar çok sevilirdi.Hele kızlar Burak'a,erkekler Nilay'a taparlardı.Bende onları severdim.Sevilmeyecek gibi değillerdi hani.Ama pek içli dışlı değildik.Ben bu düşüncelerle uğraşırken Burak bana bakıyordu.
''Eylül ?''
''Efendim.''İlk defa benim adımı söylemişti.Galiba bugün ilkleri yaşıyordum.Garip ilkleri.
''Ben...''Söyleyeceği şey her neyse yarım kaldı.Sena yanımıza gelmişti.Hemen ayağa fırladı.
''Sonra görüşürüz!!!''Gidip Nilay'ın yanına oturdu.Sena Geldi ve bana imalı bir şekilde gülümsedi.Bu bana çok komik gelmişti.Ve gülmeye başladım.Kendimi tutamıyordum.Hocanın sınıfa gelmesiyle kendime geldim.Ders boyunca Sena Burak'la Nilay'a bakıyordu.Bir kaç kez ayağına vurdum.Ve bizim salak bir keresinde bağırdı.Hoca dönüp arkasına baktı.
''Sena bir şey mi oldu ?''Hoca kızgın bir ifadeyle Sena'yı süzdü.
''Hayır hocam.Ayağımı vurdum.''Hoca bir lahavle çekip arkasını döndü.Bende gülmeye başladım.Sena utançtan kıpkırmızı olmuştu.Tenefüse girdiğimizde hemen bana döndü.
''Burak bütün ders boyunca sana baktı.''Gözleri parıldıyordu.
''Aman abartma.Sadece.....''Sözüm yarım kaldı çünkü Burak yanıma gelmişti.
''Biraz dolaşmak ister misin?''
umarım hoşunuza gider. lütfen yorum yapın
En son dilara tarafından Paz Ağus. 22, 2010 2:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 17 kere değiştirildi