Bu yıl altıncısı yapılan Formula 1 istanbul GP'si geçtiğimiz yıllara oranla biraz daha hareketli geçti. Peki neden? Altı yıldır duran seyirci bu yıl mı çoştu? ya da altı yıldır gitgide ivme kaybeden Formula 1 istanbul GP'si biranda mı keşfedildi? Tabii ki hiç biri değil. Bu yıl F1 patronu ile Türkiye'nin yaptığı anlaşmanın son yılı. Altı yıl boyunca istanbul Park'ı kendi malı olduğu için babasının çiftliği gibi kullanan Ecclestone şimdi yeniden anlaşma yapmak için fahiş fiyatlar istiyor. Biliyorum ki bu işlerle ilgili devlet adamlarımız bu paraları vermek istemiyor ve pazarlık yoluna gidiyorlar. Tuzu kuru olan F1 patronu ise her zamanki restini çekerek yarışı isteyen başka ülkeler var blöfünü yapıyor. Devlet yetkilileri bu blöfü yemiyor da, bu işlerin rantını yiyenler altı yılın sonunda Türkiye düşkünü oluverdiler, ben de buna şaşırıyorum. Bu haliyle Formula 1'in Türkiye'ye de Türk turizmine de Türk motorsporlarına da hiçbir faydası olmadığını geçen yazımda da yazmıştım. Hala aynı iddiamı sürdürüyorum. Bir grup motorsporları rantcısı yılda bir kere de olsa bu işlerden nasiplendikleri için yarıştan yarışa milliyetçi söylemlerle karşımıza çıkıyorlar. Neymiş 20 yıl sonra Redbull pilotlarının çarpışması gündeme geldiğinde içinde istanbul adı da geçecekmiş. Böyle bir yalan yok biliyorsunuz. Bunun bize bir faydası da yok. Bu yıl istanbul Park'ta gerçekleştirilen yarışa gitmedim. TV'den izlemekle yetindim. TRT'nin kimi zaman iyi, kimi zaman da vıcıklaşan yayınlarını izlemekle geçirdim zamanımı. 1983 yılında gazeteciliğe Tv muhabiri olarak başlamıştım. O zamanlar sadece TRT vardı ve biz de tek kanallı televizyon hayatımızın tv muhabirliğini yapardık. TRT zihniyeti ve alışkanlıkları o zamandan bu zamana hiç değişmemiş. Ekran karşısında kendimi, çekimleri kamera arkasından izlediğim gençlik yıllarımda hissettim. Teknolojik olarak gelişmiş ama yapay sunum geleneği hala devam ediyor. Beni bu anlamda en çok şaşırtan isim de sunucu Okay Karacan oldu. NTV grubunda çalışırken Formula 1'in yayınlarındaki ekip içinde yer alan ve F1 yorumcusu Serra Demirkol'un yanında yorumlar yapan Karacan şimdi Kanal 24'ün Spor Müdürü… TRT geleneğinden gelen Karacan'ın çok şey söylermiş gibi yapıp da hiçbir şey söyleyemeyen TRT'ci tavrı aynen devam ediyor. Altı yıl önce F1 Racing Dergisi'nde yazdığı bir yazıyı anımsıyorum. F1 istanbul GP'sine davet edilmediği için verip veriştiriyordu. Haklı olabileceği şeyler de vardı anımsadığım kadarıyla. Ama şimdi yandaş medya kontenjanından TRT'nin F1 yayınlarında sunuculardan rol çalmaya çalışması ve F1'in Türkiye'ye faydalarını anlatması bana hiç inandırıcı gelmedi. Bence TRT yayınlarının en güzel figürü muhabir Dilara Gönder idi… Ekran karşısındaki rahatlığı, konuya hakimiyeti ve samimiyeti gerçekten tebrike değerdi. Keşke, istiklal Marşımızı normal, yani okunması gerektiği gibi okuyan Ajda Pekkan'a bu yüzden aşırı övgüler yağdırmasıydı.
Sonuç itibariyle, TRT ve motorsporları çevresinde Türkiye'yi değil de bu işin kaymağını seven insanların bir bardak suda fırtına yaratırcasına boşa geçen altı yılın ardından bu işin faydasını anlatması gerçekten çok komik. Bence biz Ecclestone ile değil o bizimle pazarlık yapsın. istanbul Park'ın Türk motorsporlarına küçük bir karting pisti kadar bile faydası olmamıştır. Böyle giderse de olmayacaktır. Versinler TOSFED'in işletmeciliğine Ecclosteno'u da kurtarsınlar bizi de
Sonuç itibariyle, TRT ve motorsporları çevresinde Türkiye'yi değil de bu işin kaymağını seven insanların bir bardak suda fırtına yaratırcasına boşa geçen altı yılın ardından bu işin faydasını anlatması gerçekten çok komik. Bence biz Ecclestone ile değil o bizimle pazarlık yapsın. istanbul Park'ın Türk motorsporlarına küçük bir karting pisti kadar bile faydası olmamıştır. Böyle giderse de olmayacaktır. Versinler TOSFED'in işletmeciliğine Ecclosteno'u da kurtarsınlar bizi de