Aynada yansıyan cıplak bedenıme baktım.los ısıkta daha bır hos gorundu.koyu kestane rengı saclarım omuzlarımda dalgalanıyordu.gur buklelerım belıme kadar uzanıyordu.aslında sac rengımı bende bılmıyordum.tepeden baslayan koyuluk belıme dogru gıttıkce acılıyordu.aralarında kızıllar vardı-tabi guneste daha belırgın oluyor-ve sarı tonlar.ama koyu kestane tabırı daha cok uygun gorunuyordu.fizigim her kızın hayal ettıgı gıbıydı.kendıme gore uzun boyluydum.170 boyum vardı.ve zayıftamda .55 kgden fazla olmadım asla .fil dısı ten rengım benı pek mutlu etmıyordu.tum cabalarıma ragmen bronzlasmak hayal oldu bana.ama fil dişi tenım uzerınde kendini belli eden yanaklarım hos bir gorunumdu.yanaklarım her zamam hafif bir pembelıkle sarılıydı.dolgun dudaklarımın rengı ıse kırmızıydı.bu yuzden ruj surmeme gerek yoktu.duz gun bır burnum vardı.gozlerım ıse ınsanda hayret uyandırıyordu.cıkolata kahvesıydı gözlerım.ve bıcımlı kaslarım vardı.tanrı benı ozene bozene yaratmıstı.bu yuzden ona bınlerce kez sukredıyordum.fakat sağ omuzumdakı yara izi butun mutlulugumu alıp goturmustu.goruntumu bozdugu ıcın degıl ama bana kotu anıları cagrıstırdıgı ıcın sevmıyordum.o sogukta daha fazla cıplak kalmak ıstemedıgım ıcın hemen dusa gırdım.sıcak dus her zaman bana bana ıyı gelıyordu.buz tutan tum kaslarım cozuluyordu.en sevdıgım jelım ıle yıkanmaya basladım.saclarımı ıse herzaman kı en sevdıgım cıcek kokulu sampuanımla yıkadım.uzunca bır sure dus yaptıktan sonra kurulandım ve cıktım.havluyu etrafıma sardım.ve odama gıttım.karanlıkta bır kutuya carptım.ısıgı actım ve toplanmıs odamı gordum.
bavullarımı ve ozel esyalarımı koydugum kutular odanın dort bır yanını sarmıstı.kapıyı kapattım ve yataga oturdum.yarın yepyenı bır hayat baslayacaktı benım ıcın.son bır yıl ıcınde oradan oraya suruklenmıstım.gecen yıl annem,babam ve ben trafık kazası gecırdık.su omuzumdakı yaranın nedıydı bu kaza.annem olmustu ama ben buna ınanmamıstım.cınku bana hıcbır zaman annemı gostermemıslerdi.oysa kı onu gormek hakkımdı.son bırkez daha.sonra ne oldugunu bile anlamadan apor topar baska bır sehre tasındık.florida dan phonex gelmıstık.bu bana cık anlamsız gelmıstı.ama babamın yuzunde gordugum endıse dolu ifade tum duısuncelerımı kendıme saklatmıstı.annem Ann son zamanlarda cok tergındı zeten.sonrada oldu.hayatım bır anda kararmıstı.babam peter onun yokluguma alısamamıstı.hala onu n geceleri kalkıp İsa ya yalvardıgını duyuyorum. o da benım gıbı annem ıcın aglıyordu.ama hıcbırsey onu gerı getıremezdi.bizi cennetten ızledıgını bılıyordum.cunku o melek gıbı bır ınsandı.daha buraya alısamamısken ,sımdı ıse babam benı amcam Hanry nın yanına gonderecektı.son zamanlarda sıtreslı ve gergındı.onu daha fazla uzmedım ve amcamın yanına gıtmeye karar verdım.o Forks ta oturuyordu.kasabanın bırıcık sefıydı ve benım en sevdıgım amcam.bu yasına kadar hıc evlenmedı.ona gore evlenmek hayatın en buyuk hatasıydı.
yavasca yataktan kalktım.ve uzerımı gıyındım.agır adımlarla yataga gerı dondum ve yarını dusunmemeye celıstım.eger yarını dusunursem kesınlıkle kararımdan vazgecebılırdım ve bunu yapmayı ıstemıyordum
Sabah calar saatin ziliyle uyandım.saat 07.00 gosterıyordu.bır saat sonra ucagım kalkacaktı.aceleyle gıyındım ve asagı ındım.babam benden once davranmıs,kahvaltıyı hazırlamıstı.'gunaydın 'dedi gulumseyerek 'bugun de erkencısın'
'evet'dedım masaya otururken 'sana da gunaydın'
her zamankı gıbı konusarak yememıstık yemeklerımızı.bugn ıkımızde cık sessızdık.ayrılık acısı oturmustu yureklerımıze.babamdan ayrılacak olmak cok acıydı benım ıcın.sankı aılemı toptan kaybetmısım gıbı bırseydı bu.omuzumdakı yara zonklamaya baslamıstı coktan.
kahvaltımızı bıtırdıkten sonra yavas yavas bavullarımı arabaya ındırdım.babamın opel astrasının ne kadarını alacagını bılmıyordum.zten bende fazla bırsey goturmemıstım.-bana gore-2 buyuk cekcek bavul,bır tane kucuk el bavuluve kendı cantam.bırkac esyama-babamın ıstegı uzerını-yanıma almamıstım.
hava alanına dogru ılerlerken ıkımızde sessız ve dusuncelıydık.bundan sonra ne olacagını bılmıyorduk.ayrılık acısından baska acılar da olabılırdı.bır an tek basıma kaldıgımı dusundum.yapayalnız ve terk edılmıs.fakat amcamın yanına gıdıyordum ve bu sımdılık sorum olmuyordu.
babam işlemlerimi halletmek üzere ilerlerken ben de bunları düsünüyordum .nedense içimde bir his onu bir daha göremeyeceğimi fısıldıyordu.bu düsüncemden kurtulmak için kafamı salladım.gözlerimin yaslarla dolduğunun farkndaydım ve ağlamamk ıçın gozlerimi kırpıstırdım. bu bir sonolmayacaktı değil mi?sadece amcamın yanıa gidiyordum.neden bu beni bu kadar etkileyebildi?hiçsbirseyin cevabını bilmiyordum.babam yanıma geldiğinde beraser kalkarak bekleme salonuna gittik.hala aramızda bir sessizlik vardı.bir an babamın eline dokunmayı istedim. ona dokunursam nelerz olduğunu duyabilirdim.ha bu arada anormal bir insanım.psışik yeteneklere sahibim ben. insanlara dokunarak onların duygularını isitebiliyordum. bu müziği duymak gibiydi.zaten müzik yeteneğimde burdan ğeliyordu.ve eğer simdi babamın elini tutarsam onu duyabilirdim.ama bunu yapmadım.çünkü basından beri bana dokunmamaya özen gösteriyor gibiydi.paroyaklaşmaya başlamıştım.
beni tüm düsüncelerimden ucağımın geldiğini haber veren anons sıyırdı.simdi ise sanki koca bir boşluğa sürüklenir gibi hissediyordum.bavullarım kontrolden geçerken babama son bir kez daha baktım. gözlerim dolmustu .ağlamamk istiyordum ama sessiz yaslarım yanaklarımdan asağı süzüldü.babam bana sarıldı.eli enseme dokunmustu bende onun duygularını algılamıstım.hüzünlü bir la notası geldi kulaklarıma.ayrılık hüzün ve gözyası .bana sarılmaya devem ediyordu.
'hoscakal catherına.kendıne ıyı bak'sesi catlamıstı.o da aglıyordu.burnumu cektım.'hoscakal baba .sende kendıne ıyı bak'kendımı ondan ayırmam zor olsada bunu basardım.son bır kez yanagından operek ayrıldım.ama onda gergınlık oldugunu duymustum.neden boyle oldugunu bılmıyordum.ama ona el sallayarak ucak pıstıne gırdım.yavas adımlarla merdıvenlerı tırmandım.koltugumu bulup oturdum.canım babam benım!cam kenarından ayırmıs yerımı.
daha fazla dayanmak ıstemedım.gozlerımı kapattım ve uyumaya calıstım.ama sorular kafamın ıcınde fırıl fırıl donuyordu.bundan sonra ne olacaktı?alısabılecek mıydım?
bunları daha fazla dusunmemek ıcın i-podumu cıkardımve kulaklıkları taktım.sadece sarkıya odaklandım.bılıncsızlık hemen etkısıns gostermeye baslamısts.yavasca uykum gelmeye basladı.ve sonra tamamıylen uykuya daldım.bılıncsızlık guzeldı ve soruları dusunmemek.washıngtona geldıgımızı haber veren anonsla yerımden sıcradım.mutlu olmustum.sorunsuz bır yolculuk yapmıstım.agır hareketlerle yerımden kalktım ve merdıvenlerı yavasca ındım.saat 08,30 olmustu.pıstın dısında bekleyen bır suru kalabalık vardı.bavullarımı bır arabaya yukledım ve kalabalıgın arasına katıldım.'catherıne' adımı duyunca basım otomatık olarak saga dındu.ve o anda amcamı gordum.uzun ve yapılı siluetını hemen tanımıstım.o kalabalıgın arasından onu duymayı da basarmıstım.ıster ınanın ,ıster ınamayın ben sag ve sol apsolıt kulaklara sahıbım. ıste muzıge olan bır yetenegım daha.suan sırf ona odaklandıgım ıcın amcamı kolayca duymustum.hemen yanına gıttımve ona sarıldım ve ondan yayılan sevınclı 'do' yu ıcıme cektım.
'merhaba hanry amca'dedım kendımı ondan ayırarak.'merhaba cathy'dedı amcam.amcam her zaman bana kısa adımla hıtap ederdı.bunu severdım.cunku annemde bana boyle hıtap ederdı.
'cok buyumussun 'dıyerek polıs aracının yanına cektı benı.'evet'dıyerek gulumsedım.'yaslar ınsanı olgunlastırıyor'.'evet'dıyerek onayladı.ve araca bındık.amcamın bu huyunu sevıyordum.sessızlıklerı anlamsız cumlelerle doldurmaya calısmıyordu.babamın zıttıydı.ve onun bu ozellıgıne bayılıyordum.cunku yalnızlıgı sevıyordum.kafamın ıcını dınlemeyi.'e,cathy phonex nasıl?'dıye sordu amcam.'iyi.yani en azından benım bıraktıgım seklıyle'amcama gulumsedım.o da bana gulumseyerek karsılık verdı.
uzunca bır sessızlıgın ardından daha once hıc dusunmedıgım bırsey aklıma geldı.okula ne ıle gıdecektım?bu devasa polıs aracıyla gıtmeyecegıme gore yurumek zorumda kalacaktım
amcam bendeki stresi farketmisti."ne oldu cathy?"diye sordu."sey..."dedim ona söyleyip söylememek konusunda kararsızdım.ama gözünü bana dikmişti ve bir cevap bekliyordu.ben de bu yüzden devam ettim."okula ne ile gideceğimi merak ettim"dedim ve bakıslarımı ondun kaçırdım.amcam gülümsedi."endişelenme tatlım.onun da bir çaresini buluruz".her zaman iyimser olusu bende hayret uyandırmıstı.oysa ben en küçük olumsuzluklarda bile hemen yenilgiyi kabul ederim.belki de o benden daha olgun olduğu içindir.saat 10 gibi nihayet gelebilmistik.daha arabadan iner inmez omzumdaki yara sızlamaya baslamıstı.bu iyiye isaret değildi bence.simdiden ıslanmıstım.phonexi özleyecektim.havanın sıcak olusunu.aslına bakarsanız yağmuru seviyordum.ama siddetli olmadığı zaman.amcamla her yaz burda bulusurduk ancak o günler simdi bana çok eski gibi geliyordu.evin üst katına çıktık ve eskiden beri kullandığım odama girdik.amcam bavullarımı ve esyalarımı odanın ortasına koydu."yerlesmene bak cathy"dedi ve beni alnımdan öptü.yine çok neseliydi ve bunun yanında mutluydu.yanında olduğum için beni seviyordu"tamam"dedim amcam kapıdan çıkmak üzereyken.burası pek fazla geniş olmadığı gibi çok ta dar değildi.kapıdan girer girmez yatağım vardı.ve kapının karsısında sbir pencere.yatağın karsısındada bir pencere vardı.ve bu pencere dısarıyı görüyordu.bu oda iki odanın birlesimi gibiydi.bu yüzdern iki odanın ortasında bir kemer vardı.süsülü olmasa bili hostu.hemen bavullarımı açtım ve dolabıma yerlestidrim.çok sükür sığmıslardı.ozel esyalarımıda bas ucumda bulunan komidine yerlestirdim.ama sıra kemanıma geldiğinde zaman kararsız kaldım.annemin ölümünden beri çalmamıstım,çalamamıstım.tüm hücrelerim onu çalmak istiyordu ama ben yapamıyordum.bu yüzden onu yatağımın altına kutusuyla beraber koydum.burda tek banyo olduğundan bana ayrılmıs raflara macunumu,fırçamı,sampuanımı vs.temizlik eşyalarımı koydum.dısardan bir araba sesi geldi ve camdan dısarı baktım.amcam yanıda iki kisiyle duruyordu.birisi yaslı diğeri ise gençti.dısarı amcamın yanıa gittim.kırmızı bir komyonete yaslanmıstı."merhaba catherine"eliyle yaslı adamı gösterdi."bu harry.onu tanadın değilmi?"onu nasıl tanımazdım.la push da oturuyordu.her yaz tatilnide görürdüm.bu yasında halen uzun saçları vardı ve bu ona yakısmıyordu.
elimi uzattım."evet.tabikide tanıdım."yanımdaki gence döndüm.tam onu kim olduğunu soracaktım ki o kim olduğunu söyledi."ben erik su yaslı adamın oğluyum."babasına göz kırptı."tanıstığıma sevindin erik.2dedim ve cocuğun elini sıktım.benim boylarımdaydıve büyük görünüyordu.onunda babası gibi uzun siyah saçları vardı.esmer tenliydi de zaten.burdaki insanlar kömik.bence uzun saç onlara yakısmıyor."e nasıl beğendin mi?"diye sordu amcam.ona saskınlıkla baktım."neyi?"bir kahkaha attı."bu kamyonet senin."
"ay!inanamıyorum"dedim ve amcanın boynuna atladım."çok tesekkürler."amcam kızardı utanmıstı."önemli değil tatlım.bu banem eski hurdaydı.onu erik tamir etti."ben suan bu açıklamayla ilgilenmiyordum.bir an önce kapıyı açıp binmek istiyordum.ama tabi ki de bunu yapmadım.belki de burası benim için yeni bir baslangıç olabilirdi.gözlerimi kırpmadan kamyonete baktım.babamın opel astrası gibi değildi ama bana tam uygundu.o gece doya doya ağlamıstım.ne için ağladığımı bende bilmiyordum.herhalde hersey için ağlıyordum.dünüm için bugünüm için ve ne olacağı belirsiz yarımın için.batıl inanıslarım yoktu ama omzumdaki yara hala sızlıyordu.ve ben bunun nedense kötü olduğunu düsünüyordum.uykuya dalmam uzun sürsede uyudum.ve rüyamda sbiricik annemi gördüm.gözlerimi çok güzel bir çayırda açtım.mor ,mavi,kırmızı,sarı...tüm renkler çiceklerin üzerimdeydi.yavasça ayağa kalktım.ellerimi yana açtım,basımı arkaya attım ve etrafımda dönmeye basladım.huzur mutluluk ve nese algılıyordum.sonra birden karsımı çıktı.saçları yine omuzlarına dökülüyordu.beyaz ipek bir elbise giyiyordu.basını yana eğmis beni gülümseyerek izliyordu.onu görünce bir an ıçın donakalsamda sonra hemen açıldım ve ona doğru kostum.kollarını açtı ve beni yakaladı.ne beni yakalamıs mıydı?annem bu kadar güçlü müydü?sonra beni kendinden ayırdı ve bastan asağı süzdü."hiç değismemissin catherine"dedi.sesi bir zil gibi çınlamıstı ve kelimeleri görüyordum."sende anne.seni çok özledim."dedim.ona konusma fırsatı vermeden sorulyarımı sıraladım."beni neden bıraktın?sana çok ihtiyacım var.kalbim senin yokluğunla ağlıyor.yerini dolduracak kimse yok.neden gittin?"dedim.ilk basta yere baktı sonra o irnanılmaz kirpiklerini altından bana baktı."mecburdum cathy.bunu yapmak zorundaydım.ama ben tümüyle gitmedim.hala yanındayım.sadece beni bulmalısın tatlım.çok uzağında değilim."sözleri aklımı karıstırmıstı.çok mu yakınımdaydı?gözlerimi kırpıstırdım."ne söylemeye çalısıyorsun anne?seni anlamıyorum."tekrar gülyümsedi ve yorgun bir sekilde içni cekti."bunu yakında anlayacaksın meleğim.dikkatla-i ol canım.sana zarar vermelerine izin verme lütfen"cümlesinin sonuna doğru görüntüsü siliklenmeye baslamıstı.
"anne dir anlamıyorum"dedim ama o çoktan gitmisti.bende arkasından bakakalmıstım.nedemekti simdi bunlar?birden çayırda soluklasmaya basladı ve kayboldu karanlıkta tek basıma kalmıstım."hayır"dedim ve fırladım.sükürler olsun uyanmıstım.gün daha yeni doğmustu.okulun ilk günü için fazla erken bir saatti bu.yavas hareketlerle kalktım ve dusumu aldım.mutfağa indiğimde amcamın gittiğini farkettim.kendime güzel bir kahvaltı hazaırladım ve okula gitmek için arabaya bindim.arabayla içeri girdiğimde derin bir nefes aldım .alsmama zor olacaktı .hemde çok zor.ilk günlerden nefret ederdim.tanısma fasıllarından arkadas bulmaktan...vede sınıfları karıstırmaktan .neyseki amcam benim yerime programımı almıstı.birde bu isle uğrasmadım.ilk dersinm tarihti .benim en sevdiğim derslerden biri.park alanında bos bulduğum yere kamyonetimi park ettim.arabadan iner inmez gözüme gümüsi volva takıldı.son model olmalıydı.demekki çok zengin kisilerde vardı.bu da demek oluyorki tam bir bela aldım.böyle tipleri beğendiğimi söyleyemem.
neyseki tarih dersine girdiğimde kendimi tanıstırmadım.adının bay berty olduğunu öğrendiğim adam bana kitabımı verdi ve en arka sıraya yolladı.ingilizce dersinde-ki bu derse bayılıyorum-girdim.tarih dersinde yanında oturduğum kızla-ismi mary-oturdum.ingilizce öğretmenim de-bay smith-beni konusmama için zorlamadı.fakat trigonometri öğretmeni bay swan kendimi tanıttırdı.simdiden anlasamayacağımız belliydi.ama trigonometriyi de seviyordum bu yüzden bay swanı sevebilirdim.en sevdiğim ders olan edebiyatı programada görmek hosuma gitmisti.burda da kendimi tanıttım.ufak tefek gözlükülü bir adam olan bay masonu dinlerken adeta kendimden geçtim.çok güzel anlatıyordu.öğleden önceki son dersim olan ispanyolca için de iyi diyebilirdim.bayan clock un çok güzel bir aksanı vardı.tek bayan öğretmenim oydu.öğle arasında tarih ve ingilizce dersinden arkadasım olan mary ile kafeteryaya gittik.adının becca olduğunu tahmin ettiğim kız-ki trigonometri den tanıyordum-ve biyoloji dersine beraber gireceğim emma bize katıldı.yiyeceklerimizi aldık ve kafeteryanın kuzeyine doğru ilerledik.orda bir masa blduk ve oturduk.hepsi ayrı ayrı konusuyordu.onları dinleme zahmetine girmedim.alisverissten danstan...falan bahsediyorlardı.ve bunlar ilgi alanıma girmiyordu.kısa bir süre sonra mary nin sevgilisi thomson bize katıldı.beni kısıca selamladıktan sonra sevgilisinin yanına oturdu.onun ardından edebiyat dersinde bana sürekli bakan çocuk-öğrendiğime göre adı taylor-bize katıldı.
etrafa bakmak için basımı kaldırdığımda bizi süzen-daha doğrusu beni süzen-üç kisi gördüm.iki erkek ve bir kızdılar.erkeklerin ikisi de kaslıydı ve uzun boylu olduklarını tahmin ediyordum.kızın solunda oturan erkeğin esmer bir teni vardı.diğerinin ise kumral olduğıu söylenebilirdi.kıza gelince ufak tefek ama bir okadar da güçlü görünüyordu.ben onlara baktığımda onlar da tekrar yemeklerine döndüler.bende masama ilgi verdim."güney tarafında oturan su kisiler kim?"diye sordum beccaya ve çenemle onların bulunduğu yeri isaret ettim.becca benim baktığım yere baktı ve kaslarını çattı."onlar bir çesit bulucu.yetenekli kisileri buluyrlar.kumral olan ian esmer olan ise piget.ve kızın ismide jane"onlardan tiksinircesine bahsetti .sasırmıstım."neden onlardan nefret ediyorsun?"diye sordum.
"onlar dediğim gibi bir bulucu.yetenekli kisileri buluyorlar ve ailelerinden koparıyorlar.onları burda kimse sevmez."cümlesini konuyu kapatır gibi söylemisti.bu yüzden bende tekrar soru sormadım.geri kalan zamanda bu buluculara hiç bakmadım.aslında bende tuhaf bir izlenim birakmıslardı.sağ omuzum yine karıncalanmaya baslamıstı bile.biyoloji dersine emme ile beraber girdim.bay luck çok sirin bir öğretmendi.bana emmanın yanında oturabileceğimi söyledi.önden ikinci sırada oturuyodu.onun yanına oturduğum zaamn gözüme bulucu olan ian takıldı.bize bakıyordu ve gözleri saskınlıkla açılmıstı.hemen yanında jane vardı.diğer çocuk ise yoktu.sonra kafasını çevirdi ve öğretmene bakmaya basladı.bende dikkatle not aldım.
biyoloji dersinden çıktığımızda mary thomson ve taylor ile karsılastık.mary ve sevgilisi devlet yönetimi dersine ,ben ve taylor ise beden dersine girecektik.ben de taylora katıldım.çünkü son dersim bedendi.taylor yanında olmamdan memnun görünüyordu.kaçamak bakıslarla yüzüme bakıyrdu.beden dersimize ise bay coff giriyordu.spor yapmayı seviyordum ama beden dersini pek sevmezdim.bu yüzden ilk dersim olduğu icin sadece izlemekle yetindim.
ders çıkısında kosarak arabama bindim ve derin bir nefes aldım.ilk günümü kazasızbelasız atlatmıstım.bir çok arkadas bulmustum .ilk gün icin fena değildi.
eve doğru yol alırken bulucuları düsündüm.çok garip insanlardı.phonexte hiç bulucu görmemistim.ama phonexte de kimse onlardan hoslanmazdı.toplumda dolasırlardı ama bunun da tek nedeni vardı.beccanın dediği gibi yetenekli kisileri bulmak.onlar hakkında bildiğim tek sey buydu.fazlasını bilmiyordum gittiğim zaman amcamam sormalıydım.
Eve vardıgımda amcam daha gelmemıstı.bende bundan fırsat buldum ve tv ızledım.amcam genelde haber ızlerdı.hem de bastan sona hıc sıkılmadan.sonra acıktıgımı farkettım ve soslu makarna hazırlamaya basladım.bıraz fazla yapmıstım cunku amcamda yıyecektı.ben yemekle ugrasırken kapı acıldı.'selam'dedı guclu bır ses.amcamın geldıgını hemen anlamıstım.'selam amca nasılsın?'gulumsedım.
gulumsedı.'ıyıym catherıne'havayı kokladı.'mmm...cok guzel kokuyor.yemekte ne var?' o masaya gecerken bende makarnaları masaya paylastırdım.'makarna 'dedım.!vay'dedı gozlerı acımıstı.'tam bır zıyafet var.'gozlerımı devırdım.masaya oturduk ve makarnaları yemege basladık.su bulucu konusunu nasıl soracagımı merak edıyordum.pat dıye kınuya mı gırmelıydım?yoksa onu mu beklemelıydım?ama benım sormama gerek kalmadan amcam sormustu bıle.'okulda ılk gunun nasıl gectı?'agzımdakı lokmayı yuttum'ıyı'dedım 'bekledıgım gıbı olmadı.'
'ıyı arkadas buldun mu pekı?'
'evet amca 'dedım.sımdı sorabılırdım.bogazımı temızledım.'amca okulda bırılerı var ve onlara bulucu dıyorlar.'bu kelımeyı duyunca amcam adeta dondu.gerıldıgını hıssedıyordum.'ve kımse onları sevmıyor'dıye devam ettım.'onlar kım?'amcam bır an ıcın cevap vermedı.bende onu sabırla bekledım.en sonunda konusmmustu.'onlardan uzak dur cathy.hıc tekın tıpler degıl onlar.'sustu.o susunca ben devam ettım.'o konu da anlastık.ama onlar neden sevılmıyor.becca bana yeteneklı kısılerı bulduklarını soyledı.'dedım.amcam karanlık bır sekılde gulumsedı.'onlar,evet,bır bulucu.ama...'dedı ve durdu.sankı soyleyıp soylememek konusunda karasızdı.tam bu anda dıkkatımı amcamın sol kulagı cektı.kızarmaya baslamıstı ve sankı renk degıstırıyordu.saskınlıktan bakakalmıstım.'amca'diye fısıldadım.'kulagına ne oldu?'bır an ıcın saskın saskın bana baktı.sonra 'ah lanet olsun'dıye kukredı ve banyoya kostu.bende arkasından kostum.ama amcam kapıyı kılıtlemıstı.endıselenmeye baslıyordum.'amca ne oldu?amcaaaa'dıye haykırdım.ses gslmıyordu.'amcaaaaaa!'dıye bagırdım.hala ses yoktu.kapıyı yumruklamaya basladım.
En sonunda amcam konusmustu."Geliyorum, korkma" derin bir nefes aldım rahatlamıştım.Amcam banyodan cıkmıştı. Kulağı eski hale gelmişti. Sadece yüzü kıpkırmızıydı ve sinirli görünüyordu. Yanına gittim ve ona sarıldım. Ondan aldığım kötü duygular karşısında afalladım ve geri çekilmek zorunda kaldım. "Amca" dedim fısıltıyla. Bir şey demedi sadece bana bakmakla yetindi.Ne kadar süre birbirimize baktığımızı bilmiyorum. Amcamın rengi normale döndü.Ancak o zaman konuştu."Özürdilerim cathy.Seni korkutmak istemedim. Sadece bir kırizdi."dedi. Ama nedense ona inanmamıştım."Peki kulağına ne olmuştu o zaman?" diye sordum eli sol kulağına gitti. "Sinirlendiğim zaman böyle olur. Önemli bir şey değil." dedi.Yine inanmamıştım ama onu yormak istemedim. Tekrar yanına gittim ama sadece yorgunluk hissettim. Onu alt kata indirmedim tekrar.Odasına götürdüm ve uyumasına yardım ettim. Odama çekildiğimde titrediğimi fark ettim. Amcam beni korkutmuştu. Hemde çok... Duş alamayacak kadar yorgundum bü yüzden hemen yattım. Ve vücudumun dinlenmesine izin verdim.
Horoz sesleriyle uyanmıştım. Serin rüzgarlar saçlarımı uçuşturuyordu. Yakın bir yerden su sesi geliyordu. Bi anda durakladım.Nerdeydim ben? Horoz da neyin nesi? Forks da hiç horoz olmaz ki. Yavaşça gözlerimi açtım. Geçen gün rüyamda gördüğüm yere gelmiştim tekrar. Ve yine annem aynı yerde geniş ağaçların altında duruyordu. Ama bu sefer bana bakmıyordu. Yüzünü yandan görüyordum. Çayırın hemen bitimindeki uçurumun uzaklarına bakıyordu. Ayağa kalktım ve annemin yanına gittim." Ne oldu?" diye fısıldadım.Bana doğru döndü gözleri yaşarmıştı."Onlar seni bulacaklar cathy.Onlar,onlar...." dedi va hıçkırmaya başladı. "Ne oldu anne?" dedim. Ve kollarımı ona doladım."Neyin var?Kim beni bulacak? Onlar kim?" Hem soruyu soruyor hemde annemi sarsıyordum.Başını kaldırdı ve bana baktı."Gerçeği öğrenmelisin, Cathy. Gerçeğimizi öğren!" dedi. Sonra sesini duymaz oldum. Sadece ağzı hareket ediyordu. Ama ben onu duyamıyordum. Şaşkınlıkla etrafıma baktım.Etraf sislenmeye ve çayır güzelliğini kaybetmeye başlamaıştı. Kolumdaki sızı anlık değildi ve adeta büyüyen bir ateş gibiydi. Sağ omzuma dokundum.Omzum ısınmıştı. Sanki iltihap kapmış gibi de kızarmıştı.
Hafif ama p.s bir rüzgar yüzüme doğru esti. Kafamı kaldırıp dumanların oluşturduğu sise baktım.İçinden sanki üç kişi bize doğru geliyorlardı.Kim olduklarını göremedim.Tam bu anda annem aramıza girdi ve "Hayır!!" diye haykırdı.Bende bu anda "Hayır!" dedim ve yataktan doğruldum.Bu iki olmuştu. Elim otomatik olarak yarama gitti. Normal duruyordu. Isınmamıştı. Tekrar yatmadım ama saat daha erkendi. Bu yüzden sıcak bir duş aldım ve sakin sakin kahvaltımı yaptım.Tam kamyonetime binerken arkamdan birinin geldiğini işittim ve dona kaldım.Nedense aklıma dün geceki rüya gelmişti.
Not:arkadaşım alacakranlık hayranıdır.O yüzden mekanlar alacakaranlıktaki mekanlardan alınmış bazı yerler ama içinde vampir veya alacakaranlıkla ilgili bişe yok