Bir kehanet var. Önceden üç türde beraber mutluluk içinde yaşarlarmış. Sonra vampirler bu anlaşmayı bozarak insanları ve cadıları öldürmeye başlamış. Kimse onların önüne geçemiyormuş. Cadılar insanları koruyamıyorlarmış. Savaşamayacaklarını anlayınca insanlar ve cadılar baş vampirin önünde diz çökmeye başlamışlar. Öyle yalvarıyorlarmış ki öyle çok ağlıyorlarmış ki etraf göl olmuş.
Sonra baş vampir bu yalvarışlara hiç aldırmayıp hepsinin kanını içerek yavaş yavaş öldürmüş. Bunu yaparken öyle çığlık sesleri geliyormuş ki vampirler bile izleyemiyormuş.
Bunlara dayanamayan tanrıça yeryüzüne tüm zamanların en güzel kızını indirmiş. Bu kız öyle güzelmiş ki, güzellik tanrıçası Afrodit bile onun güzelliğine dayanamayıp önünde diz çökmüş. Bütün herkes onun güzelliği karşısında eğilmiş. O kadar güzelmiş ki, yüzüne bakılamıyormuş. Bakanlar güzelliğine dayanamayıp kör oluyormuş
Bu güzeller güzeli kız, uzun siyah saçlarını savurup baş vampire dönmüş. Anlaşmayı bozdunuz. Bu büyük bir cezadır. Ancak tanrıçamız size bir şans daha veriyor. Şimdi benim bu çağrımı dinleyip tekrar aramıza katılanlar eskisi gibi mutlu yaşayacaklar. Ama benim çağırışımı dinlemeyenler… Kendilerini tanrıçanın gazabına hazırlasınlar… Demiş.
Bütün herkes bunu hiç tereddüt etmeden kabul etmiş. Bazıları hariç. Bunlar baş vampir ve kendi bizzat yetiştirdiği acımasız kan emici ordusuymuş. Böyle bir güzelliği reddedebildiği için herkes çok şaşırmış. O kız da öyle.
Baş vampire dönmüş ve şöyle sormuş: Tanrıçamızın size sunduğu şansı geri mi çeviriyorsunuz?” sesi o kadar güzelmiş ki bazıları bayılmış. Ama o kötü baş vampirin ve ordusunun fire verecek gibi bir halleri yokmuş. Sonra baş vampir ayağa kalkmış ve şöyle demiş: “ Benim şu eşsiz dünyayı elde etme gücüm varken, o unutulmaya yüz tutmuş tanrıçanın sözünü dinleyemem. Sen bir tuzaksın. Ama ben ve ordum bu tuzağa düşmeyecek kadar akıllıyız.” Demiş. Bunun üzerine kız baş vampire doğru yürümüş ve tam önünde durmuş. Gözleri tehlikeyle parlıyormuş. Işıklar saçan sol elini havaya kaldırmış ve Unutmayın ki sizi de bu eşsiz dünyayı da tanrıçamız yarattı. Ona saygısızlığınızın bedelini ruhunuzu hapsederek veriyorum. Demiş ve sol elindeki ışık baş vampiri ve ordusunu bir saniye içerisinde şekilsiz sert kayalara dönüştürmüş. Kralın ise son gördüğü şey yukarıdan gelen kızın sol bileğindeki dövmeymiş.
Onların bedenleri bir kayaya dönüşmüş ama ruhları ise o kayanın içindeymiş. Buna rağmen hiç biri ne af dilemiş ne de bir pişmanlık duymuş. Bunun yerine sürekli ordusuyla yeni planlar yapıyormuş. Sürekli gizli bir şekilde aralarında fısır fısır konuşuyorlarmış. Bu yüzden onlara “Fısıldayan kayalıklar” demişler.
Yukarıdan gelen kız ise Unutmayın eğer bu savaş tekrar başlayacak olursa sizi uyarmak için işaretimi yollayacağım. Demiş ve gözden kaybolmuş