'Özür dilerim ablacığım. Bana neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Sınav stresi yüzünden olmalı. Okulda bize bu konu hakkında bir seminer verdiler. Rehber öğretmenimiz diyor ki...'
'Kes sesini! Artık bu zırvaları dinlemekten yoruldum. Doğru eve gidiyorsun Cassie Clifton. Ve sakın hiçbir yere uğrama! Yürü bakalım seni yaramaz kız.' diye Cassie'nin cümlesini yarıda bırakan Evelyn arkasını dönüp yürümeye başladı
' HEY! Sen nereye gidiyorsun ki?' biraz bağırmıştı Cassie. Klasik numaralarından biriydi bu. Tartıştığı zaman enerjisini saklar ve sanki tartıştığı kişi uzakta olduğundan dolayı bağırıyormuş gibi var gücüyle bağırırdı. Aslında ona söylemediği şeylerin kızgınlığını masum kelimelerden çıkarırdı.
'Bu seni ilgilendirmiyor. şimdi bu rezil sokaktan çıkıp caddeye çıkar mısın? en azından göreyim de içim rahatlasın.' dedi Evelyn sakince. Cassie 'sen bilrsin' dermişcesine bir yüz ifadesi yapıp kriz yerinden uzaklaştı. Caddeye çıktı. Ama kesinlikle eve gitmeyecekti. Otobüs durağına yöneldi ve boş banklardan birine oturdu. Yanına oturan bir siluet gördü. Ancak umurunda olduğu söylenemezdi. Nihayet kendini güvende hissettiği tek yerin aracı geldi. Oturduğu banktan doğrulan Cassie otobüse tam binerken biri bileğine sıkıca kavradı.
'Yerinde olsaydım bunu yapmazdım' dedi Cassie tehditkar bir tavırla
'Şimdi bırak elimi seni hödük herif' dedi ikinci bir kez.
'Benimle geliyorsun Cassie.' Cassie bu sesi hemen tanımıştı. Uzun boy, siyah deri palto, sanki hiç yokmuş derecesinde sessiz hareketler...
'Burada ne arıyorsun sen? Gideceğini söylemiştin.'
'Siz ikiniz sıradan çekilir misiniz? Arkada insanlar var. Yolu tıkıyorsunuz.' dedi otobüsün şöförü ters bir tavırla. Jack onu kenera çekiştirirken Cassie şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu.
'Cassie sana her şeyi teker teker anlatacağım ama şimdilik buradan uzaklaşmamız lazım. İzleniyorsun.'
'Ah yine o sapık çocuklar mı. Geçen sefer onlara iyi bir ders verdiğimi sanıyordum. Anlaşılan yedikleri dayak yetmemiş ikincisini istiyorlar. Sende yani Jack beni korkuttun. Bir grup ergen gencin bana zarar verebileceğini mi sandın? Kazadan sonra çok değiştim. O tatlı küçük kız artık burada yok.' dedi kafasını işaret ederek
'Bir daha öyle bir şey olmayacak. Sadece küçük bir hataydı.'
' Ah evet. Ne hata ama! Hemde en yakın arkadaşımın ölümüne sebeb olacak bir küçüklükte.'
'Cassie üzgünüm ama benimle geliyorsun.' dedi Jack ve onu çekiştirmeye başladı. tam karşı koyacakken bilincini kaybetti ve yere yığıldı. Jack bunu yapmayı istemezdi ama mecbur kalmıştı. Emirleri görmezden gelemezdi. Bu emir zarar görmüş zavallı Cassie'yi kaçırmak dahilinde de olsa...
lanet diye bi hikaye yazıyordum bi aralar. kaydetmediğiim için site kapanınca gitti ben de buna başladım =) umarım beğenirsiniz
En son dilry95 tarafından Cuma Ocak 29, 2010 4:10 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi