tarafından Phoenix Ptsi Ocak 11, 2010 9:23 pm
1.BÖLÜM
"Sonun Başlangıcı"
13 Mayıs 2009
Tam tamına 3ay oldu.Birbirimizi bulmamızın üstünden 3ay geçti.Bugün onun doğum günü.Mutluluk içinde etrafı süslemeye devam ettim.Akşam ki süpriz parti için Jane,Bonnie ve Erica bana yardım ediyorlardı.
"Hava karardı Tarja."dedi Bonnie camdan dışarıya bakarak.
"Tamam."dedim ve elimdeki süsü masaya bırakarak ayağa kalktım."Ben gidip Will'i alıcam.Konuklar gelince beni çaldır."dedim ve arabamın anahtarlarını alarak dışarı çıktım.Soğuk hava ürpermeme neden oldu.Hızla arabaya yürüdüm.Yola çıkınca sessizlik sinirimi bozdu.Böyle muhteşem bir gecede olabildiğince eğlenmeliydim.Radyoyla oynadıktan sonra kafama göre hareketli bir şarkı buldum.Kafamı sallayıp şarkıya eşlik ederken parmaklarımı direksiyona vurarak tempo tutuyordum.Bugün hiç bir sinir bozucu düşünceye izin yoktu.Ne gelecek korkuları, ne yaş sorunu, ne de sevgilimin insan olmaması...
Bunları düşünürken önüme bir şey çıktı ve çığlık atarak direksiyonu kırdım.Arabam yoldan çıktı ve ağaca tosladım.İnliyerek emliyet kemerimi çözdüm ve sendeleyerek arabadan indim.Önden buharlar çıkıyordu.Öfleyerek çevreme bakındım.Her taraf kapkaranlıktı.Bu ürkmeme neden oldu.Hemen cebimden telefonumu çıkardım.Çekmiyordu.İşte bu harika(!).Tam 3.sınıf korku filmleri gibi oldu.Ağacın kenarına çöküp başımı ellerimin arasına aldım.N'apıcaktım şimdi?Sonra duyduğum bir sesle yerimden fırladım.Lanet olsun, lanet olsun!Tanrım, buradan hemen çıkmalıydım.Koşmaya başladım.Ağaçlardan destek alıyordum.Arada sırada arkama bakıp takip eden olup olmadığını kontrol ediyordum.O sırada -karanlık yüzünden- ağaca tosladım ve yere yuvarlandım.Başımdaki acıyla beraber herşey karardı.
Kahretsin!Başım feci ağrıyordu.El yordamıyla doğruldum.Başımın dönmesine aldırmadan ayağa kalktım.
"Orada kimse var mı?"diye seslendim karanlığa.Ses yoktu.Ama birşeyin beni izlediğine yemin edebilirim.Yavaşça geriledim.Bu ürkütücü sessizliği ortam için oldukça neşeli olan telefonumun sesi böldü.Büyük bir rahatlamayla yere eğildim ve el yordamıyla telefonumu aradım.Zifiri karanlıktan sonra telefonumun parlak ışığı gözlerimi rahatsız etmişti.Will!İçimi dolduran sıcaklık karanlığı yok etti.
"Nerdesin?"Will'in sesindeki endişe beni adeta sarmaladı.İstemsizce hıçkırmaya başladım.
"Will, oh Will!"dedim deli gibi ağlıyarak.
"Ne oldu?İyi misin?"dedi hızlıca.
"Ben...ben kaza yaptım ve ben...kayboldum.Ormnda.Ben ormanda..."
"Hemen geliyorum."dedi ve telefonu kapattı.Rahatlık yavaşça üzerimden buharlaştı.Aniden duyduğum ses korkuyu tazeleştirdi.Arkama dönerken göğsüme aldığım darbeyle ayaklarım yerden kesildi ve sırtımı ağaca çarptım.Nfesim kesildi ve ciğerlerim yandı.Ellerimden destek alıp öksürürken ayağa kalkmaya çalıştım.Ama birisi ayağıyla üstüme basıtırınca tekrar düştüm.Çalılar yüzüme battı ve acıyla inledim.Sırtımdaki ağırlığı kemiklerimde hissediyordum.
"Merhaba."dedi kibar bir ses.İnleyerek kafamı çevirmeye çalıştım ama başarılı olamadım.
"Bana senden bahsettiler."dedi."Ama Will'i nasıl bu kadar baştan çıkarttın bilemiyorum.Sende o kadarda özel birşey yok."dedi."Sanırım güzel avlardan hoşlanıyor."
"Ben onun sevgilisiyim."diye hırladım.
"Yapma, Tarja.Will gibi biri neden seninle ilgilensin ki?Dünya üzerinde elde edemeyeceği kız var mı?"dedi alaycı bir şekilde.Cevap vermedim.Bende kendime bunu sık sık sorardım.
"Sen onun için bir eğlencesin.Bir yemeksin."dedi."Ama itiraf etmeliyim ki gözbebeğimizi çok etkilemişsin.Will seni şimdiye kadar öldürmediğine göre sana değer veriyor."dedi.Bu beni mutlu etti ama ardından gelen sözler kanımı dondurdu.
"İşte bu yüzden seni ortadan kaldırmak zorundayız.Sen onu iyice etkilemeden."
"Hayır, lütfen."diye yalvardım.Ama bana aldırış etmeden saçlarımı kavrayıp kendine çekti.Az kalsın boynum kırılacaktı.Dişlerini acımasız bir şekilde boynuma sapladı ve kanımı emmeye başladı.Gözlerim kararırken üstümdeki ağırlığın hayal meyal kaybolduğunu hissettim.Yavaşça ve inleyerek sırt üstü döndüm.İlk gördüğüm şey kırmızı elbisesiyle uyumlu kahverengi saçlardı.Tüm zarafetiyle öne eğilmişti.Karşısındaki adam gölgede kalıyordu.Gözlerimi kırpıştırdım.Mükemmelliğiyle kaynaşan vahşiliği ona çekici bir hava verirken, kadın, bir eliyle adamı boynundan kavrayıp havaya kaldırdı.Ay ışığnda parlayan altın sarısı saçlar bana onun hoş birisi olduğunu düşündürdü.Tabii yüzündeki öfkeli ifadeyi saymazsak.Kavga etmeye başladılar.Ama umrumda değildi.Gözlerimi ağaçların arasından süzülen ayışığına diktim ve huzurlu bir ölüme gözlerimi yumdum.