Halen ağzımın açık bir şekilde mutluluk ile şaşkınlığın arasındaki bir şekilde onu izliyordum.O ise beni itip içeri girdi.Elimi tutup beni uzunca öptü.Ben tam sevinçten çığlık atacakken eliyle ağzımı kapattı.Ches ise benim gibi aptalca davranmak yerine ‘Hemen şimdi mi?’ dedi ve ona doğru yürüdü.Beklemediğim bir şekilde hani şu erkek selamlaşmasını yaptılar.Kafalarını tokuşturdular.İspanya boğa güreşlerinde dövüşen iki boğa gibi duruyorlardı.Belki de durmuyorlardı.Tamam ben saçmalamıştım.Öyle bir şey yoktu.Lanet girsin deliriyor muyum?Kes-
‘Stefani,bizimle misin?’dedi Taylor endişeli sesiyle.
‘Evet.Sanırım.Umarım.Galiba.’
‘Kesinlikle iyi değil.’dedi Ches ve beni iterek duşa yönlendirdi.
~Taylor Anlatım~
Aslında tereddütlüydüm.Yani yeniden Stefani’nin karşısına çıkmak.Ama bunu yapmak zorundaydım.Şu an en büyük taşın onda olması nedeniyle Camdan Kral onu öldürmeden rahat etmezdi.Bu savaş ya onun ölmesiyle ya da savaşı bizim kazanmamızla biterdi.Bu yüzden bunu yapmak zorundaydım.Bir aptal gibi kendime çocuksu bir hava vermek adına aynanın önünde saçlarımı dağıttım.Yanaklarım zaten aldı.Gaylerin oynadığı bir diziden çıkmış gibi görünebilirdim ama eminim Stefani beni beğenecekti.Şu an bunu düşündüğüme inanamamıştım ama bunu yapmıştım.Filmlerdeki gibi ağır adımlarla kapıya yürüdüm.Tam kıyafetimi düzeldirken kapı kendi kendine açıldı.Korkmamak elde değildi.Bir an aptal bir kız gibi çığlık attığımı düşündüm ve güldüm.Ama Stefani’nin hayalet görmüş gibi ifadesi yüzümü ciddileştirdi.Onu gerçekliğe götürmek için öptüm.Bu…kesinlikle….muhteşemdi.Yani redbull ile birayı karıştırmaktan bile iyiydi.Düşünün artık!Kendimi redbull havuzunda yüzer gibi hissediyordum.Tamam çok aptalcaydı ama evet!Çığlık atacağını anladığımda elimi ağzına doğru götürdüm.Tam o sırada Chester
‘Hemen şimdi mi? Dedi ve bana doğru yürüdü.Bir an beni döveceğini düşündüm.Bu yüzden kollarımı bile sıvadım ama o benimle selamlaştı.Stefani’nin şaşkınlık içinde bize baktığını gördüm.Hatta onun dünyada olup olmadığını kontrol etmek için ‘Stefani’ diye seslendim ama duymadı.Yine şu aptal pembe kız rüyalarında olmalıydı.Bu Stefani için geçerli değildi.O…genelde sert olurdu.Belki de şu an benimle birlikte kas geliştirme salonunda kas yaptığını hayal ediyordu.Kahretsin!Bu günlerde kesinlikle aptaldım.Biraz insan gibi davranmaya çalışarak
‘Stefani bizimle misin?’dedim.
‘Evet.Sanırım.Umarım.Galiba.’diye geveledi.İyi olmadığını işte şimdi anlamıştım.Bu aptallık sendromu bulaşıcı olmalıydı.Umarım Chester’a bulaşmamıştır diyecekken
‘Kesinlikle iyi değil.’diyip S’yi duşa doğru itmesi halen ona bulaşmadığını gösteriyordu.Kesinlikle sevinmiştim.O duşa girdiğinde kafamı toparlayıp konuşmaya başladım:
‘Biliyorsun Chester.Ben de sen de S’den hoşlanıyoruz.O benden hoşlanıyor belli…’derken homurdanıp sinirlendiğini görünce:
‘Yani bence ikimizden de hoşlanıyor.’diye düzeltim ve devam ettim:
‘Yine biliyorsun ki o dünyanın en büyük Kama taşına sahip.Camdan Kral’ın onu öldüreceği gerçeği kaçınılmaz.Bu yüzden Camdan Kral’ı öldürmeliyiz.Çünkü ancak bu savaş Stefani’nin ölmesi veya Camdan Kral’ın ölmesi sonucunda sonuçlanır.Böylelikle ya Stefani’yi sonsuza dek saklamalıyız ki bu imkansız ya da Camdan Kral’a savaş açmalıyız.Ne diyorsun?’
‘Sonuç belli!Tabi ki ona savaş açacağız.’
‘Ben de böyle düşünmüştüm.’dedim ve iş anlaşması imzalar gibi elimi ona uzattım.O da acı bir gülümsemeyle elimi sıktı.O anda Stefani ıslak saçlarıyla banyodan bornozuyla çıktı.Vücudundan damlayan küçük damlalar bana Camdan Kral’ın geçmişteki ölümünü hatırlatıyordu.Eğer bunu başarabilirsek o ucubede çatlayarak parçalarına ayrılacak ve bu damlalar gibi akıp sonsuzluğa gidecekti.Şair gibi konuşmuştum!Aptal düşüncelerimle boğuşurken şirin ve meraklı bir şekilde
‘Ben duştayken ne konuştunuz bakalım?’ dedi.Chester benden hızlı davranarak
‘Erkeksi durumlar işte.’dedi ve bana göz kırptı.
‘Anlayacağıma eminim.’
‘Megan Fox’un ne kadar çekici olduğunu konuşuyorduk.’dedi ve kahkaha attı.Bende gülmeye başladım o da dil çıkarıp yeniden banyoya girdi.
‘Gerçekten çekici kadın.’dedim.Chester hızlı davranarak:
‘Çok istersen S’yi bana bırakıp,Megan’a gidebilirsin.’dedi ve yine kahkaha attı.Gerçek şuydu ki gerçekten çok cooldu ve eğer kadın olsaydım ondan hoşlanıcağıma emindim.Tanrım,neler saçmalıyorum ben!
*
~Stefani Anlatım~
Duş kesinlikle iyi gelmişti.Demin ki Megan Fox olayı sinirlerimi bozmuştu ama o küçük kal...ın sinirlerimi bozmasına izin vermeyecektim.Ne yani tamam çok güzel gözleri ve vücudu vardı ama bu güzellik ile beyin fonksiyonu doğru orantılı değildi.Eğer çikolata parçası kadar bir beyni olsaydı eminim bir fıstık bile alamazdı!
Saçlarımı tarayıp,damlaların süzülmesine izin verdim.Mor kareli mini etek giyip,üstüme siyah ‘Poker Face’ yazılı tişörtümü giyindim.Üstüne mor,yarım deri ceket giyindim.İskambil kartlı çoraplarımdan sonra hazırdım.Saçlarımı açık bıraktım.Mor,pullu göz farı ve siyah kalem sürdüm.Bir de parlatıcı.İnsana benzemiştim sonunda.Beyaz,kanatlı adidaslarımı giyindim ve dışarı çıktım.Bir an sessizlik oldu ikisi de bana baktı.Chester gülümseyerek yanıma doğru geldi
‘Süpersin,bebeğim.’dedi.Taylor bunu gururuna yediremeyerek:
‘Sen her zaman süpersin hayatım.Sadece daha bakımlısın.’dedi.Ches ona doğru alayla bakarak:
‘Emin ol,aptal olup onu öldürmeye çalışmasaydın hep iyi olacaktı dedi.Taylor ağlamaklı bir sesle başını aşağıya indirdi ve
‘Özür dilerim.’dedi.O an bana yetim bir kedi(yetim kedi ne ya
) gibi göründü ve başını okşama isteği uyandırdı.Ona doğru yürürken Ches bileğimi tuttu:
‘Unutma,o seni öldürüyordu.’
‘Kapa çeneni!’
‘Sen bilirsin.’Elinden kurtararak Taylor’a yöneldim ve başını okşadım.O an ne söyleyeceğimi bilmiyordum.Ne diyebilirdim ki ‘Biliyorum Taylor.Önemli değil.Sadece beni öldürmeye çalışıyordun.Benim için sorun değil.Hatta şu an öldürebilirsin.’ mi?Kesinlikle hayır!Bunun yerine sadece:
‘Her şey geride kaldı.’ dedim.
‘Nasıl geride kalabilir ki S?Chester sonuna kadar haklı.Ben.Seni.Öldürmek.İstedim.Bunun ciddiyetini anlıyor musun?Eğer Chester orada olmasaydı şu an burada olmayacaktın!Bu yüzden bana acımak yerine benden kork ve benden uzaklaş.Bana yanaşma.Çünkü……çünkü ben seni sevmiyorum.Anlıyor musun her şey yalandı.Ben aptal bir yalancıyım.Seni öldürmek için sana numara yaptım ve şu an yaptığım hatadan dolayı buradayım.Yani amacım seni kurtarmak değil ve Camdan Kral’ı öldürmek.Anlıyor musun?’dedi ve hızlı kolumun altından çıkarak dışarı çıktı.Ben ise dondurulmuş gibi şoka uğramıştım.Her şey hızlı hızlı kafamdan geçiyordu.Tanışmamız,beni kaçırışı,öpüşü,beni öldüreceği gece ve onu ölüme terk ettiğim gün ve ….. bu gün.Ne yani?Her şey yalan mıydı?Bende bu oyunun aptal her şeye inanan sarışını mıydım?Beni her öptüğünde ‘Tanrım,ne aptal kız bu?’ mı diyordu?Ben onu her affettiğimde ‘Bir de sarışınlara aptal derler.’ diye mi düşünüyordu?Ya da ona her baktığımda.Ona her kalbimi açtığımda…Ağladığımı fark etmemiştim.Banyoya doğru hızla yürüdüm.Tam o sırada bileği tutan Ches’i yok sayarak yürümeye devam ettim.Banyo da gördüğüm her şeyi filmlerde ki gibi fırlatarak hıçkırmaya başladım.O kadar sinirliydim ki yerdeki kırık cam parçasını alıp kolumu kestim.Her iki kolumu.Mavi kanım kolumdan süzülüyor,gözyaşlarım yüzümü karıncalandırıyor,tenimi ürperiyordu.Yine içimdeki o patlamayı hissettim ve yavaşla ayağa kalktım.Kendimi doping almış gibi hissediyordum.Koşmak,dolaşmak,dövüşmek!Elimdeki sihir topunu aynaya doğru fırlattım.O anda ayna paramparça oldu ve eridi.Muhteşem bir ses çıktı.Tam o anda Ches kapıyı kırarak içeri girdi.Beni kollarına alarak odaya götürüp yatağa yatırdı. Saçlarımı
okşayarak:
‘Merak etme,her şey geçecek.Korkma.Ben varım.’gibi sözler sarf ediyor beni rahatlatmaya çalışıyordu.Pek bir işe de yaramıyordı.Kolumdaki kesikleri görünce homurdandı ve sargı bezi alarak(Maalesef gömleğini yırtmadı.) kolumu sardı.Konuşmaya başladı:
‘Ne yaptın sen kendine?Onun için değer mi?O aptalın yüzünden.Bunu yapmamalıydın S.Şu an beni de incittin.’ dedi ve hızla ayağa kalktı ve ‘O aptal gününü görecek dedi .’Hayır diye bağırdım ama beni dinlemeyerek dışarı çıktı.Ben ise daha fazla ağlamaya başlamıştım.’Ne yapmıştım ben?’’Nasıl bu hale gelmiştim?’’Eskiden sadece şu aptal aile meselelerinden mızmızlanırken şu an ki halime bak!’’Neden ben?’…
*
Güneş yeniden doğmuş,beni rahatsız ediyordu.Evet,güneşi pek sevmezdim.Bulutlu ve rüzgarlı günler favori günlerimdi.Hava yağmurlu ise hemen patlamış mısır yapar,sıcak çikolatamı kapar ya mtv yi ya cnbc yi açar,mutlu bir şekilde günümü geçirirdim.MTV’de aptal kızların zengin partilerini izler,gülme krizlerine girerdim.Ya da Gossip Girl’de Chuck ile Blair kavga ettiği zaman ağlar,lanetler saydırırdım.Merlin de ise sihirli dünyaya özenerek bakardım.Oysa şu an o sihirli dünyanın içinde kendimi kaybetmiş gibi dolaşıyor,karanlık ruhumu ele geçiriyordu.Karanlığa karşı gelebilir miyimdim bilmiyorum ama hep aydınlık taraf kazanırdı.Belki de ne istediğimi bilmiyordum.Ruhumu tamamen kaybetmiştim.Sadece kararsızlık ve bohemlik!Her şeyi silip,en baştan başlamak isterdim.Ama şu an geçmişi silemezdim ve geleceğe bakmalıydım.Bunun verdiği öz güvenle aynaya doğru ilerledim.Makyajımın aktığını unuttuğum için birden simsiyah bir yüzle karşılaşmak gerçekten korkmamı sağladı.Bunu görünce gülmeye başladım.Yüzümü yıkayıp yine hafif bir makyaj yaptım.Saçlarımı tepeden topladım.Ches’i bulup ondan özür dilemeli,Taylor!a ise aramızdaki her şeyin bittiğini söylemeliydim.Gülümseyerek dışarı çıktım.Red Hot Chili Peppers’dan Californication şarkısını mırıldanarak ilerledim.Her şey muhteşem gidiyordu.İlginçtir 5 dakikadır hiçbir şey olmamıştı.Ya da ben öyle zannediyordum…