tarafından mavi_keßeLeck Çarş. Ağus. 25, 2010 3:26 pm
3.Bölüm
Caroline'ın yaklaştığını gördüm.
Yanıma ulaştığında kollarını boynuma doladı. "Bu kadar çabuk mu gidiyorsun Bir - iki ders daha kalabilirdin. "
"Üzgünüm tatlım. Aile meselesi. "
"Kardeşin iyi mi ? " diye sordu şakaklarını ovuşturan Wes'e bakarak.
"Onun bir tür...migreni var."
"Ah zavallı..." dedi Wes'in saçlarını okşayarak.
"Ben iyiyim." dedi Wes , Caroline'a ...
"Pekala." dedi Wes'in başını bırakarak. "Ben de sizinle gelebilir miyim "
"Ah bilemiyorum...Galiba önce Wes'i hastaneye götürmem gerekecek."dedim geçiştirmeye çalışarak.Çünkü onun gelmesi işi daha da yokuşa sürebilirdi.
"Pekala ben de geleyim hem sana yardım etmiş olurum."dedi o çok masum tavrını takınarak.
"Buna gerek yok.Annemler orada olacaklar."dedi Wes gözlerini kısarak.
Caroline'ı çok güzel ve tatlı bulduğu kesindi ama şu durumda bizimle gelmesi doğru olmazdı...
"Haydi bebeğim." dedi Caroline bana.
"Tamam gel hadi. Wes sen arkaya otur. Yalnız hastaneye gitmeyeceğiz. " dedim ve arabaya geçtik.
"Nereye ?" diye sordu Caroline. Kızlar da ne çok konuşuyordu !
"Bilmiyorum.Öğreneceğiz." dedim kendimi beğenmiş gülümsememle.
Suratı endişeliydi. Of , ne kasıntı kız ama !
Arabayı çalıştırdım ve yola koyulduk.
Birkaç dakika sonra Caroline "Bu kadar endişeli olduğum için özür dilerim tatlım." dedi ve dudaklarıma yapıştı.
Ben de karşı koymadım ve yoldan geçen tekerlekli sandalyeli yaşlı adamı görmedim.
Caroline refleks olarak hemen direksiyonu kırdı.
Karışmasa ne olurdu ki ?!
Bir anda bir ağaca tosladık.Son hatırladığım Caroline'ın kanlar içinde kalmış suratıydı...
Gözlerimi hafifçe araladım.
Başım dönüyor midem bulanıyordu.Ayrıca her yanım acıyordu...
"Acı yok Rocky." dedim kendi kendime bitkince gülümseyerek.
Sağ elimi uzatmaya çalıştım ama o kadar gücüm yoktu.
Şakağımdan süzülen kan sağ gözüme gelmişti.Kafamı sağa yasladım ve gözüme gelen kanı koltuğa sildim.
Bu sırada gözüm Caroline'a takıldı. Her yanı kanlar içince kalmıştı.O sapsarı saçları kana bulanmış ve rengi değişmişti.
Gücüm yettiğince kafamı arkaya doğru çevirdim.Kardeşim Wesley orada yoktu!
Pencereden dışarıya baktım.Bu sırada kardeşimin yerdeki bedenini gördüm...
Zaman durmuş gibiydi...Kendimi hiç olmadığım kadar yalnız hissediyordum...Aslında her zaman yalnızdım...
Ama bu farklıydı.
Bacağımı oynatmaya çalıştım ama başaramadım...Sıkışmıştım...
"Will...yardım et..." diye fısıldadı.
Şükürler olsun ! Canlıydı...
"Birisi yardım etsin !!" diye bağırdım. Sesim oldukça gürdü.
Telefonuma baktım.Kırılmıştı.
Caroline'ınkini aldım cebinden.Ama burada zaten çekmiyordu.
Bu esnada nabzını kontol ettim.Atmıyordu.
"Lütfen !! Birisi bize yardım etsin !!" diye bağırdım.
Benim yüzümden ölmüştü.
Ah , Tanrım !
Tanrım mı ? Ben Tanrı'ya inanmazdım ki.
Her neyse işte , mecaz anlamda.
"Yardım edin !!" diye bağırmaya başladım.
"Hiç kimse yok mu??!! " diye bağırdım.
Sanırım yine her zamanki gib kendi işimi kendim yapmam gerekecekti.
Bacağımı zorlayarak çıkarmaya çalıştım.
Lanet olsun ! Çıkmıyordu !
Bir sürü denemeden sonra çıkarabildim ve kapıyı açıp Wes'in yanına gittim.
"İyi misin ?"
"Harikayım." dedi gülümseyerek.
"Ayağa kalkabilir misin ?"
"Bir deneyeyim." dedi ve bana dayanarak ayağa kalkmaya çalıştı.
Dengesini zor bulup kalktı.
Arabanın kapısını açıp Caroline'ın cansız bedenini kucağıma aldım.
"Çok özür dilerim." dedim alnını öperken.
Yola doğru ilerleyerek gelen bir araba olup olmadığına baktım.
Bir Mercedes 50 metre kadar ilerden geliyordu.Kollarımı kaldırıp yardım çağrısında bulundum.Araba 15 metre kala yavaşladı şöyle bir baktı ve hızla geçip gitti.
"Canın cehenneme lanet olasıca!"diye bağırdım ve yerdeki bir taşa tekme attım.
Bu iğrenç yerde tıkılıp kalmıştık.Caroline ölmüştü ve ben perişan bir haldeydim.Yani ruhen...
Wesley'in yanına döndüm."Sen iyi misin?"diye sordum arabanın bölmelerini karıştırırken.
"Galiba sol kolum kırıldı.Ama iyi sayılırım...Galiba..."dedi koluna ne olduğunu anlamaya çalışırken
Ağaçların arasından kel , yaşlı ve sakallı bir adam belirdi.
Hemen yanına koştum.
"Bize yardım edin lütfen."
"Tabi ki de size yardım edeceğim." dedi. Bu Bay ErdemliKıç'ın sesiydi.
"İnanmıyorum..."dedim ve sağ elimi saçlarımın arasına daldırdım.
"Arkadaşlarını al ve beni takip et William.Ve soru sorma."dedi.Ondan ne kadar tiksinsem de buna mecburdum.
"Caroline?O ne olacak?"diye sordum.Onu burada bırakmazdım...Bırakamazdım...
"Onu da geti.O bize lazım..."dedi ve çalıların arasına daldı.
"Bekle!"diye bağırdım ama dinlemedi.Caroline ı kucağıma aldım ve Wes'e de yanımdan ayrılmamasını söyledim.
İki ağacın arasından geçip gözden kayboldu.
Biz de peşinden gittik.Sonra...