Gece Evi Serisi

Türkiye 'deki en güncel Gece Evi forum sitesine hoş geldiniz!

Sitemizdeki anketleri oylamak ve başlıklara cevap yazabilmeniz için üye olmanız gerekmektedir.

Eğer üyeliğinizi aktif edemiyorsanız Perşembe-Cuma günlerini bekleyin. Her Perşembe ya da Cuma günleri aktif edilmemiş üyelikler yönetim tarafından aktif edilecektir.

Sitemizde iyi vakit geçirmeniz dileğiyle...

Forum Admini: Erdem Fierce

Join the forum, it's quick and easy

Gece Evi Serisi

Türkiye 'deki en güncel Gece Evi forum sitesine hoş geldiniz!

Sitemizdeki anketleri oylamak ve başlıklara cevap yazabilmeniz için üye olmanız gerekmektedir.

Eğer üyeliğinizi aktif edemiyorsanız Perşembe-Cuma günlerini bekleyin. Her Perşembe ya da Cuma günleri aktif edilmemiş üyelikler yönetim tarafından aktif edilecektir.

Sitemizde iyi vakit geçirmeniz dileğiyle...

Forum Admini: Erdem Fierce

Gece Evi Serisi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gece Evi Serisi

Gece Evi Serisi Türkiye Fan Sitesi , Türkiye 'nin Gece Evi


    Book of Nod

    pSych0path}
    pSych0path}
    Moderatör
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 7678
    Kayıt tarihi : 27/04/10
    Yaş : 32

    Book of Nod  Empty Book of Nod

    Mesaj tarafından pSych0path} C.tesi Şub. 12, 2011 11:12 am

    Book of Nod kitabından birebir çeviridir. Kitabın sadece Yaratılış ve Caine'in Vampir Oluşu bölümünü içerir


    İlk zamanları düşünüyorum

    uzun zaman öncesini

    İlk zamanları konuşuyorum

    en eski Babamdan

    İlk zamanların ve Karanlığın çöküşünün

    şarkısını söylüyorum



    Nod’da,

    Cennet’in ışığının

    geceyi aydınlattığı,

    ve ailemizin gözyaşlarının

    yerleri ıslattığı yerde



    Her birimiz kendi yolumuzda,

    yaşama hazırlanıyor

    ve topraktan besinimizi alıyorduk



    Ve ben, ilk doğan Caine, Ben,

    keskin şeylerle,

    kara tohumlar ektim

    onları toprakta ıslattım

    onlara baktım, büyümelerini izledim



    Ve Abel, ikinci doğan Abel

    hayvanlara baktı

    kanlı doğumlarına yardım etti

    onları besledi, büyümelerini izledi



    Benim kardeşim, onu sevdim,

    O en zekiydi,

    en sevimliydi,

    en güçlüydü.

    O tüm neşemin ilk parçasıydı.



    Sonra bir gün

    Babamız bize dedi ki,

    Caine, Abel

    Yukarıdaki’ne kurban vermeniz lazım –

    sahip olduğunuz her şeyin

    ilk parçasının hediyesi



    Ve ben, ilk doğan Caine, Ben

    gevrek filizleri topladım

    en parlak meyveleri

    en tatlı çimenleri



    Ve Abel, ikinci doğan, Abel

    en genci kesti,

    en güçlüyü

    en tatlı olan hayvanını



    Babamızın sunağı üzerinde

    kurbanlarımızı yatırdık

    ve onların altında bir ateş yaktık

    ve dumanın onları taşımasını izledik

    Yukarıdaki Tek olana



    Abel’ın kurbanı, ikinci doğanın,

    Yukarıdaki Tek olana güzel koktu

    ve Abel kutsandı.

    Ve, Ben, ilk doğan Caine, Ben

    sırtımdan vuruldum

    zalim bir söz ve lanetle,

    kurbanım değersiz görüldüğü için.



    Abel’ın kurbanına baktım,

    hala tütüyor, et, kan.

    Ağladım, gözyaşlarımı tuttum

    gece gündüz dua ettim



    Ve Babamız

    tekrar kurban zamanı

    geldi dedi



    Ve Abel,

    genç olanını,

    tatlı olanını

    en sevdiğini sundu

    sunak ateşine



    Ben götürmedim

    en genç olanını,

    en tatlısını

    Yukarıdaki Tek olanın

    istemeyeceğini bildiğim için



    Ve kardeşim,

    sevdiğim Abel

    bana dedi ki

    “Caine, getirmemişsin kurbanını,

    sahip olduğun her şeyin

    ilk parçasının hediyesini

    Yukarıdaki Tek için

    sunak taşında yakmaya.”



    Sevgi gözyaşları akıttım,

    keskin şeylerle,

    kurban ettim tüm neşemin ilk parçasını,

    kardeşimi.



    Ve Abel’ın kanı

    sunak taşını kapladı

    ve güzel koktu

    yandığı gibi



    Fakat Babam dedi ki

    “Lanetli olan, Caine,

    kardeşini öldürmüş olan.

    Benim gibi

    sen de kovulacaksın.”



    Ve ben Karanlıkta amaçsızca dolaşmam için

    Nod diyarına sürdü.



    Karanlıkta uçtum

    Işık kaynağı göremedim, korktum.

    Ve yalnızdım.







    Lilith’in Gelişi



    Karanlıkta yalnızdım

    Ve açlık hissettim.

    Karanlıkta yalnızdım

    Ve soğuğu hissettim.

    Karanlıkta yalnızdım

    Ve ağladım.



    Sonra oradan bana geldi

    hoş bir ses,

    tatlı bir ses,

    Yardımın kelimeleri.

    Bitişin kelimeleri.



    Bir kadın, karanlık ve sevecen,

    gözleri oyulmuş,

    Karanlığın içinden bana geldi.



    “Hikayeni biliyorum Nod’lu Caine.”

    dedi gülümseyerek.

    “Açsın. Gel! Benim yiyeceğim var.

    Üşümüşsün. Gel! Benim giysilerim var.

    Üzgünsün. Gel! Benim rahatlığım var.”



    “Kim benim gibi Lanetli birini rahatlatabilir?

    Kim beni giydirir?

    Kim beni besler?”



    “Ben Babanın ilk karısıyım,

    Yukarıdaki Tek olanı reddeden

    ve Karanlığın içinde Özgürlüğe kavuşan.

    Ben Lilith’im.



    Bir zamanlar, ben de üşüdüm,

    ve benim için sıcaklık yoktu.

    Bir zamanlar, ben de açtım,

    ve benim için yiyecek yoktu.

    Bir zamanlar, ben de üzgündüm,

    ve benim için rahatlık yoktu.”



    Beni aldı, beni besledi.

    Beni giydirdi.

    Onun kollarında, rahatlığı buldum.

    Ağladım,

    gözlerimden kanlar süzülene kadar

    ve O, onları öperek aldı benden.





    Lillith’in Büyüsü



    Ve bir süreliğine

    Lilith’in Evi’ne yerleştim

    ve sordum ona

    “Karanlığın Dışında,

    nasıl inşa ettin bu yeri?

    Nasıl yaptın giysileri?

    Nasıl yetiştirdin yiyecekleri?”



    Ve Lilith gülümsedi ve dedi ki,

    “Senden farklı olarak, ben Uyanmıştım.

    Etrafında Örülen ağları görürüm.

    Gücün dışında olan ihtiyaçlarımı yaparım.”



    “Beni de Uyandır, Lilith,” dedim.

    “İhtiyacım var bu Güç için.

    Sonra, kendi giysilerimi yapabilirim,

    kendi yiyeceğimi yapabilirim,

    kendi Evimi yapabilirim.”



    Kaygı Lilith’in alnını kırıştırdı.

    “Uyanışının sana ne yapabileceğini bilmiyorum,

    Baban tarafından gerçekten Lanetlendiğin için.

    Ölebilirsin.

    Sonsuza kadar değişebilirsin.”



    Caine dedi ki,

    “Güç olmadan yaşam,

    tam bir yaşam olmayacak.

    Hediyelerin olmazsa ölebilirim.

    Senin Kölen olarak yaşamayacağım.”



    Lilith beni sevdi, bunu biliyordum.

    Lilith sorduğum her şeyi yapardı,

    buna rağmen bunu istemedi.



    Ve Lilith, parlak gözlü Lilith,

    beni Uyandırdı.

    Kendini bir bıçakla kesti

    akıttı benim için kanını bir kaseye.

    Susamışça içtim. Tatlıydı.



    Ve sonra Cehennem’e düştüm.

    Sonsuza kadar düştüm,

    düştüm Karanlığın en dibine kadar.







    Caine’in Baştan Çıkarılması



    Ve Karanlıktan

    parıldayan bir ışık geldi

    gecenin içinde bir ateş.

    Ve büyük melek Mikail

    bana kendini gösterdi.

    Korkmadım. Ne işi olduğunu sordum.



    Mikail, Cennetin Generali,

    kutsal Alev’in taşıyıcısı,

    bana dedi,

    “Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu, suçun büyük,

    ve Babamın merhameti de büyük.

    Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

    ve O’nun merhametinin seni yıkayıp temizlemesine

    izin vermeyecek misin?”



    Ve Mikail’e dedim ki,

    “Yukarıdaki Tek olanın lütfuyla değil,

    kendim gururumla yaşayacağım.”



    Mikail lanetledi beni, dedi ki,

    “O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

    sen ve senin çocukların yaşayan ateşimden korkacak,

    ateşim sizi derinden yakıp, etinizin tadını çıkaracak.”



    Ve sabah, İsrafil geldi

    alev kanatlarıyla,

    ufku aydınlatan,

    Güneşin sürücüsü,

    koruyucusu Doğu’nun.



    İsrafil konuştu,

    “Caine, Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

    kardeşin Abel seni ve günahlarını affetti.

    Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

    her şeye kadir olanın merhametini kabul edecek misin?”



    Ve İsrafil’e dedim ki

    “Abel’ın affıyla değil,

    ancak kendimi affedersem var olabilirim.”



    İsrafil lanetledi beni, dedi ki,

    “O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

    sen ve senin çocukların gün doğumundan korkacak,

    ve güneşin ışıkları seni ateş gibi yakmak için arayacak

    nerede saklanırsan saklan.

    Şimdi Saklan, Güneşin gazabını senin üzerine göndermesi için.”



    Fakat bu topraklarda saklanacak bir yer buldum

    ve Güneşin yakıcı ışıklarından saklandım.

    Derinlerinde toprağın, Dünyanın Işığı

    Gecenin dağları arkasında saklanana kadar uyudum.



    Günlerce süren uykumdan uyandığımda,

    nazikçe çırpınan kanatların sesini duydum

    ve Azrail’in siyah kanatlarını gördüm etrafımı kaplamış halde-

    Azrail, biçici, Ölümün meleği,

    karanlıkta yaşayan kara Azrail.



    Azrail sessizce konuştu, bana dedi

    “Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

    her şeye kadir olan Tanrı seni ve günahlarını bağışladı.

    Onun merhametini kabul edip

    seni almamı ve seni lanetsiz bir şekilde

    ödülüne götürmemi kabul eder misin?”



    Ve kara kanatlı Azrail’e dedim ki,

    “Yukarıdaki Tek olanın merhametiyle değil,

    kendi merhametimle yaşayacağım.

    Ben ne isem oyum, ben ne yaptıysam yaptım,

    ve bu hiçbir zaman değişmeyecek.”



    ve sonra, korkunç Azrail yoluyla

    her şeye kadir Tanrı beni lanetledi, dedi ki.

    “O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

    sen ve senin çocukların Karanlığa tutunacaklar.

    Sadece kan içeceksin

    Sadece kül yiyeceksin

    Her zaman ölümde olduğun gibi olacaksın,

    Hiç ölemeden, yaşamaya devam edeceksin.

    Sonsuza kadar karanlıkta yürüyeceksin,

    dokunduğun her şey ufalanarak yok olacak,

    son güne kadar.”



    Kederli bir şekilde feryat ettim,

    bu korkunç lanete ve

    etimdeki yırtılışa.



    Kan ağladım.

    Gözyaşlarımı bir kasede topladım

    ve içtim.



    Hüzün içeceğimden

    kafamı yukarı kaldırdığımda

    büyük melek Cebrail,

    nazik Cebrail,

    Cebrail, Merhametin Efendisi

    bana göründü.



    Ve büyük melek Cebrail bana dedi ki,

    “Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

    Farkına var, Babamızın merhameti

    senin tahmin edebileceğinden daha büyük

    hatta önünde Merhametin yolu açıldı,

    ve sen bu yola Golconda diyeceksin.

    Ve bunu çocuklarına anlat,

    bu yoldan gelip,

    tekrar Işıkta yaşayabilirler.”



    Ve bununla birlikte, karanlık kalktı,

    bir maske gibi

    ve tek ışık

    Lilith’in parlak gözleriydi.



    Bana bakıyordu, biliyordum

    ve Uyanmıştım.



    Enerjim bana doğru akın ettiğinde

    nasıl şimşek kadar hızlı hareket edeceğimi [Sürat]

    nasıl dünyanın gücünü ödünç alabileceğimi [Güç]

    nasıl taş gibi olabileceğimi [Dayanıklılık]

    keşfettim.

    Bir zamanlar aldığım nefes gibiydiler.



    Lilith sonra bana

    avcılardan kendini nasıl sakladığını [Şaşırtmak]

    itaate nasıl emredeceğimi [Hükmetmek]

    ve nasıl saygı talep edeceğimi [Duruş]

    gösterdi.



    Sonra, Uyanışımla birlikte,

    şekil değiştirmenin yolunu [Değişkenlik]

    hayvanlara hükmetmenin yolunu [Hayvanlık]

    gözlerimle geçmiş görüşleri izlemenin yolunu [Himaye]

    buldum.



    Sonra Lilith geldi ve durmamı emretti, dedi ki,

    sınırlarımı aşmışım,

    çok ileri gitmişim

    varlığımı tehdit etmeye başlamışım.



    Güçlerini kullandı ve bana durmamı emretti.

    Güçleri yüzünden, onu dinledim,

    fakat derinlerimde bir yerde bir tohum ekildi,

    isyanın tohumu

    Bir Gece, kendime geldiğimde,

    sonsuz imkanları gördüm yıldızlarda

    ve biliyordum ki

    gücün yolu ve kanın yolu

    onlara sahip olmam için bekliyordu,

    ve fark ettim ki bu Son Yol,

    diğer yolların yetişip büyüyeceği yoldu.



    Yeni güçlerimle,

    beni Karanlığın Hanımına bağlayan bağları kırdım,

    o gece Lanetliler Kraliçesini bıraktım,

    kendimi gölgelerde gizleyerek,

    Nod diyarından kaçtım

    ve sonunda bir yere geldim,

    onun iblislerinin bile bulamayacağı bir yere.

    Alıntı.

      Forum Saati Cuma Nis. 19, 2024 8:01 pm